Her Türk ekonomik krizi tadacaktır

13 Şubat 2008

Türk ekonomisinin bir mezarlığı olsaydı onun da girişindeki en uygun yazı da galiba "Her hükümet ekonomik krizi tadacaktır" olurdu.Türkiye'de bütün hükümetler eninde sonunda ekonomi yüzünden duvara çarpıyor. AKP'nin kendini bu kuralın istisnası saydığını biliyoruz. Ama, dışarıda gittikçe yükselen belirsizlik dalgasının kıyılarımıza vurmasını bekleyenler için bu bir teselli değil. 1950'lerden beri bütün hükümetler kendilerini bu kuralın istisnası saydılar. Fakat, bu yersiz özgüven Türkiye'yi azgelişmiş ekonomilerin hastanesi olan IMF'nin en iyi müşterisi olmaktan kurtaramadı. Amerika Birleşik Devletleri'nde geçen ağustosta mortgage, yani uzun vadeli konut kredileriyle canlanan kötü haber yanardağının patlamaları aralıksız devam ediyor. İstanbul'un ünlü Zincirlikuyu mezarlığının girişinde "Her canlı ölümü tadacaktır" yazar. G8'ler olarak bilinen dünyanın en büyük sekiz ekonomisinin zirvesinden sonra mortgage'tan doğan zararların 400 milyarı bulacağı açıklandı. Business Week, ABD'de konut fiyatlarının önümüzdeki iki-üç yıl içinde yüzde 25 düşebileceğini haber veriyor. Amerikalılar konutlarını teminat gösterip tüketim kredisi alma alışkanlığındadırlar. Tüketim, gayri safi milli

Yazının Devamı

Mucize

10 Şubat 2008

Gündüz olsaydı ağaçları ve Üsküdar damlarının üzerinden, uzakta Marmara'yı görebilecektik. Ama sırtını karanlığa dayamış olan cam, bu saatlerde dışarıyı değil içeriyi gösteriyor. Onunla üçüncü buluşmamdı. Yemek yemek istemediğini söyledi. Birer kadeh kırmızı şarap ve bir peynir tabağı ısmarladık.Jack Nicholson ile Morgan Freeman'ın Bucket List'ini seyretmiştik. İnsanın için ısıtan bir filmdi. Neden bilmem, havadan sudan konuşurken birdenbire, "Ben artık galiba hiç mucize yaşamayacağım" dedi.Mucizeden kastın ne diye sorunca cevabı şu oldu: "Keyifle ve coşkuyla uyanmak bir mucize. İnsanın dünyayı o yaratmış gibi hissetmesi. On yedi yaşında sabahları kalktığımda perdeyi çekip dışarı bakarken içimde müthiş bir sevinç hissederdim. Artık bu hissi yılda birkaç kere duyuyorum. Belki de insan her şeyi kanıksıyor. Ya da görme kabiliyetiyle ilgili bir şey. Belki mucizeler olmaya devam ediyor ama insan görme yeteneğini kaybediyor."Şarabından bir yudum aldı."Ben artık mucize yaşamayacak mıyım? Bunu bir arkadaşıma sorduğumda bana, 'Yetişkinlerin dünyasına hoş geldin' dedi. Yetişkinlerin dünyasında mucize yok mu?"Otuz sekiz yaşında. Benim, yetişkinler dünyasının kıdemli bir üyesi olarak bu

Yazının Devamı

Vatanı seviyorsun ama vatan seni seviyor mu?

9 Şubat 2008

O zaman bazıları faşist denecek kadar aşırı sağcıydı. 1960'tan sonra moda haline gelen askeri müdahalelerin destekçisi ve teorisyeni oldular veya olanların yanında yer aldılar. Ordu idareyi ele geçirecek, CHP ile birlikte Türkiye'yi cennet yapacaktı. Bazıları o zamanlar Türkiye'de yasak olan komünizmi seçti. Kaçak Suriye hududundan Lübnan'a geçtiler, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Lübnan Bekaa Vadisi'ndeki kamplarında eğitim gördüler. Anadolu'da köylüyü devlete karşı ayaklandırıp Maovâri bir Uzun Yürüyüş'le Ankara'yı ele geçirmeyi hayal ediyorlardı. Ortak bazı özellikleri vardı. Türkiye'yi "kurtarmak" istiyorlardı ama Türk insanını pek tanımıyorlardı. Ekonomik düzenin nasıl çalıştığı konusunda hiç fikirleri yoktu. Köylüyü kurtaracaklardı ama hayatlarında bir tek köylü tanımamış, herhangi bir köyde, tatil köyü hariç, bir gece geçirmemişlerdi. Ben bu arkadaşları iyi tanıyorum. Bazılarıyla aynı yıllarda üniversitedeydik. Saftılar. Ait oldukları örgütleri kimler, hangi amaçla finanse ediyordu? Bilmiyorlardı. Romantiktiler. İyi niyetliydiler ama cehenneme giden yolun iyi niyetle döşenmiş olduğunu bilmiyorlardı. Ve, haklarını verelim, hepsi de içten bir vatan aşkıyla yanıyordu. Ama,

