Nazlı Mengi

Nazlı Mengi

nazli.mengi@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çevresinde ona ‘Hanım Ağa’derlermiş. Ben televizyonda Selda Alkor’un canlandırdığı Hanım Ağa’yı hatırlayınca; ciddi, sert, dediğim dedik biriyle karşılaşacağımı sandım ama Edirne Havsalı 75 yaşındaki Meryem Belet şen şakrak, kahkahalar atan, pembe yanaklı, dünya tatlısı bir Hacı hanım çıktı. Besbelli ki geniş bir çevreye ve aileye sahip biri; eşi de aynen kendisi gibi tonton bir amca...
Hacı Meryem Hanım, Hayalet’inizin dikkatini esaslı bir nedenle çekti. Hayatı boyunca emekleriyle kazanıp biriktirdiği tüm varlığını Kızılay’a bağışladı! Dile kolay tam 2.5 milyon lira civarında; içinde apartmanlar, daireler, arsalar olan mallarını “Yoksullar, muhtaçlar yararlansın”diye bağışlamış, geride kalanları da zaman içinde bağışlayacağını söylüyor. Buna karşılık Kızılay’ın ona yaşlılığında az bir aylık gelirle bir bakıcı vereceğini de büyük bir mutlulukla anlatıyor.
Gerçek Hanım Ağa böyle olur işte...
Yürekli, iyi niyetli, sadece kendini ve yakın çevresini düşünerek malları-paraları istifleyip saklayanlara karşı örnek olan güçlü bir kadın... Varını yoğunu bağışlayan Meryem Belet’i ve ona destek veren eşini gönülden kutluyor, ellerinden öpüyorum.
Bir tebrik de Kızılay Başkanı Ahmet Lütfi Akar ve teşkilatına... Kan bağışları toplayıp hastalara çare olarak, Bosna’dan Myanmar’a, Telafer’den Soma’ya her köşedeki muhtaç insanlara yardım yetiştirerek Türkiye’ye böyle bir gururu yaşattıkları için!

Haberin Devamı

‘LA BOOM’DA BOĞAZ KEYFİ

‘La Boom’un Emirgan sahilinde ilk açıldığı zamanları hatırlıyorum da herkes orayı anlatıyordu, “Gittin mi? İnanılmaz bir yer, yemekleri, akşam partileri, Brunch’ları, herşeyi ayrı güzel” diye kulaktan kulağa büyük bir hızla yayılmış ve açıldığı gibi İstanbul’un en popüler mekanlarından biri olmuştu.
Tabii asıl önemli olan ilk başta yakalanan popülariteyi ve çizgiyi zaman içinde de koruyabilmek... Açıldığı zaman büyük ilgi görüp sonrasında hayal kırıklığına dönüşen çok sayıda yer var malum.
İşte La Boom en baştaki çizgisini ve kalitesini korumayı başaran mekanlardan biri; her gittiğimde çok keyif alıyorum ve yine gitmek istiyorum.
Geçenlerde yabancı bir misafirimizi götürdük. Boğaz manzaralı terasında sevimli bir masa ayırmışlar.
Terasın arka kısmına boydan boya koyulan ayna süper fikir, sanki o tarafta bir Boğaz daha varmış gibi etkileyici bir görüntü yaratılmış. Yemekleri her daim güzel zaten; özellikle çıtır ördeğine bayılıyorum, tavsiye ederim.
Asıl sürprizi tatlılarda yaşadım, La Boom’da hiç tatlı yememiştim; zira sağlıklı beslenme programım tatlıya müsaade etmiyor! Ancak La Boom’un başarılı ve genç şefi Fikri Kaya birbirinden güzel tatlıları masaya dizince benim gözler dönüverdi! Kestaneli sufleden peynirli dondurmaya, Marco Polo’dan İtalyan merengine kadar hepsinde ayrı bir lezzet patlaması vardı! (Yazarken ağzım sulandı iyi mi?) Muhteşem tatlılarıyla sağlam irademi yerle bir eden süper şef Fikri Kaya’ya selamlar...
Bu arada içki içmeyenlere alkolsüz mojito’yu öneririm, harika bir içecek... La Boom’un kışı ayrı, yazı ayrı keyifli, oraya gidip de sevmemek imkansız; mekandan çok etkilenen İngiliz misafirimize karşı da epey havamız oldu sayesinde!