Sürekli zayıflamaya çalışan, kendine pek çok yiyeceği yasaklayan, yasakladıkları aklından bir türlü çıkmayan, sonunda kendini tutamayıp yasaklara saldıran ve yine başa dönen... Hepimiz biraz böyleyiz artık. Ama şimdi “Korkma, ye” diyen biri var
Kısa bir süredir elden ele dolaşan ve okuyanları şaşırtan bir kitaptan söz etmek istiyorum bugün. İnkılap Yayınevi’nden çıkan kitabın adı ‘Korkma Ye!’ Önerisi, Vata prensibiyle incelmek. Yazarı Zaza Yurtsever her ayın iki haftasını Berlin’de, iki haftasınıysa İstanbul’da geçiren bir psikolog. Gerçi kendisini daha önceki çalışmalarından da tanıyoruz ama kilo konusuyla ilgili yazdıkları, bugüne kadar bütün bildiklerimizi alt-üst edecek cinsten.
Her şeyden önce bildiklerimizin aksine diyetlerin insanları zayıflatmadığı gibi, uzun vadede şişmanlattığının altını çiziyor:
“Diyete maruz kalmış bir beden, diyet bittikten sonra genelde birkaç kilo daha fazla biriktirir. Mesela 80 kiloyla diyete başlayıp iki ay içinde 60 kiloya indiğinizde diyetten sonraki dönemde 83-84 kiloya çıkarsınız. Bir sonraki sezon tekrar radikal bir diyetle 60 kiloya inersiniz ama diyetten sonra 86-87 kiloya çıkarsınız. Çünkü sizin diyet diye adlandırdığınız
Son beş ayda sıkı bir kampa giren Gülşen, 48 kiloya indi. Her gün düzenli spor yapan şarkıcının düsturu, “Asla karbonhidratla proteini karıştırma!”
Ozan Çolakoğlu’nun albümünde yer alan, söz ve müziğini Gülşen’in yazdığı ‘Seyre Dursun Aşk’ şarkısı, yazın hitlerinden oldu. Gülşen’in hayatı bu aralar toz pembe! Yazdığı şarkılar yaza damgasını vuruyor, bir yandan da kendi albümünü hazırlıyor.
Kilolu olmamasına rağmen yakında çıkacak albümü öncesinde sıkı bir kampa giren Gülşen, 48 kiloya düşmüş. Çok fit görünüyor. Yağ oranını dengelemiş, kas oranını artırmış ve öğrendiği her şey artık onun yaşam şekli olmuş.
Gülşen hiçbir zaman kilolu birisi olmadı. Tanrının, kromozomlarına şanslı gen yerleştirdiği kullardan. Ancak son bir yıldır boynundaki rahatsızlık nedeniyle spora ara verdigini anlatan şarkıcı, bu sürede 56’ları gördüğünü söylüyor. Fizik tedavisi biter bitmez fazla kilolardan kurtulmak icin Hadise gibi hemen, “Ver elini Şeyda Coşkun” demiş.
Kimi insanların enerjisi öyle yüksek ki yaz rehaveti bile onları etkilemiyor. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve ekibi gibi... Sonbahara öyle bir projeyle giriyorlar ki o kadar olur
Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Monik İpekel, boş vakitlerinde bile sosyal sorumluluk projeleri düşünen kadınlardan. Bildiğimiz kurumsallaşmış birçok etkinliğin arkasında o var. Bunu sessizce, arkada durarak yapıyor. Geçenlerde kendisiyle ‘Kraliçe Kelebekler’ projesini konuşmak için buluştuk. Eğitim alanındaki projelerinden de bahsetti. Belediyeye bağlı Şişli Vakfı, aralarında Erdoğan Demirören, Mustafa Taviloğlu gibi işadamlarının olduğu sanayicilerle görüşerek müfredatını oluşturduğu Şişli Meslek Yüksekokulu’nu hizmete sokmuş. ‘Mesleğin olacak; Geleceğin olacak’ sloganıyla açılan okulun amacı sanayinin ara eleman açığını gidermekmiş. İki yıllık meslek yüksekokulunda başarıyı yakalayan öğrencilerin üniversitelerin dört yıllığa geçmesi için protokollerini de hazırlamışlar. Kemerburgaz Üniversitesi’yle el sıkışmışlar, Bilgi ve Bahçeşehir’le görüşüyorlar.
