Fenerbahçe ilk yarıda yakaladığı iki net pozisyonu değerlendirmiş olsaydı, maçı çok daha farklı kazanabilirdi. Bordo mavililer ise ikinci yarıda hiçbir varlık gösteremediler. Dolayısıyla sarı lacivertliler de maçı güzel bir oyunla kazanmayı başardılar.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım oyunun sonucuna etki eden bir hata yapmadı. Vermiş olduğu sarı kartlarda Sow’un sarısı hariç diğerlerinde haklıydı. Sow’a gösterdiği kartta bana göre bir aldatma yoktu, oyuncu pozisyon gereği yerde kalmıştı.
Emre’nin Halil Altıntop’a yapmış olduğu müdahalede kırmızı kart göstermemesi doğruydu. Çünkü Emre’nin hareketi sert olmasına rağmen ciddi faullü bir hareket değildi.
Maçın bir diğer tartışmalı pozisyonunda Giray’ın son dakikada eline gelen topta ise penaltı kararı verilmemesi doğruydu.
Çünkü Giray arkasında kalan topu görmeden eline değdi. Maçın yardımcı hakemleri de hatasız bir yönetim gösterdiler.
Geçtiğimiz hafta oynanan Manisaspor-Galatasaray maçının sonucundan çok, kuşkusuz ki Muslera’nın penaltı vuruşunu kullanması daha fazla öne çıktı.
Kimileri Muslera’nın penaltı atmasını etik bulmazken kimileri ise tam tersini savundu. Hatta sarı-kırmızılıların Teknik Direktörü Fatih Terim maçtan sonra yaptığı açıklamada, bunun futbolcular arasında daha önceden konuşulduğunu da ifade etti.
Bir diğer tarafta ise Manisaspor’un bu maçta yedek kalecisi olan İlker ise maçtan sonra yaptığı açıklamada “Keşke Galatasaray takımı bize 10-15 tane gol atsaydı ancak bu penaltıyı Muslera kullanmasaydı. Atış yapılmadan önce bunu yardımcı antrenörler Hasan Şaş ve Ümit’e söyledim ama yedek kulübesinden Fatih Terim’e duyuramadım” dedi.
Bu konu tartışılınca aklıma, 2008 yılında Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde yönetmiş olduğum San Marino-Almanya A milli maçında yaşadığım bir olay geldi ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Almanya’nın San Marino’yu 13-0 yenip Avrupa Şampiyonası tarihinde bir maçta en fazla gol atma, en farklı skorla galip gelme ve deplasmanda en farklı skorla kazanma rekorlarını kırdığı karşılaşmada Muslera’nın bugün tartışılan penaltı atışına benzer bir olay
Suat Arslanboğa, sezonun çıkış yakalayan hakemlerinden. Bu maçta çok kritik kararlar verdi. Bu kararların birçoğunda başarılıydı, ancak atladığı pozisyonlar da vardı. Manisaspor’dan Yiğit’i ve Galatasaray’dan Emre Çolak’ı doğru kartlarla ihraç etti. Galatasaray lehine verdiği penaltıların her ikisinde de Akaminko’nun rakiplerine yaptığı müdahaleler net penaltıydı, hakemin buradaki kararları yerindeydi. Ancak penaltı vuruşları yapılmadan önce ceza alanına girerek açık ihlal yapan oyunculardan dolayı her iki vuruşun da tekrarı gerekiyordu.
Isaac’in orta saha mücadelesinde Aydın’a topun üzerinde yaptığı müdahale ciddi faullü hareketti ve oyuncunun direkt kırmızı görmesi gerekiyordu, oysa Arslanboğa sarı kart bile göstermedi. Manisasporlu İlhan, Semih’le mücadelesinde bir penaltı bekledi, ancak devam kararı doğruydu. Yardımcı hakem Adil Sinem çok başarılı ofsayt yorumları yaparken, diğer yardımcı İsmail Şencan Hakan Balta’nın açık ofsaytını kaçırdı.
Maçın ilk yarısında iki takım da kontrollü bir oyun ortaya koydu. İkinci devrede Emre’nin de oyuna girmesiyle önde daha fazla pozisyon arayan Fenerbahçe, golleri bularak maçı kazanmayı bildi. Medical Park Antalyaspor ise düşmeme mücadelesi veren bir takım gibi mücadele etmedi.
Maçın hakemi Tolga Özkalfa’nın oyunun sonucuna etki eden bir hatası olmadı. Emre, Caner ve Uğur’a gösterdiği sarı kartlar kurala uygundu. Ancak Özkalfa’nın maçtaki en önemli hatası Ali Turan’ın Caner’e yapmış olduğu harekete bir faul verip, sarı kart göstermesi gereken pozisyondaydı. Ancak o ikisini de yapmadı. Burada 4. hakem ve yardımcı hakem Özkalfa’yı uyarmalıydı. Özkalfa, maç içinde bir-iki pozisyonda da acele düdük çalarak avantajı kesti. Antalyasporlu oyuncunun rakip ceza alanı içinde yapmış olduğu harekete düdük çaldı. Volkan zaten topu alıp kanatta boşta olan arkadaşına topu vermişti. Burada oyunu kesmesi gereksizdi.
Sow’un golünde kale çizgisine daha yakın iki Antalyasporlu oyuncu vardı. Bu yüzden pozisyonu ofsayt değildi. Hem bu zor pozisyonda hem de diğer ofsayt yorumlarında hata yapmayan Ekrem Kan’ı da kutlamak gerekir.
