Sağlıksız rapor

15 Ocak 1998

Melih AŞIK

Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu için genel kanı şu:
"İçinde fazla birşey yok. Bilinen şeyler altalta yazılmış o kadar"Bu da sürpriz değil...
Mesut Bey bu raporun hazırlanmasını Susurluk konusunda birşey yapmadığı konusundaki eleştiriler üzerine istemişti. Kutlu Savaş da oturdu 6 ay çalışarak bu raporu hazırladı. Ortaya gazete haberlerine dayalı bir dosya çıktı. İçinde yeni kanıtlar, yeni olgular barındırmayan, basını birkaç gün oyalamaktan başka işe yaramayacak bir dosya. MGK'ya sunulacakmış. Onlar da alıp bir tarafa koyarlar olur biter. 6 ay boşa harcanmış olur.
***
Emniyet Müdürlüklerinin her sabah yayınladıkları bir vukuat raporu vardır. Geçen 24 saat içinde hangi işyerleri soyulmuş, kim kimi çarpmış, kim kimi bıçaklamış, kaç kişi intihar etmiş, kaç kişi cinayete kurban gitmiş... Tek tek bunlar belirtilir.
Dikkat ederseniz Türkiye'nin haber bültenleri son aylarda Emniyet'in "vukuat raporu" na dönüştü. Çünkü ülke bir hırsızlık, vurgun, talan, cinayet cumhuriyeti halinde. Dürüst insanların haberleri dinlerken ruhu kararıyor... Bir ülkenin bu kadar vukuatla birlikte yaşmayacağını bilenler geleceği düşünürken kahroluyor. Ama ülkeyi

Yazının Devamı

Mesut'a destek

14 Ocak 1998

Melih AŞIK

Başbakan Mesut Yılmaz enflasyonu yüzde 77'den 99'a roketlemek için Deniz Baykal'dan destek istememişti. O işi iyi biliyorlar. 6 ayda becerdiler. Sıra enflasyonu indirmeye gelince Deniz Baykal'dan bir yıllık destek istiyor. Hükümeti zaten destekleyen ve bir yıllık bütçeye de onay vermiş olan Baykal;- Enflasyonu düşürme planını elbet destekliyorum, deyiverse Mesut Bey başka mazeret aramak zorunda kalacak.
Çünkü enflasyonu düşürecek ne becerisi var, ne bilgisi... Ne de bir programı...
Deniz Bey destek verdiği halde, "Vermem" diyerek Mesut Yılmaz'ı kurtarıyor.
Mesut Bey'e ilerde "Enflasyonu düşürecektim ama Deniz Bey destek vermedi" bahanesine sığınma fırsatı veriyor.
Hatta Mesut Bey'in enflasyonu düşürmeye çabalamasına bile gerek kalmıyor artık.
Nasıl olsa Deniz Bey destek vermiyor ya... Üstelik enflasyonu bir hamlede elenseyle düşürecek olan Güneş Pelvan da ortalarda yok.
Peki enflasyon ne olacak? diye sorarsanız...

Yazının Devamı

Yiyin efendiler

13 Ocak 1998

Melih AŞIK

Mesa ve Nurol şirketleri Millet Meclisi'ne hortumu Emlak Konut aracılığıyla dayamış... 1800 dolarlık koltuğu 6800 dolara, 75 bin dolarlık halıyı 412 bin dolara, 4 milyar liralık avizeyi 20 milyar liraya, 1,5 milyon dolarlık klima cihazını 4,5 milyon dolara sokuşturmuşlar. Kireç badana işini 7 kat, profil demir işini 12 kat pahalıya yapmışlar. 20 milyar liralık koltuk söküm masrafını 500 milyar lira olarak fatura etmişler. Allah'tan korkmazlar.
Emlak Konut, bu fiyatları tıkır tıkır Meclis'e fatura etmiş. Başkanlık Divanı üyesi üyelerinin kimi uyumuş, kimi görmemiş, kimi görmezden gelmiş. Başkan Mustafa Kalemli ile Sekreter Necdet Basa bu paraları tıkır tıkır ödemişler. 12 bin dolarlık inşaat 38 milyon dolara çıkmış.
Kurulan Soruşturma Komisyonu'nun Başkanı Kamer Genç önceki gece Teketek programında haksız ödemenin geri alınması konusunda dedi ki:
- Sanıyorum 38 milyon doların 15 - 18 milyon dolarını geri alabileceğiz. Eğer bunu kabul etmezlerse Mesa ve Nurol'un diğer bütün inşaatlardaki hesaplarını da incelemeye alırız. Ayrıca bir daha ihale alamazlar.Demek ki MESA, haksız yere aldığı 18 milyon doları geri verirse diğer ihalelerdeki hesapları incelenmeyecek. Bundan sonra

Yazının Devamı

RP'yi parlatıyorlar...

