Seyahat Pazarlama Uzmanı Sarp Özkar

Norveç’in başkenti Oslo, Oslo Fiyordu üzerinde 250 kilometrekarelik bir alanda bulunmaktadır. Yaklaşık 550,000 nüfusu ile Avrupa’nın birçok şehrine göre fazla sakin bir şehir olma özelliği taşır. Dünyaca ünlü Scream tablosunun yer aldığı Munch müzesi, aile hayatını en güzel şekilde ifade eden Vigeland Parkı ve müzesi, Astrup Fearnley Modern Sanat müzesi ve Nobel Barış Ödüllerine ev sahipliği ile ünlenmiştir. Oslo, ormanları, parkları ve 343 gölü ile turistlere muhteşem bir manzara ve görsel ziyafet sunmaktadır. Yelkencilik, yüzme, balık tutma, kış sporları tarzı hobisi olanlar için ideal bir şehirdir. Norveç’in para birimi Norveç Kronu olup, 1 euro karşılığı 7,43 krondur. Oslo’yu ucuz yoldan gezebilmek için, 24-48 veya 72 saatlik geçerli Oslo Card almanızı tavsiye ederim. Fiyatları 24 saat için 30 €uro, 72 saat için ise 55 euro’dur. Bu kart sayesinde Munch müzesinden , Viking müzesine, Holmenkollen tepesinden, 30’un üzerindeki müze ve etkinliğe, yazın yüzme havuzlarına, toplu taşıma araçlarına kadar ücretsiz faydalanma imkanınız olmaktadır. Norveç’te en çok tüketilen yemek türü deniz mahsulleridir. Norveç somonun fümesi ve birçok yemek türü bulunmakla birlikte, ringa, morina

Çocukluğumuzda bizlerde güzel izlenimler bırakan masalları ile ünlenmiş Hans Christian Andersen nam-ı diğer Andersen’den masallar, 1805-1875 yılları arasında Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da doğmuş ve yaşamış ünlü masalcı, şair ve yazardır. Bugün Kopenhag’ın simgesi olan Küçük Denizkızı, Andersen’in günümüze armağanıdır. Çocukluğumuzu anımsayarak yüzünüzde küçük bir tebessüm olması adına Andersen’in “Küçük denizkızı” masalını hatırlatmakta fayda görüyorum.

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…

Bir zamanlar denizlerin derinliklerinde bir şato varmış. Burada kral, büyükannesi ve altı kız birlikte yaşarmış. Bu kızların en küçüğü diğerlerinden çok farklı bir denizkızıymış ve hepsinden de daha güzelmiş.

Büyükanneleri kızlara zaman zaman masallar anlatır, yeryüzü hakkında bilgiler verir ve insanlardan bahsedermiş. Bir gün kızlara yeryüzünü göstereceğine dair söz vermiş ve bu sözünü gerçekleştirmiş. Masala göre beş kız yeryüzünü gezip denizaltındaki şatoya geri dönmüşler. En küçük kız ise yeryüzünde gerçek bir prense aşık olmuş ve şatoya dönmüş. Bu güzel haberi, hemen büyükannesi ile paylaşmış. Büyükanneleri bunu öğrenince büyücüye gidip kızı

Danimarka 406 adadan kuruluş bir ülke olup, Dan dilinin yanı sıra, yaygın olarak İngilizce konuşulmaktadır. Para birimi Danimarka kronudur, 1 euro karşılığı yaklaşık 7,45 DKK’udur. Kopenhag 1,700,000 nüfusu ile 5,500,000 kişinin yaşadığı Danimarka’nın hem en fazla nüfusun bulunduğu hem de en gelişmiş metropolüdür. 1167 yılında Bishop Absolon tarafından kurulan Kopenhag şehri, 1417 yılından bu yana Danimarka’nın başkenti olarak günümüze kadar gelmiştir. Danimarka, vatandaşından %50 vergi alan ve tüm vergileri takip edebilen muhteşem bir vergi sistemi ile, ücretsiz eğitim ve ücretsiz sağlık hizmetleri sunabilen bir ülkedir. Evinde yatalak olan bir Danimarka vatandaşına tüm bakımını karşılaması için özel bir doktor ve hemşire istenirse yatılı olarak devlet tarafından ücreti karşılanarak sağlanır, hastayım diye sosyal güvenlik birimini aradığınızda evinize arzu isterseniz doktoru getirtip muayenenizi olabilirsiniz. Ünlü masalcı ve yazar, Hans Christian Andersen Kopenhag doğumlu olup, Kibritçi Kız, Parmak Kız, Prenses ve Bezelye tanesi, Küçük deniz kızı masallarını bu şehirde yazmıştır. Son yıllarda gurme mutfağının güzel ürünlerine imza atan Danimarka mutfağının en meşhur hemen

