Futbol notları

26 Aralık 1998

       Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Fenerbahçeli Mustafa'nın İstanbulspor'lu Güven'in ayağını kıran hareketinde "kasıt" görmemiş. Ekran başındaki milyonların gördüğünü görmemek için PFDK'nın gözünü iyice karartması gerekirdi. Bunu başarmışlar. Ancak maçın hakemine 7 hafta ceza verilmiş. O neden? Mustafa'nın hareketine kart göstermemek dışında (ki PFDK bu kararı onaylamış) 7 maçlık ne hatası oldu hakemin? Fenerbahçe ve Galatasaray'ın kaleye girmeyen toplarına gol kararı veren hakemler ceza görmezken bu maçın hakemi neden ceza görüyor? İzahı yok...
      Fatih Terim son maçta artık isyan etti. Cezayı göze alarak:
      - Türkiye'de futbolu illegal bir MHK (Merkez Hakem Komitesi) yürütüyor, dedi.
       Hakemler konusunda konuşmamaya yıllardır özen gösteren Fatih Terim'in bu öfke düzeyine varması boşuna değildir.
       Aynı Fatih Terim'in Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar gibi futbol yorumcularını seyirciye hedef göstermekle tehdit etmesi ise o ölçüde yanlış.
      

Yazının Devamı

Bruno Taut...

25 Aralık 1998

       1930'larda Nazilerin baskısı yüzünden Almanya'yı terkedip Türkiye'ye gelen bilim ve sanat adamlarının en ünlülerinden biri; mimar Bruno Taut, ölümünün 60'ıncı yılında, dün, Edirnekapı Şehitliği'ndeki kabri başında anıldı. Bu anlamlı törende Taut hakkında dile gelenlerden küçük bir demet derleyelim:
      DOĞAN HASOL (Yapı Endüstri Merkezi yöneticisi): Bruno Taut, 1936 yılında Türkiye'ye geliyor... Atatürk Türkiyesi sadece Türkler için değil, yabancılar için de heyecan verici çünkü... Güzel Sanatlar Akademisi'nin yeniden yapılanmasında görev alıyor, derslere giriyor, aynı zamanda da Milli Eğitim Bakanlığı'nda danışman olarak çalışıyor. Yapılar da yapıyor bu arada: Ankara'daki Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ve yine Ankara'da Atatürk Lisesi binası, İzmir'de Cumhuriyet Kız Enstitüsü yapıtları arasında... Ölümünden önce ebedi uykusunu da burada uyumak istediğini söylüyor. Ve özel bir izinle buraya, şehitliğe defnediliyor.        PROF. AFİFE BATUR (Mimarlar Odası İst. Şb. Bşk.): Öğrencilerinin eğitimine olağanüstü önem verirmiş. O kadar ki, ölümünden az önce hasta yatağında

Yazının Devamı

Howard Zinn...

24 Aralık 1998

       Başkan Clinton bir yalan daha söyledi... Hayır seks maceraları konusunda değil, bu defa yaşam ve ölüm hakkında... Bağdat'ı bombalama kararını açıklarken, Irak'a yakın ülkelerin de kitle imha silahlarına sahip olduğunu ancak onların bu silahları kullanmadığını söyledi.
       Bunu ancak tarihten habersiz biri söyleyebilir. ABD, İsrail ve Endonezya'ya da bu silahlardan vermiştir ve onlar sivil halka karşı kullanmışlardır. Ancak bu alanda en suçlu ülke Amerika'dır. Dünyada hiçbir ülke ABD'den daha fazla "kitle imha silahı"na sahip değildir. Ve hiçbir ülke bu silahları ABD'den fazla kullanıp daha fazla insan öldürmemiştir.
       Hiroşima'da, Kore'de ve Vietnam'da bu tür silahlarla yüz binlerce insan öldürülmüştür.
       ABD'nin Irak'a uyguladığı ekonomik kısıtlamalar da bir çeşit kitle imha silahıdır. Yüz binlerce Iraklı çocuğu öldürmüştür. Saddam Hüseyin'in elinde kitle imha silahı bulunabilir. Bunları kullanma eğiliminde de olabilir. Ancak bu silahı bugün yalnızca ABD kullanmaktadır ve Irak'ta çocukları öldürmektedir.
   &

Yazının Devamı

Aferin saksafoncu!

23 Aralık 1998

       Bizim politikacıların yalanları, beceriksizlikleri, ülkenin kaderiyle oynamadaki sorumsuzlukları herkesin malumu... Ancak eğri oturup doğru konuşalım. ABD Başkanı Clinton'un bizimkilerden aşağı kalır yanı var mı? Yoksa o fersah fersah ileride mi?..
       Saksafoncu Başkan'ın marifetlerine bir bakalım...
       Oval ofisi, oral ofise dönüştürüp memurlarıyla seks yapıyor, marifeti ortaya çıkınca yalan söylüyor... Soruşturmalar sonucunda yalan söylediği kesinleşiyor; azledilmesi gündeme geliyor. Kongreyi kendi lehine etkilemek için Birleşmiş Milletler'i, hatta kendi Savunma Bakanlığı'nı ıskalayıp Irak'a operasyon başlatıyor. Kongre buna rağmen toplanıp azil kararı alınca bombardımanı durduruyor...
      "Amaçlarımıza ulaştık" diyor. Hangi amaca ulaşılmış?..
       Azil kararı çıktı... Saddam koltuğunda oturmaya devam ediyor. Irak bundan böyle UNSCOM'un çalışmalarına izin vermeyeceğini bildiriyor. Böylece Irak'ın bundan böyle kimyasal silahlar üretip gerçekten tehlike yaratmasına zemin hazırlamış

Yazının Devamı

Saddam'a darbe!

