"Hayat Devam Ediyor . . . "

22 Mayıs 2014

Her sabah yeni bir kedere, acılı haberlere uyanırken, sanatın içine girmek, güzel yerler gezmek, güzel işler görmek, bunları mevzu bahis etmek zorlaştığında, gazeteci Selin Girit’in geçen sene TEDxReset konuşmasındaki sözleri aklıma geliyor:

“Türkiye ne zaman kritik bir kavşaktan geçmedi ki?”

Öyle . . .

Ülke durmaksızın kritik kavşaklarda; birini döndük, bunu da kotardık derken, bir diğeriyle karşılaşıyoruz. Düz yollar hep kısacık, hatta bazen an kadar.

Etrafımdaki çoğu kişi gibi ben de kırılmış ruhumla sessizce geçirir, geçiştirirken şu son bir haftayı, rengarenk bir sergide buldum kendimi:

Pınar Kalem’in “Hayat Devam Ediyor . . .” sergisi.

Rengarenk bir sergi. İnsanın içine su serpen cinsten. Anlam oyunları, çözülmesi gereken zor felsefeler yerine sanatçı, hislerini dolaysız yoldan yansıtmayı tercih etmiş. Her bir tabloda, iyilik, güzellik ve umut, karmaşıklaştırılmadan, en duru halleriyle geçiyor karşıdakine. Tam da “gerçek” hayatta olması gerektiği gibi. Başlığın sonundaki üç noktadan da anlaşılacağı üzere, tam da özlendiği ve beklendiği gibi . . .

Sanatçının spatula tekniğiyle yaptığı son dönemdeki çalışmalarını konu alan sergide, coşkular ve anlar, tuvaller

Yazının Devamı

3 Ödül, 1 Yarışma – Edebiyat Dünyasından 4 Haber

8 Mayıs 2014

Hayat, teknolojiden sebep bir çeşit kolaylaşıp, bir yerde de “uçucu”laşırken, anlardan, yaşananlardan kalan izler hala edebiyattan, sanattan . . . Öyle de olmaya devam edecek . . .

İşte edebiyata dair son zamanlardan dört iyi ve yeni haber:

Ankaralı Öyküler

Haberini ta sene başında vermiştim, sabırsızlanarak. Günü geldi, çattı; 14. Uluslararası Ankara Öykü Günleri başladı bile! Ve arada bir de ödül haberi geldi:

7 Mayıs’ta başlayıp 12 Mayıs’a kadar öykü, esin ve heves saçacak olan serüven son hızla sürerken, derneğin ilk kez bu sene başlayan ve her sene tekrarlanmasına karar verilen öykü ödülünün sonuçları belli oldu.

Füruzan, Nursel Duruel, Ömer Türkeş, Özcan Karabulut ve Ayşegül Tözeren‘den oluşan seçici kurul, Mehmet Ergün‘ü “kendine has bir kurgu dünyası kurabilmiş” olması ve Murat Saat‘i “el yakan insani durumları ele alış biçimindeki incelik” nedeniyle ödüle layık buldu.

Mehmet Ergün, 1977 doğumludur; üniversite yıllarında Arayış Tiyatro Topluluğu, devamında İstanbul’da Tiyatro Firez çatısı altında çeşitli oyunların yönetmenliğini üstlenmiş, 2008 yılında Mülksüzler isimli aylık siyasi derginin yayınına yazar olarak katkıda bulunmuştir. Halen İngilizce

Yazının Devamı

"Hiçbir Şey Aşktan Daha Önemli Değildir"

23 Nisan 2014

“Temelde benim filmlerimde yinelenen iki nota budur: yürek dağlayan aşk ve hafiflik”

Dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in ilk romanı İstanbul Kırmızısı’nda geçen, kendi işinin özüne, ruhuna ilişkin bir cümle; ilham verici!

Yaklaşık 140 sayfalık kitabı –romandan ziyade, bir novella bu- akşamüstünden sabaha bitirdim, pek çok cümlenin altını çizdim, buraları yeniden ve yeniden okudum, sürüklendim, bitmesin istedim ve hikaye nihayete erdiğinde üstümde Özpetek’in o büyük, ferah ve duygulu filmlerinden esen büyülü rüzgar kaldı.