Avrupa’ya seyahat eden Türk tatilciler olarak her zaman önce İtalya, Fransa veya İspanya’yı gezer, sonrasında da Mısır veya Balkanlar coğrafyasına ilgi gösteririz. Ben de bu kapsam içine giren gezginlerden biri olduğumu itiraf etmeliyim. Mesleğim gereği dünyada 70 ülkeyi bulan keşif seyahatlerimin belki de anılarımda en güzel enstantaneler bıraktığı İskandinavya coğrafyasını kış mevsiminde keşfetme fırsatı buldum. Son yılların moda destinasyonu İskandinavya’yı bir gezgin edası ile sokak sokak arşınlarken, karşıma o kadar güzel manzaralar, o kadar ilgi çekici doğa olayları çıktı ki, bugüne kadar böyle bir güzelliği neden keşfetmediğime hayıflandım. İskandinavya Başkentleri adıyla satılan tur paketi için, gezimizin bitiminde bu coğrafya olsa olsa “Vikinglerin Rüya Başkentleri” olarak adlandırılabilir diye düşündüm. Zira sadece İskandinav Başkentleri demek, Avrupa’nın belki de bu en güzel coğrafyasına haksızlık olurdu. Peki neden rüya başkentleri? Karı-Kışı, baharları ve yazı birbirinden ayrı güzellikte bir doğası olduğu için mi? Yoksa yüzlerce sanatsal etkinliği, birbirinden ilginç müzeleri için mi? Dizayn harikası ürünleri dünyaya tanıtan önemli markaları için mi? Fiyordları,

Yaklaşık 10 yıl kadar önce yurtiçi turlarında başlayan erken rezervasyon imkanları, ilk başladığı dönemlerde Şubat ve Mart aylarında lanse edilip yaz aylarındaki otellerin satışı şeklinde uygulanıyordu. Ve bu sistem neredeyse Haziran sonuna indirim verile verile devam ediyordu. Hatta ilk çıktığında yok canım kim önceden parasını bağlar, Türkiye’de 6 ay sonra işimizden nasıl izin alabileceğimizi bile bilmeden nasıl planlama yaparız? gibi düşünceler hakimdi. Her yıl küçük küçük satışlarla Erken rezervasyon bugünlere kadar, adeta bir kartopunun yüksek bir tepeden yuvarlanması ile oluşan koca bir kütle edası ile gelmeyi başardı. 2006 yılında yurtdışı turlarında ilk defa erken rezervasyonu başlattığımızda, meslektaşlarımız bile tamam bu iş yurtiçinde oluyor ama, yurtdışında mümkün değil şeklinde görüş belirtirken, yıllardır bu konuda ısrarcı olduk, sonuçta düşüncelerimiz gerçekleşti, o dönemde yaptığımızın ne denli doğru sonuçlar getirdiğini bugün görmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Erken rezervasyonun ilk yıllarında, Şubat-Mart döneminde başlayan erken rezervasyon imkanları, son 2 yıldır Kültür Turizm Bakanlığı ve Türsab’ın da destekleri ile önce Ocak sonrasında Aralık ayına çekildi.

