Kadrolaşma dramı

27 Ekim 2000


       Haber zaman zaman gazete köşelerinde göze çarpıyor:
       "MHP hızla kadrolaşıyor..."
       Acaba bu haber insani düzeyde ne anlama geliyor? Bu kadrolaşma sırasında insanların haysiyetiyle hatta hayatıyla nasıl oynanıyor?
       Bir acı misal...
      Ümit Akgül (53) PTT'nin çeşitli kademelerinde 25 yılı aşkın süre çalışan bir devlet görevlisi... Son 15 yıl boyunca İzmir'de görev yapmış, son görevi Konak İlçesi Posta Telgraf Müdürlüğü olmuştur.
      Ümit Akgül yaz başında ani bir emirle Konak ilçesinden Tunceli ili Mazgirt İlçesi Posta Müdürlüğüne tayin ediliyor. PTT'ye çeyrek asır başarı ve dürüstlükle hizmet etmiş olan Ümit Akgül, tayinden ziyade sürgün anlamına gelen bu tasarrufa çok üzülüyor.

Yazının Devamı

On - line okul...

26 Ekim 2000


       Bilgi Üniversitesi, internet üzerinde "yüksek lisans" eğitimine başlıyor. İlk aşamada 300 öğrenciyle "işletme" (MBA) yüksek lisans programı başlatılacak... Okula gitmek yok. Yollarda vakit harcamak yok... Üniversite mezunu kişi evinde veya işyerinde bilgisayar üzerinde dersleri izleyecek, sadece finallerde okula giderek "master" derecesi elde edebilecek... Programı YÖK onaylamış. Okula devam eden öğrenciyle internet üzerinden mezun olan öğrenciye aynı statüyü tanımış.
       Konuyla ilgili meraklı sorular önceki gün Bilgi Üniversitesi'nde yanıtlandı:
      - Bu tarz eğitimle "sınıf"taki katılım ve başarı oranını yakalamak mümkün mü?      - Sınıf ortamından daha yoğun bir etkileşim ve başarı amaçlandı. Öğrenciler 50'şer kişilik sanal sınıflarda birbirleriyle ve hocalarla iletişim imkanı bulacak. Bu tarz eğitimin bir avantajı da, ders notlarını sürekli güncelleştirebilme olanağı...
      - Öğrencinin başarı düzeyi nasıl saptanacak?
       - Yüzde 50 oranında internetteki

Yazının Devamı

150'lik parti...

25 Ekim 2000


       Adının birinci sözcüğünde "Demokratik" yazan "sol" parti, Kurultay'a hazırlanıyor... Bu çerçevede partinin tüm ilçe örgütleri şu ara kendi kongrelerini yapmakla meşgul... Bu kongreler, adı geçen "sol" partinin ne kadar "demokratik!" olduğunu göstermesi bakımından pek ilginç oluyor. Mesela Seyhan'daki kongrede yaşananlar...
       Yerel basından bir arkadaşımız anlatıyor:
       - Son seçim sonuçları itibarıyla ülkenin "en büyük" partisi olan DSP, 1 milyonu aşkın nüfusuyla "ülkenin en büyük ilçesi" olan Seyhan'da sadece "142" parti üyesiyle kongre yaptı. İşin püf noktası şu.. Parti tüzüğüne göre, bir ilçedeki üye sayısı "150'nin altında" olunca mahallelerde sandık kurulup delege seçimi yapılmıyor, mevcut üyeler "delege" sayılıyor. Bu üyeler de ilçe yönetimlerince saptanıp genel merkeze "onaylattırılan" isimler.. Dolayısıyla kimi destekleyecekleri zaten belli. Netice?. "Seçen memnun seçilen memnun!" Türkiye'deki bütün ilçelerde durum aynı: Üye sayıları, bu çarkı döndürebilmek için daima "150'nin altında" donduruluyor...
       Anlatılanlar

Yazının Devamı

Millenyum çocuğu!

24 Ekim 2000


       Yıl içinde en çok doğumun 5 Ekim gününe rastgeldiğini, bir başka kaynaktan aktararak yazmıştık. Zira genelde en çok birleşim yılbaşı gecesi oluyor, 5 Ekim tarihi de yılbaşından 9 ay 10 gün sonrasına rastlıyordu... Kırşehir Doğumevi'nden Op. Dr. Erkut Harmancılar arayarak bu konuda yanlış hesap yaptığımızı söyledi... Ve şu bilgiyi verdi:
       - En çok doğumun 5 Ekim'de değil 24 Eylül'de gerçekleşmesi gerekir. Çünkü yaygın olarak bilinen 9 ay 10 gün süresi; gebeliğin oluşacağı cinsel ilişkiden 15 gün öncesinden sayılmaya başlanır. Zira annenin o ay atacağı yumurta 15 günde hazırlanmaktadır ve gebeliğin süresi cinsel ilişkiden değil, yumurtanın başladığı günden itibaren 9 ay 10 gün olarak sayılır. Bebek, cinsel birleşmeden 8 ay 25 gün sonra dünyaya gelir...
       Doğrusu bilmiyorduk. Öğrendik. Sayın doktora teşekkürler...

