Ayten Alpar’la birlikte kentsel dönüşüm işine giren Ağaoğlu, İstanbul’un lüks caddelerine el attı. ‘Limitsiz bir bütçeyle yola çıkan’ ortaklar, Bağdat Caddesi’nde dört bina ile işe başladı, Etiler ve Ulus’a da bakıyorlar
Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoglu bir dönem birlikte olduğu, çocuğu Mert’in annesi Ayten Alpar’la kentsel dönüşüm projeleri yapacak. İkili proje için ortak şirket de kurdu: Ağaoğlu Cadde İnşaat...
Şirket öncelikle Bağdat Caddesi olmak üzere lüks lokasyonlarda kentsel dönüşüm projeleri geliştirecek. 500 bin TL ile kurulan şirkette Ali Ağaoğlu’nun yüzde 60, Ayten Alpar’ın yüzde 30, Alpar’ın kendisi gibi uzun yıllar inşaat işinde çalışan arkadaşı Yeşim Şenay’ın ise yüzde 10 hissesi var.
Ali Ağaoğlu yüzde 60 hissesine karşın yönetim kurulu başkanlığını, “Sektörde büyük deneyimi var, 15 yıl boyunca satış ve pazarlamamızın koordinatörüydü, projeyi o geliştirdi” dediği Ayten Alpar’a bırakmış.
Lüks lokasyon şartı
Ali Ağaoğlu Cadde İnşaat, başta Bağdat Caddesi olmak üzere, Ulus ve Etiler gibi İstanbul’un lüks caddelerinde kentsel dönüşüm yapacak. Ağaoğlu Cadde İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Alpar, “Lüks lokasyonların dışındaki projelere
Mücevherlerin efendisi Sevan Bıçakçı, Sultan portreleri ve formu Ayasofya’yı andıran kubbeli yüzüklerle girdi hayatımıza. Bu anlamda İstanbul’un ruhunu yansıtan bir tarzın yaratıcısı oldu. Dünyanın en iyi tasarımcılarına verilen Couture Dizayn Award’ü defalarca kez aldı.
Gün geldi dünyaca ünlü aktris Gwyneth Paltrow, gün geldi Katie Holmes’un parmağında gördük yüzüklerini. Brooke Shields zaten sıkı takipçilerinden. Holywood starlarından, dünya kraliyet mensuplarına tasarımlarının bir sanat eseri özeniyle taşındığı bir isim artık o.
New York Times, bu ay başında Sevan Bıçakçı’ya yer verdiği ve onu ünlü heykeltıraş Michelangelo ile kıyasladığı tam sayfa yazısına, “Ona mücevherci demek Michelangelo’ya yontucu demeye benzer” sözleriyle başlıyor.
Gerçekten yüzüklerinin nefes kesen formlarına baktığınızda Bıçakçı’nın mücevher tasarımcısı mı, heykeltıraş mı, ressam mı olduğu noktasında kafanız karışıyor. Bütün görsel sanat formlarını bir yüzüğe sığdırıyor. Zaten ekibinde heykeltraşlar da var, mine ustaları da, hattatlar da...
Sihirli yüzükler
Gelişmiş ülkelerde sanat eğitimi çocukluk yıllarından başlıyor. Türkiye’de böyle değil. Ünlü ressam Devrim Erbil, pek çok konuda karşımıza çıkan ‘hoşgörü eksikliğimizi’ buna bağlıyor. Erbil’e göre AB’ye bir türlü giremememizin nedenlerinden biri de bu!
Bu topraklardan beslenen özgün eserleriyle dünya müzelerine giren ressam, hoca, müze müdürü: Devrim Erbil... Eserlerindeki detaylara, minyatürü andıran işçiliğe baktığınızda sıfatlarına zanaatkarlığı da ekleyebilirsiniz. O bugünlerde 1960’larda yaptığı eşsiz doğa soyutlaması eserlerini koleksiyonerlerden toplamaya çalışsa da kırmızı, siyah, mavi renklerde, belli bir mesafeden yaptığı İstanbul tablolarıyla hafızalarımıza kazındı.