Yurtdışında ucuz alışveriş arayanlara bir rehber olması adına, 70 ülke gezmiş biri olarak, bazı izlenimlerimi paylaşmak istedim. Dünya üzerinde, Türkiye’den daha ekonomik alışveriş yapılacak birçok ülke var. Bazı ülkelerde ekonomik elektronik ürünler, bazılarında küçük ev eşyaları, bazılarında uygun tekstil ürünleri, bazılarında ziynet eşyaları çok daha uygun fiyatlara bulunabilmekte. Her şeyi en uyguna bulabileceğiniz bir ülke olmadığını söyleyebilirim, her ülkenin kendine özgü uzmanlaştığı, ekonomik ürünler mevcuttur. Avrupa’nın %80 gibi büyük bir kısmı Türkiye’den pahalıdır, gerek elektronik gerekse marka alışverişi yapmak çok da mantıklı değildir. Ancak Avrupa’da Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Yunanistan, Bulgaristan, Baltık ülkelerinden Letonya, Estonya ve İspanya’nın komşusu Andorra gibi ülkelerde uygun alışveriş imkanları vardır. Kuzey Avrupa’da yer alan İskandinav ülkelerinde ise alışveriş ateş pahasıdır. Uzakdoğu’da Tayland başta olmak üzere, Endonezya, Singapur, Malezya, Tayvan ve Çin dikkat çekici en ucuz alışverişin adresleridir. Hindi Çin olarak adlandırılan Vietnam ve Kamboçya gibi ülkeler de doyasıya alışveriş yapılabilecek diğer seçenekler. Sri Lanka ve Hindistan

Kruvaziyer seyahatleri, son yıllarda Türk seyahat severlerin gözdesi. Gemi turları, geçmiş yıllarda aşırı pahalı olması nedeniyle, sadece lüks konseptte seyahat edenlerin tercihi konumundaydı. Oysa son 3-4 yıldır, dünyanın en önemli gemi firmalarının Türk limanlarını daha sık tercih etmesi ile ciddi bir rekabet ortamı oluştu, arz çok talep az olunca tur fiyatları haddinden fazla ucuzladı. Kredi kartı ile ödeme imkanlarının da artması, gemi turlarına olan talebi arttırdı. Hatta 2011 yılı erken rezervasyon kampanyasında en büyük satış sıçramasını yaparak, gemi turları tarihinin zirvesine çıktı. Artık gemi turu dendiğinde, fiyatların ekonomik olduğu bunun yanı sıra, lüks ve konforlu seyahat edileceği algısı oturmaya başladı. Bu potansiyeli gören Avrupa’nın en önemli kruvaziyer şirketleri de kıyasıya rekabet içine girdi ve her geçen gün yeni planlamalarla Türk limanlarını daha çok ziyaret etmeye başladı. Bunun en güzel örneği geçenlerde yaşandı. Geçmişte hayal bile edemeyeceğimiz şekilde, filosunda 12 gemisi bulunan, Avrupa’nın en büyük gemi firmalarından MSC Cruises’ın 5 gemisi, 28 Ekim ve 01 Kasım tarihleri arasında, beş gün üst üste İstanbul limanına geldi. Üstelik İstanbul’dan

Ramazan bayramından sonra, yılın son bayram tatili olan Kurban bayramını da karşılamaya hazırlanıyoruz şu günlerde. Kimi bayramı seyahat ederek geçirmeyi hayal ediyor, kimi memleketine giderek aile eşrafı ile ananevi bir bayram keyfi sürmek düşüncesinde, kimiyse kurbanını kesip yaşadığı yerde bayramını seyahatsiz geçirmek düşüncesinde. Az da olsa bazı kesim, bayramın ilk günü kurbanını kesip, mezarlık ve akraba ziyaretlerini tamamlayıp, bayramın ikinci gününden itibaren seyahat etmeyi tercih etmekte.

İster yurtdışı ister yurtiçinde bayramınızı seyahatle geçirmeyi planlıyorsanız, bazı konulara dikkat etmeniz, seyahatinizi daha keyifli ve verimli hale getirecektir.

Yurtiçinde seyahat edecekler ne yapmalı?

Yurtiçi tatili yapmayı düşünenlerin büyük bir çoğunluğu bu bayram, ya Kıbrıs, Antalya gibi nispeten daha ılıman bir yer seçtiler ya da yurtiçinin zengin kültürel mirasını keşfetmek üzere, birkaç şehir içeren kültür turu seyahatini planlamış durumda. Uçakla seyahat edecek olanların bilmesi gereken en önemli konu, havalimanlarında yaşanacak ciddi yoğunluk ve bu yoğunluk sonucu uçaklarda yaşanabilecek gecikmelere karşı önceden hazırlıklı, yani sabırlı olmak. Bilin ki, burada