Bir yandan 'memleket işleri' gecemiz gündüzümüz olmuşken, diğer yandan insanoğlunun en gerçek ve sınırsız besin kaynaklarından sanat, ülkede doludizgin devam ediyor.
İşte henüz devam eden ve kaçırmak istemeyeceğiniz 5 nefis sergi:
1. Yansıma ve Buluşma - 5 Nisan’a dek
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü felsefesine baz almış, erkek sanatçıların yapıtlarında kadın kişiliğini ve sorunlarını arayan bir karma sergi.
Yansıma ve Buluşma’da 2013 yılında tanıştığımız “Gezi Ruhu”nun çoğulcu, bütünleştirici, dayanışmacı ve buluşmacı tavrının ardından Kadınlar Günü’ne bambaşka ve çok daha zengin bir algı ve duygu birliği ile bakabilmenin gerekliliğinden bahsediliyor.
“bir yazar erkek olmalı ve karısı ona yardım etmeli ki, bu hep böyle oluyor, ama bir erkek sadece benim yazı yazmam için bana bakar mı?”
Argun Okumuşoğlu, “Yalnız Kalpler” serisinden “Sevim Burak” çalışmasıyla Çağdaş Türk edebiyatının acılı, cefakâr ama direngen bir yazarını yad ederek emekçi kadınlara bir selam gönderiyor.
Sergide yer alan diğer eser sahibi sanatçılar;
Serhat Kiraz, Ahmet Elhan, Alaattin Aksoy, Esat Tekand, Balkan Naci İslimyeli, Murat Morova, Yusuf Taktak, Kenan Sunar, Ahmet Öktem, Şükrü Karakuş, Halil Akdeniz, H. Avni Öztopçu ve Koray Ariş
Küratörlüğünü sanatçı Bilge Alkor'un yaptığı sergide, Murat Morova'ya ait "Kader" isimli yapıtın tüm geliri, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'na bağışlanacak; bilgilerinize sunulur.
Bakalım tüm bu "değişim" sürecinin ardından kadının erkekteki yansıması nasıl seyrediyor, seyredecek? Görülmeye değer bir sergi . . .
Mine Sanat Galerisi
Teşvikiye Mah. Prof. Dr. Müfide Küley Sok. No:1/1 Yasemin Apt. D:5 34365 Nişantaşı, Şişli/İstanbul
2. Algı Makinesi – 5 Nisan’a dek
“Bizleri çevreleyen, mekansallaşarak tüm algılarımızı ele geçiren nesneler dünyası ile yabancılaşmamızı engellemenin bir imkanı var mıdır?”
“Biz içine nakşolduğumuz, kendi ürettiğimiz kültürel dünyanın mutlu veya mutsuz birer esiri olarak yaşamayı neden ısrarla tercih ederiz?”
“Elimizdeki tek kaçış çizgisi doğaya kaçış anlamına mı gelir?”
“Mimarlar ve tasarımcılar köksapsal akışkan planlamalar ve yapılar düşünedururken içinde yaşamaya devam ettiğimiz, karşılığını en büyük ölçekte modern kentlerde bulan bu geometrik düzene sanatsal bir diyalog içinde ne gibi cevaplar verilebilir?”
İnsanoğlunun estetik kavramının zorlama ve normlar ile mi, yoksa içten gelen ve kendine özgü bir tavırda mı devam edeceği, dünya başını almış giderken bazılarının hala merceğinde.
Nesnelerin dünyasına sorgulu sualli bir giriş yapmak üzere, çağdaş sanatın üç genç ismi Bahadır Çolak, Ceylan Öztürk ve Sevgi Kesmen’in karma sergisine uğramakta şüphesiz fayda var.
Alanİstanbul
Asmalı Mescit Caddesi.No:5/2 Tünel – İstanbul
3. Leylak Şarabı - 12 Nisan’a dek
Bundan iki yıl önce Nina Simone ve David Bowie’den aldığı ilham ile yarattığı eserlerini ‘Wild is the Wind’ ismi altında bir araya getirerek, Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturan Hayal İncedoğan’ın yeni kişisel sergisi “Leylak Şarabı”, henüz devam eden sergilerden . . .
