Körfez ülkelerinde prestij projelerinin aranılan ismi haline gelen Zeynep Fadıllıoğlu tasarladığı camilerin hem ustalarını hem de malzemelerini Türkiye’den götürüyor
Son zamanlarda Katar, Bahreyn gibi Körfez ülkelerinde insanın ibadet ederken içinden çıkmak istemediği camiler yapılıyor. Bunların çoğunun mimarı da bizden bir isim üstelik. Ancak içeriye döndüğümüzde bizde cami tartışması hâlâ kubbe büyüklüğü üzerinden yapılıyor. Oysa büyüklük, teknolojinin olmadığı dönemde bir değerdi. Teknolojinin geldiği noktada büyük kubbe yapmak artık marifet değil.
Cumhuriyet’ten bugüne yapılan camilerimizin hepsi birbirine benziyor. Türkiye’nin yurtdışında en çok tanınan, dünyanın önde gelen 100 tasarımcısı arasında adı geçen Zeynep Fadıllıoğlu, “Büyük kubbe Roma’da var, Pantheon... Sonra Ayasofya geliyor.
Ondan sonra camiye geçiliyor. Sahipleniyorsak bizim minareleri sahiplenmemiz lazım. Minarelerimizin zarafetinin kaybolmaması için çabalamalıyız” diyor.
Sektör haline geldi
Amerika’nın bir numaralı şefi, ilk göz ağrısı Spago’yla Nişantaşı’na geliyor. Demet Sabancı Çetindoğan, LA’deki restoranında yemek yediği Puck’ı Türkiye’ye gelmeye ikna etti
Meşhur restoran reyting şirketi Zagat’ın Los Angeles’ın (LA) en ikonik restoranı olarak gösterdiği Spago Türkiye’ye geliyor. Demet Sabancı Çetindoğan, Cengiz Çetindoğan çiftinin girişimiyle... Restoran, ailenin Maçka Parkı’na bakan oteli Maçka Otel’in teras katına açılıyor... Nişantaşı’nın en stratejik noktalarından birisinde konumlanan, girişinde Tom Ford başta olmak üzere lüks markaları ağırlayan otel aralık yakında hizmete girecek. Restoran da...
Gün geçmiyor ki piyasaya yeni bir restoran giriş yapmasın. Ancak kurucusu ünlü şef Wolfgang Puck ile Spago, bambaşka bir konsept. Puck, 24 yaşında Avusturya’dan ABD’ye göç etmiş. Fransız mutfağının tedrisatından geçmiş.
Artık dev bir holding
1982 yılında Los Angeles’ta açtığı Spago isimli restoranla üne kavuşmuş. Bugün artık dev bir restoran imparatorluğunun sahibi. Spago, yemek dünyasının terimleriyle söylersek Fransız mutfağını Kalifornia mutfağı ile marine ederek ünlenmiş. Restoran da füme somonlu pizza da var, et, deniz ürünleri, özel
Vedat Aşcı’nın Bodrum’da açtığı Mandarin, dünyanın ünlülerini mıknatıs gibi kendine çekiyor. İlgiyi gören Aşcı, lüks servisiyle Kuruçeşme’de hizmet verecek İstanbul otelini açıyor, Sultanahmet ve Çeşme’de de yer bakıyor
Vedat Aşcı ile Bodrum Mandarin’de sohbet ettik.
Şimdi moda Bodrum ‘Mandarin’inde olmak! Türkiye’ye Vedat Aşcı’nın yatırımıyla gelen Mandarin hem dünya jet-set’ini Bodrum’a çekmekte hem de Bodrum’u yılın 12 ayı yaşanabilir yapmakta iddialı. Suzan Sabancı Dinçer, Yıldırım Demirören, Ferit Şahenk gibi Türkiye’nin kalburüstü kesiminin tatilini geçirdiği Mandarin bu yaz aynı zamanda dünyanın önde gelen elit kesiminin demirlediği teknelerle konuşuldu. Sırtını çam ormanlarına dayamış villa ve rezidansların önünde deniz...
Benzersiz bir doğa içindeki 3 koyda 2.5 kilometre sahil şeridi var. Müthiş bir peyzajın içindeki evler, otel, restoranlar, cafe ve barlar, yalın Uzakdoğu çizgileriyle yapılmış...
