Çocuklu evlerde onların uyku saatine kadar izleyebileceği programlar izleniyor. Çocuklarınızla birlikte seyredebileceğiniz ne var peki? Sadece romantik komediler. 6 - 7 yaşında çocuğun sadece aşk muhabbetiyle geçen romantik komedi dizileri izlemesi doğru mu? Ertesi gün okulda aşk üçgenlerini, sahte evlilikleri, parayla gelen saadetleri mi konuşacaklar? Açıkçası ben yeni nesil için hayli endişeliyim.
Çocuklar ‘Güldüy Güldüy’ geliyor
BKM Film’in yaptığı ‘Güldür Güldür’ çok sevildi. Haftanın birkaç günü yeni bölüm ya da tekrar yayını var ve izleniyor. BKM şimdi yine Show TV’de onun çocuk versiyonunu yapıyor ‘Güldüy Güldüy.’ Bu haberi duyunca “Oh be” dedim. Nihayet büyük kanallardan biri çocukları da düşünmeye başladı.
Ezo Sunal’ın sunacağı komedi programında çocuklar oynayacak ve yeni küçük
yıldızlarımız olacak.
Eskiden akşam yayınlarında iki program olurdu. Saat 20.00 - 22.00 arası olan prime time 1’de, çocukların da ekranda olduğu varsayılarak komedi programları ya da aile dizileri vardı. Vurdulu kırdılı, polisiye ya da ağır dramlar da prime time 2’de yani 22.00’den sonra. Bir dizi tasarlarken “Bu PT 1 dizisi olur ya da PT 2 dizisi olur” diye konuşurduk. Televizyonculuk büyük bir
Geçen hafta Kanal D’de yayına giren ‘Hayatımın Aşkı’, batılı romantik komedi türünün bütün özelliklerini barındıran, iyi bir örnek...
Gökçe 30 yaşına girmiştir ve arkadaşları bir bir evlenirken o hâlâ hayatının aşkını bulamamıştır. Hayatına giren erkeklerin hepsi ilişkiyi ciddi bir noktaya getirmek istediğinde onu terk edip gitmiştir. Gökçe de, çalıştığı reklam ajansının cool patronu Demir’e aşık olur. Yıllardır beklediği beyaz atlı prens olan Demir’i kendisine aşık etmeyi kafasına koyar. Bu macerada ona yakışıklı ve serseri ruhlu arkadaşı Kaan yardım edecektir.
Yönetmen Ketche olarak bilinen Hakan Kırvavaç, ‘Romantik Komedi’ ve ‘Romantik Komedi: Bekarlığa Veda’ sinema filmlerini çekmiş ve çok beğenilmişti. Diziyi de bir sinema filmi hassasiyeti ve özeniyle çekmiş. İyi bir romantik komedi nasıl çekilir sorusunun yanıtını vermiş.
Gökhan Horzum ve Ekin Atalar’ın yazdığı senaryo türün hakkını veriyor. Özellikle diyaloglar komik, doğal ve yaratıcı. Hayal sahneleri, flashback’ler hikayeye renk katmış. Birinci bölümde bize Gökçe’nin yalnızlıktan bunalması, bir an önce aşkı bulup evlenmek istemesi, yaşadığı psikolojik baskı anlatılmış. Gökçe ilişkinin adını koyalım deyip evlilik
‘Kiraz Mevsimi’, ‘Aşk Yeniden’, ‘Kiralık Aşk’ ve ‘İlişki Durumu: Karışık’... Romantik komedi fırtınasını başlatan bu diziler olmuştu. Aldıkları yüksek reytinglerle sektörün tüm ayarlarını bozdular. Şimdi ‘İkinci romantik komedi dönemi’ başlıyor. Daha yaz gelmeden erken rezervasyon yaptıran ‘Tatlı İntikam’, ‘Hanım Köylü’ ve ‘Aşk Yalanı Sever’ bu dönemin ilk işleri oldular.
Bu yazın yenileri ise ‘Hayatımın Aşkı’ (Kanal D), ‘Seviyor Sevmiyor’ (ATV), ‘Aşk Laftan Anlamaz’ (Show TV), ‘Hangimiz Sevmedik’ (TRT). Anlayacağınız yakışıklı erkek, güzel kız ve atarlı giderli aşk hikayeleriyle geçireceğiz yazı.