Yarım gün eğitim, yarım gün iş
Bölümleri gençlerin iş bulması için işlevsel dallarda oluşturmaya gayret etmişler: Sağlık
İş ve siyasette kendilerine güç bela yer açabilen kadınlar, ne yazık ki en büyük çatışmaları hemcinsleriyle yaşıyor. İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosu, “Yükselemiyorsak hata bizim. Kız kardeş ruhumuz yok” diyor
İsviçre, bu yıl demokrasi haline gelişinin, İsviçre Konfederasyonu’nun kuruluşunun 720’nci yılını kutluyor. Dünyanın en eski demokrasisi olmaktan gurur duyan İsviçreliler, 1 Ağustos’u dünyanın her yerinde ‘Milli Gün’ olarak kutluyorlar. Bu yıl Türkiye’de ilk kez kutlayacakları gün kapsamında, Swissotel’de görkemli bir organizasyona hazırlanıyorlar. Ancak bu kadar eski bir demokraside kadınlar oy kullanma hakkını ne zaman kazanmışlar biliyor musunuz? 1971’de!.. Demokrasi, bundan sadece 41 yıl önce herkes için demokrasi haline gelmiş anlayacağınız. Ki Avrupa’nın ortasında yer alan bu küçük ülke çok dilli, çok dinli, çok kültürlü üstelik... İnsan bunu duyunca Atatürk’ün ne büyük bir lider olduğunu bir kez daha anlıyor. Bizde kadınlar 1930’dan beri oy kullanıyor.
İsviçre’de bulunan yedi bakanlık koltuğunun üçünde kadınlar oturuyor şu anda. Önceki iktidar dönemlerinde kadınlar sayıca daha fazlaymış. 1971’den bu yana ilk kez hükümette erkekler çoğunluğu ele geçirmiş.
Nefis bir atmosferde, Çeşme’nin hırçın rüzgarı, Beethoven’in dizeleriyle melteme dönüştü. Bizi elektronik çağından alıp 19’uncu yüzyılın romantizmine taşıdı
Hafta sonu Çeşme’deydim. Çeşme mi, Bodrum mu revaçta tartışmasına girmeyeceğim. Daha büyük bir tartışma peşindeyim! Ege mi, Türkiye mi diyeceğim. Biz Çeşme’deyken patlak veren ve içki yasağıyla sonuçlanan Efes One Love Festival’i ister istemez ne oluyoruz sorgulamasına götürdü birçok kesimi. İnsanların özgürce güneşlendiği, içtiği Ege sahilleri, denizi size yaşatan İzmir, Türkiye’nin neresine düşüyor insanın kafası karışıyor... Neyse ki sanat var da sıkıntılarımızı hafifletiyor. Ve müzik ziyafeti...
Uluslararası İzmir Festivali yaz konserlerinin kapanışı Çeşme Kalesi’ndeki ‘Arkas Trio’ ile yapıldı. Arkas Holding’in klasik batı müziğine verdiği destekle kurulan Arkas Trio, adeta bir müzik ziyafeti yaşattı bize. İzmirli Arkas Holding’in hepsi alanının iyisi üç solist sanatçıyı bir araya getirdiği keman-piyano-viyolonsel üçlüsü, uzun bir aradan sonra tekrar İzmir’de konser verdi.
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, İzmir iş ve sanat dünyasından isimlerle birlikte izledik konseri. Çeşme Kalesi’nde
İş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerini, sokak çocukları yararına tiyatro sahnesine çıkaran Çaba Gala, eylülde Ankara’da olacak
ÇABA Derneği’nin sokak çocukları yararına yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi ‘Çaba Gala’ başkent yolunda. Hatırlayacağınız gibi proje kapsamında ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Kuzey Güney’ gibi diziler tiyatro sahnesine taşınmış, skeçlerde ünlüler oynamıştı. Kimler yoktu ki: ‘Hürrem’ karakterine Ayşegül Dinçkök, ‘Valide Sultan’a Bilgün Dereli, ‘Mahidevran’a Yasemin Kamhi, ‘Kanuni’ye de Cihan Kamer hayat vermişti. Mayısta galası yapılan yardım gecesinde Türkan Sabancı ‘İffet’ dizisindeki ‘çakma’ falcı nineyi, Abdurrahim Albayrak Kuzey’i, Necmettin Eliyeşil Güney’i canlandırmıştı. Sedef Karamehmet, Murat Yalçıntaş, Melda Kosif, Zeynep Demirören de sahneye çıkan isimler arasındaydı.
