Başbakan Mesut Yılmaz, üniversite diplomasını Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezuniyetinin 27'inci yılında aldı... Mesut Bey geçen hafta diplomasını aldıktan sonra gazete ve televizyonculara memnuniyetini belirtirken dedi ki:
- 1971 yılının Haziran ayında okulun Maliye şubesinden mezun olan tek kişi benim... O yıl boykot olduğundan Haziran'da herkes sınıfta kılmıştı...
Bu sözleri ekranda dinleyenler:
- Afferim delikanlıya!.. Bak komünist ve anarşistler boykot yaparken o paşa paşa derslerine çalışmış, Haziran'da sınıfını geçivermiş,
diye düşünmüş olmalılar... O zaman soralım:
Acaba o yılın Haziran'ında öğrenciler neden boykottaydı?
Çünkü;
Telefon rehberleri üzerinde yapılan "akademik" çalışmalara bir yenisi daha eklenmiş. Okurumuz Dilek Karagülle haberdar ediyor bizi... İşte Turkcell'in abone kayıt listesinden titiz bir çalışma sonucu çıkarılmış kimi ilginç isimler:
Şehriye Pilav, Musa Pastırma, Sakin Zeytin, Abdulhalim Pırasa, Nazım Enginar, Çetin Ceviz, İsmail Fındık, Efsane Çilek, Süleyman Pekyumurta, Oktay Dolmasever, Güçlü Kuvvetli, Kibar Zorba, Satılmış Dağdeviren, Ömürlü Doğrugiden, Şeyla Boynuinceoğlu, Muhlis Dünyadagülmez, Dünya Malıdüzdür, Cömert Varlık, Cemal Paşa, Jandarma Kızkaçıran, Muhterem Öğretmen, Fazlı Kont, Fikri Faiz, Halim Harap, Mukaddes Çalışye, Cebrail Görür, Behçet Becerir, Rüştü Düzer, (Jinekolog Dr.) Kaya Bilir, (Diş Hekimi) Oya Bilir, (Avukat) Güven Kurtul, Fatma Donukara, Ayşe Donsuz, Selma Veren, Yosma Alver, Sezer Yan, Parla Yan... Eyüp Karadayı dostumuz iki güzel boksör fıkrası anlattı geçenlerde ayaküstü... Boksör sıkı bir yumruk almış... İki seksen yerde... Doktor ayıltmaya çalışırken bir yandan
Okurumuz Melih Gürol, Bülent Ecevit'in Hükümet kurmasını kolaylaştırmak için ona şu önerilerde bulunuyor:
1. Acele ikinci bir uçak kiralanmalı. Birincisi Mesut Bey ailesine diğeri Tansu Hanım'a tahsis edilmeli.
2.Bankalarla sorumlu devlet bakanlığı adedi ikiye çıkartılmalı. Bankalar eşit olarak paylaştırılıp ANAP ve DYP'ye ayrılmalı.
3. Özelleştirme ile ilgili bakanlıklar aynı şekilde ikiye ayrılarak iki partiye verilmeli. Her iki bakanlığa ikişer milyar dolarlık kamu tesisi satılması görevi verilmeli.
4. Yatırım yapan bakanlıklar yine eşit olarak iki partiye verilmeli.
5. DSP bu gün elinde tuttuğu bakanlıklarla yetinmeli.
Yaşar Kemal, Berlin Hür Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada:
- 20 milyon Kürt, insan hakları olmadan yaşadığı sürece Türkiye'de demokrasi olamaz, diyor...
Aynı günlerde Washington Post'un bir yorumunda Türkiye'deki Kürtlerin oranı "yüzde 30" olarak belirtliyor...
Türkiye'deki Kürt kökenli yurttaşlarımızın sayısı gerçekte nedir?
Turgut Özal yaklaşık 10 yıl önce Türkiye'deki Kürt sayısını 12 milyon gibi bir rakama oturtunca bu sayı abartılı bulunmuş, bir süre tartışılmıştı.
Diyelim ki o dönemde Kürt sayısı Özal'ın buyurduğu gibi 12 milyondu.