50 yıl Akademi’de ders veren, eserleri ünlü müzayede evi Sotheby’s’te satılan, yüzlerce sanatçı yetiştiren Devrim Erbil, Resim Heykel Müzesi’nin müdürlüğünü de yapmış.
‘Resmin Şairi’ diyorlar
Özellikle lüks gayrimenkul sektöründe bir durgunluk olduğu hepimizin malumu. Bunun sebebi olabilir mi bilmiyorum ama bugünlerde kime rastlasam Paris’te ev almaktan bahsediyor. Bunlar değerli semtlerde, Bodrum’da yatları, katları olan creme de la creme tabaka değil üstelik. Şirketlerde üst düzey görevlerde çalışan, beyaz yakalı profesyonellerden duyuyorum. Gördüğüm kadarıyla İstanbul’da ev fiyatlarının çılgınca artmış olması, yüksek fiyatlara karşın yaşam konforunun düşmüş olması, geleceğe duyulan güvensizlik, başka bir ülkede yaşama isteği gibi etkenler bu eğilimde rol oynuyor.
En çok Paris’te ev alınmak isteniyor. Paris Türkler için, Tanzimatla birlikte başlayan batılılaşma serüvenimizde öteden beri en sevilen şehirlerden birisi oldu.
Para trafiğine ret!
Sanıyorum Türklerin Paris’te ev almak isteği Parisli bankaların da dikkatini çekmiş olsa gerek ki bu gidişe bir ‘dur’ deme gereği hissetmişler! Gerçekten ince eleyip sık dokumaya başlamışlar. Üniversiteyi Paris’te okumuş, uzunca bir süre burada çalışmış, orta-üst sınıf gelir düzeyinden bir arkadaşım geçenlerde Paris’te ev satın almak istedi.
Bağlantılarının ve kişisel tecrübesinin olduğu şehirde 600 bin euroya güzel
Stockholm
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın göreve gelmesinin ardından AB perspektifi yeniden gündemimize girdi. Bakan Bozkır son ziyaretleriyle yeni bir AB hamlesi başlattı. Bozkır 4 Brüksel, 2 Fransa, Almanya, Portekiz, Norveç, Letonya, Litvanya, Estonya ve Lüksembug ziyaretlerinin ardından İsveç’te resmi temaslarda bulundu. Stockholm gezisine bir grup meslektaşımla ben de eşlik ettim. Bakan, Stockholm’de İsveç Parlamento Başkanı Urban Ahlin, Dışişleri Bakanı Margot Wallström ve AB işlerinden sorumlu Başbakanlık Devlet Sekreteri Hans Dahlgren ile görüştü. Resmi temasları sonrasında sorularımızı yanıtlayan Bakan, son birkaç yılda Türkiye’ye yönelik soruların değiştiğini şu sözlerle anlattı: “Avrupa’daki muhataplarımızla sadece Suriye’yi, Irak’ı, bölgemizi konuşmak istemiyoruz. Küresel ısınmayı, iklim değişikliğini, çevre sorunlarını, kadın-erkek eşitliğini de konuşmaktan yanayız. Artık görüşmelerde bu çeşitlenme olacak.”
Kadınlar ve fıtrat!
Bozkır, “kadın-erkek eşitliği” başlığını da kullanınca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın KADEM toplantısındaki “Kadın ve erkeğin eşitliği fıtrata terstir” sözleriyle başlayan tartışmayı sorduk. Bakan, ‘İsveçli
AB ile müzakere süreci, Türkiye’nin üyeliğine önyargılı tutum küresel kriz ve siyasi engellemeler nedeniyle son 3 yıldır durma noktasına gelmesine karşın, Türk kamuoyu AB üyeliğine inancını hiç kaybetmedi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “Türkiye’de AB sürecine hep güçlü bir destek oldu. AB’ye karşı olanların oranı hep yüzde 10’un altındadır. Türkiye’de çeşitli kurum ve inisiyatiflerde AB için çalışan 1 milyon insan var. Ocağı hiç soğutmadık” dedi.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2023 vizyonu ile AB sürecinde yeni bir hamle başlattığını vurgulayan Bakan Bozkır, yeni “Ulusal Eylem Planı” ve “AB Stratejisi” hazırladıklarını hatırlattı. Bakanlık ayrıca, Türkiye’nin sosyo-ekonomik dönüşümü ve siyasi reformları sürdürmedeki kararlılığı konusunda AB kamuoyunun sağlıklı ve etkin şekilde aydınlatılması için yeni bir iletişim stratejisi de başlattı.