Farklı bir dizi ‘Melek ile Serhat’
Yeni başlayacak aşk hikayelerinden biri de Gani Müjde’den, ‘Melek ile Serhat’. Onu ayrı bir başlık altına almamın nedeni hikayenin odağında MS (Multiple Skleroz) hastalığı olması. Üstelik altı bölümlük bir mini dizi.
MS, farklı karakterde bir sinir sistemi hastalığı en sık 20 - 40 yaşları arasında ve eğitim seviyesi yüksek kişilerde görülüyor. Konuşma, hareket güçlüğü, refleksleri kontrol edememek, görme bozukluğu vs. gibi sonuçları var.
Lise arkadaşım Barış Erdoğan bu hastalığa yakalandığında 17 - 18 yaşlarındaydı. Hayat dolu, neşeli, hareketli
TRT’deki ‘Sevda Kuşun Kanadında’ 1968 hareketine, 70’lerin siyasal çatışmalarına ‘Milli Görüş’ hareketinin gözünden bakan siyasal bir dizi. Genel yönetmen Mesut Uçakan, yönetmen Yasin Uslu, senaryo Ahmet Tezcan.
Arif (Murat Ünalmış), imam hatip mezunu bir gençtir. Türkçe ezana karşı çıktığı için asker tarafından öldürülen imam bir babanın oğludur. En büyük amacı babasının intikamını alabilmektir. Hukuk fakültesinde solcu Tümay’la (Deniz Baysal) tanışır. Aşık olacağı Tümay ise babasının ölümünden sorumlu olan, eski NATO subayı, derin devletin adamı, komutan Zafer’in (Yavuz Bingöl) kızıdır. Ana karakter Arif, milliyetçi çizgide kurulan ve daha sonra ‘Milli
Görüş’ çizgisine geçen Milli Türk
Talebe Birliği’nden. Siyasi tarihin son 20 yılına damgasını vurmuş birçok isim oradan çıkmış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bülent Arınç, İsmail Kahraman, Hüseyin Çelik, Beşir Atalay ve Abdülkadir Aksu...
Dizinin sorunları ne?
Yaz sezonuna girerken ağır mevzulu bir dizi yayınlamak riskli ama TRT bir garanti vermiş olabilir. Belgesel tarafını da biraz güçlendirmesi lazım. Gerçek olaylar, kişiler ve tarih açısından bilgi vermiyor. Gerçeğin üstüne kurgu
‘Baba Ocağı’, ‘Dürüye’nin Güğümleri’, ‘Güzel Köylü’ ve geçen hafta yayına giren ‘Hanım Köylü’. Ege köylerinde geçen kırsal romantik komediler için artık dizi dünyamızda yeni bir tür olduğunu söyleyebiliriz. Bu türün yaratıcıları olarak da aynı isimler var, yönetmen koltuğunda Mustafa Şevki Doğan, senaryoda Baykut Badem ve Filiz Ekinci.
Hepsi de yaz dizileri olarak başladılar ve birkaç sezon devam ettiler. Bu türün ciddi bir alıcısı var demek ki. En son yayına giren ‘Hanım Köylü’nün ilk bölümünün reyting sonuçları da artık başarıyı tescillemiş oldu.
Muhteşem doğası (Marmaris) ve güzel kızlarıyla meşhur Saklıköy’de geçiyor hikaye. Babasını iflastan kurtarmak için Saklıköy’deki mülklerini geri almaya giden, Amerika’da okumuş, yakışıklı, modern Ferit (Yusuf Çim), internetten kazayla tanıştığı köylü güzeli İlkgül’e (Gülsim İlhan Ali) aşık olur. Ne var ki Saklıköy’ün bir kuralı vardır. Dışarıya kız vermezler. Kalbini bu köyden bir güzele kaptırırsan ‘hanım köylü’ olman, yani ikametini de Saklıköy’e alman gerekir.
“Aşk için hanım köylü olur musun?” gibi sade, yalın bir cümlesi var dizinin. Tabii, işin içinde bir de kentli köylü çatışması da olacak.
Neşeli köy dizileri neden tutuyor?
Dizi dünyasının eski raconu, “Yazın light komediler, kışın ağır dramalar yapılır” kuralı reyting rekabetinin kızışması nedeniyle bozuldu. Bu kural boşuna değildi. Yazın getirdiği tatil atmosferi içinde seyirci, daha hafif konuları ve komediyi tercih ediyor. Üstelik de eve girmeyi pek istemediklerinden televizyonun başındaki seyirci sayısı, dolaysıyla reyting oranları ve buna bağlı olan reklam gelirleri düşüyor.
