Geçtiğimiz Kurban Bayramı gerek yurtiçi gerekse yurtdışı seyahatlerinin son derece yoğun yaşandığı, yılın belki de en hareketli turizm aktivitesinin olduğu bir dönemdi. Büyük şehirlerde trafik rahatlamasından da, çok büyük bir kesimin seyahat vesilesi ile Kurban Bayramında yer değiştirdiğinin belgesiydi adeta. Kurban bayramı seyahati istatistiklerine bakıldığında, Türk seyahat sever hakkında son yıllarda çok önemli değişiklikler değişiklikler yaşandığına kanıt niteliğinde… Evet artık Türkler gerçekten de seyahatin önemini keşfetti! İşte belgesi…
*** Geçtiğimiz yıl Kurban bayramı yurtdışı turları satışları kıyaslanırsa, bu yılki artış %40 oranında, sadece sorumlusu olduğum tur operatörünün satışlarında değil, tüm pazar genelinde de yaşandı.
*** 2006 yılında Tam kapsamlı seyahat sigortası yaptıranlar toplam satışın, sadece %3’ü iken, 2007 yılında %5 rakamlarına ancak ulaşabilmişti. Seyahat esnasındaki sağlık ve seyahat aksaklıkları sigortası her tür telkinimize rağmen zar zor çok az bir kitle tarafından anlaşılabiliyordu. Son 3 yıldır bu oran %55-%65 arasında olur iken, geçtiğimiz Ramazan bayramı %73 ve son Kurban Bayramı %83 oranlarına kadar yükseldi. Bu artışın temelinde,
Güzel, güneşli havalarda ne de güzel olur Harbiye Açıkhava konserine gitmek değil mi? Bu defa yaz mevsimini geçip, sonbahara giremeden kışı yaşadığımız bugün Açıkhavada Şebnem Ferah konseri vardı. Üstelik hava hem soğuk hem de yağışlıydı. Eşim, kayınbirader ve onun eşinin ısrarları ile aslen dinlemediğim Şebnem Ferah’ın konserine gittik. Müzik kulağım olmadığı gibi, yıllar içinde müzik zevkim de değişti ve şekilden şekle girdi. Öyle ki Madonna-Samantha Fox, Michael Jackson ile başladı, 15-18 yaşım arası rock ve heavy metal müzik dinlerken, bir ara fantezi tarzı müzikleri de zevkle dinlemekteydim. Bugünlerde ise Lounge ve Jazz favori müziklerim…
Bu akşam gittiğim Şebnem Ferah konseri beni aldı, tuttu ellerimden gel seninle geçmişe yolculuğa çıkalım dedi. Uçtuk uçtuk ta ki 1990 yılına kadar. O dönem Şebnem ve tayfası 4-5 kişi Volvox isimli bir grupları var, Sıraselviler’in en meşhur rock barlarından Kemancı’da çıkıyorlar. Şebnem benden 2 yaş büyük, yani o da henüz reşit olmuş, diğer grup üyeleri de öyle… Hatta 1992’de grupları Volvox’a Özlem Tekin’i de alıp, haftanın birkaç gecesi Kemancı’da sahne alıyorlar. Bara dinlemeye gelenlerin hemen hepsi onları tanıyor zira
Bayramlar milli ve dini duygularımızın en üst seviyeye çıktığı çok özel günlerdir. Kurbanların kesildiği, akraba ve mezarlık ziyaretleri yapıldığı, sevenler arasında paylaşımların arttığı bir dönemdir. Aynı zamanda pek çok kişi tarafından da uzunca bir resmi tatil olarak sevinçle karşılanır, bilhassa normal zamanlarda izin alma sıkıntısı yaşayan çalışanlar tarafından. Bu nedenle, bayram tatili, biraz dinlenmek veya kültür gezisi yaparak yeni yerler keşfetmek isteyenler için ideal bir dönem haline gelmiştir. Bir tur operatörünün yıl boyunca yaptığı toplam satışın, yaklaşık %25’lik kısmı iki bayram döneminde yapılmaktadır. İşte bu nedenle sadece bayram dönemlerinde satış yapmak için firma kuran, internetten acente yetki belgesi olmadan satış yapan bir sürü acente ortaya çıkar. Hemen her bayram sonrası, şu firma kapattı, bu firmanın sahibi paraları alarak ortadan kayboldu gibi haberler duyulmaktadır. 20 yıldır bu sektörün bir profesyoneli ve Yurtdışı turları uzmanı olarak bu konuda seyahat severlere yol gösterecek soru-cevap şeklinde bilgiler vermeyi görev adlederim.
