Yıllar önceki bir yazımda, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın “gelmiş geçmiş en başarılı bakan” olduğundan bahsetmiştim. Onu, yaptığı hizmetlerle zoru hemen başaran, imkânsızı ise biraz uğraştıktan sonra, yine başaran kişi olarak tanıdım. Tanıdığım bütün iş adamlarının da onun hakkındaki görüşleri benimki gibi.
Binali Bey ile doğrudan görüşme olanağı elde etmedim. Ancak, bir keresinde, 2006 yılında, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı basit bir iş için telefonla aramış, daha doğrusu, sekreterlerine not bırakarak, mümkünse beni aramalarını rica etmiştim. Sekreterleri, kendi adlarını da vererek, aradığımı makama ileteceklerini söylediler. Ben yine de, Yıldırım’ın veya bürokratların beni geri arayacaklarını beklemiyordum. Alışık olmadığım bir davranış gerçekleşti. Binali Yıldırım, beni aradı ve konu ile ilgileneceğini söyledi. Üstelik, ilgilendi de... “Aranınca bulunan adam” olmak, üstelik işi takip edip, halletmek kolay bulunur meziyet değil.
İmkansız sadece kelime
Binali Bey, şimdi Başbakan. Uzlaşma ve birleştirme kültürü, onunla beraber geldi. Tüm komşularımızla, muhalefetle, yeniden barıştık. Karşılıklı bağrışmanın yerini, anlaşma aldı. Anlaşılan, Binali Bey için “Bir bir eden, ikiden daha büyük üç yok.”
Müsamaha, işbirliği ve anlaşma, her şeyden önemli. Üstelik, işbirliğini şakalaşarak, mutlulukla, arkadaşça yapıyoruz. Bir keresinde Recep Akdağ, yarı şaka yarı ciddi olarak, bazı bakanların “patron”, bazılarının ise “hademe bakan” olduğunu söylemişti. Bu söylem, Binali Bey’in yakıştırmasıymış. “Patron bakanlar” istedikleri gibi para harcarlarken, “hademe bakanlar” sürekli onların kapılarını aşındırırlarmış.
Bugün, büyük yatırımlar, bir bir devreye giriyor. Şimdiye kadar, iki büyük köprü açıldı. Anlaşılan, Binali Bey için “İmkânsız yalnızca bir kelime.”
Binali Bey, pes etmek nedir bilmiyor. Son 15 yılda gerçekleştirilen alt yapı yatırımlarının tümünde Binali Bey’in imzası var. Alt yapı sorununu kolaylamış nadir ülkelerden birisiyiz. Amerika Birleşik Devletleri’nde bile, eskiyen alt yapının yenilenmesi en büyük sorun olarak duruyor. Binali Bey, bir keresinde, “Bugün karayolu, demiryolu, havayolu taşımacılığı ülkelerin ekonomisi için ne kadar önemliyse, ülkelerin fiber iletişim altyapısının geliştirilmesi ve dördüncü bir kalem olarak ele alınması da aynı derecede önem taşıyor” demişti.
Binali Yıldırım, tam bir ekip adamı. Kimseyi geride bırakmıyor. Birisinin yapacağı hatanın cezasını, herkesin çekeceğini biliyor. Onun tek seçeneği var: Başarmak... Aynen, bir savaşçı gibi...
O, acısız başarı olmayacağının da bilincinde...