Yazının Devamı

Büyüme sonsuz olabilir mi?

8 Şubat 2008

Bu sözler Çinli bir ekonomiste ait. Ve, sadece Çin değil, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bütün fakir ülke için geçerli olan bir gerçeğin altını çiziyor. Kaynaklar dünyada yaşayan altı milyar insanın tamamının müreffeh bir hayat tarzı sürmesi için kifayetli değil. Bugün, ekonomik refahtan yararlananların sayısı 800 milyondur ve bunların çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika'da 18 ülkede yaşıyor. Beş milyar insanın yaşadığı 111 ülkede yoksulluk hüküm sürüyor. Bu ülkelerde ortalama gelir düzeyi ABD'nin dörtte biriyle onda bir kadardır.Bu ülkelerin hemen hemen hepsi sonsuza kadar yoksul kalacak. Çin'in, Amerika Birleşik Devletleri'nin refah düzeyine ulaşması için üç dünya lazım. Bu dünyanın kaynakları yetmez. Uzmanlardan öğrendiğime göre, Çin ve Hindistan'da kişi başına petrol tüketimi ABD'nin düzeyine ulaşması için dünya petrol üretiminin iki misline çıkması lazım. Eğer bu gerçekleşirse petrol rezervlerinin 26 yıl içinde tükenmesi muhtemeldir. Nüfusu 1.3 milyar olan Çin dünya tarihinde görülmemiş bir hızla büyüyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, 2000 yılından bu yana meydana gelen ekstra petrol talebinin yüzde 31'i Çin'den geldi. 2006'da çeliğinin üçte biri, alüminyumun dörtte biri

Yazının Devamı

Siz tesettürle uğraşırken cevherde neler oluyor?

7 Şubat 2008

Demir, bakır, çinko, alüminyum gibi cevherlerin fiyatı üreticiler ile büyük tüketiciler arasında her yılın ilk çeyreğinde yapılan pazarlıklarda tespit edilir ve, demir-çelikçilerin tabiriyle, bütün yıl için "fikslenir." Demir cevher fiyatları geçen yıl 47 dolardı. Bu seneki artışın astronomik olacağı söyleniyor. "Müzakerelere yüzde 30 artışla başlandı" diye konuştu demir çelik sektörünün önde gelen profesyonellerinden biri. "Daha sonra yüzde 70 zikredilir oldu. Şimdi yüzde 100 artışın bile makul olacağı konuşuluyor."Cevher dünyasının bir ikinci ilginç özelliği, üretimin olağanüstü oranda konsolide olmasıdır. Arzın yüzde 70'e yakın bir bölümünü kontrol eden üretici sayısı sadece üçtür. İngiliz-Avustralya şirketleri BHP Billiton ile Rio Tinto ve Brezilya şirketi Vale. Cevher piyasası başka piyasalara benzemez. Petrol, kahve veya buğday gibi borsası yoktur. Geçen kasımda BHP, Rio'yu satın almak için bir atak başlattı. Girişim başarılı olursa demir cevheri, bakır, alüminyum, uranyum, kömür ve çinkoda hâkim pozisyona gelecek bir dev doğacak. Bu olasılık birçok ülkede olumsuz dalgalanmalar yarattı. En çok rahatsız olan ise Çin.Geçen yıl dünyada üretilen çeliğin yüzde 32'si, alüminyumun

