Selçuk Dereli

Hakem Özgün Yankaya, alışık olduğumuz başarılı performansını ortaya koyamadı. Faul yorumlarında ve disiplin uygulamalarında hatalar yaptı.
Maçın ilk yarısında Aykut’un, Halil Altıntop’a yapmış olduğu müdahale bir penaltıyı gerektiriyordu. Burada penaltının yanı sıra Aykut’a bir de sarı kart göstermeliydi. Bu da Aykut’un 2. sarı kartı olacağı için bu oyuncu atılmalıydı. Ancak Yankaya bunu atladı. Burada kırmızı kart olmazdı. Çünkü Halil hem topa tam hakim değildi, hem de kaleci futbolcuya yakındı. Kulusiç’in Burak’a yapmış olduğu müdahaledeki penaltı kararı ise doğruydu. Çünkü Kulusiç, Burak’a sağ koluyla yüklenerek faul yaptı.
Özgür Yankaya’nın maçta bir de kural hatası vardı. Gençlerbirliği’nden Soner’e serbest vuruş kullanması için düdüğü çaldıktan sonra, Soner topu oyuna soktu. Meşin yuvarlak yaklaşık 8-9 metre mesafe aldıktan sonra düdük çalarak oyunu durduran Yankaya ceza alanında itişen oyuncuları uyardı ve atışı tekrarlattı. Hulbuki burada hakemin top oyuna girdikten sonra bir ihlal varsa ya ihlalin olduğu yerden bir serbest vuruş vermesi ya da oyunu durdurduğu anda topun bulunduğu yerden bir hakem atışı yaptırması gerekiyordu. Bu kuralı atlayan Yankaya önemli bir

Beşiktaşlı oyuncular golü kalelerinde görene kadar rakip kaleyi çok yokladılar, ancak golü yakalayamadılar. Belli ki, Carvalhal uzaktan şutlarla rakip kalede gol bulabilmek için oyuncularına talimat vermiş, ancak oyuncular bu fırsatı bulamadılar. Fernandes, İsmail Köybaşı çok iyi mücadele ettiler, golü yedikten sonra motivasyonları tamamen kayboldu.
İtalyan hakem Paolo Tagliavento sarı kartlarda yanlış değerlendirmeler yaptı. Özellikle Fernandes’le yapılan sarı kartlık pozisyonda oyunu avantaja oynattı, ancak avantaj kaybolunca dönüp Atleticolu oyuncuya bir faul ve sarı kart vermesi gerekirken bunu yapmadı. Maçın geneline baktığımızda sonuca etki eden hataları olmadı. Yardımcı hakemler Atletico Madrid’in atağında ofsayt olmayan pozisyonlarına bayrak çekerek, çok önemli atakları kesmiş oldular.

Mahmut Özgener federasyonu döneminde, kulüp başkanlarına şirin görünmek adına yapılan statü değişikliği ile futbolun asli unsuru olan sporcular ciddi anlamda mağdur edildi. Yapılan değişiklikle, futbolla ilgili sözleşmeden doğan ihtilafların çözüm yeri, önceki yasada TFF bünyesindeki Uyuşmazlık Çözüm Kurulu iken artık bu yetki adli mahkemelere verildi.
Yapılan bu yanlışın zararlarını Türk futbolu şimdi öylesine derinden hissetmeye başladı ki futbolcuların bir çoğu mutsuz ve kulübüyle de ihtilaflı durumda. Sadece futbolcular değil, maalesef teknik direktörler ve antrenörler de aynı durumda.
Bugün 25 maç oynayıp parasını dahi alamayan birçok futbolcu var. Düşünün futbolcu mahkemeye gitse yıllarca uğraşacak. Böyle saçma bir şey olabilir mi?
Daha önce Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, kulüpler eğer futbolcunun alacağını ödemiyorsa o takımın transfer yapma olanağını bile ortadan kaldırıyordu. Ama şimdi artık her şey kulüplerin elinde. Mahmut Özgener federasyonu sadece oy kaygısıyla yaptığı bu değişiklikle aslında futbolun dibine bir dinamit daha koyup gitti. Futbolcu sahada futbolunu mu oynayacak yoksa mahkeme kapılarında duruşma mı kovalayacak anlayan beri gelsin.

Yaş sınırı

Maçın ilk yarısında çok daha iyi mücadele eden bir Sivasspor vardı sahada... Alanzinho ve Halil Altıntop oyuna girdikten sonraki bölümde ise maçın seyri değişti. Özellikle Alanzinho’nun katkısı tartışılmazdı.
Maçın sonucuna etki eden bir diğer faktör de karşılaşmanın hakemleriydi. Kuddusi Müftüoğlu’nun Avni Aker’deki kırmızı kart sendromu devam ediyor. Önceki yıllarda oynanan Trabzonspor-Beşiktaş maçında yardımcısının uyarısına rağmen hakeme küfür eden Engin’i oyundan atmamıştı. Yine bu sezon oynanan Trabzonspor - Galatasaray maçında Zokoro’yu kırmızı kart olmayan bir pozisyonda ihraç eden Müftüoğlu dünkü karşılaşmada da Volkan Şen’in rakibine çift ayağı ile atmış olduğu tekmede de onu oyundan ihraç edemedi. Bu pozisyon yardımcı hakem Ali Saygın Ögel’in gözünün önünde olmasına rağmen o da duyarsız kaldı.
Ve sonrasında Volkan maçın galibiyet golünü atarak takımına üç puan getiren sayıyı kazandırdı.
Kuddusi Müftüoğlu’nun Burak’a yapılan müdahalede penaltı kararı vermesi tartışılırdı. Ancak hakemin penaltı kararına yine de saygı duyuyorum. Çünkü kalecinin Burak’a az da olsa bir teması vardı. Fakat kaleci Atilla penaltı vuruşunda 2 metre öne çıkarak penaltıyı kurtardı. Bu