Kurban Bayramı turlarını seçerken nelere dikkat etmek gerekir?
1 – Tur operatörü ve Seyahat Acentesi : Tur
Aylardan Mayıs, içim kıpır kıpır heyecan içindeyim. Üstelik bu sefer UNESCO’nun Dünya Miras Listesinde yer alan en iyi destinasyonu da görme imkanım olacak. Yine hedefimde bir gemi turu, rotam İskandinavya içinde yer alan en etkileyici fiyort oluşumları… Norveç ülkesinin doğa harikalarını gemi ile gezmek üzere yola çıkacaktım. Hayatta bana en fazla keyif veren seyahat, gemi turlarıdır. Ne zaman gemi ile yeni bir coğrafyaya doğru yol alacaksam, neşe içinde olur, karşılaşacağım güzel sürprizlerin hayallerine dalarım. Hem maksimum yer görüp, her sabah ayrı bir limanda uyanacak, hem de hiç yorulmayacağım, daha ne olsun. Üstelik bu sefer şehir gezmesine değil, doğayla baş başa kalmaya, şelalelerin çağlayışını, gün batımının bulutlara verdiği olağanüstü kontrastı, yemyeşil doğanın yanı sıra sessiz-sakin stresten uzak, küçük kasabaları köyleri keşfedeceğim ve tabii ki bol bol oksijen alıp, fotoğraf çekeceğim. Daha ne olsun, üzerine bir de para alacak halim yok herhalde! Defalarca gemi turlarına katıldım, Yunan Adalarından, Ege-Adriyatik, Akdeniz turlarından nehir gezilerine kadar değişik parkurlarda ve değişik standartlarda gemilerde seyahat ettim. Son yıllarda yıldızı her geçen yıl
Belki de biz turizm profesyonelleri için en zor tercih, kendi yıllık izinlerimizde nereye gideceğimizdir. Elimizde yüzlerce seçenek olmakla birlikte, ailenize en güzel ve o an için en doğru tercihi vermek zorundasınız, zira bu sizin işiniz, yanlış yapamazsınız! Yurtdışı ağırlıklı iş yaptığımdan, dünyada en az 70-80 ülkede dostluk bazında sıkı fıkı olduğumuz arkadaşlarım, ülkelerinde tatilimi geçirsem uçak iner inmez kırmızı halı sereceklerdir neredeyse. Yılda hiç olmasa 7-8 ülkeden teklif etmeksizin davetler alırım, tabii bu kadar izne çıkma şansımız da olamadığından nazikçe geri çevirmek durumunda kalırım. Kazayla bir destinasyona gitme gafletinde bulunsam, diğer bir dostum bozuk atar, ben de davet ettim neden gelmedin de oraya gittin diye…
20 yıldır gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı Türk turizminde sektörün lider tur operatörlerinde çalıştım. Seyahat yazarlığı yanı sıra basın ve medya danışmanlığı görevlerini de yürüten bir profesyonel olarak, Alanya'dan Antalya, Kemer, Sarıgerme, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Ayvalık, Assos'tan İstanbul'a kadar Türkiye sahil şeridinde görmediğim kasaba kalmamıştır. Yüzlerce 5 yıldız otelde konaklama deneyimim var. Turizme başladığımda oda
Seyahat yazarlığı yapan bir yazar olarak, masum bir Gezi Parkı eyleminden, bugüne kadar süregelen olayların neden tırmandığı konusunu, halkın içinden biri olarak analiz yapmasam, kendimi medyada fazlasıyla eksik yapılan yanlışlığın bir parçası, sorumlusu hissedecektim. Yabancı basın yayın kuruluşları canlı yayınlar yapıyor, her gün yazılar yayımlanıyor iken, Türkiye’deki basın kuruluşlarının kendi kabuğu içinde kalması nedeniyle, değerli bir köşe sahibi olarak, ben de sessiz kalıyor gibi durmaktan son derece rahatsızlık duyacaktım. İşte bu nedenle, seyahat dışında bir yazı kaleme alıyorum. Bu kez “Halk geziye çıktı!”
