Başbakan Erdoğan’ın, en Özalvari atamasıydı... Öğlen saatlerinde ajanslara düşen “Yatırım ve Destek Ajansı Başkanı Alpaslan Korkmaz görevinden ayrıldı” haberiyle dikkatler Ankara’ya odaklandı.
“Doğrudan Başbakan’a bağlı olarak çalışmak üzere” İsviçre’den Türkiye’ye transfer edilen Korkmaz’ın istifası, hükümete yakın kaynaklar için sürpriz olmadı.
Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz mart ayında yaptığı Londra ziyareti, Korkmaz’ın geri dönülmez bir yola girdiğinin işaretlerini veriyordu.
Başbakan’ın Londra’dan döndüğü sırada Korkmaz’ın işini bitirdiğini söyleyenler, ittirmeyle bu sürecin düne kadar ancak uzatılabildiği konusunda hemfikirler.
Erdoğan’ın takdirine vurgu yapıldı
Korkmaz’ın istifasıyla ilgili farklı yorumlar alıyorum, ama önce kendi sözlerini aktarayım:
Mardin-Batman
Milliyet Business ekibi olarak Şanlıurfa’dan sonra, sırasıyla Mardin ve Batman’a vardık. Mardin’deki karşılamanın ‘ruhani’ etkisi her zamanki gibi çok yüksekti. Mardin Cercis Murat Konağı’nın sahibi Ebru Baybara Demir, Mezopotamya vadisine bakan terasta uzun bir akşam yemeği masası hazırlanmıştı.
Yemek boyunca Metropolit’ten, İl Müftüsü’ne; Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü’nden, Belediye Başkan Vekili’ne kadar masada yer alan tüm yerel yöneticiler sırasıyla görüşlerini paylaştılar. Her görüş altın kıymetinde, barışa ve refaha hizmeti dokunacak herhangi fikrin bir gramı bile harcanmamaya özen gösteriliyor.
Batman, Şırnak, Siirt ve Mardin illerini içine alan Dicle Yatırım Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri Abdullah Erin, “Ayda bir kez kentin sivil toplum örgütü ve yerel yöneticileri aynı masanın etrafında toplanıyor. Son toplantımızda enerji, sınır ticareti ve sulama kanalları ile ilgili görüştük. Alınan kararlarda yüzde 98 oy birliği sağlandı” diyor. Erin, 20 milyon lira yatırım bütçeli DİKA’ya projelerin gelmeye başladığını söylüyor. Midyat ve Mardin’e gelen yatırımcı hemşerilerine dikkat çekiyorlar.
‘Marka şehir’ olma yolunda
İstanbul’da
Siz ne konuşmak isterseniz isteyin; konu bir yerinden “Anayasa referandumu” ve “Kürt sorunu” tartışmalarına geliyor... Milliyet Business ekibi ile Şanlıurfa-Mardin-Batman ziyaretlerimizde karşımıza çıkan tablo bu durumdan farklı değildi. Özellikle 2009 başlarında ortaya çıkan “kalkınma ajansları hedeflerini” önemsediğimi belirtmek isterim. Devlet Güneydoğu’da iki adımı aynı anda atıyor:
Bir; kurulan kalkınma ajansları vasıtasıyla komşu ülkelerle ekonomik işbirliğini geliştirerek, bir yeni nesil iş dünyası yaratmak. İş dünyasının başlattığı yoldan ilerleyen hükümet vize, gümrük kapısı ve serbest ticaret bölgeleri uygulamaları gibi bürokratik duvarları indiriyor.
Sonuç da alınıyor; başta Suriye ve Irak olmak üzere ikili dış ticaret katlanıyor! İkinci adım ise okul öncesinden başlayarak, lise dönemini de içine alan eğitim seferberliği başlatılarak atılıyor. Urfa Valisi Nuri Okutan’ın eğitim seferberliğinin katkısını kayda geçmek gerekir. Lise düzeyinde oranının artması için “Kız liseleri açılmalı” görüşünden hareket ediyor. Amaç belli: Çocuklarının taş atmasını önleyebilecek bilinç düzeyinde anneler yetiştirmek! BDP’lilerle konuşuyorum; “Çocuklarını sokağa, dağa anneler
Geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın “terör, ekonomik işbirliğini engellemeyecek” mesajı vermek üzere 200 işadamı ile yaptığı Erbil ziyaretinin en ilginç anı, IKBY eski Başbakanı, yeni medya patronu ve KDP Genel Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani ile buluştuğu toplantıydı.
Neçirvan Barzani, Çağlayan’ın ziyareti sırasında bir araya geldiği Türk işadamları vasıtasıyla, girişimcileri ülkesine enerji yatırımlarına davet etti.
Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY) Başbakanı Berhem Salih, “Bizi Nabucco’ya alın, Avrupa’nın gazını verelim” dediyse de; henüz üretim ve kapasite yönünden sorunlu bir bölgeden söz ediyoruz.
Amerikan işgali ile yakıp yıkılan Irak’ta enerji üretimi, henüz Saddam Hüseyin dönemine bile erişemedi.
O nedenle Irak’ın 2014’te devreye girmesi beklenen Nabucco Doğalgaz Boru Hattı’na, yılda 15 milyar metreküp gaz satabilmesi için, alt yapı yatırımlarını hızlandırması gerekecek.
Başta Shell, Haliburton, Mobil, Exxon projeleri olmak üzere; hem doğalgaz, hem de petrol yatırımlarında nihayet büyük adımlar atılmaya başlanıyor.
TPAO’nun Irak’ta imzaladığı kontratlar devede kulak sayılır.