22 Aralık 1998

      Saddam'a Darbe... Saddam dersini aldı... Washington Saddam'a haddini bildirdi... Saddam hakettiği dersi aldı..."
       Gazetelerimiz "Çöl Tilkisi" operasyonunu bu tür başlıklarla verdi...
       Bombardıman durdu. Hedefin Saddam olmadığını görmeyenler de gördü.
      Saddam dimdik ayakta...
       Ama 100'den fazla sivil öldü, 1000'den fazla sivil yaralandı.
       Darbe Saddam'a falan değil... Doğrudan Irak halkına...
       ABD yedi yıldır "Saddam'a darbe" diye Irak halkını vuruyor.

Yazının Devamı

Turist Apo

20 Aralık 1998

       Başbakan Mesut Yılmaz hafta başında Hürriyet gazetesini ziyaretinde İtalya ile Apo'nun gönderileceği yerler konusunda yapılan pazarlığı anlattı. İtalya Kuzey Kore'yi önermiş, biz reddetmişiz. Libya'ya gönderilmesine ABD karşı çıkmış. Biz Arnavutluk'a gönderilmesini istemişiz. Arnavutluk, "İstemeyiz!" demiş...Vs...
       Milleti, "Apo'yu bize vermiyor!" diye İtalya'ya karşı kışkırtırken meğer bizimkiler Apo'yu istemekten vazgeçmiş. (Zaten ölüm cezasını kaldırmayarak baştan bu niyetlerini belli etmişlerdi.)
       Son olarak Apo'nun Güney Afrika'ya gönderilmesi gündeme geldi. G. Afrika durup dururken başına bela almayacağını önceki gün açıkladı.
       Bu durumda Apo'nun gönderileceği tek yer kalıyor... Suriye...

       DSP lideri Bülent Ecevit, CHP lideri Deniz Baykal'la son yaptığı 12 dakikalık görüşmede ikram edilen çayı içmemiş...
       Yorumlar:

Yazının Devamı

Antimedya'dan...

19 Aralık 1998

       Medya'nın yakın takipçisi "Antimedya" nın dün piyasaya çıkan sayısında şu satırlar gözümüze çarpıyor:
       "Hepsinin ağzında bir "hizmet" lafıdır gidiyor... "Ben Türk futboluna 20 yıl hizmet verdim.." "30 yılımı Türk sinemasına hizmet vermekle geçirdim.." "40 yıl Türk müziğine hizmet veren biri olarak..."
       Duyan da sanır ki adamlar, kadınlar asıl işini gücünü bırakmış, kendilerini futbola, müziğe, sinemaya adamışlar...
       Adamın işi topçuluk... Transferde milyon dolarlarla ağzını açıyor... Lafa gelince "Türk futboluna hizmet" diyor... Kadın, öyle ya da böyle, öğrenmiş üç beş şarkı, deve yüküyle para kazanmış, han, hamam, yalı sahibi olmuş, hala müziğe hizmetten söz ediyor... Adamın hayatı film çevirmek, para almadan vesikalık fotoğraf bile çektirmiyor, lafa gelince Türk sinamasına hizmetten dem vuruyor.. Varsa yoksa 'Hizmet'. Ama en yüksek fiyattan..."
       ***
       Gerçekten de... (Parayı bir kenara bırakıp ömür boyu

Yazının Devamı

Toşak'ın çektiği...

18 Aralık 1998

       Yıl 1960'lar... Sonradan ünlü bir gazeteci olan delikanlı Feriköy takımında kaleci oynuyor. Takımı Baba Gündüz (Kılıç) çalıştırıyor. Bir gün antrenmanın yorucu bir hal aldığı anda kaleci delikanlı Baba Gündüz'ün yanına geliyor:
      - Ben kaleciyim Baba, diyor, benim diğer futbolcularla aynı antrenmanı yapmam anlamsız oluyor...       Gündüz Kılıç boynundan düdüğü çıkartıyor:       - Al aslanım, diyor , madem sen bu işi daha iyi biliyorsun takımı bundan sonra sen çalıştır...       Spor yazarlarının Beşiktaş çalıştırıcısı J.B. Toshack ile ilgili eleştirilerini okurken aklımıza bu olay geldi. Galli Hoca, elinde G.Saray veya Fenerbahçe'den daha kaliteli olmayan bir kadroyu ligin yarısına kadar lider getirdi. 8 tane genç oyuncu yarattı. Ne var ki spor yazarlarına bir türlü yaranamadı. Her maçtan sonra kıyasıya eleştiriliyor.        Aynı eleştiriler Fatih Terim'e de yapılıyor...       Avrupa'ya kafa tutan bir takım da yaratsa,

Yazının Devamı