Milliyet, kuruluşundan bu yana sayfalarında sanata en çok yer veren, özel sayfa ayıran gazete oldu. Maliyet hesaplarıyla tasarruf tedbirlerinin zirveye çıktığı dönemlerde dahi kültür sayfalarından ödün vermedi. Sanatın tüm dallarını ve gelişmelerini sayfalarına taşıyan Milliyet Sanat ise gazetemize aidiyetimizi artırdı, kıvanç duymamızı sağladı.
Önceki gün dünya turnesi kapsamında İstanbul’a gelen ‘Notre Dame de Paris’ müzikalinin gösterimindeydik. Milliyet Sanat’ın Zorlu Center PSM’de düzenlenen kokteyline iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila hepimizden önce salondaydı. Konu ne de olsa sanattı...
Konuklarla sohbet eden Fikret Bey’in dikkatini çekmiş olma ki bir ara bana dönüp, “Türk şirketlerinde ne kadar çok kadın yönetici var” dedi. Haksız da değildi.
Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Aslı Karadeniz davetimize zarif annesiyle katılmıştı. Beymen Genel Müdürü Elif Çapçı, Beta Ayakkabı’nın patronu Özlem İkiışık o anki sohbet halkamızda yer diğer kadın yöneticilerdi.
Kokteylin ardından Fikret Bey ile birlikte davetlilerimizle ‘Notre Dame de Paris’ müzikalini izlemek için Zorlu Center Performans Sanatları
Gıda ve bankacılığı bir arada yürütmenin oldukça zor olduğunu anlatan Murat Ülker, Türkiye Finans’ta satıştan sonra ellerinde kalan küçük hisseyi de ortaklarına teklif ettiklerini söyledi
Küçük paralarla (25, 50, 75 kuruş) çikolata, kek, süt gibi gıda ürünleri satan Yıldız Holding’in geçen yılki geliri 15.7 milyar TL’ye ulaştı. Acaba bir de yaygın bir ticari bankası olsa ne olacaktı grubun büyüklüğü diye düşünmeden edemiyor insan. Zira bankacılık genelde büyük grupların tercih ettiği ve büyümede sinerji yaratan bir alan.
Ülker Çocuk Sinema Şenliği için gittiğimiz Artvin’de finans sektörüne bakışını da sorduğumuz Murat Ülker’in cevabı şöyle oldu:
“Bankacılık karlı bir iştir. Türkiye Finans Katılım Bankası’nda ortaklığımız vardı. Biz yaparken Türkiye Finans’ın sermaye getirisi yüzde 40’tı. Ama küçük bir bankaydı. Büyük bankada marj düşer. Buradaki hisselerimizi sattık. Az bir hissemiz kaldı, ortaklarımız isterse onu da satacağız. Biz işimizde 25 kuruş, 25 kuruş para toplamaya çalışıyoruz. Ama bankada gece kasada kalan 100 milyon doları dağıtmazsanız zarar yazarsınız. Perakende ve bankanın yükünü kafamda aynı anda tutmak zordu. Eğer perakendeci devam edeceksem bankacı
Ülker, yaklaşık 7 yıldır 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında sinema şenliği düzenliyor. 7. yılına giren Ülker Çocuk Sinema Şenliği etkinliklerinde bugüne kadar 750 bini çocuk toplam 912 bin (165 bin ebeveyn) kişi film izledi. Sinemayla tanışma yaş ortalamasının 29 olduğu Türk toplumunda bırakın çocukları, yetişkinler için dahi önemli bir etkinlik. Bu yılki şenliğin ön gösterimi Artvin’in Arhavi ilçesinde yapıldı.
Yüzlerce çocuk Arhavi Çarmıklı Eğitim ve Kültür Merkezi sinema salonunda, ‘Karlar Ülkesi’ filmini izledi. Çocuklar, gösterim öncesi ve sonrasında Arhavi Gösteri Merkezi’nde kurulan şenlik alanında, oyun parkları, eğlence alanları, sanat atölyesi ve animasyon gösterilerinde gün boyu eğlenceli anlar yaşadı.