11 Ocak 1998

Melih AŞIK

Deniz Baykal geleceği iyi görmüş... Geçen yaz orasında Mesut Yılmaz ve Ecevit uzun süreli icraat hükümeti kurmakta ısrar ederken Baykal;- Hayır en geç Aralık'ta bir erken seçim yapalım, demiş ve bu isteğin gerekçelerinden biri olarak şu görüşü öne sürmüştü:
- Eğer Aralık'ta seçim yapılırsa, Refahyol'un kötülüklerini zihninde canlı tutan halk, RP ve DYP'yi sandıkta cezalandırır. Eğer seçim önümüzdeki yıla doğru sarkarsa Refahyol'un icraatı unutulur. Hükümet yıprandıkça Refah umut haline gelir...Şimdi gidiş o yöne doğru... Yüzde 77'den yüzde 97'ye taşınan enflasyonun üzerine dev Meclis skandalı tuz biber ekti... Refahyol'un kötülükleri zihinlerden siliniyor. Kimi vatandaşlar, "Daha kötüsü varmış" diye söyleniyor. RP'liler cesaretlendi... "Anayasa Mahkemesi 11 - 0 lehimize oy verecek" demeye dahi başladılar.
Geleceği iyi gören Deniz Baykal, bugünü de görebiliyor mu?..
O zaman bugünkü iktidara sağladığı desteğin artık kime ve neye yaradığını da görebilmeli... İşe Mustafa Kalemli'nin "istifasını" dayatarak başlamalı...
Yoksa CHP de Anasol'la birlikte başaşağı gidiyor...

Meclis 38 milyon dolarlık harcamayı 20 milyon dolara indirmiş...

Yazının Devamı

Açıkgöz köylü...

10 Ocak 1998

Melih AŞIK

Halkımızın küçük açıkgözlükleri hayat biçimi olarak benimsediğini, çalıp çırpma düzenine göz yumduğunu, sonuçta ortaya çıkan kirli tabloya ise nedense pek şaşırdığını dün yazmıştık...
Çelik Gülersoy dostumuz dün bu konuda bir fıkra aktardı:
Osmanlı düzeninde "iltizam" adı verilen bir kurum vardı. Mültezimler belli yörelerin vergilerini devlete peşin öder, sonra o yöreye giderek vergiyi tahsil ederdi.
Mültezimin biri, devlete peşin ödemeyi yaptıktan sonra yöredeki bir köye gitmiş. Vergiyi istemiş:
- Tek kuruş paramız yok, demiş köylü, canımızı alacaksan onu al!..Mültezim bakmış köyde para yok, ama üzüm bol... Herkes pekmez yapıyor:
- Gelecek ay yeniden geleceğim, demiş, şu ortaya koyduğum fıçıyı ağzına kadar pekmez doldurun, vergi olarak bir fıçı pekmez alacağım...Mültezim söylediği tarihte köye dönmüş. Fıçıya bakmış..
Ağzına kadar su dolu...

Yazının Devamı

Bir ihbar daha...