Berlin’de planlanıyor
ÇABA Derneği’nin başkanı Özlem Cankurtaran’ın, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün de destek verdiği projesi o kadar takdir toplamıştı ki, duyduğuma göre şimdi oyunun Ankara galası da yapılacakmış. Bunun için davet almışlar ve üzerinde çalışılıyor. Duyduklarım doğruysa Berlin’e de gidebilirler. Eğer proje bu boyutta yaygınlaştırılırsa işadamları
Bikini mevsimi geldi geleli en büyük düşmanımız kameralar. Müjdeli haber: Selüliti yogayla alt edebiliriz. Hem yoga yaparken üçüncü gözümüz de açılırsa kameraları fark etmek daha kolay olur.
Dechen’le Bebek’te buluştuk. Dechen ayrılırken belediye otobüsüne binmekte ısrar etti, bindik. Sonra yolcuların şaşkın bakışları arasında bazı yoga hareketleri gösterdi bana. Adeta başının üzerinde bir hale varmışçasına etrafına mutluluk yayan Dechen’i çok sevdim, bir daha gelirse önceden haber vereceğim, söz.
İstanbul, sürprizlerle dolu bir metropol. Sokaklarında yürürken, hatta belediye otobüsünde seyahat ederken binlerce insanın tanışmak için can attığı birini görmeniz işten bile değil. Ünlü yaşam gurusu Dechen Thurman da geçen hafta İstanbul’un atmosferinden payına düşeni aldı. Birlikte hem sohbet ettik, hem de sokakların, belediye otobüslerinin tadını doyasıya çıkardık. Yanımızdan yürüyüp geçenler olan bitenin pek farkında olmasa da otobüsteki yolcular hayatlarının ilk yoga dersini almanın mutluluğunu yaşadılar.
‘Herkese Yoga’ felsefesiyle çalışmalarını sürdüren Cihangir Yoga, bu yaza özel bir workshop serisi hazırlamış. New York’un ünlü Jivamukti Yoga Hocası Dechen
Yaz sıcağında uzun kollu beyaz gömlek giymesi gerekecek kadar ciddi toplantılara sadece öğle yemeği için ara veren Derin Mermerci, yakında yepyeni bir projeyle gündeme gelirse hiç şaşırmayın.
Yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul artık turistik destinasyon açısından New York’u sollamış durumda. İstanbul’a daha fazla yabancı geliyor. İstanbul elitleriyse tatil için bu yaz Yunan Adaları’na kaçıyor. Kiminle konuşsam ya adalardan dönmüş oluyor ya da tatil planlamasına orayı da koymuş.
Figen Özdenak, Celal Çapa, Derin Mermerci bir günde duyduğum üç isim mesela. Celal Çapa’yla Beymen Brasserie’de sohbet ediyoruz. Gece hayatının uzmanı, turizm konusunda da bilirkişi artık! Oğlu Emre, W Otel’de konumlanan Minyon’un Sortie’de de yazlık şubesini açtı ya!
Burak Özçivit’ten sonra mekanda en çok görülen isimlerden birisi olan Çapa, Boğaz hattındaki izlenimlerinden derin ekonomik analizler çıkarmış. “Yabancı kaynıyor İstanbul’da” diyor.
“Kızınız mutlu, oğlunuz mutlu” diyorum. Celal Çapa’dan her zaman olduğu gibi bin yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek cevaplardan birisi geliyor: “Sağ olsun Burak bizi doğum gününde ne planlayalım derdinden kurtardı. Artık o düşünüyor.” Burak