Kürtler dışarıya en çok göç veren kesim olduğu halde 10 yılda nasıl oldu da sayıları yüzde 65 oranında arttı?..
Akşam gazetesinde bir küçük haber..
"Tayyip Erdoğan, Avcılar Hospital'ın açılışını yapmaya 155 bin marklık (28 milyar lira) Mersedes'le gitti..."
Gazete, 99 model Mercedes'in Erdoğan'ın şahsına ait olduğunu yazıyor.
Tabii zenginin arabası züğürtlerin çenesini yoruyor.
Bu kadar parası vardı da daha önce neden altında Mersedesi yoktu?
Geriye doğru dönüp duruma bakalım...
1994 yılı Şubat ayında RP il Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada.. Tayyip Erdoğan'ın mal varlığı şöyle sıralanıyor:
1995 yılı Aralık ayında yapılan seçimlerden sonra Mesut Yılmaz ile Tansu Çiller, Anavatan ve Doğru Yol partilerini nikahlayarak "Anayol" koalisyonunu kurmuşlardı.
Mesut Yılmaz'ın Tedaş, Tofaş ve Mal Varlığı dosyalarını gündeme getirmesi sonucu Anayol koalisyonu 3 ayda bozuldu.
Tansu Çiller gitti, RP ile Refahyol'u kurdu.
ANAP Tansu'ya yüklendi. Ama oyları Tansu'yu Yüce Divan'a g"türmeye yetmedi.
Refahyol 1 yıl içinde sıfırı tüketti.
28 Şubat süreci.. Asker zorlaması... Derken Refahyol düştü.
Bu zorlama Mesut Yılmaz'ı iktidara getirdi.
İtalya'ya uyguladığımız (ve arasına zaman zaman ilkel görüntüler eklediğimiz) ekonomik boykot bu alandaki ilk büyük eylememiz mi? Hayır... Geçmişte Avusturya'ya uygulanan bir "Fes boykotu" var ki, bugünkü boykot yanında küçücük kalır. İstanbul Ansiklopedisi'nin "Fes" bahsinde Zafer Toprak'ın satırlarını okuyalım:
"... Bosna - Hersek 1878 Berlin Kongresi'nde Avusturya yönetimine geçmiştir. Ancak yine de Osmanlı toprağı gözüküyordu. II. Meşrutiyet'in ilanı (1908) üzerine bu yörelerin Osmanlı Mecilisi'nde temsil edileceği kaygısıyla 5 Ekim 1908'de Avusturya bu toprakları ilhak kararı aldı. Aynı gün Bulgaristan da tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti.
Osmanlı Devleti bu oldu - bittiler karşısında savaşacak durumda değildi. Balkanlar'daki bu gelişmeler üzerine 6 Ekim akşamı Avusturya'ya karşı gösteriler başladı. Olay kısa sürede dinci, Abdülhamid yanlısı bir boyut kazandı. İttihat ve Terakki gelişmelere hakim olabilmek için Avusturya mallarına karşı bir boykot örgütledi. 8 Ekim günü duvarlar "Avusturya emteasını almayınız" yazılı afişlerle donatıldı. Halk
Atatürkçü ve laik işadamları örgütü USİAD (Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği) 1999 yılı için bir Atatürk ajandası bastırmış. Atatürk'e ilişkin anılarla dolu bu ajandada İsmet Bozdağ'ın "Bir altın tabaka hikayesi" de yer alıyor. Özetleyerek aktaralım...
Atatürk bir gece masada yakın dostlarıyla birliktedir. Sohbet arasında Sofya'dan tanıdığı Şakir'in (Zümre) kendisine altınlı pırlantalı bir tütün tabakası getirdiğini anlatır:
- Bayağı pahalı birşey, işleri iyi gidiyor anlaşılan...
Nuri Conker bu sözler üzerine kıs kıs güler:
- İşleri iyi gidiyor ne demek, karun oldu karun...
Mustafa Kemal bir arkadaşın öteki arkadaşa söz atmasına sinirlenir:
- O da ne demek?