Kamil Abitoğlu çok kötü bir yönetim gösterdi. Verdiği-vermediği kararlarla oyunun sonucuna etki eden hatalar yaptı, kontrolü elinden kaçırdı. Abitoğlu, oyuncuların güvenini de kaybetti. Daha önce sarı kartı bulunan Veli’nin, Culio’ya yaptığı müdahale 2. sarı kartı gerektiriyordu, ancak hakem göstermedi, gösterseydi konuk ekip 10 kişi kalacaktı. Beşiktaş’ın kazandığı golden önce İsmail Köybaşı, Ordu’nun Portekizli futbolcusuna faul yaptı, ancak Abitoğlu burada faul vermeyerek oyunu devam ettirdi.
Culio’nun ceza alanı içinde bariz gol şansıyla ilerlerken Köybaşı’nın kendisine yaptığı müdahale de hem penaltı hem de kırmızı kartı gerektiriyordu. Ayrıca Culio’nun takım arkadaşına yaptığı bir başka pozisyondaki harekete de en az sarı kart gösterilmeliydi.
Sonrasında Stancu’nun bariz gol atma şansıyla ilerlerken ofsayt olmayan pozisyonda yardımcı Hanoğlu bir ofsayt çekerek Rumen oyuncunun gol şansını engelledi. Ordu’nun attığı golde ise yardımcı hakem Asım Yusuf Öz’ün zor pozisyondaki devam kararı doğruydu.

Maçın ilk yarısı ve ikinci devresi arasında takımların performansı açısından çok büyük farklılık vardı. Karşılaşmanın ilk 45 dakikasında daha baskılı oynayan bir Gençlerbirliği varken, ikinci devrede sarı-kırmızılı futbolcular rakip kalede müthiş bir baskı kurarak dengeyi kendi taraflarına çevirmeyi başardılar ve buldukları gollerle maçı kazandılar.
Hakem Hüseyin Göçek, sezon başından bu yana maçlarında beklenen yönetimi bir türlü gösteremiyordu. Ancak bu mücadeledeki başarılı yönetimi ile özlenen performasına ulaştı. Ekibi ile son derece uyumluydu. Disiplin uygulamalarında doğru kararlar verdi. Maçın ilk yarısında Necati’nin bariz gol şansı beklentisi ile itiraz ettiği pozisyonda hakemin sarı kart yorumu doğruydu. Çünkü pozisyonda Necati’nin ilerisinde ve yakınında Gençlerbirliği oyuncuları vardı.
Maçın yardımcı hakemleri de çok başarılı ofsayt tespitleri yaparak oyunun güzelleşmesine katkı sağladılar.

Hakem Barış Şimşek oyunun sonucuna etki eden bir hata yapmadı. Ziegler’in şutunda Aydın’ın koluna çarpan topta devam kararı vermesi doğruydu. Çünkü top sırtı dönük olan Aydın’ın doğal konumdaki ve vücuduna bitişik olan koluna çarpmıştı. Şimşek, Ümit’in Dia’ya yapmış olduğu sert müdahalesine bir faul bile vermedi. Oysaki faulün yanında Ümit’e bir de sarı kart göstermesi gerekiyordu.
Ayrıca Yobo’nun hava toplarına yükselirken aşağıdan ayakları ile rakibine müdahaleleri sertti. Bunu rakibi Aybars’a iki defa yapan Yobo da sarı kartı haketmişti. Her iki yardımcı hakem de başarılı ofsayt tespitleri yaptı. Ancak özellikle Bahtiyar Birinci çok kritik ofsayt pozisyonlarını iyi süzdü ve doğru kararlar verdi. Sadece bir pozisyonda acele bayrak kaldırdı, ancak Şimşek resen kararı vererek doğru olanı yaptı.

Beşiktaş ilk yarıda çok kötü oyun ortaya koydu. Siyah-beyazlı oyuncular birkaç haftadır çok ciddi savunma hataları yapıyorlardı, ancak hiç bu kadar kötü bir oyun ortaya koymamışlardı. Carvalhal, eğer İsmail’in bir sakatlığı yoksa, neden maça bu kanatta Veli’yle başladı bunu sorgulamak gerekir.
Maçın hakemi Jonas Eriksson çok başarılı bir maç yönetti. Faul ve fena hareketlerdeki yorumlarında hata yapmadı ve yardımcılarıyla uyumu üst düzeydeydi. Yardımcı hakem ilk yarıda Falcao’nun atağını ofsayt diye kestiği pozisyonda çok önemli bir hata yaptı, bariz gol şansını engellemiş oldu.