Devr - i Süleyman

8 Ekim 2000


      Süleyman Demirel, Murat Demirel'in banka soyması ile kendi arasında irtibat kuranları çılgınlıkla suçladı... İnandınız mı?
       Geliniz yine de önceki gün Anadolu Ajansı'ndan geçen habere göz atalım...
       Habere göre...
      "Halk Bankası eski Genel Müdürü Sezgin Taşkıran, Yahya Demirel'le ilgili davada beraat etti."
       Kim midir Sezgin Taşkıran?
       Doğru Yol Partisi'nin 42 kurucu üyesinden biri... Daha önce hiçbir bankada görev yapmamış... Eski bir kaymakam ve Ticaret Bakanlığı bürokratı.

Yazının Devamı

Sınav çetesi!

7 Ekim 2000


       Sınavın adı; Görevde Yükselme Sınavı. İki hafta kadar önce, İçişleri Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında çalışan memurlar arasında yapılan bu sınava yurdun dört bir tarafından yaklaşık 800 memur katıldı. Ortalık da bu sınavın yapılmasıyla birlikte karıştı... Bugünlerde, İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'a sınavın iptal edilmesini isteyen dilekçeler yağıyor.
       Neden mi? Dilekçe sahiplerinden biri anlatıyor:
       - Sınavda gelebilecek soruların yanıtlarının yer aldığı ders notları Başbakanlıkça hazırlanmış. Ancak adayların çok az bir bölümü sınav öncesi bu notları temin edebildi.
      - Acaba neden?
       - Çünkü çoğunluk bu notlardan haberdar olmadı. Olanlar da bulamadı. Notları sonradan temin edebildiğimizde gördük ki, 100 sorudan 78'i bu notlardan gelmiş.
      - Kimden ya da kimlerden kuşkulanıyorsunuz?

Yazının Devamı

Profesör maaşı

6 Ekim 2000


       Üniversitede 33'üncü yılını tamamlamış bir profesör dostumuz söz maaşlardan açılınca gülümsedi:
       - Bunca yıldır maaşım 1000 doları aşmadı, dedi, bir ay olsun avucumda 1000 doların üzerinde para görmedim...
       Kıdemli profesörün 596 milyon, doçentin 401 milyon, yardımcı doçentin 351 milyon, araştırma görevlisinin 254 milyon lira maaş aldığı üniversitelerde bilim kadroları her daim insanca geçim sınırının altında yaşıyor. Trakya Üniversitesi'nin açılışında Rektör Osman İnci bu konuya değindi:
       - Maaş politikası böyle sürerse yüksek öğretimde eleman krizi kapımızda olacak, dedi... Ve en değerli öğretim üyelerinin birer ikişer vakıf üniversitelerinin yolunu tuttuğunu ekledi.
       Yine baştaki dostumuza dönelim... Sohbet arasında dedi ki:
       - Artık çok sayıda üniversite ve çok sayıda profesör var olduğu için bu mesleğin eski ayrıcalığı ve itibarı kalmadı. Maaş da yok... Öyle olunca öğretim üyesinin öğrenci yetiştirme motivasyonu da kalmıyor... Öğrenciler

Yazının Devamı

Vatandaşa çağrı

5 Ekim 2000


       Ermeni tasarısı ABD Dış İlişkiler Komitesi'nden geçti. Temsilciler Meclisi'nden de geçebileceği belirtiliyor. Arkası çorap söküğü gibi gelecektir. Fransa, İtalya, Hollanda parlamentolarından sonra diğer Batı ülkeleri... Peşinden Avrupa Parlamentosu hatta Birleşmiş Milletler'den benzer karar tasarıları geçebilir. Tazminat talepleri bugün değilse yarın gündeme gelir. Onu toprak talepleri izleyebilir.
       Türkiye yaklaşan tüm belaları büyük bir tevekkülle bekliyor.
       Hükümet adeta "Emir büyük yerden, hakkımızda hayırlısı" havalarında.
       Başbakan Ecevit eğer tasarı Temsilciler Meclisi'nden geçerse Türkiye'nin buna ne tepki göstereceğini telaffuz edemiyor. CNN'de konu sorulunca "Türkiye'nin neler yapabileceğini ABD'li Meclis üyeleri dile getirdiler" demekle yetiniyor... Yani... Türkiye göstereceği tepkileri de ABD'ye bırakmış durumda. Bunları Sam Amca'nın saptamasını bekliyor.
       Gayret yine halka düşüyor...
       Okurumuz Mehmet Aydın halka çağrıda bulunuyor.

Yazının Devamı

Otodan kim çıktı?