Bu dünyada yapılacak en güzel ibadetin, insanlığa fayda olduğunu savunurum. Her şeyin ayrı bir önemi olmasına karşın, yapacağın bin bir duadan çok, bir insanın hayatını kurtarmanın önemi, bir insana çok hayati şeyler öğretmenin veya insanların hizmetine sunulan, sıkça kullanılan her tür icraatın da en önemli fayda, en önemli ibadet olduğunu düşünürüm. Açık açık tüm samimiyetimle geçmiş hükümetleri de değerlendirdiğimde, halkın faydasına yapılmış bu kadar yararlı icraat olmadığını da düşünüyorum, yiğidin hakkını da vermek gerektiğine inanıyorum. Sağlık alanında
Son dönemlerde yurtdışında evlenmek isteyen, Türk elçiliklerinde organizasyon yaptırıp, yurtdışından gelin damatlıklarının provalarına kadar organize eden seyahat severlerin sayısı ilgi çekici oranda artmaya başladı. Çoğu da, Roma veya Paris’i evlilik için uygun görmekte, bu nedenle talep genelde bu şehirlere olmakta. Yurtdışında evlenmek düşüncesi ana fikir olarak, hem evlenir, hem de orada balayımızı da geçiririz düşüncesi ile ortaya çıkmakta. Bir de tabii, aile bireylerine ve yakın-uzak arkadaşlara sosyal medya aracılığı ile de güzel resimlerin paylaşılması sonucu herkesin aklında yer edecek bir evliliğe imza atma düşüncesi de yatmakta! Ne de olsa, pek az kişi yurtdışında evlenme şansına sahip olabilmekte. Ben sizlere, eğer yurtdışında evlenmek istiyorsanız güzel bir tavsiyede bulunmak, belki de Türkiye’de bu muhteşem tecrübeyi yaşayan ilklerden olmanızı öneriyorum. Sıra dışı balayı deneyimi, sıra dışı bir evlilik için gemi seyahati neden olmasın?
Seyahat tutkunları çok iyi bilirler ki, çiftler için en romantik ve unutulmaz tatil deneyimi, ya tropik adalara yapılanı ya da lüks cruise gemileriyle yapılan, birbirinden güzel yerlere kolayca ulaşılabilen bir seyahatle mümkün
Mesleğim gereği sıkça seyahat ediyorum. Bu seyahatlerimin çoğu yurtdışına. Turizm pazarlama, halkla ilişkiler, medya-basın danışmanlığı görevlerini bir arada yürüttüğümden, 20 yılını turizm sektörüne vermiş bir profesyonel olmamın yanı sıra, 6 yıldır hem seyahat yazarlığı yapıyorum, hem de değerli basın mensubu arkadaşlarla yurtdışında birçok basın tanıtım gezilerine eşlik ediyorum. Her ikisi birleştiğinde ortaya yapılan seyahatin sonucu olarak çok değerli güzel yazılar, keşfedilesi yeni ufukların olduğunu seyahat severlere gösterecek destinasyonları gün yüzüne çıkarmayı amaçlıyorum. Bu yaptığım tamamen işimin gereği aslında. Ne iş yaparsan yap veya ne görevde bulunursan bulun, aldığın işi mükemmele yakın yapmam gerekli ve tüm çabalarım hayat boyu hep bu felsefe üzerine. Lafı uzatmayayım, bir seyahat yazarı yazısını hazırladığında o yazıyı değerli kılacak, destinasyonun değerine değer katacak hatta yazıya hayat verecek şey görsellik! Yani gezilen yerin en canlı, en güncel fotoğrafları. Evet bu mantıkla, fotoğraf çekmem gerektiğinin sorumluluğunu kendimde hissettim bundan 3 yıl önce.
Bana göre ciddi bir maddi yatırım ile Canon 50D modeli ile işe başlamaya karar verdim.