Geçtiğimiz ayın ortalarında Norveç’te bizi çok yakından ilgilendiren bir atama yapıldı. Bağdat’ın eski ABD Büyükelçisi Zalmay Halilzad; İngiltere, Yemen, Ekvator Ginesi, Mozambik’in yanı sıra Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nin (IKBY) petrol sahalarında faaliyet gösteren Norveç enerji şirketi DNO International’ın yönetimine girdi. Halilzad, BAE merkezli RAK Petroleum şirketinin yönetim kurulu üyesiydi.
RAK geçtiğimiz mayıs ayındaki alımlarla, yüzde 44’ü halka açık, yüzde 56.2’si ise hissedarlara ait olan DNO’daki payını yüzde 30’a yükseltti. Halilzad, RAK’ın hâkim ortak konumuna geldiği DNO’da, “non-executive direktör” olarak görev alıyor.
Türkiye kamuoyunun, ABD eski Başkanı Bush’un “Ortadoğu Özel Temsilcisi” ve Irak’taki “BM Büyükelçisi” olarak da tanıdığı Afganistan doğumlu Halilzad’ın yeni görevini, yürütme kurulunda yer almayan “temsilci” olarak da tercüme edebiliriz.
Bu gelişmeyi DNO’nun IKBY’deki petrol yatırımlarından hareketle analiz etmeye çalışalım...
DNO, Bağdat yolunu açar mı?
Federal Irak yönetimi, IKBY ile enerji kontratı imzalayan şirketlere Bağdat yolunu kapatıyor.
Askerin sözün bittiği yeri işaret etmesi ne anlama gelir onu tartışacak değilim; Irak ile ilişkiler “karadan operasyon” seviyesine doğru tırmanırken, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY) tarafından dünya kamuoyuna taşınan “Bizi Nabucco’ya alın” mesajını okumaya çalışıyorum.
Hazar ve Ortadoğu enerji kaynaklarını Batı’ya ulaştıracak Nabucco Projesi için Azerbaycan’dan sonra doğalgaz tedarikçisi ülkelerin başında Irak’ın gelmesi bir sır değil.
Irak yönetimi, Hükümet Sözcüsü Ali El Dabbah tarafından yapılan bir açıklamayla (19.05.2009-Radikal) IKYB’nin Nabucco anlaşmalarını kabul etmeyeceğini duyurmuştu.
Barzani yönetimi bu soru işaretlerine rağmen, Ankara’yı “Nabucco fikrine” ısındırmak için; Rusya’ya, Azerbaycan’a ödenen gaz faturasını en az yüzde 50 aşağıya çekecek radikal bir öneri getiriyor.
Irak’ın gaz şirketi yok!
Barzani yönetiminin çağrısını; Nabucco International Company’nin ortakları MOL (Macaristan), REW (Almanya), Bulgargaz (Bulgaristan), Transgaz (Romanya), Botaş (Türkiye) ve OMW Erdgas (Avusturya) nasıl değerlendirir?
Kuzey Irak’ın, sınır bölgeleri başta olmak üzere iş dünyası ile kurduğu ilişkilerin kurumsallaşması yönünde atılan adımlar gözden kaçmıyor. Irak Kürdistan Bölge Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin haziran ayının ilk haftasında Ankara ve İstanbul’a yaptığı resmi ziyaret, PKK terörü ile mücadele başlığını öne çıkardıysa da; Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın 29 Haziran’da 148 işadamı ile Erbil’e çıkartma yapması, iki ülke arasındaki ekonomik hedeflerden vazgeçilmediğini ortaya koyuyor.
Yaklaşık 4 milyon nüfuslu petrol adasında ortaya çıkan yeni sermaye sınıfı; Türkiye-Irak ilişkilerini nereye taşır?
Yanıtı kolay verilebilecek bir soru değil.
Barzani’nin TÜSİAD’ı ziyareti, Irak’taki Kürt yönetiminin bol sıfırlı rakamlara ısınma turuydu...
Başkanlığını Boyner Sanayi Genel Müdürü Osman Fevzi Boyner’in yaptığı “TÜSİAD International“ çatısı altında yer alan Irak Çalışma Grubu, Kuzey Irak’ı çalışma gündemine aldı.
Irak Çalışma Grubu başkanlığını merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın prenslerinden ve Türk-Amerikan İş Konseyi kurucularından Şerif Egeli’nin yürütmesi; TÜSİAD’ın meseleye Washington bağlamında baktığını da gösteriyor.
Üyelere Irak’a yönelik taleplerini bildirmek üzere
BODRUM
Paris’te geçen ay evlenen Toprak Sanat Galerisi sahibi Ayfer Toprak ve eşi Cengiz Karavan akıma uydu; dostlarına Bodrum’da düğün davullu zurnalı daveti verdi. Arkadaşları ikinci evliliğini yapan Ayfer Toprak’a, bir gece önce de Göltürkbükü’nde kına gecesi sürprizi hazırladılar. Kına da vardı; yerel giysiler de...
Turgutreis’in yeni gözdesi Gardens Of Babylon Otel’de ağırladığı konuklar, Göltürkbükü’nün mütevazı plajlarından Shenai’da hem çalıp hem söylediler...
Koca bakanı nasıl getirdi!
Ayfer’i uzun süreden beri tanırım; babası Halis Toprak’ın varlığından da, yokluğundan da bağımsız olarak kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan sorumluluk sahibi bir annedir.
Sanatı yalnızca seramik deseni olarak gören babasına rağmen; “galeri sahibi” olma yolunu seçmesini de “fark yaratma” gayretinin bir yansıması olarak görürüm.