4 Ekim 2000


       Anadolu Ajansı muhabirlerinden Asiye Bendon, geçtiğimiz pazar akşamı altında arabası, yanında oğlu, Çankaya'dan Oran'a doğru gidiyordu... Tam Milli Savunma Bakanlığı lojmanlarının önüne gelmişti ki olan oldu.. Ne olduğunu arkadaşımızdan dinliyoruz:
       - Bir süredir beni, neredeyse arka tamponuma değecek kadar yakın mesafeden takip eden jeep'in sürücüsü, tam burada aniden gaza bastı, yanımdan rüzgar gibi geçti... Geçerken de benim dikiz aynasını paramparça etti. Ben, adamın, biraz ileride arabasını sağa çekip özür dileyeceğini, bu arada hasarı da tazmin etmeyi önereceğini bekliyordum ama hiç öyle olmadı. Adam yaptığı kazayı görmesine rağmen gaza basarak kaçmaya başladı. Tabii ben de peşine takıldım. Sonunda Oran lojmanlarında, evinin önünde durunca yakaladım. Direksiyondan kim çıksa beğenirsiniz? TBMM eski Başkanı, eski Bakan, Cumhurbaşkanı Demirel'in başdanışmanı Hikmet Çetin!... Kendisine o kızgınlıkla, beni az kaldı öldürüyordunuz beyefendi, üstelik de kaza yaptıktan sonra kaçmaya kalktınız, bu size yakışıyor mu, diye sitem edince bana verdiği yanıt aynen şu oldu:
     &nbs

Yazının Devamı

CHP'den beklenen

3 Ekim 2000


      Deniz Baykal, siyasetteki git gellerine bir yenisini ekledi, tekrar genel başkanlık koltuğuna oturdu. Çünkü ondan iyisi bulunamadı. Aslına bakarsanız daha iyisini arayacak fırsat ve ortam da yaratılamadı...
       Bugün için söylenecek tek şey kaldı: Hayırlı uğurlu olsun... Bundan sonra CHP'lilere düşen bu yönetime omuz vermektir. Tabii körü körüne bir omuz verme değil aynı zamanda yönetimi denetlemek ve CHP'yi iktidar partisi olmaya zorlamak görevleri de vardır.
       Bugün iktidarda, halka verdiği vaatleri unutmuş ve koltukta kalabilmek için ülke yönetimini tamamen IMF ve dış güçlere teslim etmiş iki parti var: DSP ve MHP... Üçüncü parti ANAP'ın tek amacı iktidarın nimetlerinden yararlanmaktır. Muhalefetteki iki partiden FP kendi yarattığı sorunları çözmekle vakit geçirmekte, DYP bütün inandırıcılığını yitirmiş bulunmaktadır...
       Siyasette umutları diriltecek, laikliği, demokrasiyi, temiz toplumu, şeffaf devleti, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını yürekten savunacak bir partiye ihtiyaç var. Bu parti köklü tarihi, ilkeleri ve

Yazının Devamı

Anılara elveda

1 Ekim 2000


      Enis Batur'un Newyork izlenimlerini anlattığı "Amerika büyük bir şaka Sevgili Frank ama ona ne kadar gülebiliriz" adlı yeni kitabında şu bölüm çok ilginç... Bir düğün yemeğinde tesadüfen 70 yaşlarında, alımlı, zarif bir hanımefendinin yanına oturmuş Enis Batur... Bir ara, "görevli fotoğrafçı" yanaşmış masaya... Birkaç görüntü alacakken o hanımefendi kesin bir üslüpla karşı çıkmış ve Batur'a dönüp "geçen yıl bütün fotoğraflarımı yok ettim efendim" demiş "yenilerini ne yapayım şimdi?".
       Yaşarken bütün fotoğraflarını yok etmiş kimseyle karşılaşmamış o güne dek Enis Batur.. Sebebini sorduğunda aldığı yanıtı şöyle aktarıyor:
       "Kocası ölmüş, çocukları evlenip çoktan yanından ayrılmış; geçmişini anımsamak, yeniden zihninde kurmak, ona belleğinde gereğinden fazla yer açmak istememiş; kendisi öldüğünde nasıl olsa dert kaynağı oluşturacağı kanısındaymış hayatına ait fotoğrafların, onları yok etmiş rahatlamış. Daha derinlerde bambaşka gerekçeleri de olabilir şüphesiz o hanfendinin , ola ki bunlardan tanımadığı birine sözetmekte yarar görmemişti..."
   &nb

Yazının Devamı

Baykal tartıda...

30 Eylül 2000


       Olağanüstü kurultaya bir gün kala CHP Genel Merkezi'ni dolaşan arkadaşımız Fahrettin Fidan kat ve koridorlardaki manzarayı aktarıyor:
       - Aynen önceki kurultaylardaki gibi... Yine büyük bir kalabalık.. Yine yoğun bir kulis faaliyeti... Genel başkan şu isim mi olsun, bu isim mi? Ben seni desteklersem sen de beni destekler misin? Parti Meclisi'ne sizden kaç kişi alalım, bizden kaç kişi?
       Arkadaşımız olmayanları da şöyle sıralıyor:
       - Ne bir ideoloji tartışması ne parti programı görüşmesi ne de ülke sorunlarına ilişkin en küçük bir sohbet...
       Adını vermek istemeyen bir Erzincan delegesinin sözlerine kulak verelim:
       - Son seçimde Erzincan'da CHP yüzde 22 oy aldı. Birinciliği yarım puanla MHP'ye kaptırdık diye üzüntümüzden, utancımızdan günlerce sokağa çıkamadık. Ama buraya geldik, partiyi yüzde 8.5'a düşüren kişiyi yeniden seçmeye çalışıyoruz. Dünyada böyle bir sol parti daha var mıdır?

Yazının Devamı