Zaman Gezi, mekan İstanbul!

Kitabın karakterleri aynı uçak ile bir süreliğine İstanbul’a geliyor. Zaman “Gezi” zamanı. Etraf karışık, etraf esin dolu, etraf aşk dolu. Her yerde slogan, her yerde şiir. Şiir de sokakta, aşk da sokakta. Özpetek’in ilhamlı, kardeş ve sevgili kalabalıkları kitapta da karşımıza çıkıyor.

İki ana karakterin ilki, birinci tekil şahıstan konuşan, hikayesinden yola çıkarak yazarın kısmen veya bizzat kendisi olduğunu düşündüğümüz “Ünlü Yönetmen”. İlk aşkı Yusuf’u, büyümeyi ve erkek olmayı, babadan gelen baskıyı, annenin aşka hasretini ve desteğini anlatıyor hikaye. İlk aşkın sonu hüzne eriyor:

“Bir ittifaktı bizimki,

Yazının Devamı

TEDxReset Yine Sıfırlayacak!

15 Nisan 2014

TEDxReset bu sene, hem ülkede, hem de dünyada devam eden sosyal, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin tam ortasında duracak ve “Ya Şimdi?” sorusunu soracak.

18-19 Nisan'da “Ya Şimdi?” teması çerçevesinde, TİM Show Center’da düzenlenecek konferansta ortalama 15’er dakikalık 38 sahne oturumunda, 36 konuşmacı ve 6 müzik/dans performansı sahne alacak. 1.5 günü 6 oturuma bölen konferansta “big data”, bio-teknoloji, imece atölyeleri, şehircilik, bağımsız basın, dünyayı değiştirebilecek yeni tasarım anlayışları, çağdaş sanatın teknolojiyle iç içe geçtiği ara kesitler, alternatif iş ve yaşam modelleri, sivil toplumun gücü, müzik, dans ve hem dünyada hem de lokalde mucizeler yaratan hikayeler konuşulacak.

“SIFIRLAMAK” DERKEN?

Tam 26 yıldır devam eden ve dünyanın önde gelen düşünürlerinin, bilim insanlarının, sanatçıların, tasarımcıların konuşmacı olarak katılarak kendi ilham verici, yaratıcı, yenilikçi fikirlerini ve öykülerini cesurca paylaştığı TED Konferansları, ülkemizde de esin vermeye devam ediyor.

TED Konferansları 5 senedir Küratör Ali Üstündağ önderliğinde ve tamamen gönüllü bir ekibin emeği ile Türkiye’de TEDxReset ismiyle gerçekleştiriliyor. TEDxReset, ilk kez 2010

Yazının Devamı

"Bu Benim Karım Değil, Komiser!"

12 Nisan 2014

İlk defa gittiğiniz bir yerde karınız kaybolsa ne yaparsınız?

Ve siz çaresizlik içinde kıvranırken, ansızın ortaya çıkan bir kadın karınız olduğunu iddia etse?

Peki ya, polis de dahil etrafınızdaki tek bir kimseyi bile durumun bir düzmeceden ve sahtekarlıktan ibaret olduğuna inandıramazsanız?

Yandınız!

“Yalnız bir adam için tuzak”, Fransız yazar Robert Thomas tarafından yazılmış ve ilk kez 1960’da yayınlanmış bir polisiye komedi. Bir dağ kasabasına balayına gitmiş yeni evli çiftin sır ve komedi dolu öyküsü.

Mösyö Corban Bir Deli Midir? Yoksa Tüm Bunlar . . . ?

Karısı ansızın ortadan kaybolan Mösyö Corban, durumu polise bildirir. Çaresizdir ve neredeyse umutsuz. Sevgili karısıyla üç ay önce evlenmişlerdir ve şimdi biricik Elizabeth’i, hiç bilmedikleri bir yerde kayıplara karışmıştır. Mösyö, ne yapacağını bilmez vaziyette viskileri bardak bardak götürürken, rahibin teki çıkagelir.