İş dünyasının tercihi
Rezidanslara giderken geçtiğiniz Arnavut kaldırımlarda normal koşullarda randevu almak için kapısında aylarca bekleyeceğiniz isimleri bagi kullanırken görüyorsunuz. Burası sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önde gelen iş adamlarının
Ülker, 2012’de kahve zinciri Caribou için kurduğu şirketin yüzde 50 hissesini de Kuveytli Al Sayer ailesine sattı. Ortadoğu’da 100’ü aşkın şubeye ulaşan Caribou Avrupa’ya Türkiye’den açılacak
Murat Ülker başkanlığında küresel ekonomiyle entegrasyonunu hızlandıran ve dünya devleriyle ortaklıklar kuran Yıldız Holding dünyanın ikinci büyük kahve zinciri Caribou (Türkçe’de Kuzey Amerika ren geyiği anlamına geliyor) ortaklığından çekildi.
Yıldız Holding, son yıllarda Godiva gibi satın almalarla, dünyanın gıda devleri ile rekabet edebilme gücüne erişirken, dünyanın önemli şirketleriyle yüzde 50-50 oranında eş düzeyde ortaklıklar kurdu. Onlardan birisi de gurme kahvesi ve dünyanın en büyük ikinci kahve zinciri Caribou Coffee’nin Ortadoğu Master Franchise’ini alan Al-Sayer ailesi ile yapılan ortaklıktı.
Markayı Türkiye üzerinden Avrupa’ya yaymak isteyen Al-Sayer ailesi, Ülker’in sıfırdan yarattığı ve çok da başarılı olan Cafe Crown’lara talip olmuştu. Murat Ülker teklifi cazip bir finansal yatırım olarak görmüş ve yüzde 50 hissesini muhafaza ederek 2012’de Al-Sayer ailesi ile el sıkışmıştı.
Türkiye’de 30 şubeye ulaştı
Bunun için Global Kahve Perakendeciliği isminde, Ülker
Okullar açılacağı için tatil yörelerinden büyük şehirlere doğru göç sürerken yapımcılar kanallara dizi yetiştirme telaşında. Yeni yayın dönemi 15 Eylül’de başlıyor. Yeni dizilerin ‘teasar’ları dönüyor. Yapımcılar dizilerinin tutup tutmayacağını merak ederken bir yandan da kara kara teknolojinin geldiği son noktayı düşünüyor. Çünkü dizileri artık isteyen istediği saatte izliyor! Dijitürk gibi platformların üyesi A plus müşteriler, biraz fazla para ödeyerek cihazlarının otomatik kayıt sisteminden yararlanıyor ve istediği diziyi, istediği saatte izleyebiliyor. Bu alanın öncüsü yüksek abone sayısıyla Digiturk... Tivibu ve D-Smart da bu imkanı sağlıyor.
Hizmet tüketici açısından büyük bir kolaylık. Akşam programı olduğunda tutkunu olduğu dizi nedeniyle televizyon başına mahkum olmuyor.
Rating düşürüyor iddiası
Kayıt üzerinden izlediği için reklamları da geçiyor çoğu zaman... Bu da zamandan tasarruf sağlıyor. Bu durum reytingle yatıp kalkan dizi sektörünün kabusu olmuş durumda. Yapımcılara göre dizileri kayıt edip sonra izlemeye olanak sağlayan bu platformlar ratingleri düşürüyor.
Reklamlardan aldıkları payı da... Bugünlerde ilginç bir tartışma başlayacak gibi görünüyor;
Yatırımcılar, Bodrum’un yeni yatırımlarla St. Tropez kıyaslamasını aşıp Cannes gibi, Nice gibi 12 ay turist ağırlayan bir destinasyon olmasını bekliyor.