Atölyelerde resim yaptı, yüzlerini çizgi film kahramanları karakterlerine boyattı, şişme oyun alanlarında tırmanış gerçekleştirip, çizgi film kahramanı karakterlerle fotoğraf çektirerek çeşitli oyunlar oynadı. Şenlik alanına gelen Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, gün boyu birlikte olduğu çocuklarla sohbet etti. Murat Ülker’in hayatında sinema çok önemli. Babası Sabri Ülker’e ilişkin anılarında Doktor Jivago filmi ve sinemanın
Katlanabilir evlerin mucidi Erden Timur, Nef’i dünya markası yapmaya kararlı. “Uluslararası marka olmanız için dünyada 45 ülkede ürününüzün satılması ve bu pazarlarda ilk 5 içerisinde algılanmanız gerekir” diyor. Yurtdışına Dallas ve Brooklyn’den açılan Timur, en önemli 20 tasarımcının 12’siyle çalışıyor
Timur Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Üyesi, NEF markasının kurucusu Erden Timur gayrimenkul sektörünün ‘mucit’ patronlarından biri. Kısa bir sürede, Foldhome yani katlanabilir ev konseptiyle özdeşleşen Nef markasını yarattı. Mekan verimliliğine odaklanarak geliştirilen bu evlerde, 1+1 ev de satın alsanız, ilave 24 odanız oluyor. Konsept, alamet-i farikası olsa da Sütlüce, Kemerburgaz, Merter ve şimdi de Ataköy’de büyük, lüks evler de yapıyor. Star mimarlar ve tasarımcılarla çalışıyor...
Ataköy’ü Norman Foster çizdi
Yakında lansmanı yapılacak Ataköy evlerinin projesi mesela ünlü mimar Norman Foster tarafından çizildi. Erden Timur, bu projede detaylarını sakladığı iki buluşunu daha hayata geçirecek.
22 yaşında işlerin başına geçmiş, şu an 30 yaşında... Ancak inovatif projeleriyle dünyada takip edilen bir isim.
Marmara Hukuk mezunu, London School of Economics’te
Harika Karakan
Doğuş Çay, Rizeli iki kardeşin Çaykur bayiliğiyle çıktıkları yolda, bugün yılda 550 milyon TL ciro yapan bir şirket... Çayın yanında cips pazarında da önemli bir oyuncu haline gelmeye hazırlanıyor.
Doğuş Çay ve Gıda, ABD’li Kraft’ın Türkiye operasyonlarının tamamını satın alınca cips pazarında ne yapacağı merak ediliyordu. Yabancıların hâkimiyetindeki cips pazarı, Türkiye’de hızlı büyüyen bir kategori. Pazarı domine eden Fritolay’in pazar payı yüzde 75. Doğuş Çay ve Gıda’nın pazar payı yüzde 15, geri kalan ise daha küçük oyunculara ait.
Kraft’la pazara iddialı bir giriş yapan Doğuş Çay ve Gıda, cips üretimi için Aksaray’da kurduğu fabrikaya da 60 milyon TL harcadı. Tahıllı dalgalı adını verdikleri ve Ar-Ge’sine 2.5 milyon euro ayırdıkları yeni ürünlerle pazar payını önümüzdeki yıl yüzde 20’ye çıkarmayı hedefliyorlar.
Kaçak çaya dikkat...
Türkiye’de hemen her konuda birbirinden bağımsız ama aynı alana yönelik birçok sosyal sorumluluk projesi yürütülüyor. Ancak nedense paraya, harcamaya olan refleksimizle ilgili alana pek girilmez. Çocukların küçük küçük sultanlar olarak yer aldığı ailelerde emek, bedel, harçlık konularında ipin ucunu kaçırınca gençler para harcamayı ‘öğrenemeden’ büyüyor. “Anne-baba parasını harcamak kolay. Kendi kazansın, aklı başına gelir” diye kestirip atmayın hemen. Öyle olsaydı asgari ücret ya da biraz üzerine çalıştığı işine ulaşmak için şehrin bir ucundan diğerine belediye otobüsüyle yolculuk yapanlar iki saati bulan yol boyunca telefonlarından Candy Crush oynamazdı!
