DERiN MERMERCi, BEYAZ GÖMLEĞi ÇEKTi

Yaz sıcağında uzun kollu beyaz gömlek giymesi gerekecek kadar ciddi toplantılara sadece öğle yemeği için ara veren Derin Mermerci, yakında yepyeni bir projeyle gündeme gelirse hiç şaşırmayın.

Yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul artık turistik destinasyon açısından New York’u sollamış durumda. İstanbul’a daha fazla yabancı geliyor. İstanbul elitleriyse tatil için bu yaz Yunan Adaları’na kaçıyor. Kiminle konuşsam ya adalardan dönmüş oluyor ya da tatil planlamasına orayı da koymuş.

Figen Özdenak, Celal Çapa, Derin Mermerci bir günde duyduğum üç isim mesela. Celal Çapa’yla Beymen Brasserie’de sohbet ediyoruz. Gece hayatının uzmanı, turizm konusunda da bilirkişi artık! Oğlu Emre, W Otel’de konumlanan Minyon’un Sortie’de de yazlık şubesini açtı ya!
Burak Özçivit’ten sonra mekanda en çok görülen isimlerden birisi olan Çapa, Boğaz hattındaki izlenimlerinden derin ekonomik analizler çıkarmış. “Yabancı kaynıyor İstanbul’da” diyor.
“Kızınız mutlu, oğlunuz mutlu” diyorum. Celal Çapa’dan her zaman olduğu gibi bin yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek cevaplardan birisi geliyor: “Sağ olsun Burak bizi doğum gününde ne planlayalım derdinden kurtardı. Artık o düşünüyor.” Burak Özçivit, sevgilisi Ceylan Çapa’nın 25’inci yaş günü için Minyon’da sürpriz bir parti vermiş. Mickey Mouse’un karşıladığı davetlilere, Minyon’un yazın beğenilenleri arasına soktuğu taş fırın pizzalarından ikram etmiş.

Hakan Yıldırım’a hayran

Derin Mermerci, Celal’e takılırken ben de onun beyaz gömleğine takılıyorum. Üzerinde, ciro hedeflerinin, yükselen akaryakıt fiyatlarının üretim hattına etkilerinin konuşulduğu sıkı bir toplantıdan az önce çıktığı izlenimini veren beyaz bir gömlek var. Üstelik uzun kollu ve kollar kıvrılmış değil. “Toplantıdan mı?” diyorum. “Evet çıkıp doğrudan yemeğe geldim” diyor. Ne kadar çabalasam da detay alamıyorum. Bakalım Mermerci nasıl bir projeyle çıkacak karşımıza... Sorumu cevaplamak yerine Hakan Yıldırım’ın marka elçisi gibi konuşmakla yetiniyor. Türkiye’nin en güzel giyinen kadınlarından Mermerci’nin söylediği bir şey var ki, çok önemli: “Ne zaman Hakan’dan bir parça giysem, New York, Paris fark etmiyor, mutlaka biri gelip ‘Nereden aldınız, kim tasarladı?’ diye soruyor.”

Soldan sağa: Songül Hatısaru, Celal Çapa, Hakan Yıldırım, Derin Mermerci, Tolga Keskin, Şebnem Çapa

Ender Mermerci’nin ‘şifreleri’

Bu arada, Mermerci ailesinin en değerli mal varlığı, Ender Mermerci’nin telefon rehberiymiş! Ailede herkesin ihtiyacı olan numara, bu defterde yazılı ancak Ender Hanım’dan başka kimsenin o defterde numara bulması mümkün değilmiş. Ender Hanım isimleri hatırlamak için ilginç bir sistem geliştirmiş. Adınız Altan mı? Eğer mesleğiniz tasarımsa, ‘TasarımAltan’ oluyormuşsunuz rehberde. Velev ki dünya çapında tanınan bir cerrah olun. Sizi Ender Hanım’a kızı Derin tanıştırdıysa, ‘Derin’in arkadaşı’ alt başlığında kendinize yer bulabiliyormuşsunuz en fazla! Derin’in, “Annemin telefon defterinde numara bulmak Da Vinci’nin şifresini çözmekten daha zor” sözleri durumu mükemmelce özetliyor.

Bir senfoninin mavisine boyanmış beklentiler

Geçen hafta İstanbul Müzik Festivali kapsamında Portekiz’in hüzün ve tutku dolu müziği fado’yu muhteşem sesi ve seyirciyle kurduğu tatlı, cilveli ilişkiyle harika bir seyre dönüştüren Ana Moura’nın konserine gitme fırsatı buldum. Konserin sürprizi Rollings Stones’un ünlü ‘No Expectations’ parçasının fado yorumuydu.

Sanat duraklarımın ikincisi ‘Mavi Senfoni’ tablosunun dinletisiydi. Müzisyen Kamran İnce, Burhan Doğançay’ın, yaşayan bir Türk ressamın en pahalı eseri unvanının sahibi ‘Mavi Senfoni’ tablosu için bir beste yaptı. İstanbul Modern’in insanı tatil moduna sokan ortamında piyanist Hüseyin Sermet icrasıyla yapılan dinletiye ilgi büyüktü. Mavi Senfoni’nin notalara dökülmüş formu dört dörtlüktü. Doğançay’ın tablosu, 23 Eylül’e kadar Yıldız Holding’in desteğiyle İstanbul Modern’de düzenlenen ‘Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı: Burhan Doğançay Retrospektifi’nde görülebilir.