YATAK ODANIZ YOK MU SiZiN?

16 Ağustos 2014

Geçenlerde yazdım; Gülben Ergen örneğinde olduğu gibi, magazinden uzak, kameralara poz vermeden, yazlık evinin bulunduğu özel sitenin içinde, özel iskelesinde huzurla tatilini geçirmek isteyen ünlü isimlerin rahat bırakılması gerektiğini...
Ve duvarların arkasına, ağaçların arasına gizlenerek fotoğraflarını çekmenin büyük bir haksızlık olduğunu...
Şimdi ise Gülben Ergen’in tam tersi örneklere kafayı takmış durumdayım.
Gazetecilerin cirit attığı plajlara, mekanlara gidip; isteyerek, bilerek magazine malzeme vermek de bir tercih meselesi, ona değil lafım.
Peki ama hem o fotoğraflarının çekileceğinin kesin olduğu plajlara gidip, hem de şezlonglarda, denizde, cümbür cemaat bir kalabalığın içinde sanki evindeymişcesine öpüşüp koklaşmanın suyunu çıkaranlara ne demeli?
Yaz başından beri midemiz bulandı bu görüntülerden ya!

Yazının Devamı

MUTLULUK PEŞiNDEKi MUTSUZLAR...

13 Ağustos 2014

Sabah yataktan kalkmamak için direnirken, oyalanmak için Instagram’ı bir açtım ki, yer gök Robin Williams’ın resimleriyle dolu... Dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli 100 aktörü arasında gösterilen usta oyuncu; evinde ölü bulunmuş, büyük ihtimalle intihar ettiği söyleniyor. Uzun zamandır ağır depresyondaymış.
Ne garip; hayatı boyunca oynadığı filmlerle dünyayı kahkahaya boğan, kendisini izleyenlere dertlerini unutturan, her zaman gözlerinin içi ışıldayarak gülen adam, kendi içinde ne sıkıntılar yaşıyor ve kendini nasıl da çıkmazda hissediyormuş meğer...
Robin Williams, şu hayatta hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını bir kez daha gösterdi gidişiyle. Düşününce; bu derece başarılı, şöhretli, tüm dünyanın sevdiği, saydığı, ailesi, parası pulu, çoğu insanın hayal bile edemeyeceği imkanları olan biri neden bunların tadını çıkarmak yerine bu hayattan gitmek ister ki?
Demek ki herkesin derdi kendine, demek ki buzdağının altında bizim görmediğimiz ne hikayeler saklı...

MUTLULUĞUN ANAHTARI ‘ŞU AN’DA
Sonra kendimi, çevremdeki onlarca tanıdığımı düşündüm. İnsanlar gerçekten mutlu mu yoksa çoğu mutluluk oyunu oynayıp, kendini de buna inandırmaya mı çalışıyor?

Yazının Devamı

HAZiNEDAR’A MESAJ VAR!

9 Ağustos 2014

Hayvanların doğal yaşam alanlarını beton yığınlarıyla kaplayarak işgal ettiğimize göre, onların haklarına saygılı olmak ve sahipsiz canları şefkatle korumak zorundayız.
Belediyelerin ise bu konuda resmi bir görevi var; koruyacak, kısırlaştıracak ve tedavi edecek...
Yani Kahramanmaraş’ın ‘Göksun İlçesi’nde olduğu gibi sokak köpeklerini iğneyle öldürüp çöp arabalarına atmayacaklar! Böyle insanlık dışı korkunç bir vahşete hakları yok! Bütün benliğimle kınıyorum o belediyeyi!
Geçen gün İstanbul’da, Beşiktaşlılar’la konuşuyordum. Çoğu gerçek hayvansever...
Yeni başkan Murat Hazinedar’ın seçilmeden önce sık sık ‘sokak hayvanlarını korumak için çalışacağını’ söylediğini anlattılar.
Beşiktaş’taki Şairler Parkı’nda bir ‘kedi evi’ var; başkan bu evi büyütmeye söz vermiş ve semt sakinleri şimdi bu sözün tutulmasını bekliyor.
Ayrıca yeni yönetimin, deneyimli ve hayvanların korunmasına yardımcı olan belediye şoförlerini işten çıkaracağı konuşuluyormuş; buna üzülüyorlar.

