Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

20 Temmuz gecesi, Kıbrıs’taki Türk askeri ve mücahitler için zor geçti. Ankara ile Kıbrıs’taki birlikler arasında iletişimin kopması işleri zorlaştırdı. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen kahramanlıklarla dolu mücadele, gecenin karanlığını zaferle aydınlattı.

SON TÜRK-YUNAN SAVAŞI...

20 Temmuz akşam saatlerinde Hava Kuvvetleri üslerine döndükten sonra Mehmetçiğin Kıbrıs’taki en kritik 12 saati başladı. Bu 12 saat içerisinde harekâtın tehlikeye girdiği anlar da oldu, 9 Eylül 1922’den sonraki tek Türk-Yunan orduları savaşı da yaşandı. Kıbrıs’taki birliklerle Ankara arasında kesilen telsiz irtibatı, Adana’ya ulaşan acil destek çağrıları üzerine Genelkurmay Başkanlığı bir ara gece bombardımanı bile düşündü.

Haberin Devamı

Zorluklarla geçen gece, Türk askeri ve mücahitlerin inanılmaz kahramanlıkları, ertesi sabah 4:30’da dalga dalga kalkan savaş uçaklarının Ada’ya varışı ve ilk gün yapılan hafif bombardımanın ağır bombardımana dönmesiyle zafere çevrildi...

Destanlar gecesi: Kıbrıs’ın kaderini belirleyen 10 saat

RUM VE YUNANLILARIN İMHA PLANI...

Türk Hava Kuvvetlerinin Kıbrıs semalarından çekilmesinden sonra Ankara’ya ulaşan istihbarat raporları, Rum ve Yunanlıların hareketliliğinden söz ediliyordu. Bir direniş bekleniyordu ama boyutunun ne olacağı konusunda net bir istihbarat yoktu. Rum ve Yunanlılar, 20 Temmuz gecesi iki aşamalı bir plan uyguladılar. Planın ilk ayağı Kıbrıs’a havadan ve denizden giren Türk askerinin birleşmesini engellemekti. Bunu başarabilirlerse, Rum Milli Muhafız Ordusu, paraşüt ve uçar birlik harekatıyla Ada’ya inen Türk askerlerini çembere alacak, tam donanımlı Yunan Alayı da zırhlı araç ve topçu desteği olmayan Girne çevresinde Türk askerlerini denize dökecekti.

ATAKTEPE İSTASYONU DÜŞTÜ, KATLİAM YAŞANDI...

Beşparmak Dağlarının Girne tarafındaki kritik üç tepe 1964 yılından beri mücahitlerin denetimindeydi. Bu tepelerden en önemlisi de Doğruyol Tepe’ydi. Rum Milli Muhafız Ordusu’nun 31-32 ve 33. Komando Taburları o gece bölgeyi bilmenin avantajıyla tepeye sızdılar. Tepedeki mücahitlere Türkçe seslendiler, mücahitler gelenleri Girne’ye çıkan Türk askerleri sandı. Bu baskın sırasında esir alınan 26 mücahit, uçurumdan atılarak öldürüldü. Güvenli bölgede kurulan ve Türkiye ile iletişimi sağlayan Ataktepe Telsiz İstasyonu’na saldıran Rumlar dört askerimizi şehit ettiler. Bir anda Ankara ile Kıbrıs’taki birlikler arasında iletişim koptu.

Haberin Devamı

YUNAN ALAYI KAPILARINI AÇTI, TÜRK ALAYI SAVAŞTI...

Sampson Darbesi’nden sonra tank dahil ağır silahlarla donatılmış Yunan Alayı saat 19.00 gibi kapılarını açtı. Yanlarına çeşitli Rum Milli Muhafız Ordusu birliklerini de alan Yunan Alayı, Boğaz-Gönyeli-Lefkoşa üçgenini tutan Türk askerleri ve mücahitlere saldırdılar. Yunan Alayı güçlerini ikiye bölmüş, bir grubunu da hem sayıca daha az hem de ağır silahı olmayan Türk Alayı’nı imha etmek üzere gönderdi. 1960 Antlaşmasına göre Ada’da görev yapan Türk ve Yunan alayı o gece boğaz boğaza bir savaş verdi. Sayıları yaklaşık 7 bin olan, tank destekli Rum ve Yunan kuvvetlerine karşı iki bin kişilik komando birliği, 650 kişilik Türk Alayı ve bin civarında mücahit müthiş bir direniş gösterdi.

