Nükleer santral Ruslara, Rus petrolü Çalık’a

6 Ağustos 2009

Nükleer santral Rus şirketine ihale edilecek; Rusya, Samsun-Ceyhan boru hattına petrol sağlayacak.
Son birkaç gün içinde Türk ve Rus yetkililer arasında sürdürülen enerji görüşmelerinden ortaya çıkan en önemli sonuçlar bunlar.
Büyük bir olasılıkla hükümet bir kamu şirketi kuracak ve bu şirket nükleer ihaleyi kazanan konsorsiyumla ortak olacak. İşi ortak şirket yürütecek.
Hatırlanacağı üzere, nükleer santral ihalesini tek katılımcı olan JSC Atomstroyexport-JSC Inter Raoues-Park Teknik Rus-Türk şirketler grubu kazandı. Aradan on ay geçmiş olmasına rağmen ihale sonuçlandırılamadı. Teklifleri açan komisyon, önerilen kilovatsaat başına 21 sent civarındaki fiyatı fahiş buldu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkilinin verdiği bilgiye göre ihalenin kaderini Bakanlar Kurulu tayin edecek.

Ne olabilir?

Yazının Devamı

Tavşan dağa açıldı, dağın haberi yok

5 Ağustos 2009

Dünyada hiçbir sorun köşe yazarları tarafından çözülmedi ve çözülmeyecek.
Neden o zaman, İçişleri Bakanı “Kürt açılımı” açıklamasından sonra bir düzine köşe yazarını çağırıp “Ne düşünüyorsunuz çocuklar?” toplantısı yaptı Ankara’da?
Kimin umurunda kardeşim, köşe yazarlarının ne düşündüğü?
Bu şahısların ne düşündüğünü zaten bilmiyor muyuz?
Kırk senedir, kırk davulcu aynı Kürt davulunu çalmıyor mu?
Hasan Cemal’i çağırıp Kürt konusundaki önerilerini sormak ile Papa’yı çağırıp doğum kontrolü konusundaki düşüncelerini sormak arasında ne fark var?
Fransa’yı Cezayir’den çekmeden önce De Gaulle köşe yazarlarını istişareye mi çağırdı? Hayır.

Yazının Devamı

Devletin malı deniz

1 Ağustos 2009

Ankara
Yemeyen domuz mu bilmem. Ama Türkiye’de devletin malının deniz olduğu kesin. Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün 2008 faaliyet raporuna göre, devletin “hüküm ve tasarrufu” altındaki mülk 470 bin kilometrekaredir. Bu, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 60’ına tekabül ediyor. Toplamın yüzde 70 küsuru ormandır.
Bu dev serveti Maliye Bakanlığı’nın bir birimi olan, 4 bin personelli Milli Emlak Genel Müdürlüğü yönetiyor.
Milli Emlak Genel Müdürü Abdullah Kaya’ya göre, alınıp satılabilecek taşınmazların, yani bina ve arsaların yüzde 7’si devlete aittir. Bunların yarıya yakını belediye hudutları içindedir.

İstanbul’un yüzde 38’i
Dün sabah 8.55’te bu mülkün sayısı 3.037.861, m2’si 176.929.370.290,00 idi. Yaklaşık olarak 177 milyar metre, yani. Bina ve arazi.

Yazının Devamı

Ilısu’da üçüncü perde

31 Temmuz 2009

ANKARA
Ilısu’da ikinci perde kapandı, üçüncü perde açıldı.    Projeye finansman sağlayan Almanya, Avusturya ve İsviçre ihracat kredi kurumları artık sahnede yok. Kredilerini geri çeken üç Avrupa bankası da.
Projeye makine ve donanım sağlayacak olan Alman, Avusturya ve İsviçre şirketleri ise yerlerinde duruyorlar. İnşaatı yapacak olan Türk ve Alman müteahhitler de. Projeye kredi açan Türk bankaları da.
Tabii, ihale de yerinde duruyor.
Dümenler de. Ödenen paralar da. Üstü kapatılmaya çalışılan hatalar ve kanunsuzluklar da.
Ve Dicle de yerinde duruyor. Oralarda yaşayanlar, mağaralar, tarihi eserler, dağlarda, tepelerde dolaşan yabani yaratıklar da.
Dün, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nde idim. Özetle şunları duydum: Proje yürürlükte, müteahhitlerin yeni finansman paketi hazırlamasını bekliyoruz, işe bir an önce devam edilmesini istiyoruz.