AB Bakanı Bozkır, Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı’nı ilk kez halkın seçtiği yeni dönemde de AB sürecini güçlü şekilde hedefe koyduğunun altını çizerek, “Son üç aydır çok önemli mesafe kaydettik. Konular gündemde tekrar tartışılır hale geldi. AB’nin beklemediği anda hamle yapıp, onları şaşırttık. Türkiye, Ankara Anlaşması’ndan
10 yaşını dolduran İstanbul Modern, kültür hayatımıza katkısının yanı sıra, turizm açısından da cazibe merkezi. Müzeyi gezen 5.5 milyon kişinin yüzde 40’ı yabancı. Bir dönem balkonuna çıkmanın ‘yasak’ olduğu müze şimdi yabancı turistlerin ‘görmeden dönme’ listelerinde ön sıralarda yer alıyor
Londra, Paris, Barselona, New York... Bu şehirlere gidenler Tate Modern, Pompidou, Dali Müzesi, MoMA başta olmak üzere kentteki onlarca müzeyi gezmeden dönmüyor neredeyse. Zaten dünyada en fazla turistin gittiği şehirlere baktığınızda zengin kültür ve sanat ortamının öne çıktığını görürsünüz
İstanbul da son yıllarda bu durumda... Devlet ve özel sektörden birçok müze ziyaretçi akınına uğruyor. İstanbul Modern mesela. 10 yılda yaklaşık 2.5 milyon yabancı Türk modern ve çağdaş sanatını sergileyen bu müzeyi ziyaret etmiş.
Tarihi yarımadaya bakıyor
Müze, İstanbul’a gelen yabancıların, ‘görmeden dönmem’ dediği 5 sanat mekanı arasında. Karaköy’de eski bir gümrük antreposundan dönüştürülen İstanbul Modern’i gezenler belleklerine Devrim Erbil, Tayfun Erdoğmuş, Fikret Mualla, Azade Köker gibi sanatçıların eserlerinin yanı sıra tarihi yarımadanın karşı kıyıdan izlenen manzarasını da
Sanat eseri taşımacılığının önde gelen firmalarından Asya Nakliyat’ın ortaklarından Ebru Demirel, “Bu nazik bir iş, yurtdışında sanatçılar yapar. Part-time çalışacak sanat eğitimi almış insanlara kapımız açık” dedi
İstanbul sanatsal etkinliklerle dolup taşan bir şehir artık. Ziyaretçi akınına uğrayan Contemporary İstanbul, Art International, İstanbul Bienal’i uluslararası çaptaki etkinliklerimiz. Tabii İstanbul Modern, Sabancı Müzesi, Pera Müzesi, Arter ve onlarca müzede açılan sergiler...
İstanbul sanat piyasasının ulaştığı büyüklük yeni bir iş kolu da yarattı. Sanat taşımacılığı... Taşıma işinde 52. yılını dolduran Asya Nakliyat, 1993’te Bienal eserlerini taşımakla başladığı yolculuğu başlı başına bir organizasyon haline getirmiş. Kültür Bakanlığı, Sotheby’s, Christie’s, İstanbul Modern, Borusan Sanat, Pera Müzesi, Salt, Rampa, Cer Modern müşterilerinden birkaçı.
VIP taşıma
Asya Nakliyat bir aile işletmesi. 1963’te Ankara’da baba İlhan Demirel’in kurduğu ve hala aktif olarak içinde olduğu şirketi kızları Hülya Demirel, Ebru Demirel ve Banu Demirel Demirci büyütüyor. 30’lu ve 40’lı yaşlarını süren pırıl pırıl üç genç kadın. Türkiye’ye gelen üst düzey yabancıları da