Yazının Devamı

Yatırım Ajansı Başkanı Korkmaz, "Bu bir iş değil, davadır" diyor

6 Şubat 2008

O kadar ikna edici, o kadar pozitif enerji saçıyor. Ama bir dakika. Yalan söylüyorum.Her ne kadar benim alabileceğim bir şey değilse de, Korkmaz bir şey satıyor. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı olarak sattığı şeyin adı Türkiye*. Korkmaz'ın işi Türkiye'yi denizaşırı yatırım yapmak isteyen şirketler için yatırım mekânı olarak pazarlamak.İsviçre'de yaşayan bir işçi ailesinin evladı olan Korkmaz Ajansı kurup yönetme görevini doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan'dan aldı. Aynı işi İsviçre'nin Neuchatel kantonunda yapıyordu. Eylül 2006'da Türkiye'ye geldi. Ajans Temmuz 2007'de geçen bir yasayla kuruldu. Aradan geçen altı ay içinde Korkmaz, Ankara ve İstanbul'da ve önemli sermaye yatırımı yapan ABD dahil birçok ülkede ofis açtı. Genç, çok dil konuşan, çalışkan, işe adanmış profesyonel bir kadro kurdu. Kadroda yabancı ülkelerdeki işlerini bırakıp gelen gençlerin bulunması koşullar uygun olduğunda beyin göçünün pekâlâ ters çevrilebileceğini gösteriyor.Ajansın işi ne? Yabancı şirketlerin ayağına gidip onları Türkiye'ye celp etmek. Gelenlerin yanına adam katıp bütün sorunlarını halletmek. Yabancı sermaye konusunda ciddi olan bütün ülkelerde böyle ajanslar var. Türkiye çok

Yazının Devamı

Çeyiz

3 Şubat 2008

Babam kekliğin bir kartalın veya şahinin gagasından düşmüş veya onu vuran avcıdan kaçmış olabileceğini söyledi. O gece gaz lambasının ışığında annemin keklik suyunda pişirdiği pirinç çorbasını yedik. Beyaz çorbanın limonlu tadını, yumuşamış pirinç tanelerinin dilime temasını hâlâ hatırlıyorum. Veya hatırladığımı sanıyorum. O gün çocukluk hafızamdaki ender mutlu günlerden biridir. Dayaksız, korkusuz, gerginliksiz bir gündü. Bunu bir süre yanımızda kalmak üzere Lefkoşa'dan gelen Tayyibe Teyzem sağlamıştı. Misafirler evlerdeki denklemi hiç olmazsa kısa bir süre için değiştirir. Teyzemin yanında hediye dolup bir sepet getirmişti. El işlerinde çok mahirdi. Bana kazak örmüştü. Trodos Dağlarının kuzey yamaçlarında, ağaçlarının köyün içine kadar girdiği Yağmuralan, bugün olduğu gibi o gün de adanın en ücra köyüydü. Ada içinde bir adaydı. Kıvrımlı dar yollardan, burunlu yavaş otobüslerle Lefkoşa'dan oraya gelmek gelmek neredeyse bütün günü alırdı. "Şeher"den bir ziyaretçi ender bir şeydi. 1960'larda toplumlar arası çatışmalar başlayınca Yağmuralanlılar canlarını kurtarmak için Türklerin yoğun oldukları bölgelere kaçtılar. Orman köyü üzerinden geçip aşağılara, Yalya'nın üst başına kadar

Yazının Devamı

Müneccim Münir

2 Şubat 2008

Amerikan Merkez Bankası FED'in ve diğer para otoritelerinin müdahalesi durgunluğa mani olmayacak.Yavaşlama Avrupa'yı ve Çin'i içine alacak. İthalatını ve büyümesini dış borçla finanse eden ve bunun sonucu olarak büyük bir cari açığa sahip olan Türkiye olumsuz gelişmelerden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alacak. Beş yıl süren yüksek büyüme ve yabancı sermaye girişi yavaşlayacak.ABD'deki kriz geçen ağustos ayında düşük nitelikli konut kredilerinde başladı. Ama düşük niteliklilik sadece konut kredilerine has değil. Birçok başka dalı da kapsıyor. Bugün bir müneccimlik yaparak Amerika Birleşik Devletleri'nin derin ve uzun bir durgunluk yaşayacağını, bunun dünya ekonomisindeki büyümeyi yavaşlatacağını söyleyeceğim. Dünyada hüküm süren para bolluğu ve ucuzluğu merkezi otoritelerin kontrolünün dışında geliştirilip pazarlanan, çok değişik kredi enstrümanlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Birçoğunun ne olduğu bile anlaşılamayan bu enstrümanların kimlerin elinde olduğu, ne kadarının paraya tahvil edilebilir olduğu, ne kadarının zarar yazılacağı belli değil. Citigroup, JPMorgan Chase, Wells Fargo, American Express, Capital One gibi dev kuruluşlar olası kredi kartı borcu

Yazının Devamı