Bu sözler Çinli bir ekonomiste ait. Ve, sadece Çin değil, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bütün fakir ülke için geçerli olan bir gerçeğin altını çiziyor. Kaynaklar dünyada yaşayan altı milyar insanın tamamının müreffeh bir hayat tarzı sürmesi için kifayetli değil. Bugün, ekonomik refahtan yararlananların sayısı 800 milyondur ve bunların çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika'da 18 ülkede yaşıyor. Beş milyar insanın yaşadığı 111 ülkede yoksulluk hüküm sürüyor. Bu ülkelerde ortalama gelir düzeyi ABD'nin dörtte biriyle onda bir kadardır.Bu ülkelerin hemen hemen hepsi sonsuza kadar yoksul kalacak. Çin'in, Amerika Birleşik Devletleri'nin refah düzeyine ulaşması için üç dünya lazım. Bu dünyanın kaynakları yetmez. Uzmanlardan öğrendiğime göre, Çin ve Hindistan'da kişi başına petrol tüketimi ABD'nin düzeyine ulaşması için dünya petrol üretiminin iki misline çıkması lazım. Eğer bu gerçekleşirse petrol rezervlerinin 26 yıl içinde tükenmesi muhtemeldir. Nüfusu 1.3 milyar olan Çin dünya tarihinde görülmemiş bir hızla büyüyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, 2000 yılından bu yana meydana gelen ekstra petrol talebinin yüzde 31'i Çin'den geldi. 2006'da çeliğinin üçte biri, alüminyumun dörtte biri Çin tarafından tüketildi.Dünya kaynaklarının bu kadar kesif bir şekilde tüketilmesine dayanan bir büyüme sürdürülemez.Denizlerde balıklar, nehirlerde ve yer altı kaynaklarında su tükeniyor. Talep artışı buğday, mısır ve diğer temel gıda maddelerinde ve demir, bakır gibi ana cevherlerde son birkaç yılda rekor artışlar meydana getirdi. Olan tükeniyor, kalan pahalılaşıyor. Kaynak temini için amansız bir mücadelenin başlayacağı bir dönemin eşiğindeyiz. Petrol tüketimi Atatürk döneminden sonra Türkiye'de politikacılar halkın cehaletini gidermek yerine bunu istismar etme yolunu seçtiler. Kolay ve kârlı olan buydu. Zaman zaman iktidara gelen ve ülkenin gidişatını büyük bir şekilde etkileyen anayasaları yazan askerler de onlardan geri kalmadılar. Türkiye'nin giderek Sünnileşmesi bu yüzdendir.Bugün oynanan türban oyunu bu büyük istismarın son halkasından başka bir şey değil. Bunu ardından erkeklerin, İran'da olduğu gibi, kravatları atması ve yakasız gömlek giymeye başlaması gelecek. Onun arkasından da malum şeyler.Belki de bu pek o kadar mantıksız değil. Halka bir şeyler vermek gerek. Refah veremiyorsan din ver. Bu dünyada sahip olamadıklarını öbür dünyada kazansınlar.Bu arada dünyanın kaynakları tükeniyormuş, iklim değişiyormuş, büyük çatışmaların arifesindeymişiz... Bırak onu gâvurlar düşünsün. Zamanı geldiğinde bize ne yapmamız gerektiğini söylerler. mmunir@milliyet.com.tr Halka bir şeyler vermek gerek