Maçın ilk yarısında daha iyi bir mücadele ve pozisyon bolluğu vardı. Ama maçın en güzel ve şık hareketlerini yine Fernandes yaptı. Karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan kariyerinde ilk defa üç büyük takımlardan bir tanesinin maçını yönetme şansını elde etti.
Genç olması nedeniyle gelecekte kendisinden çok şey beklenen bir hakem... Bazı faulleri atlaması ve geç faul düdüğü çalması oyunun sertleşmesine neden oldu. Beşiktaş’ın kazanmış olduğu golünde İbrahim Toraman’ın İlhan’a bir faulü vardı. Sonrasında her ne kadar İlhan da rakibini tutuyor gibi görünse de pozisyonun başında Toraman rakibine açık bir faul yapmıştı.
Bu nedenle iptal kararı doğruydu. Almeida’nın kırmızı kartında yardımcısıyla birlikte çok doğru bir karar verdi. Egemen‘in atıldığı pozisyondaki ikinci sarı kartı da bana göre ağır oldu. Egemen burada rakibine sert bir hareket değil sadece faul yaptı.
Yardımcı hakemlerden Volkan Narinç, Mehmet Yıldız’ın ofsayt olmayan pozisyonunu yanlış bir bayrak kaldırarak bariz bir hata yaptı. Diğer yardımcı hakem Serhan Malkoç ofsayt yorumlarında başarılıydı.
Bir tarafta Avrupa’ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışmaları almış başını giderken, diğer tarafta da suçların şahsiliği mevzuu kamuoyunu epeydir meşgul ediyor.
Sanki Avrupa’ya gitmeyince veya şike davası salimen (!) sonuçlanınca Türk futbolunun ve dolayısıyla sporumuzun bütün problemleri hallolacak.
Ben öyle olacağına hiç ihtimal vermiyorum doğrusu.
Kaldı ki bu konuyu savunanların amaçlarının Avrupa’ya gidip gitmemek değil, sanki UEFA’yı sıkıştırarak aba altından sopa göstermek olduğunu düşünüyorum ya da belki de öyle düşünmek istiyorum.
Yoksa belirli bir süre Avrupa’ya gitmeme düşüncesi bana göre Türk futboluna yarardan çok zarar verecektir.
Ayrıca eğer bazı kulüpler böyle yanlışların içine girmişler ise onun bedelini hatası olmayan kulüpler ya da taraftarlar neden ödesin ki?
Bu hem sporun ruhuna hem de hukuka aykırı bir durum oluşturur.
Fırat Aydınus ve yardımcıları çok kritik değerlendirmelerde bulundular. Maçın ilk yarısında Selçuk’un kendi ceza alanı içinde topa dokunduktan sonra devam eden hareketi Burak’a sert faule dönüştü. Hakem Fırat Aydınus’un burada penaltı kararının yanında Selçuk’a en az bir de sarı kart göstermesi gerekirdi. Gökhan Gönül-Olcan mücadelesinde ise Olcan’ın hareketi topa ve topa dokunmayı da başarıyor. Burada hakemin devam kararı doğruydu.
Maçta bir diğer tartışılan karar da Sow’un pozisyonu için yardımcı hakem Serkan Ok’un kaldırmış olduğu ofsayt bayrağına Fırat Aydınus’un re’sen karar vererek devam ettirmiş olmasıydı. Bu pozisyonda Fırat Aydınus’un devam kararı çok doğruydu, çünkü oyun kurallarının yorumlanması ve hakemler için rehber kitapçığına göre açık olarak böyle bir pozisyonda oyuncunun ofsayt sayılabilmesi için
1. Oyuna müdahale etmesi, yani topa dokunması
2. Rakibe müdehale etmesi, yani rakibin topla oynamasını veya oynayabilmesini engellemesi gerekir.
Bu pozisyonda Sow bunlardan herhangi birini yapmadı. Dolayısıyla hakemin cesaretli devam kararı doğru yorumdu. Serkan Ok’un acele kaldırmış olduğu bayrağa uymayarak gole prim tanıyan Aydınus’u kutlamak gerekir.
* * *
Necati’nin erken gelen golüyle sarı-kırmızılı oyuncular maçı kontrol altına almayı başardılar. Onun dışında Orduspor takımı oyunun genelinde hücum hattında pek fazla varlık gösteremedi.
Maçın hakemi Tolga Özkalfa ve yardımcıları başarılı maç yönettiler. Tolga Özkalfa oyunun sonucuna etki eden hata yapmadı. Ancak maçta öylesine basit hatalar yaptı ki bu ileride başına iş açar. FIFA hakemliği seviyesine gelmiş bir hakem olarak hala yer alma sıkıntısı yaşıyor. 90 dakika boyunca kendisine iki defa top çarpan Tolga Özkalfa bazı pozisyonlarda da oyuncuların koşu yolunu tıkadı. Orta saha mücadelelerinde bir, iki tane çok basit faul düdüğü çaldı. Bir tanesinde Engin’in rakibiyle girmiş olduğu mücadelede faul olmamasına rağmen oyunu kesti. Burada bir ikili mücadele vardı ve Engin oyun kuralları sınırları içerisinde rakibine müdehale etmişti.
Sarı-kırmızılı takımda Selçuk’a rakibi Bruno’ya yapmış olduğu hareketten dolayı bir sarı kart göstermeliydi. Necati’nin penaltı beklediği pozisyondaki devam kararına ise katılıyorum. Yardımcı hakem Ekrem Kan’ın Necati’nin iptal edilen golünde kaldırdığı ofsayt bayrağı çok doğruydu.