Haberin Devamı

Destanlar gecesi: Kıbrıs’ın kaderini belirleyen 10 saat

ADA’NIN DÖRT YANINDAN KATLİAM HABERLERİ GELİYORDU...

Rum Milli Muhafız Ordusu ve EOKA-B milisleri sadece o bölgede değil Ada’nın tamamında Türklere yönelik saldırılara başlamıştı. Lefkoşa’daki Türk Büyükelçiliği bir yandan Ankara’yla telsiz iletişimini üstlenmiş diğer yandan Büyükelçi dahil tüm personele silah dağıtılmıştı.

KOMUTANLARIN ŞEHADET HABERLERİ GELİYOR...

Kıbrıs Barış Harekatı’nın en kritik saatlerinde Ada’ya yapılan çıkarmayı yöneten komutanların şehadet haberleri de gelmişti. Kıbrıs’a çıkartma yapan 50. Piyade Alayı Komutanı Albay Halil İbrahim Karaoğlanoğlu, yardımcısı Yarbay Cevdet Ayken, Havacı Binbaşı Fehmi Ercan ve diğer yetkili subaylar, çıkartma plajının hemen yakınlarında karargâh olarak kullanılmaya başlanan bir binada geri tepmesiz bir top mermisiyle şehit düştüler. Rumlar, forsu açık cipteki komutanı takip etmiş ve imkân bulduklarında da sabah 03.00 sıralarında saldırmışlardı. Bugün Ercan Havalimanı’na soyadını veren Binbaşı Fehmi Ercan ise harekât günü, havadaki uçaklarımıza vurulacak hedefleri tarif eden subayımızdı. İlk gün Ada’ya çıkan Korgeneral Nurettin Ersin (12 Eylül darbesinin Kara Kuvvetleri Komutanı-ÖŞ) de kurmaylarıyla birlikte Boğaz’da karargâhını kurmuştu. Doğruyol mevzileri, çıkarma yapan birlikler ile paraşütle inen birliklerin tam ortasındaydı. Rumların saldırısıyla Doğruyol düşünce, Komutan’ın karargâhı da bir süre ateş altında kaldı.

DOĞRUYOL TEPE’NİN ÜSTÜGEN TEPE OLUŞU...

Beklenenden katbekat büyük Rum ve Yunan direnişi, Ankara ile Kıbrıs’taki birliklerin irtibatının kesilmiş olması, aşırı sıcak, ani saldırı sonrası ikmal yollarında yaşanan sıkıntı ve susuzluğa rağmen Türk askeri tüm gücüyle direniyor, aldığı yerleri bırakmıyordu. Bir tepe kaybedilse, taktik olarak biraz geri çekilip, ardından tekrar ele geçiriliyordu. Komutanların askerlere verdiği emirler Çanakkale’den beri bildiğimiz, “kanınızın son damlasına kadar savaşacaksınız” emriydi. Bu sırada Doğruyol Tepe’yi ele geçiren Rumlar, aşağıda kalan komando birliklerimizi atış baskısına almışlardı. İlk gün uçar birlik harekâtıyla Ada’ya gelen Bolu Komando Tugayı’ndan 1, 2 ve 3. Komando Bölükleri Rum komandolara karşı saldırı başlattı. Yoğun ateş altında, hâkim konumdaki Rumların bulunduğu mevzilere karşı başlayan bu taarruz sırasında Türk askeri büyük kahramanlılar gösterdi. Koyu bir EOKA taraftarı olan ve Rum komandolarını yöneten Binbaşı Gatsanis, 2. Komando Bölüğü Komutanı Kıdemli Üsteğmen Haluk Üstügen tarafından yönlendirilen bir roket atışıyla etkisiz hale getirilir. Komutanları ölen Rumlar, çatışmayı bırakırlar. Doğruyol Tepe o geceden sonra Üstügen Tepe diye anılmaya başlar. Sabah olduğunda Ada’ya 144 askerle inen Üstügen’in mevcudu 109’a düşmüştü.

