Nefis bir atmosferde, Çeşme’nin hırçın rüzgarı, Beethoven’in dizeleriyle melteme dönüştü. Bizi elektronik çağından alıp 19’uncu yüzyılın romantizmine taşıdı
Hafta sonu Çeşme’deydim. Çeşme mi, Bodrum mu revaçta tartışmasına girmeyeceğim. Daha büyük bir tartışma peşindeyim! Ege mi, Türkiye mi diyeceğim. Biz Çeşme’deyken patlak veren ve içki yasağıyla sonuçlanan Efes One Love Festival’i ister istemez ne oluyoruz sorgulamasına götürdü birçok kesimi. İnsanların özgürce güneşlendiği, içtiği Ege sahilleri, denizi size yaşatan İzmir, Türkiye’nin neresine düşüyor insanın kafası karışıyor... Neyse ki sanat var da sıkıntılarımızı hafifletiyor. Ve müzik ziyafeti...
Uluslararası İzmir Festivali yaz konserlerinin kapanışı Çeşme Kalesi’ndeki ‘Arkas Trio’ ile yapıldı. Arkas Holding’in klasik batı müziğine verdiği destekle kurulan Arkas Trio, adeta bir müzik ziyafeti yaşattı bize. İzmirli Arkas Holding’in hepsi alanının iyisi üç solist sanatçıyı bir araya getirdiği keman-piyano-viyolonsel üçlüsü, uzun bir aradan sonra tekrar İzmir’de konser verdi.
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, İzmir iş ve sanat dünyasından isimlerle birlikte izledik konseri. Çeşme Kalesi’nde yapılan konserlerde insanın gözü ister istemez manzaraya takılıyor. Doğrusu bu konserde olmadı... Sanatçılar, klasik müzik konserlerinde pek alışık olmadığımız neşeli yüz ifadeleriyle, birbirleriyle paslaşarak, mimiklerle çaldılar çünkü...
Konserde Haydn, Beethoven, Mendelssohn’la Türk besteci Hasan Uçarsu’nun eserleri seslendirildi. Arkas Trio, 1990 Moskova ‘Uluslararası Çaykovski Yarışması’nda altın madalya sahibi olduktan sonra bir dünya markası haline gelen Alman çello solisti Gustav Rivinius, keman solist sanatçısı Tuncay Yılmaz ve piyano solist sanatçısı Emre Elivar’dan oluşuyor.
Vieira’yı bekliyorlar
Üçlünün aynı zamanda koordinatörü olan İzmirli Tuncay Yılmaz, özel projeler peşinde oldukları bilgisini veriyor. Arkas Trio için bestelenmiş eserlerin dünya prömiyerlerini yapmak istediklerini anlatıyor. Bunun için Brezilyalı ünlü besteci Carlos Amaral Vieira’yla görüşmüşler bile. Dönemin önemli çağdaş bestecilerden biri olarak kabul edilen Vieira’yla, Arkas Trio’ya bir konçerto ve bir trio eseri bestelemesi konusunda anlaşmışlar. Konser öncesinde bir araya gelip yediğimiz yemekte Arkas Holding Kurumsal İletişim Direktörü Berna Kumaş Sipahi solistlere en zorlanarak çaldıkları besteciyi sordu. Üç sanatçı da fırtınalı, taşkın karakteri ve dehasıyla yorumlanması en zor bestecinin Beethoven olduğunu söyledi.
“Benim için müzik 19’uncu yüzyılda bitti”
Konser sonrasında, Lucien Arkas’la da bir araya geldik. Arkas, yıllardır İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Devlet Opera ve Balesi ile İKSEV’in destekçisi... İzmir’in sosyo-kültürel hayatına katkı sağlamak için elinden geleni yaptığını söyleyen Arkas, tek seferlik sponsorluklara sıcak bakmıyor. Uzun soluklu ve devamlılığı olan işlerle anılmak istediğini şöyle anlatıyor: “Tuncay Yılmaz bana bir mektup yazdı. Projeden bahsetti, konserine davet etti. Gittim, dinledim. Üç değerli virtüözü aynı sahnede izlemek fikri hoşuma gitti. Klasik müziğe verdiğimiz desteği uzun vadeli ve evrensel bir projeyle kalıcı kıldık böylece.”
İyi bir CD koleksiyonu olduğu bilinen Arkas’a hangi dönemin eserlerini sevdiğini de sordum. 19’uncu yüzyıl bestecilerini daha çok severek dinlediğini söyleyen Arkas, “Benim için müzik 19’uncu yüzyılda bitti, muhteşem eserler o dönemde çıktı” dedi. Bu arada, Lucien Arkas, İzmir Bornova’daki aile evini de Arkas Deniz Tarihi Merkezi’ne dönüştürmüş, 30 yıllık birikimini İzmirlilerle burada paylaşıyor. Merkezde 89 gemi modeli, 126 parça gemi antikası ve 67 tablo bulunuyor. Burada sergilenen ve M.Ö 1000 yılından başlayarak, 20’nci Yüzyıla kadarki süreci yaşatan gemi maketleri, gemi antikaları ve resimler görülmeye değerdi. Yolunuz İzmir’e düşerse mutlaka görün derim...