Türkiye’de hemen her konuda birbirinden bağımsız ama aynı alana yönelik birçok sosyal sorumluluk projesi yürütülüyor. Ancak nedense paraya, harcamaya olan refleksimizle ilgili alana pek girilmez. Çocukların küçük küçük sultanlar olarak yer aldığı ailelerde emek, bedel, harçlık konularında ipin ucunu kaçırınca gençler para harcamayı ‘öğrenemeden’ büyüyor. “Anne-baba parasını harcamak kolay. Kendi kazansın, aklı başına gelir” diye kestirip atmayın hemen. Öyle olsaydı asgari ücret ya da biraz üzerine çalıştığı işine ulaşmak için şehrin bir ucundan diğerine belediye otobüsüyle yolculuk yapanlar iki saati bulan yol boyunca telefonlarından Candy Crush oynamazdı!
10 bin öğrenci...
İyi haber: ‘Para harcamayı öğretmekte’ inisiyatif alacak bir dernek var. Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER)... Amaçları finansal eğitim yoluyla rasyonel harcama alışkanlıklığı edindirmek. FODER Gönüllüleri, Türkiye genelinde 4 ilde, 100 okulda 3-4 ve 5. sınıflarda okuyan toplam 10 bin öğrenciye ve 150 öğretmene ulaştılar.
FODER Başkanı Özlem Denizmen yıllardır üniversite üniversite, kadın etkinlikleri, okulları dolaşıyor. Türkiye’de bireysel para yönetimi bilgisinin artması, finansal huzurlu bireyler olması motivasyonuyla finansal okuryazarlık seferberliğini başlatan Denizmen, 2010’da Para Durumu sosyal girişimini hayata geçirdi ve 2013 yılında da FODER’in kurucu başkanı oldu. Denizmen’in şu sözleri önemli:
“Türkiye’de yapılması gereken çok şey var. İnsanları eğiterek, paralarını nasıl yönetmeleri gerektiğini bilmeleri, piyasada sunulan geniş finansal ürün ve hizmetler arasından seçim yapabilmelerini ve gelecek için birikim yapabilmelerini sağlamalıyız. Çocuklarımıza para konularında doğru alışkanlıkları erken yaşta aşılamalı ve onları aile içinde birer değişim elçisi olarak görmeliyiz. Ağaç yaşken eğilir ise çocuklarımızı, ailelerimizi ve toplumumuzu finansal anlamda refaha kavuşturmak mümkün olur.”
İstek mi, ihtiyaç mı?
İçeriği FODER tarafından hazırlanan 3 modülden oluşan toplam 45 dakikalık eğitimde istek-ihtiyaç ve harcama konuları ele alınıp, birikim, bağış ve yatırım arasındaki farklar açıklanıyor. Eğitimin ilk modülünde öğrencilere, kısa ve uzun vadeli birikim hedeflerini nasıl koyacakları ve planlı bir şekilde hareket ederek bu hedeflere nasıl ulaşacakları öğretiliyor. Eğitimin ikinci modülünde ise öğrencilere harcama, bağış, yatırım, birikim konularını öğretmek ve bunların aralarındaki farklarla, varlık üzerindeki etkilerini göstermek hedefleniyor. Üçüncü ve son modülde ise, çocukların aldıkları eğitimi somutlaştırarak, tartışma ortamı yaratmak ve anlatımı pekiştirerek, eğitimle gerçek hayat arasında bağ kurmak amaçlanıyor.
Biraz teorik mi anlattım? İlk dersi “şekil üzerinde” göstereyim. Bir mağazanın vitrininde bir gömlek görüyorsunuz, çok güzel, tam baharlık... İçeri giriyorsunuz. Gömleği elinize alıyorsunuz. Kasaya doğru yürümeden önce bir dakika durup gömleğe sorular sormaya başlıyorsunuz: Sen istek misin, ihtiyaç mısın? Evde senden başka var mı? Kaç tane var? Fiyatın ne? Seni iki ay sonra almaya gelsem fiyatın ne olacak? Bu sorulara verdiğiniz yanıtlara göre kasaya mı, kapıya mı yürüyeceğinize karar verebilirsiniz.