Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Ankara'da Yargıtay'da baz istasyonu felaketi yaşandığı haberleri üzerine arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahim Hakkıoğlu'nu arıyor. Sayın Hakkıoğlu bitişiklerindeki Türk Telekom bahçesine 5 yıl önce baz istasyonu yerleştirilmesinden sonra beş Yargıtay üyesinin kanserden öldüğünü, iki üyenin de halen ağır kanser tedavisi gördüğünü anlatıyor... Acaba bütün bunların müsebbibi baz istasyonu mu? Hakkıoğlu diyor ki:
     Â- Baz istasyonlarının 24 metre çaplı bir daire içinde radyasyon yaydığı bilimsel gerçek.. PeÅŸpeÅŸe yaÅŸamını yitiren üyelerimiz, Yargıtay binasında radyasyon yoÄŸun "daire" içinde görev yapıyorlardı. Bu da kuÅŸkuları pekiÅŸtiren bir durum..
       Yargıtay Başkanlığı, Başbakanlığa başvurarak yanıbaşlarındaki GSM baz istasyonunun kaldırılmasını istemiş... Hala yanıt bekliyorlar...

Bazcı belediye

       Kadıköy Belediyesi, insan sağlığına zararlı radyoektif dalgalar yaydığı gerekçesiyle ilçe dahilindeki cep telefonu baz istasyonlarını sökeceğini açıkladı. Şu anda ilçedeki istasyonlar saptanıyor...
       Derken Üsküdar Belediyesi'nden ilginç bir telefon ihbarı geliyor:
     Â- Bizim belediye binasının çatısında baz istasyonu var.
       Arkadaşlarımız Üsküdar Belediyesi'ne yollanıyor.
       Gerçekten de çatıya baz istasyonu kurulmuş...
       Tüketici Derneği "En iyi belediye, sınırları içinde en az baz istasyonu olan belediyedir!" kampanyasını sürdüredursun... Üsküdar Belediyesi birkaç bin dolar kira geliri için, bırakınız ilçe halkını, kendi personelinin sağlığını da hiçe sayarak çatısına istasyon izni vermiş...
       Bu kadarı da olmaz demeyiniz. Oluyor...

Campul!

       Karadenizli milletvekilinin özel odasının ampulleri yanmış. Oturmuş, Meclis Başkanlığı'na bir dilekçe yazmış:
     Â- Odamın campulleri (!) yanmıştır, yeni campul verilmesini rica eder...
       Başkanlık sekreteryasından sormuşlar:
       - Efendim anlamadık. Campul da ne?
       Milletvekili biraz sıkılarak yanıt vermiş:
     Â- DoÄŸrusunu yazarsam ayıp olur diye düşundum da...
       (Politika dergisinden)

Bağımsızmış...

       Kandilli Rasathanesi ve yer bilimcilerimiz geçen aylarda her sarsıntıdan sonra teşhisi şıp diye koyuyorlardı:
     Â- Artçı deprem...
       Vatandaş bunu duyunca derin bir nefes alıyordu.
       Önceki gece yine sarsıldık. Peki bu neydi? Artçı olamazdı çünkü büyük deprem geçeli hayli olmuştu... "Öncü" deseler milyonlar sokağa fırlayacak. Derhal en uygun açıklamayı patlattılar:
     Â- Bağımsız deprem...
       Rahat bir nefes aldık...

       *Reformcu, dünyayı ölmek için daha iyi bir yer yapmaya çalışan kişidir.
     ÂLeonard Levinson

Depresif haber!..

       Haberi dün Anadolu Ajansı geçti:
       "...Çanakkale - Lapseki'de İsmail Genç adındaki balıkçı, görüşme yapmadığı cep telefonuna 571 milyon TL. fatura gelince, hastanelik oldu. Nisan ve Mayıs aylarında yaptığı görüşmeler karşılığı 571 milyon TL. borcu olduğu ve bu yüzden telefonunun görüşmeye kesildiği bildirilen Genç, fenalaşarak Lapseki Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Depresyon geçirdiği bildirilen balıkçı sakinleştirilip evine gönderilirken, ayrıntılı faturada yapılan incelemede, görüşmeleri, TV'deki yarışma programlarını arayan eşinin yaptığı ortaya çıktı..."
       Kadıncağız televizyonlardaki yarışmalardan birşeyler koparırız düşüncesiyle yola çıkmış... Ama sonunda kocasını batırmış... Kader...

F tipi sıcaklık...

       F tipi cezaevleri önümüzdeki günlerin sıcak konusu olacak. Önümüzdeki ay, mahkumların F tipi cezaevlerine taşınması gündeme geldiğinde belli ki epey gürültü kopacak... Konuyu İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'la konuştuk...
     Â- Acaba mevcut cezaevleri yenilerinden daha mı iyi?
       - Biz koğuş sisteminin sakıncalarına katılıyoruz. Ancak F Tipi cezaevleri de aynı hatta daha büyük ölçüde sorunlar taşıyor...
     Â- Ne gibi?
       - Biliyorsunuz, bu cezaeevleri tek ve üç kişilik hücrelerden oluşuyor. Hücrelerin boyutları uygun olabilir. Ancak ortak yaşama alanları yok denecek kadar az. Herkes kendi odasında yemek yiyecek. Ortak havalandırma yok. Hükümlü ve tutuklular sadece küçük işliklerde, küçük bir spor alanında ve küçük bir kütüphanede başkalarıyla yanyana gelebilecek. Oturup birlikte sohbet etme imkanları dahi çok sınırlı...
     Â- Galiba bu da "uyumlu" mahkumlara tanınan bir imtiyaz...
       - Evet... Eğer tutuklu "uyumlu" görünmüyorsa spor, kütüphane gibi imkanlardan yararlanmayacak. İstedikleri an istedikleri kişiyi tecrit edebilecekler.
     Â- Galiba F tipleri siyasi mahkumlar için düşünülüyor...
       - Organize suçlardan tutuklu olanlar için de düşünülüyor. Ancak onlar bu tip cezaevlerini cennete çevirebilirler. Kartal örneği ortada.
     Â- Kaç siyasi tutuklu var hapishanelerde?
       - 10 bin dolayında... Bunların 4 bin kadarının F tiplerine nakledileceği söyleniyor...
     Â- Siyasi mahkum sayısı çok fazla görünüyor...
       - Evet... Terörün yoğun olduğu ülkelerde bile bu kadar siyasi tutuklu yoktur. Bizim ceza yasası yardım ve yataklık suçlarını da ağır şekilde cezalandırdığı için sayı çok büyüdü...
     Â- Taşınmada sorun olacak diyorsunuz...
       - Evet... Mahkumların F tipi cezaevlerine nakledilmelerinin direnişle karşılaşacağı mahkum ailelerinin veya benzer derneklerin açıklamalarından açıkça anlaşılıyor.
     Â- Yücel Bey F tiplerinin sakıncaları konusunda diÄŸer barolar da sizin gibi mi düşünüyor?
       - Aşağı yukarı bütün barolar bu görüşte...
       Sonuç... Ufukta hayli büyük ve sıcak bir sorun görünüyor...


Yazara E-Posta: m.asik@milliyet.com.tr