Cenevre’de 8 Ağustos’ta başlayan ikinci konferans sonuçsuz tartışmalarla geçti. 14 Ağustos’ta Dışişleri Bakanlığı’na önceden belirlenen parola çerçevesinde “Ayşe tatile çıkabilir” telgrafı iletildi.
Konferansın son oturumu, ikinci harekatın başlamasına 10 dakika kalana kadar sürdü. 04.30’da yeniden harekete geçen Türk Silahlı Kuvvetleri, üçüncü günün sonunda Ada topraklarının yüzde 38’ini ele geçirdi.
8 AĞUTOS PERŞEMBE
CENEVRE: TÜRKİYE KARŞITI HAVA
Heyetleri taşıyan uçaklar Cenevre’ye indiğinde harekâtın başladığı günlerde Türkiye’nin sahip olduğu sempati tamamen kaybolmuş durumdaydı.
Bunun temel sebebi de girdikleri ara bölgede mayın patlaması sonucu BBC muhabiri Ted Stoddart’ın ölümü ve yanındaki üç kişinin ağır yaralanmasaydı. Lapta’da yaşanan bu talihsiz olay dünya medyasında geniş yer bulmuştu. Kimse Türk köylerinde devam eden Rum saldırılarıyla ilgilenmiyordu. Daha acısı 2. Cenevre Konferansı başladıktan 18
Kıbrıs’ta 22 Temmuz’da ateşkes sağlandı. Aynı gece Yunanistan’da Albaylar Cuntası yedi yılın ardından iktidarı bıraktı ve Karamanlis’in başbakanlığı ile Atina’da demokrasi geri döndü.
Ateşkese rağmen çatışmalar sürerken 25 Temmuz’da da Cenevre’de diplomatların savaşı başladı. Altı gün süren ve oldukça çetin geçen Cenevre Konferansı’nda taraflar belli konularda anlaştı.
ZAMANA KARŞI YARIŞ YA DA YILDIRIM HAREKÂTI...
20Temmuz gecesi yaşanan Rum ve Yunan direnişi, 21 Temmuz gecesi de yer yer devam etmedi değil. Buna rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri amacına ulaşmış, köprübaşını tutup, Girne-Lefkoşa yolunu denetimi altına almayı başarmıştı. Bu sırada Ankara dünyanın artan ateşkes baskısı altındaydı. ABD Dışişleri Bakanı neredeyse saat başı Başbakan’ı arıyor, o telefonu kapatınca NATO Genel Sekreteri, o kapatınca da İngiltere Başbakanı devreye giriyordu. Kabinede yaşanan görüş ayrılıkları Genelkurmay’ın brifingiyle aşılmıştı. Ortadaki diğer sorun Ateşkes kararına kimin nasıl uyacağıydı. Atina’da cunta sallanıyor, orduda
ABD’de yaşanan her suikast ve suikast girişimi Türkiye’de çok konuşulur.
Buna karşın Türkiye’de yaşanan ve ardındaki karanlık ilişkiler ayan beyan belli olan suikast girişimleri hiç konuşulmaz.
ABD’nin bugüne kadar 4 başkanı görev başında, bir başkan aday adayı da (Bob Kennedy) kampanya sürecinde öldürüldü.
Bir başkan (Reagan) ve eski bir başkan ve yeni başkan adayı olarak Trump, suikastlardan yaralı olarak kurtuldu.
Filmlerde kahramanlıkları anlatılan Gizli Servis’e gelince, Gizli Servis aslında kalpazanlıkla mücadele amacıyla kurulmuş bir organizasyon ve başkanları koruma görevini suikast sonucu ölen 3. Başkan’dan sonra, 1900’lerin hemen başında aldılar.
Bugün 8 bin civarında personeli bulunan Gizli Servis, eski başkanlar ve onların 16 yaşından küçük çocukları da dahil 34 kişiyi koruyor ama sonuç ortada işte.
Filmlerdeki hikayelere bakmayın siz, 2. Dünya Savaşı döneminde Başkan Roosevelt’i korumak için ünlü mafya lideri Al Capone’ın camları zırhlı aracını kullanmaya başlayan bir Gizli Servis sö
Bir Yunan konvoyunun Kıbrıs’a ilerlediğine dair yanlış bir istihbarat, Türk uçaklarının, Yunan gemisi zannederek Kocatepe muhribini vurmasıyla sonuçlandı. Gerçek çok geç anlaşıldı. Kocatepe, Akdeniz’in sularına gömülürken 54 asker şehit oldu.
21 TEMMUZ PAZAR
SAAT 06.20
ANKARA, GENELKURMAY BAŞKANLIĞI
Türkiye, Kıbrıs’a müdahale etmeye karar verdiği günden bu yana dikkatini hep Ege’de Yunanistan’dan gelecek bir saldırıya vermişti.