Yazının Devamı

GÜLBEN ERGEN’iN YAZ KÂBUSU!

6 Ağustos 2014

Gülben Ergen’in kameralara yakalanmadan, huzur içinde tatil yapma düşüncesiyle ev aldığı Bodrum’daki sitede yaşayan tanıdıklarımla sohbet ediyordum. Fotoğrafçılar site duvarlarının arkasına gizlenip nöbet tutuyormuş. Ergen “Aaa yine mi siz?” diye şoka giriyormuş yakalandıkça... Tamam magazinciler de haber peşinde koşturuyor ama bu kadarı da fazla değil mi?

ANLAYIŞ LÜTFEN...
Gülben Ergen gibi gözde isimler zaten koca bir yılı burunlarına yapışan kameralarla geçiriyor. Peki bu insanların hiç değilse tatilde, hele ki magazincilerin olduğu yerlerden köşe bucak kaçıyorken; rahat etmeye, huzur bulmaya, dilediğince yayılıp yorgunluk atmaya hakkı yok mu?
Geçenlerde annemi birine benzeten magazinci, tele objektifli makinesiyle uzaktan bizimkinin fotoğraflarını çekmiş. Annem dikkatli tabii, bazen kafasının arkasında bile gözleri olduğunu düşünüyorum, anında görüp müdahale etmiş!
Bana anlatırken şaşkınlığı; olayın popüler bir yerde falan değil, bir otoparkta yaşanmış olmasıydı. Her an her yerde tetikte olmak zorundasın yani, kaçış yok!
Evinin bahçesinde, özel iskelesinde kendi halinde tatil geçirmek, biraz uzak kalmak isteyen Gülben Ergen gibi isimlere biraz anlayış ve

Yazının Devamı

FAZIL SAY AŞKINA!

2 Ağustos 2014

Geçtiğimiz perşembe akşamı, hayatımın en muhteşem, en etkileyici ve en unutulmaz akşamlarından biri olarak tarihime geçti. Hem senelerdir istememe rağmen bir türlü canlı dinleme fırsatı bulamadığım efsane sanatçı Fazıl Say’ı, o piyanosunun başında devleşirken, yüz ifadelerini takip edecek kadar yakından izledim ve dinledim; hem de ‘D-Marin Turgutreis Uluslarası Klasik Müzik Festivali’ için özel olarak bestelediği ‘Hermias-Yunus Sırtındaki Çocuk’ adlı olağanüstü eserinin dünya prömiyerine şahitlik eden şanslı kişilerden biri oldum.
Dinleyenin ruhuna işleyen, beynine kazınan öylesine muazzam bir eser yaratmış ki; ertesi sabah Hermias’ın tema melodisini mırıldanıyordum uyandığımda...
Ege Denizi’nin en güzel çocuğu Hermias ve ona dostluk eden yunusun hikayesini ilk kez okuyup bestelemeye karar verdiğinde henüz 14 yaşındaymış Fazıl Say...
Ve bu kararı verdikten tam 30 yıl sonra eserini ilk kez dinleyicisiyle paylaşırken; nasıl kendinden geçtiğini, nasıl dünyadan kopacak kadar büyük bir keyif aldığını, o çok etkilendiği 3000 yıllık efsaneyi kendi yarattığı müzikle nasıl derinden hissettiğini görmeliydiniz, gerçekten kelimelerle anlatılır gibi değil.
Özen

Yazının Devamı

BU FESTiVAL KAÇMAZ!