Köklerinde edebiyat, çağdaş Rock müziği ve botanik gibi farklı unsurlara rastlayabileceğiniz eserlerde, aşktan kaynaklı duygusal şiddet, fedakârlık, sadakat ve yalnızlık gibi duyguları bir arada sorgulamak mümkün.
Sergide plastik anlamda alternatif çeşitlilik bol: Fotoğraf, tuval, neon, ayna ve video yerleştirme gibi pek çok eleman, belli bir armoni ve ruhsal mimarî kaygı ile kullanılıyor.
Bireysellik, gerçekçilik, duygusallık, kadınsılık, cüretkarlık ve daha pek çok "meydan okuyan" duyguyu Hayal İncedoğan’ın sergisinde yakalamak mümkün.
art ON
Sair Nedim Caddesi No: 4 Akaretler 34307 Besiktas, Istanbul / TURKEY
4. Picasso
Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler – 20 Nisan’a dek
“Ben beyaz bir babadan ve Endülüslü küçük bir bardak can suyundan doğdum, ben Málaga’nın benim soyumu sürdüren başı yasemin çiçeklerinden bir taçla bezeli boğası Percheles’te on beş yaşında bir kızın kızının kızı olarak dünyaya gelen anneden doğdum.”
Pablo Ruíz Picasso’nun kız kardeşleri, teyzeleri, hatta meydanda uçuşan güvercinler ile oynadığı oyunlara mesken olan, duvarları resim kokulu evlerdeki anılara eşlik etmek istemez misiniz?
Mario Virgilio Montañez Arroyo küratörlüğünde derlenen seçki, 1881 yılında doğan büyük sanatçının sonsuz arayışlarla dolu yarım asırlık yaratım dünyasının bir yansıması niteliğinde.
Picasso'nun 1923 ve 1969 yılları arasında kullandığı kalıpları, tekniği ve tarzı panoramik bir bütünlük içinde sunan sergide, Picasso Vakfı, Picasso Evi Müzesi Koleksiyonu’ndan derlenen gravürleri seyredalacaksınız . . .
Bana sorarsanız, sergideki en değerli parçalar, Picasso’nun çocukluğunda sahip olduğu kişisel eşyalar!
Fazla söze gerek var mı?
Pera Müzesi
Meşrutiyet Caddesi No.65
34443 Tepebaşı - Beyoğlu – İstanbul
5. Aklın Uykusu – 27 Nisan’a dek
Serginin başlığı, bir çoğunuzda hemen çağrışım yaratacağı üzere, Goya'nın "The Sleep of Reason Produces Monsters" (Aklın Uykusu Canavarlar Üretir) başlıklı gravüründen esinlenme . . .
"Aklın Uykusu", Marc Quinn'in 1999 yılından bu yana ürettiği 30'dan fazla yapıtı biraraya getiriyor.
Sergi, sanatçının 1990'lardan bu yana üretiminde ele almayı sürdürdüğü tarih, zaman ve mekân, beden ve kimlik gibi konulara odaklanırken; doğayla kültür ve sanatla bilim arasındaki ilişkiyi ve sanatın teknolojiye bağımlılığını da tartışmaya açıyor.
Varoluş ve yokoluş, hayat ve sanatın birbirine değdiği her nokta ve Marc Quinn’e özgü insanlık tarihine, yaradılış sürecine, evren ve zaman kavramlarına göndermeler hakkında yine bol bol düşüneceğiniz aşikar.
Küratör Selen Ansen, "Aklın Uykusu" sergisini, "iç"le "dış" arasındaki bir geçiş alanı olarak "eşik" kavramı etrafında kurgulamış. Sergi, "iç" ve "dış" kavramlarının tarihsel ve kültürel inşasını merkezine alarak, dünyayı algılayışımızı belirleyen kategorilere, kendimizi inşa ederken "dışarı"yla ve "öteki"yle kurduğumuz ilişkilere dair pek çok gönderme içeriyor . . .
Arter
İstiklal Cad. No: 211, Beyoğlu
Fotoğraf: Marc Quinn, Aklın Uykusu Sergisinden, http://www.arter.org.tr/W3/? 'dan alınmıştır.