9 Ocak 1998

Melih AŞIK

Meclis'in koltukları, döşemesi, avizeleri, milletvekillerine ("anlaşmalı" şirketten) fahiş fiyata uçak bileti alımı, vs... derken... suya atılan taşın çevresinde oluşan halkalar gibi, şaibeler çemberi giderek genişliyor...
Milletvekillerinin uçak biletlerinin fahiş fiyata teminiyle ilgili dünkü yazımız üzerine, bir hukukçu okurumuz da iki ay önce olup bitenleri anımsamış... "Çemberin" bu yeni halkasını bir çırpıda anlatıyor:
- Kurucu Meclis üyesi olan bir ahbabım var. Kalp problemi sebebiyle İstanbul'un ünlü hastanelerinden birinde iki ay önce talyum testi yaptırdı. Benzer bir problemi olan ağabeyi de beraberindeydi; o da aynı gün aynı testi yaptırdı. Eski milletvekili ahbabımız, tıbbi işlem bitiminde kendisinin ve ağabeyinin test ücretlerini ödemek için vezneye gittiğinde, "aynı" işlem için iki ayrı faturaya farklı tutarlar yazılmış olduğunu görüp şaşırıyor. Talyum testi karşılığında "normal bir vatandaş" olan ağabeyinden "70 milyon lira" istenirken, "Kurucu Meclis üyesi" sıfatıyla kendisine "112 milyon liralık" fatura çıkarılmış. Bunun sebebini soruyor. Aldığı yanıt:
"Bizim Meclis'le anlaşmamız böyle!.."Bu açıklamayla tatmin olmayınca itiraz ediyor. Faydası

Yazının Devamı

Meclise yeni ihbar

8 Ocak 1998

Melih AŞIK

Mustafa Kalemli'nin akıl almaz marifetleri ortaya çıkınca bu sütunda 15 Aralık 1996 günü yayınlanmış bir yazıyı anımsadık.
Dikkatlere sunalım...
DSP Milletvekili Ahmet Tan, o tarihte bir parlamento heyetiyle birlikte Singapur'a gidecekti. Kendisine verilen biletin üzerindeki fiyata baktı: 1850 dolar... Küçük bir araştırma yapma gereği duydu. Aynı bilet başka seyahat acentalarında 1350 dolardı. Arada 500 dolar (bugünün kuruyla 100 milyon lira) fark vardı. Kendisine verilen bileti iptal edip o ucuz bileti aldı. Seyahat dönüşü 1350 dolarlık bileti Meclis Başkanlığı'na ibraz ederek bedelini istedi. Aldığı yanıt:
- Biz ancak anlaşmalı şirketlere ödeme yaparız. Sizin bileti aldığınız şirketle anlaşmamız olmadığı için ödeme yapamayız...Konu bu şekliyle sütunumuzda yayınlandıktan hemen sonra Meclis Başkanlığı Ahmet Tan'ı buldu. Kendisine 1350 doları derhal ödedi...
Biz bu yazıyı "TBMM'ye kazık" başlığıyla vermiş, hastanelerin attığı kazıktan sonra anlaşmalı seyahat şirketinin de açıkça kazık attığını kaydetmiş; Mustafa Kalemli'den bilgi istemiştik.
O güne dek kendisiyle ilgili her konuda vakit geçirmeden bilgi veren Mustafa Kalemli bu yazıyla ilgili bizi ne aradı, ne sordu...

Yazının Devamı

Kalemli'nin bitişi...

7 Ocak 1998

Melih AŞIK

Bu olay bir siyasi komplo... Birinin ayağına basmışım ki, şimdi benden intikam almaya çalışıyor. Ama komployu kim düzenledi, neden düzenledi, işte onu çözemiyorum..."Meclis'e iş yapan şirketten daire almasıyla ilgili patlayan skandal sonrası Meclis eski Başkanı Mustafa Kalemli'nin şaşkınlık içindeki ilk tepkisi böyle olmuştu.
Dün Meclis kulisinde Kalemli'nin bu sözlerini anımsattığımız ANAP Kocaeli milletvekili Hayrettin Uzun;- Sayın Kalemli'nin uzun uzun düşünmesine hiç gerek yok. Bence bugün başına gelen olayın nedeni, geçmişte Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a karşı işlediği bir hatadır, diyor.
- Hata mı? Ne hatası?..
- 28 Şubat 1997'de MGK'nın o malum toplantısı sonrası başlayan süreci hatırlayın.. Askerler Erbakan'ı Başbakanlık'tan indirmeye karar vermişler; Refahyol'un yerine kurulacak hükümet ve bu hükümetin başbakanının kim olacağı konusunda çalışmalara başlamışlardı. Müstakbel Başbakan olarak ilk akla gelen isim doğal olarak Mesut Bey'di. İşte tam bu süreçte hiç aklına gelmeyen bir olay oldu: Mustafa Kalemli kendisinin Başbakanlığı için askerlerle gizlice dirsek temasına geçti. Geçti ama olaylar onun istediği şekilde gelişmedi ve sonuçta göz koyduğu Başbakanlık

Yazının Devamı