Geçtiğimiz ayın ortalarında Norveç’te bizi çok yakından ilgilendiren bir atama yapıldı. Bağdat’ın eski ABD Büyükelçisi Zalmay Halilzad; İngiltere, Yemen, Ekvator Ginesi, Mozambik’in yanı sıra Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nin (IKBY) petrol sahalarında faaliyet gösteren Norveç enerji şirketi DNO International’ın yönetimine girdi. Halilzad, BAE merkezli RAK Petroleum şirketinin yönetim kurulu üyesiydi.
RAK geçtiğimiz mayıs ayındaki alımlarla, yüzde 44’ü halka açık, yüzde 56.2’si ise hissedarlara ait olan DNO’daki payını yüzde 30’a yükseltti. Halilzad, RAK’ın hâkim ortak konumuna geldiği DNO’da, “non-executive direktör” olarak görev alıyor.
Türkiye kamuoyunun, ABD eski Başkanı Bush’un “Ortadoğu Özel Temsilcisi” ve Irak’taki “BM Büyükelçisi” olarak da tanıdığı Afganistan doğumlu Halilzad’ın yeni görevini, yürütme kurulunda yer almayan “temsilci” olarak da tercüme edebiliriz.
Bu gelişmeyi DNO’nun IKBY’deki petrol yatırımlarından hareketle analiz etmeye çalışalım...
DNO, Bağdat yolunu açar mı?
Federal Irak yönetimi, IKBY ile enerji kontratı imzalayan şirketlere Bağdat yolunu kapatıyor.
DNO’nun 2004 yılında Kürt yönetimi ile sözleşme imzalayan şirketler arasında görünmesi sizi aldatmasın. Çünkü DNO, 2002 yılında Kürt yönetimi ile petrol lisansı anlaşması yapan Genel Enerji’nin Tawke sahasına yüzde 55 oranında ortak oldu.
Çukurova grubuna bağlı Genel Enerji’nin sözleşmeyi imzaladığı tarihte ise, henüz ABD Irak’ı işgal etmemiş; Bağdat yönetimi de işgalden önce otonom ilan ettiği Kürt yönetimi ile yapılan anlaşmaları kabul edeceğini duyurmuştu. Bu nedenle DNO, Bağdat’ın “kara listesinde” yer almıyor. Ancak İngiliz gazetesi The Guardian’ın haberine göre Bağdat tarafından “sorunlu” kabul edilen bir şirketti.
Söz konusu haberde; DNO’nun Ekim 2008’de Genel Enerji’ye yaptığı yüzde 30’luk hisse satışı ile ilgili olarak, Norveç SPK’sına bilgi vermediği iddia edilmişti.
DNO, Genel Enerji ve Addax Petroleum’un sahalarından çıkan Barzani (IKBY Başkanı) petrolü, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin de katılımı ile 1 Haziran 2009 tarihinde Erbil’de düzenlenen bir törenle Kerkük-Yumurtalık hattına bağlanmıştı. Günde 100 bin varile kadar çıkması hedeflenen bu ihracat, Bağdat’ın “petrol gelirleri paylaşım yasasını” onaylamaması nedeniyle devam edemedi.
Halilzad, 18 Haziran’da “Irak Enerji Raporu”na verdiği röportajda, “19 Temmuz 2009’da Neçirvan Barzani (IKBY eski Başbakanı) ile Erbil Rafinerisi’nin açılış törenlerinde verilen fotoğrafta siz de yer aldınız” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Hem IKBY, hem de Bağdat yönetiminin konuğuydum. Irak’ta dostlarım var. O projelerin Bağdat ile tartışmalı olduğuna inanmıyorum. Rafineri yatırımı ve Kürdistan’daki sahalardan petrol ihracının Bağdat’ın onayıyla gerçekleştiği söylendi. Talabani de törendeydi. Onların petrol sözleşmesi Bağdat’ın kara listeye aldığı şirketlerden daha farklı.”
Halilzad’ın Irak’a dönüşü
Ortadoğu coğrafyasındaki rolünü tahmin edebileceğimiz Halilzad’ın bu taze ifadeleri, ABD tarafından hazırlanan bir “petrol gelirleri paylaşım” planının, kurulması beklenen Bağdat hükümetine teslim edildiğini düşündürüyor. Şu soruyu sormak gerekmez mi: ABD, Barzani petrolüne vize mi verdi?
Irak’ın da, Barzani’nin de petrolü-doğalgazı dünya pazarlarına ancak Türkiye üzerinden çıkabiliyor. Basra Limanı’nı konuşmayacaksak...
4 Temmuz günü Kerkük-Yumurtalık boru hattı PKK saldırısı sonucu hasar gördü. PKK daha önce de Kerkük-Yumurtalık boru hattını tahrip etmişti. Halilzad’ın Irak’a “oilman” olarak dönüşünü, Türkiye’nin güvenlik sorunundan bağımsız olarak yorumlamak mümkün değil.