10 bin öğrenci...
İyi haber: ‘Para harcamayı öğretmekte’ inisiyatif alacak bir dernek var. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER)... Amaçları finansal eğitim yoluyla rasyonel harcama alışkanlıklığı edindirmek. FODER Gönüllüleri, Türkiye genelinde 4 ilde, 100 okulda 3-4 ve 5. sınıflarda okuyan toplam 10 bin öğrenciye ve 150 öğretmene ulaştılar.
FODER Başkanı Özlem Denizmen yıllardır üniversite üniversite, kadın etkinlikleri, okulları dolaşıyor. Türkiye’de bireysel para yönetimi bilgisinin artması, finansal
Devlet tiyatroları, opera, bale ile orkestraların faaliyetlerinin Türkiye Sanat Kurumu’na (TÜSAK) bağlanması gündemde. Sanat camiasının karşı olduğu TÜSAK’a bir tepki de Behzat Ç. ile ünü yayılan Erdal Beşikçioğlu’ndan...
“Bu yapı muhalif sanatı desteklemez, sübvanse edilmeyen bir oyunun bileti en az 30 TL olur ve 4 kişilik bir aile evden çıkıp tiyatroya gitmek için 150 TL’yi gözden çıkarmak zorunda kalır” diyen Beşikçioğlu’na göre hayatta her şey ‘ekonomi politik’...
Yaklaşık 6 yıldır kapalı gişe oynayan ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ oyununun İstanbul turnesi cumartesi günü sona erdi. Oyun için uzun bir süredir İstanbul’da olan Erdal Beşikçioğlu, son gösterimden sonra 16 aylık oğlu Ömer’in yanına, Ankara’ya gitti.
Oyunun teatral kısmına dair çok söz söylemeyeceğim. Beni aşar, 1.5 dakika içinde tükenen, asıl fiyatı 10 TL iken, 150 - 200 TL’ye karaborsaya düşen oyunun biletleri durumu anlatıyor zaten.
İşin sanatsal kritiğiyle ilgili haddimi bilerek söyleyebileceğim tek şey bir sesin böyle 10 farklı tonda, duyguda çıktığını görmek şaşırtıcı. Erdal Beşikçioğlu insanüstü bir performansla, bir vincin üstünde ağzınızı yüreğinize getirerek oynuyor. Gogol’un ünlü eserini
Warren Buffet 84 yaşında işlerinin başında... Alan Greenspan ileri yaşlarına karşın FED’e, dünya ekonomisine yön verdi. İnsan ömrü uzarken 65’li yaşlar artık genç yaşlı grubu olarak kabul ediliyor. Ancak bir yandan da baş döndürücü hızla gelişen teknolojiye bu “genç yaşlıların” ayak uydurup uyduramayacağı, dolayısıyla şirketler için ideal yönetim kurulunun nasıl olması gerektiği, yönetim biliminin en stratejik soruları arasında üst sıralardaki yerini koruyor.
Doğal olarak her şirket bu soruya kendi gerçekleri içinde yanıt verirken bir taraftan da bu felsefi tartışmanın şekillendirdiği ana trendleri de izliyor. Hatırlarsınız, 2000’lerin başında terazinin “genç” kefesi ağır basmış, birçok şirket üst yöneticilerine, hatta yönetim kurulu üyelerine yaş sınırı getirmişti. Ağırlıklı olarak ‘65’ olan bu yaş sınırını aşanların emekliye ayrılması şirket anayasalarına girmişti. Şimdilerde ise bu ‘kanunun’ gevşemeye başladığına ilişkin emareler var. Yurtdışı örneklerini girişte de saydığımız “genç yaşlılara” Türkiye’deki şirketlerde de daha sık rastlayacağız gibi görünüyor.
‘Tecrübe çok önemli’
Bu konudaki adımlardan birini Vestel, geçtiğimiz günlerde attı. Şirket, 22 Nisan’da