Başta İstanbul olmak üzere onlarca şehirde geceleri karartma yapılmasının, Trakya ve Ege’deki birliklerin teyakkuz durumunda olmasının sebebi, Yunanistan’daki darbeci Albaylar Cuntası’nın bir delilik yapma ihtimaliydi. Askerler, Trakya’dan değil ama Ege’den bir deneme yapılabileceğini düşünüyor ve denizi adım adım gözlüyorlardı. Kıbrıs’a doğru bir Yunan konvoyunun gitmekte olduğuna dair ilk hava keşif raporu, o sabah Genelkurmay’da verilen brifingde Başbakan’a aktarıldı. Bir gece önce Kıbrıs’ta yaşanan gerilim dolu saatler nedeniyle kimse bir hava fotoğrafı çektirip
- Önceki gece şehir baskısını 01:28’de geçtik matbaalara. Saat 01:05’te, ABD Başkan Adayı Trump’ın mitinginde bir el ateş edildiği bilgisi gelmişti. Saat 01:30’da, ortak haber grubumuza, Trump’ın elindeki kanı gördüğümüz karesi geldi. Milliyet’te değil bir başka gazetede çalışıyor olsaydık, “Sayfayı yolladık, artık yarın bakarız” dememiz mümkündü ama bizim değerlerimiz var. Makineler yeniden açıldı, matbaalarla temas kuruldu, yolladığımız sayfayı geri çektik, haber hazırlandı, birinci sayfa ve haber sayfası değişti, gazetemizin son halini 02:16’da matbaalara geçtik. Gece ekibimizden, matbaalardaki ustalara, dağıtım ağımıza kadar herkes bu çabanın parçası oldu.
Pazar sabahına haberi birinci sayfasına taşımış tek gazete olarak girmenin ve Milliyet geleneğini devam ettirmenin mutluluğunu yaşadık.
Geleneklerimiz, medya üzerine yapılan eski-yeni tüm araştırmalarda Milliyet’e duyulan güvenin yüksek çıkmasının da sebebi aslında.
- Cumhuriyet’in İlk ve Tek Savaşı adıyla başlattığımız ve Kıbrıs Barış
20 Temmuz gecesi, Kıbrıs’taki Türk askeri ve mücahitler için zor geçti. Ankara ile Kıbrıs’taki birlikler arasında iletişimin kopması işleri zorlaştırdı. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen kahramanlıklarla dolu mücadele, gecenin karanlığını zaferle aydınlattı.
SON TÜRK-YUNAN SAVAŞI...
20 Temmuz akşam saatlerinde Hava Kuvvetleri üslerine döndükten sonra Mehmetçiğin Kıbrıs’taki en kritik 12 saati başladı. Bu 12 saat içerisinde harekâtın tehlikeye girdiği anlar da oldu, 9 Eylül 1922’den sonraki tek Türk-Yunan orduları savaşı da yaşandı. Kıbrıs’taki birliklerle Ankara arasında kesilen telsiz irtibatı, Adana’ya ulaşan acil destek çağrıları üzerine Genelkurmay Başkanlığı bir ara gece bombardımanı bile düşündü.
Zorluklarla geçen gece, Türk askeri ve mücahitlerin inanılmaz kahramanlıkları, ertesi sabah 4:30’da dalga dalga kalkan savaş uçaklarının Ada’ya varışı ve ilk gün yapılan hafif bombardımanın ağır bombardımana dönmesiyle zafere çevrildi...
RUM VE YUNANLILARIN İMHA PLANI...
Türk Hava
■ Önce sıcak gelişmeyi yazayım. Rusya’nın Türkiye’deki Büyükelçisi ve önemli bir isim olan İstanbul Başkonsolosu şu an Moskova’dalar. Önümüzdeki bir ay içerisinde Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Ankara’ya yapacağı resmi ziyarete çalışıyorlar. Bu ziyaret Türkiye-Suriye ilişkilerindeki iyileşme arzusunu fiili görüşme haline getirmek açısından oldukça önemli olacak. Moskova bu hazırlığı yaparken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Erdoğan-Esad buluşmasıyla ilgili tüm taraflarla görüşmelerini sürdürüyor. Yazdan güze geçerken bu konu oldukça hareketlenecek.
■ Ülkelerin stratejik çıkarları söz konusu olduğunda “Kim geri adım attı?” tartışmalarını gereksiz bulurum ama yazayım: 9 Temmuz 2023’te, Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye özel temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Suriye-Türkiye ilişkilerinde karşılaşılan engelleri çözmek için bir yol haritası üzerinde çalışmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile
20 Temmuz sabahı 05.20 sıralarında Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları Pladini Plajı’nın arkasındaki tepeleri bombalıyordu. Birkaç saat içinde havadan indirme ve denizden çıkarma ile Türk askeri Ada’ya ayak basacaktı.
Başbakan Ecevit, 06.10’da harekatı tüm dünyaya duyururken Atina’da büyük bir şok yaşanıyor, ülkesini ve Avrupa’yı harekete geçiren ABD Temsilcisi Sisco ise Atina’dan Ankara’ya dönmeye çalışıyordu.
20 Temmuz Cumartesi
Sabah saat 05.20
Pladini Plajı etekleri...
Adana’daki üslerinden hareket eden Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçakları ilk bombalarını Pladini Plajı’nın hemen arkasındaki tepelere bırakmaya başladılar. Bu tarihin dönüm noktasıydı. Türkler “Konuşur ama müdahale edemez” diyen Yunanistan’daki askeri cuntaya, “Bizim adımız Türkiye’nin operasyonunu engellemeye yeter” diye düşünen Washington’a rağmen, Türk Cumhuriyeti, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını kullanmaya başlamıştı. Dalga dalga gelen