O kadar ikna edici, o kadar pozitif enerji saçıyor. Ama bir dakika. Yalan söylüyorum.Her ne kadar benim alabileceğim bir şey değilse de, Korkmaz bir şey satıyor. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı olarak sattığı şeyin adı Türkiye*. Korkmaz'ın işi Türkiye'yi denizaşırı yatırım yapmak isteyen şirketler için yatırım mekânı olarak pazarlamak.İsviçre'de yaşayan bir işçi ailesinin evladı olan Korkmaz Ajansı kurup yönetme görevini doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan'dan aldı. Aynı işi İsviçre'nin Neuchatel kantonunda yapıyordu. Eylül 2006'da Türkiye'ye geldi. Ajans Temmuz 2007'de geçen bir yasayla kuruldu. Aradan geçen altı ay içinde Korkmaz, Ankara ve İstanbul'da ve önemli sermaye yatırımı yapan ABD dahil birçok ülkede ofis açtı. Genç, çok dil konuşan, çalışkan, işe adanmış profesyonel bir kadro kurdu. Kadroda yabancı ülkelerdeki işlerini bırakıp gelen gençlerin bulunması koşullar uygun olduğunda beyin göçünün pekâlâ ters çevrilebileceğini gösteriyor.Ajansın işi ne? Yabancı şirketlerin ayağına gidip onları Türkiye'ye celp etmek. Gelenlerin yanına adam katıp bütün sorunlarını halletmek. Yabancı sermaye konusunda ciddi olan bütün ülkelerde böyle ajanslar var. Türkiye çok geç kaldı. Eğer Alpaslan Korkmaz bir şeyler satıyor olsaydı, karşısına oturduktan en çok beş dakika sonra havaya fırlayıp "TAMAM! ALIYORUM!" diye bağıracaktım. Onunla geçen sene yaptığım ilk konuşmada Korkmaz, "Türkiye yabancı sermaye yatırımlarında bir rüzgâr yakaladı. Bunu fırtınaya çevirmeliyiz" demişti.Daha böyle bir şey olmadı. Ocak-Kasım 2007'de gelen 17 milyar doların çok az bir bölümü "yeşil alan" yatırımıdır. Ama ilk meyveler alınmaya başlandı. Dünyanın en büyük otomotiv yedek parça üreticilerinden Kanadalı Magna şirketi, 500 milyon dolarlık yeni yatırım projesini Türkiye'de gerçekleştirecek."Burada yatırım yapmaya karar verdiler, çünkü onları Türkiye'de çok istendiklerine, bütün sorunlarının çözüleceğine ikna ettik" diyor Korkmaz.Bir yıl aradan sonra iki şey dikkatimi çekti. Korkmaz ilk karşılaşmamızda Türkçeyi biraz yabancı aksanıyla konuşuyordu. Bu düzeldi. Bir de zayıfladı. "14 kilo verdim" diyor. Koşuşturmaktan olduğu kesin. 37 yaşındaki Korkmaz, vaktinin büyük bir bölümünü seyahatte geçiriyor. "Burada birlikte daha çok vakit getireceğiz" diye İsviçre'den taşıdığı eşi, "Bizi kandırdın" diyormuş.Sanıyorum Korkmaz'ın en elle tutulur başarısı kendisini "dediğini yapan adam", Ajans'ı "iş bitiren kurum" olarak ünlendirmesidir. Güvensizliğin bu kadar köklü olduğu bir ülkede, bu kadar kısa bir sürede az buz marifet değil. İlk meyveler alınmaya başlandı Türkiye'nin en büyük avukatlık şirketlerinden birinin sahibi olan Ahmet Pekin, Korkmaz'la ilgili olarak, "Beni çok olumlu olarak etkiledi" diyor. "Açık düşünceli, çok eğitimli bir kişi. Kuvvetli bir ekiple işi götürüyor. Başbakan'a doğrudan rapor veriyor. Normal bürokrat değil."Son birkaç senede büyük ilerleme kaydedilmesine rağmen Türkiye hâlâ uluslararası yatırım çekiciliği sıralamasında alt sıralarda olmaya devam ediyor. Yatırım ortamının çekiciliğini ölçen 2008 Ekonomik Özgürlük Endeksi'nde 157 ülke arasında 74; 41 Avrupa ülkesi arasında 32 numaradayız.**Endeksin değerlendirmesine göre, "Yöntemler iyileştirildi, ama bürokrasi, zayıf yargı sistemi ve sık sık değişen yasal çevre caydırıcı olmaya devam ediyor." Yolsuzluk ise sorunların en büyüğü.Korkmaz işinin kolay olmadığının farkında ama hiçbir şeyden yılacak bir adama benzemiyor. "Bu bir iş değil, bir davadır" diyor bana.Ben de Ankara'da onun gibi donanımlı, enerjik, adanmış, 30-40 daha genel müdür daha olsa Türkiye çağ atlardı diye düşünüyorum. * invest.gov.tr0312 413 89 00 veya 0212 465 61 61 ** Index of Economic Freedom: http://www.heritage.org/research/features/index/countries.cfm mmunir@milliyet.com.tr İşinin kolay olmadığını biliyor