Rahibin dediğine göre Bayan Corban bulunmuştur. Gelgelelim, ortaya çıkan kadın Elizabeth değildir. Komiser yeniden çağrılır ve tek tek ifadeler alınır. Evin içinde suçlamalar, hakaretler, sinir krizleri ve bağrış çağrış havada uçuşmakta, herkes kendi derdini anlatmaya çalışmaktadır.

Yazının Devamı

"Boynumuz Kıldan İnce Değil"

3 Nisan 2014

“Kadınlar narindir, kırılgandır, değerlidir. Bir kadında kocaman bir yürek, sevdikleri için kıldan ince bir boyun vardır. Ancak hiç bir haksızlığın, dayatmanın, sevgisiz adamların gösterdiği şiddetin, toplum baskısının karışısında boyunları kıldan ince değildir.”

Funda Alkan Cumbul, “Boynumuz Kıldan İnce Değil” sergisinin tanıtım yazısında böyle sesleniyor; misafirlerine, kadınlara ve erkeklere, topluma, yaşamın ta kendisine . . . Ve belki de sık sık hatırlamak üzere bir kadın olan kendisine bile . . .

1956 yılında İzmir’de doğan sanatçının Teşvikiye Derinlikler Sanat Merkezi’ndeki 19 eserden oluşan kişisel sergisinin açılışı 27 Mart'ta yapıldı. 1979 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Resim Bölümü Grafik Ana Sanat Dalından mezun olan Cumbul, İzmir Özel Türk Koleji ve Obje Sanat Galerisi’nde resim öğretmenliği yapmış. Geleceğin kadının ellerinde olduğuna inanıyor . . .

Özlem ve Direniş

Sergiyi gezmeye başlar başlamaz, arada bir anımsanan ve sonra çarçabuk unutulan kadın ve gerçeğini seyretmeye başlıyor insan . . .

Resimlerdeki çoğu saçsız, dolgun dudaklı, pembe ve mavi tenli kadınların güzel gözlerinden ve boyunlarından siyah uzun şeritler

Yazının Devamı

Kaçmaz: Hala Devam Eden 5 Sergi

26 Mart 2014

Bir yandan 'memleket işleri' gecemiz gündüzümüz olmuşken, diğer yandan insanoğlunun en gerçek ve sınırsız besin kaynaklarından sanat, ülkede doludizgin devam ediyor.

İşte henüz devam eden ve kaçırmak istemeyeceğiniz 5 nefis sergi:

1. Yansıma ve Buluşma - 5 Nisan’a dek

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü felsefesine baz almış, erkek sanatçıların yapıtlarında kadın kişiliğini ve sorunlarını arayan bir karma sergi.

Yansıma ve Buluşma’da 2013 yılında tanıştığımız “Gezi Ruhu”nun çoğulcu, bütünleştirici, dayanışmacı ve buluşmacı tavrının ardından Kadınlar Günü’ne bambaşka ve çok daha zengin bir algı ve duygu birliği ile bakabilmenin gerekliliğinden bahsediliyor.

“bir yazar erkek olmalı ve karısı ona yardım etmeli ki, bu hep böyle oluyor, ama bir erkek sadece benim yazı yazmam için bana bakar mı?”

Argun Okumuşoğlu, “Yalnız Kalpler” serisinden “Sevim Burak” çalışmasıyla Çağdaş Türk edebiyatının acılı, cefakâr ama direngen bir yazarını yad ederek emekçi kadınlara bir selam gönderiyor.

Sergide yer alan diğer eser sahibi sanatçılar;

Yazının Devamı

Gerçek Bir Kara Komedi ve Dram: "Aile Sırları"

14 Mart 2014

“Hayat çok uzun.”

T.S. Elliot’ın “The Hollow Men” şiirindeki ufacık bir cümlesi ile başlıyor film . . .

“Life is very long”

Son zamanlarını kitaplarına adamış, yaşlı bir şair . . .

İlaç bağımlısı, kanser hastası eşi; heyheyleri üstünde, dilinin kemiği yok . . .

Ağustos. Cayır cayır sıcak. Oklahoma.

Derken . . . Şair kayıp!

Weston ailesi toplanıyor . . .

Yazının Devamı