30 Temmuz 2014

Bodrum Turgutreis Marina’da, 2005’ten bu yana müzikseverlere olağanüstü güzellikte klasik müzik konserleri sunan D-Marin Turgutreis Uluslararası Müzik Festivali bu yaz onuncu yaşını kutluyor.
Dünya çapında tanınan çok özel sanatçılar, 31 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında gün batımı konserleri ve gece resitalleriyle festival sahnesinde olacak.
Açılış gecesinde dünyanın ayakta alkışladığı değerli piyanist ve bestecimiz Fazıl Say, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde festivale katılma fırsatı bulan şanslı sanatseverlerin karşısında olacak.
Fazıl Say’ın mitolojideki ‘Yunus ile Hermias’ efsanesinden etkilenerek bestelediği ‘Yunus Sırtındaki Çocuk’un dünya prömiyeri bu özel gecede gerçekleşecek.
Yazarken bile heyecandan ürperdim yeminle! Yarın geceyi büyük sabırsızlıkla bekliyorum; böylesine önemli bir sanat olayına şahitlik etmek, unutulmaz bir anı olacak.

FAZIL SAY İÇİN NÖBET TUTACAĞIM!

Yazının Devamı

DÖNÜŞÜ MUHTEŞEM OLDU!

26 Temmuz 2014

Kemal Doğulu adını ilk duyduğum zamanları hatırlıyorum. Moda dergilerinde, orada burada ne zaman bir saç beğensem altında hep onun imzası olurdu.
O zamanlar, onu henüz bütün Türkiye tanımıyordu ama kadınlar arasında ve moda dünyasında büyük şöhreti vardı. Kemal Doğulu’ya gitmek esaslı bir hava atma unsuruydu.
Hatta ben bir türlü gidemedim diye sinirimden, saçlarımı daha ona yaptıramadan yolacak hale gelmiştim, hatırlıyorum!
Yıllar geçti Kemal Doğulu başarısıyla ve emeğiyle tüm Türkiye’nin tanıdığı bir marka haline dönüştü. Sadece kuaför olarak değil, elini neye attıysa başarılı oldu. İmaj maker, yönetmen, fotoğrafçı, şarkıcı, DJ... Bir yaptığına da “Bunda da eh işte” diyemiyorsunuz, yetenekle donatılmak bu oluyor kanımca!
Doğulu yıllar sonra onu ilk tanıdığımız mesleğine geri döndü ve Nişantaşı Maçka Caddesi No:29’da benzeri olmayan bir konseptte çok özel bir butik salon açtı; yine farkını konuşturdu. Uzun yıllar önce adını ilk duyduğum ve peşine düştüğüm zamanlar onla çalışamamıştım ama yeni salonunun müdavimiyim! O yılların acısını çıkarmazsam katiyen olmaz!

İDO TATLISES ÖNYARGIMI YEDİRTTİ!

Şu önyargı ne yanlış bir şey yahu!

Yazının Devamı

HANIM AĞA BÖYLE OLUR!

23 Temmuz 2014

Çevresinde ona ‘Hanım Ağa’derlermiş. Ben televizyonda Selda Alkor’un canlandırdığı Hanım Ağa’yı hatırlayınca; ciddi, sert, dediğim dedik biriyle karşılaşacağımı sandım ama Edirne Havsalı 75 yaşındaki Meryem Belet şen şakrak, kahkahalar atan, pembe yanaklı, dünya tatlısı bir Hacı hanım çıktı. Besbelli ki geniş bir çevreye ve aileye sahip biri; eşi de aynen kendisi gibi tonton bir amca...
Hacı Meryem Hanım, Hayalet’inizin dikkatini esaslı bir nedenle çekti. Hayatı boyunca emekleriyle kazanıp biriktirdiği tüm varlığını Kızılay’a bağışladı! Dile kolay tam 2.5 milyon lira civarında; içinde apartmanlar, daireler, arsalar olan mallarını “Yoksullar, muhtaçlar yararlansın”diye bağışlamış, geride kalanları da zaman içinde bağışlayacağını söylüyor. Buna karşılık Kızılay’ın ona yaşlılığında az bir aylık gelirle bir bakıcı vereceğini de büyük bir mutlulukla anlatıyor.
Gerçek Hanım Ağa böyle olur işte...
Yürekli, iyi niyetli, sadece kendini ve yakın çevresini düşünerek malları-paraları istifleyip saklayanlara karşı örnek olan güçlü bir kadın... Varını yoğunu bağışlayan Meryem Belet’i ve ona destek veren eşini gönülden kutluyor, ellerinden öpüyorum.
Bir tebrik de Kızılay Başkanı

Yazının Devamı