Destanlar gecesi: Kıbrıs’ın kaderini belirleyen 10 saat

ANKARA’DA 20-21 TEMMUZ GECESİ YAŞANANLAR...

- 20 Temmuz gecesi yaşanan gergin saatler içerisinde Ankara’da harekât planı değişti. İkinci dalgada Ada’ya çıkacak asker ve zırhlı araçlar en erken 22 Temmuz’da Girne’ye varacaktı. Bu da 21 Temmuz gününün tüm yükünün Hava Kuvvetleri tarafından çekileceği anlamına geliyordu. O gün Ada’ya uçar birlik harekatıyla askerler sevk edilirken, tüm Rum hedeflerine karşı ağır bir bombardıman başladı.

- Çıkarmaya katılacak yeni askerleri alacak Harp Filosu içerisindeki Tınaztepe, Adatepe ve Kocatepe firkateynlerine tornistan emri verildi. Firkateynler tekrar Girne açıklarına dönerek denizden destek atışlarına başladılar.

- 20 Temmuz gecesi eksikliği fazlasıyla hissedilen tank eksiğini kapatmak için Truva Feribotu Deniz Yolları’ndan, Sadık Altıncan ve Köyceğiz gemileri sivil sahiplerinden alınmış, doldurulmaya başlanmıştı.

- Osmaniye’deki 39. Tümen tank birlikleri Kıbrıs’a yollanmak üzere Mersin’e kaydırıldı.

- Çıkartma bölgesi dışında kalan ve Rum saldırısı altında olan köylere havadan silah ve cephane ikmaline başlandı.

Destanlar gecesi: Kıbrıs’ın kaderini belirleyen 10 saat

ATİNA’DAKİ CUNTA TÜRKİYE’YE SAVAŞ AÇAMAYACAĞINI FARK EDİYOR...

- Yunanistan’da iktidarı elinde bulunduran Cunta, 20-21 Temmuz günü, ABD baskısına rağmen Türkiye’ye savaş açma ihtimalini uzun uzun tartıştı.

- Kara Kuvvetleri Komutanı Galatsanos, 500 tankları olduğunu, bunun 100’ünün

Atina civarında polis görevi yaptığını, 200’ünün Türkiye sınırından 200 kilometre uzaklıkta olduğunu, bunların da göreve başlamasının güç olduğunu söyledi.

- Hava Kuvvetleri Komutanı, bekledikleri F-4 uçaklarından çok azının teslim edildiğini, savaşa girebilmek için hazırlık dönemine ihtiyaç duyduklarını söyledi.

- Deniz Kuvvetleri Komutanı Arapakis dokuz muhripten ikisini tamirde olduğunu ancak Türkiye’nin Yunanistan’a savaş açması durumunda morallerin yükseleceğini söyledi.

- Cuntanın halk desteği de son derece düşüktü. İlan edilen seferberlik kararına rağmen, Yunan gençler, Cunta için savaşmayacaklarına dile getirdikleri gösteriler düzenliyorlardı.

Destanlar gecesi: Kıbrıs’ın kaderini belirleyen 10 saat

Kıbrıs’a giden Yunan konvoyu...

21 Temmuz sabahı Türk jetleri ve bombardıman uçakları Kıbrıs’taki Rum hedeflerinde taş taş üzerinde bırakmıyordu. Ankara, gece yaşadığı gerginliği atmıştı.

Saat 6:20’de Genelkurmay Başkanlığı’nda brifing alan Hükümet üyelerine, ilk kez Kıbrıs’a doğru giden bir Yunan konvoyundan söz edildi. Bu istihbarat kırıntısı, önümüzdeki 12 saate damgasını vuracak gelişmenin başlangıcıydı...

YARIN: BİZ FIRKATEYNİMİZİ BATIRDIK; RUMLAR, YUNAN UÇAKLARINI VURDU...