Metin Münir

Metin Münir

mmunir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sekiz yıl kadar önce hükümet, akarsulardan elektrik elde etmek için özel sektörü devreye soktu.
Su kaynaklarının geliştirilmesinden sorumlu kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), akarsuları özel sektöre kiralamaya başladı.
“O gün bugündür, Hidroelektrik Güç Santralları inşa etmek ve işletmek amacıyla özel şirketler, DSİ Genel Müdürlüğü’nden ‘Su Kullanım Hakları’nı elde etmek için yarışıyorlar” diyor Çevre Bakanı ve eski DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu.
Bu coşkulu toplu koşu nereye vardı?
İnşa halinde 200’e yakın baraj var. Ve sayısız baraj meraklısı. Bunları hayal kırıklığına uğratmamak için DSİ gece gündüz çalışıyor. 400’den fazla akarsu üzerinde baraj inşaatı projelendirildi veya projelendirilme aşamasında.

En zengin ülkelerden
Bir de şöyle bir gerçek var:
Türkiye, bitki örtüsü ve yaban hayat açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Sadece Kastamonu’nun Küre Dağları’nda Batı Avrupa’nın tamamından fazla bitki türü var. Bu zenginlik doğal bir kaynaktır. Petrol ve doğalgaz gibi, demir veya bakır gibi.
Ve bu doğal hayatın en yoğun olduğu bölgeler akarsular, deltalar, sazlıklar ve bataklıklardır.
“Öngörülen tüm barajların yapılması halinde, Türkiye’de üzerinde herhangi bir müdahale bulunmayan çok az akarsu kalacak” diyor DSİ’den adının açıklanmasını istemeyen bir kaynağım.
“Bu inşaatların çevresel etkilerinin ne olacağı konusunda ise herhangi bir araştırma yok.”
Bunun Türkçesi şudur: Bakir akarsuların üzerine baraj yapmanın çevreye etkisinin ne olacağı, DSİ’nin hesapları arasında yer almıyor. DSİ’nin olmayınca, barajları yapan müteahhitlerin, bu müteahhitleri finanse eden bankaların hesapları arasında da olmuyor.

Türkiye’de hâlâ ‘atış serbest’
Uygar dünyada artık sıkı koşullara bağlanmış olan baraj yapımı Türkiye’de hâlâ “atış serbest” kuralına göre yapılıyor. Bunun tek istisnası Ilısu olacaktı, ama defalarca yazdığım gibi, Çevre Bakanlığı ve DSİ bunu yüzlerine gözlerine bulaştırdılar.
Çevre konusunda yasalar ve yönetmelikler var ama bunlar göstermeliktir. Ne uygulayan var ne de uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden.
Çevreciler Ilısu Ilısu diye feryat ederken, bağırırken müteahhitlerin insafına terk edilmiş onlarca başka akarsu battal ediliyor.
Onlar için kim feryat edecek?
Yusufeli için? Çoruh Vadisi için? Kayraktepe için? Alara Vadisi için? Göksu için?
DSİ’nin sadece doğaya ve yaban hayata ayırdığı bir tek akarsu yok. Her şey satılık.
Yıkımın küfür boyutu, DSİ’nin Çevre Bakanlığı’nın bünyesinde olmasıdır.