Yazının Devamı

Yıkımın küfür boyutu

30 Temmuz 2009

Sekiz yıl kadar önce hükümet, akarsulardan elektrik elde etmek için özel sektörü devreye soktu.
Su kaynaklarının geliştirilmesinden sorumlu kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), akarsuları özel sektöre kiralamaya başladı.
“O gün bugündür, Hidroelektrik Güç Santralları inşa etmek ve işletmek amacıyla özel şirketler, DSİ Genel Müdürlüğü’nden ‘Su Kullanım Hakları’nı elde etmek için yarışıyorlar” diyor Çevre Bakanı ve eski DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu.
Bu coşkulu toplu koşu nereye vardı?
İnşa halinde 200’e yakın baraj var. Ve sayısız baraj meraklısı. Bunları hayal kırıklığına uğratmamak için DSİ gece gündüz çalışıyor. 400’den fazla akarsu üzerinde baraj inşaatı projelendirildi veya projelendirilme aşamasında.

En zengin ülkelerden

Yazının Devamı

Vejetaryen timsah ve kevgir yasası

29 Temmuz 2009

Cep delik cepken delik
Yen delik kaftan delik
Don delik mintan delik
Kevgir misin be kardeşlik

Orhan Veli (1914-1950) bu mısraları İstanbul’un fakir fukarası için yazmıştı ama devlet ihale yasası için de yazmış olabilirdi.
AKP’nin dele deşe bu yasayı getirdiği hali, kevgirden başka bir şey tarif edemez. Sanırım Meclis tarihinde hiçbir yasa Devlet İhale Kanunu kadar çok değiştirilmedi. Hiçbir yasaya bu kadar ek ve istisna yaratılmadı.
Devlet İhale Kanunu, Türkiye’nin 2001 iflasından sonra devreye giren Uluslararası Para Fonu tarafından Türkiye’ye dayatılan reformlardan biridir.

Yazının Devamı

Mutluluk ada mı, tepe mi?

25 Temmuz 2009

Mutluluk, insanın hayatının keyfine varmasıdır. Yaşadığı hayatı sevmesidir. Mutluluk göreceli değildir. Kendinizi sosyal ve ekonomik açıdan başkalarıyla karşılaştırıp onlardan daha iyi durumda olduğunuzu saptamanızla alakası yoktur.
Mutluluk bir karakter özelliği değildir. Kişinin yaşamı boyunca değişkenlik gösterir.
Dünyadaki insanların çoğu hayatın keyfini çıkarıyor. Mutsuzluk kural değil istisnadır.
Mutluluk modern toplumlarda artma eğilimi içindedir. Modernleşmenin kötü olduğuna dair yaygın inanç doğru değildir.
Modern Batı toplumlarında sosyal katmanlar arasında (zengin-fakir, erkek-dişi) pek fazla mutluluk farkı yoktur. Farklılıklar daha çok kişilerin psikolojik durumlarından kaynaklanır.
Uluslar arasındaki mutluluk farkı azalma eğilimindedir.
Bireyci toplumlarda yaşayan insanlar daha mutlu olma eğilimindedir.

Yazının Devamı

Yalancının Ilısu mumu

24 Temmuz 2009

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun, Ilısu fiyaskosunun siyasi sorumluluğundan sıyrılmak için yaptığı açıklamaların gerçek dışı olduğu ortaya çıktı.
İki hafta kadar önce, Almanya, Avusturya ve İsviçre ile üç Avrupa bankası, Çevre Bakanlığı baraj yapımıyla ilgili yükümlülüklerini zamanında yerine getirmediği için Ilısu’ya sağladıkları finansmanı geri çektiler.
Eroğlu, bakanlığının yükümlülükleri yerine getirmemiş olduğunu yalanladı ve kararın “siyasi” olduğunu ileri sürdü. Proje, “Türkiye’nin bölgesel güç olmasını istemeyen devletler” tarafından engelleniyordu.
Bunların doğru olmadığını yazdığımda Eroğlu, Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği aracılığıyla11 Temmuz’da bir mektup yollayarak iddialarını yeniledi.
“Çevrenin, tarihi ve kültürel varlıkların korunması ve yeniden yerleşim konularında gerekli bütün çalışmalar yerine getirilmiş olup, kredi sözleşmesinin iptal kararının ilmi, teknik hiçbir yönü

Yazının Devamı