TAV Havalimanları yıllık 900 milyon euro’yu aşan cirosu, 54 bin çalışanı ile Türkiye’nin büyüklerinden... Başında yönetim sihirbazı Sani Şener var. İşi gücü verimlilik, istihdam yaratma... Yılın ilk altı ayında yüzde 60 kar artışıyla dikkat çeken TAV’ın sırrını CEO Sani Şener açıkladı: İnovasyon yaptık! Daha çok uçağı köprüye yanaştırdık. Baktık lokum yok satıyor, kendimiz üretmeye başladık. İşlettiğimiz havalimanlarını aynı zamanda birer enerji santralı gibi dizayn ettik. Başta Havaş olmak üzere iştiraklerimiz yurtdışında iş yapmaya başladı. Şener’in önceliği karlılığı artırmak ancak istihdam boyutunu da en az o kadar önemsiyor. Şener aynı zamanda TAV’ın ortağı. Kudretli dediğimiz CEO’lardan... Bir taraftan da hayatı kolaylaştıracak “zihni sinir projelerine” kafa yoruyor. Örneğin evdeki 5 kumandadan şikayetçi! Şener’in ufku küçük bir coğrafyayla da sınırlı değil üstelik... Yedi ülkede 14 havalimanı işleten TAV, geçen aylarda büyük bir özgüvenle ABD’nin New York kentindeki LaGuardia Havalimanı’nı işletmeye talip oldu.
Ser
*(Frankie Bakü yolcusu)
1980’li yıllarda hepimizin heyecanla takip ettiği ünlü bir İngiliz müzik topluluğu vardı: Frankie goes to Hollywood... Relax adlı hit şarkılarını duymayan pek yoktur. Grubun, “Frankie Hollywood’a gidiyor” anlamına gelen ismi, ünlü Amerikalı şarkıcı Frank Sinatra’dan geliyor.
Frankie şimdi ise Bakü yolcusu. Ancak bu Frankie Türk... Adını yine Frank Sinatra’dan alan Türk restoranı... Sezen Aksu’nun müzik ve sanat direktörlüğünü yaptığı bazen de sahne aldığı yakın arkadaşı Kaya Demirer’in lüks restoranı Bakü’de açılmak için gün sayıyor. Franchise modeliyle kasım başında açılacak şube için Türkiye’den giden ekip Nişantaşı Sofa Otel’in terasında yer alan restoran, bar ve lounge konseptini olduğu gibi Bakü’ye taşıyor. Frankie Restaurant Bar Lounge’ın Genel Müdürü Ayşem Saraçoğlu hemen hemen bütün lüks otel zincirlerinin yerini aldığı Bakü’nün birkaç yıla kalmadan Dubai’yi aratmayacağını söylüyor.
Türk şarapları
Frankie’nin mutfağı Yunan şef Symeon Triantafyllo’a emanet. Öyle olunca mutfak da Ege ve Akdeniz mutfağı ağırlıklı. Bakü’deki menüye, yerel Azeri lezzetlerin de ekleneceğini anlatan Saraçoğlu, “Bakü’deki restoran Globus Plaza’ın son iki
Parlak bilim kariyerinin yanı sıra evlere temizlikçi gönderen “EveBiriLazim.com” sitesiyle gündeme gelen Veysel Berk, “Kısa sürede 2 bin 500 kişi çalışmak için bize başvurdu. Aralarında yüksek vasıflı insanlar var. Ama bizde çalışmaları için önce android telefon kullanabilmeleri gerek” diyor
Veysel Berk... 34 yaşında, Boğaziçi’nde Moleküler Genetik ve Biyoloji okumuş. Ardından Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) fizik çalışmaları yapmış. University of California Berkeley doktora programı daveti almış. 2001’de gittiği ABD’den 2013’te dönmüş. Nobel ödüllü fizikçi, Obama’nın enerji bakanı yaptığı Steven Chu ile çalışmış. Birlikte, Stanford Üniversitesi’nde bağlı yüksek çözünürlük enstitüsünü kurmuşlar. Bu enstitüde gün ışığını kullanarak elektron mikroskobu kalitesinde görüntü alacak sistem geliştirmişler. 2012’de Science dergisinde de yayınlanan çalışma kronik hastalıklarda ameliyatsız girişimler, yeni nesil antibiyotiklerde çığır açacak gelişmelerin yolunu açmış.
Fikrine 1.2 milyon dolar verdiler
ABD’de mikroskoplar üzerine çalışırken, anlık bir fikirle Wallit uygulamasını geliştirmiş. Belli bir lokasyanda yaşayan insanların haberleşmesine yarayan bu uygulama,