Geçen hafta Kanal D’de yayına giren ‘Hayatımın Aşkı’, batılı romantik komedi türünün bütün özelliklerini barındıran, iyi bir örnek...
Gökçe 30 yaşına girmiştir ve arkadaşları bir bir evlenirken o hâlâ hayatının aşkını bulamamıştır. Hayatına giren erkeklerin hepsi ilişkiyi ciddi bir noktaya getirmek istediğinde onu terk edip gitmiştir. Gökçe de, çalıştığı reklam ajansının cool patronu Demir’e aşık olur. Yıllardır beklediği beyaz atlı prens olan Demir’i kendisine aşık etmeyi kafasına koyar. Bu macerada ona yakışıklı ve serseri ruhlu arkadaşı Kaan yardım edecektir.
Yönetmen Ketche olarak bilinen Hakan Kırvavaç, ‘Romantik Komedi’ ve ‘Romantik Komedi: Bekarlığa Veda’ sinema filmlerini çekmiş ve çok beğenilmişti. Diziyi de bir sinema filmi hassasiyeti ve özeniyle çekmiş. İyi bir romantik komedi nasıl çekilir sorusunun yanıtını vermiş.
Gökhan Horzum ve Ekin Atalar’ın yazdığı senaryo türün hakkını veriyor. Özellikle diyaloglar komik, doğal ve yaratıcı. Hayal sahneleri, flashback’ler hikayeye renk katmış. Birinci bölümde bize Gökçe’nin yalnızlıktan bunalması, bir an önce aşkı bulup evlenmek istemesi, yaşadığı psikolojik baskı anlatılmış. Gökçe ilişkinin adını koyalım deyip evlilik kelimesine yaklaştığı an, anında terk ediliyor. Onun gibi güzel, sempatik bir kızın istisnasız bütün erkekler tarafından reddedilmesinin nedeni anlatılmamış. Finalinin de biraz merak unsuru barındırmasını tercih ederdim.
Dizinin formülü ne?
Romantik komedilerin genel özelliği haline geldi. Zengin, mesleğinde çok başarılı, yakışıklı, sportmen, ulaşılmaz, sert görünümlü, zor gülen ve karizmatik erkeklerin karşısında güzel, yoksul, sakar, iyi yürekli kızların aşk mücadelesi. Burada da aynı formül var. Esas oğlan Demir (Serkan Çayoğlu) karakteri formüle uymuş ama sertlik ve ciddiyet dozunu biraz azaltsa, bir tutam sıcaklık katsa daha iyi olur. Gökçe karakterinde Hande Doğandemir hemen sevilecek, benimsenecek modern görünümlü yerel gelinlik kızı başarıyla canlandırıyor. Motosikletli, romantik bohem serseri Kaan karakteri Berk Hakman’a çok yakışmış. Demir’i aşık etmek için Gökçe’ye kankalık yapacak ama esas oğlanın güçlü rakibi olacağını şimdiden hissettiriyor.
Güçlü, zengin ama iyi yürekli, sıcak patron rolünde Avni Yalçın’ı çok beğendim. Bana Hulusi Kentmen’in sıcaklığını hatırlatı. İlerleyen süreçte Gökçe’nin aşk mücadelesinde gizli destekte bulunacağının işaretlerini veriyor. Umarım rolü giderek artar.
Gökçe’nin anne ve babası rolünde Zeynep Eronat ve Zafer Algöz, boşanmış ama birbirinden tam olarak ayrılamamış, kavgaya devam eden çifti canlandırıyor. Çok iyi iki oyuncular ama hikaye gereği kendilerini hemen sevdiremediler. Biraz yerelleştirmek, atışmalarını sempatik hale getirmek iyi olabilir. Sosyal medyada olumlu reaksiyonlar almasına rağmen ilk bölüm reytingi beklediğimin altında oldu ama dizinin yükseleceğini tahmin ediyorum. Batılı romantik komedi türünün iyi bir örneği ama biraz daha ‘bizden’ olması, yani yerelleşmesi ilgiyi ve reytingi artıracak.