Dolaysıyla daha küçük bütçeli, az oyunculu, az starlı işler yazın daha zayıf rekabet
ortamında kendine yer bulmayı planlıyor. Mevzu kısaca bu.
Fakat artık starın kim olursa olsun, ne kadar çok para harcarsan harca reytingin garantisi yok. Bu nedenle de normalde kış sezonunda yayınlanacak ağır işler de yazdan girip şansını yükseltmeye çalıştı. Herkes dizisini tutturmak için yaza yüklenince orada da sıkıntı baş gösterdi. Artık yazın da meydan boş değil. Bu kez de tersi oldu. Yazın dizi tutturabilmek için yaz işleri yazdan önce girmeye başlıyor. Kanal D bu modanın ilk başlatıcısı oldu. ‘Tatlı İntikam’ yaza girmeden yaz işlerinin ilki olmayı başardı. Ardından Fox’un ‘Aşk Yalanı Sever’ dizisi geldi. Sırada bu ay içinde yayına girecek Star’ın ‘Hanım Köylü’sü var.
TRT 68’li
Geçen hafta dünya televizyon sektörü Fransa’daki MipTV fuarındaydı ve karşılarında bir Türkiye fotoğrafı vardı. Bir an, ana haber bültenlerindeki Türkiye’yi bırakıp, fuardaki Türkiye’ye bakalım.
10 yıl önce dünyada adı bile geçmezken, şimdi dünya dizi pazarında Amerika’dan sonra ikinci ülke. 75 ülkeye dizi ihraç ediyor. Önce Türk dünyası, sonra Arap dünyası ardından Balkanlar, Avrupa, Afrika,
Amerika derken önüne çıkan bütün kaleleri tek tek fethediyor. Örnek çok, ‘Kara Para Aşk’, ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Binbir Gece’,
‘Aşk - ı Memnu’…
Dünyanın en büyük endüstrilerinden biri olan Kore’den senaryo alıp, onu yeniden çekiyor ve dünya Kore’deki orijinalini değil, Türkiye uyarlamasını tercih ediyor. Örnek ‘Hayat Şarkısı’. Yıllarca Amerikan dizilerini izledik. Şimdi Amerikalılar bizden alıp yeniden çeviriyor. Örnek ‘Suskunlar’.
İmkansız başarı hikayesi…
Üstelik onlar 6 haftada 45 dakika çekiyor, biz 1 haftada 120 dakika. Onlardan çok daha düşük bir maliyetle. Acımasız bir reyting mücadelesiyle. RTÜK gibi elini kolunu bağlayan bir sansür mekanizmasına rağmen.
“Yabancı dizi izliyorum, yerli dizi yersiz uzun, üstelik de konuları hep aynı vs.” diyen bir seyirci kitlesi var. İşte onlar için bu hafta yeni bir dizi başladı, ‘Behzat Ç.’ ekibinden, ’46 Yok Olan’. Yönetmeni Serdar Akar, senaryo Ercan Mehmet Erdem’e ait. Başrollerinde Erdal Beşikçioğlu, Yasemin Allen ve Melis Birkan oynuyor.
Murat ve Ezo kardeşler, yıllar önce babalarının bir cinayete kurban gitmesine tanık olmuşlardır. Ezo bu travmayı atlatamaz ve yüksek dozda ilaç alıp bitkisel hayata girer. Genetik mühendisi olan Murat da kardeşini iyileştirmek için yeni bir ilaç yapmaya çalışmaktadır. İyileştikten sonra kardeşine destek olması için psikiyatr Ceyla ile anlaşır.
Sadece süresi değil, yayın saati, hikayesi, karakterleri, işleniş biçimi açısından diğer dizilerden ayrılıyor ‘46 Yok Olan’. Diziler yapılırken ortalama seyircimize uygun tasarlanır. Anlatım yavaş olsun, sevilen klişelerle dolsun, altyazı olmasın, yakışıklı oğlan, güzel kız olsun, tek dertleri kavuşmak olsun, örgü ören teyze de rahatlıkla anlasın vs.
İşte Star TV’nin yeni dizisi ‘46 Yok Olan’, bu ‘silah’ları kullanmadan giriyor reyting yarışına. Tebrik edilmesi gereken cesur bir deneme. Eğer başarırsa, başka