Yassah sloganlar!
       * Vur vur inlesin, Sümer Oral dinlesin.
       * Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma.

Yazının Devamı

Fuzuli'den Morris'e...

22 Ekim 2000


       Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Reşit Ergener, mektubunda Philip Morris'in ünlü kampanyasına değiniyor... Gençlere sigaranın zararlarını anlatmayı öngören o mahut kampanyaya... Diyor ki:
       - Bazen bir şeyi kötüleyerek de reklamını yapmak mümkündür. Kötülemek aynı zamanda anımsatmaktır. Sevgiye de dönüşebilir üstelik... Aynen Fuzuli'nin sevgilisine yazdığı şiirle umduğu gibi...
       Ve Fuzuli'nin şiirinin yaklaşık tercümesini ekliyor:
       "Sabah rüzgarı, gamımı rakiplerime belli etmeden sevgiliye duyur
       Habersiz sevgilimi yakılmış durumumdan haberdar et,
       Onun beni kötülediğini duysan da beni ona anımsat

Yazının Devamı

Kuğulu Park yolcu

21 Ekim 2000


       Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in Ankara'nın en güzel noktalarından biri olan Kuğulu Park'ı ortadan kaldıracağı söyleniyor. Yapar mı yapar... ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği (ODTÜ - ÖED) bir açıklama yaparak bu girişimi kınadı. Başkan Prof. Semih Bilgen imzasıyla yapılan açıklamada deniyor ki:
       "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın mahkeme kararlarına aykırı olarak gerçekleştirdiği Akay Kavşağı düzenlemesinin, kentin en merkezi bölgesinde yaya haklarını ve çağdaş şehircilik anlayışını açıkca çiğnediği görüşündeyiz. Aynı doğrultuda şimdi gündeme gelen Kavaklıdere kavşağı ve Kuğulu Park'ın küçültülmesi ya da yok edilmesi planları da kent yaşamı için kabul edilemez niteliktedir. Büyükşehir Belediye Başkanlığı bu tür projelerden vazgeçmelidir..."
       Tabii yalnızca ODTÜ'nün ses çıkarmasıyla olmaz. Ankaralılar kenti Melih Gökçek'e karşı savunmalıdır.

Konya'dan mesaj
       Konya - Karapınar Belediyesi, 48 kişinin yanarak yaşamını yitirdiği trafik kazasının 3. yıldönümü olan 24 Ekim'de bir anma toplantısı düzenliyor. Konya

Yazının Devamı

Rüşvetten beter

20 Ekim 2000


       Sahte surat ve sahte isimle meslektaşlarına komplo kuran, çamur atan, onları hedef gösteren Taha Kıvanç takma adlı malum kişinin son hedefi Uğur Dündar'dı. Kamuoyu 1 milyon rüşvet alan gazetecinin peşinden 7 milyon rüşvet alanın kimliğini araştırırken, o silah sanayiinde ünlü bir firmayı ve ünlü bir gazeteciyi işaret etti. Ad vermedi ama adresi çok net çizdi. Sanayici Nurol Şirketinin sahibi Oğuz Çarmıklı, gazeteci ise Uğur Dündar'dı. Oğuz Çarmıklı Sheraton'daki bir davette Uğur'un kendilerinden kritik bir programı yayınlamama karşılığında yüklü para istediğini söylemişti. Uğur Dündar ertesi gün hem Taha Kıvanç hem adı geçen işadamına "Şerefsizler iğrenç iddianızı kanıtlayın" diye bir çağrı yaptı. Oğuz Çarmıklı yaptığı açıklamada kesinlikle böyle bir iftirada bulunmadığını bildirdi. Sahte gazeteci ise büyük bir pişkinlikle "Benim kastettiğim gazeteci Uğur Dündar değildi" dedi çıktı işin içinden.
       Bu sahte gazeteci, bir arkadaş sohbetini anlatırken sarfedilmiş iki üç cümleyi alıp hakkımızda "Silah üzerine yemin ederek çete kurdular" iftirasını yayan kişidir... Sohbete katılan kişiler kendisini ayrı

Yazının Devamı

Hakkari köprüsü

19 Ekim 2000


       Bir avuç sanatçı, yazar, gazeteci, siyasetçi Hakkari'ye kültür köprüsü kuruyor... Topluca bölgenin yolunu tutuyor. Devletin yapması gerekeni aydınlar yapıyor. Bölge halkının Batı'yla bütünleşmesine ve olağan hayata dönüşüne katkıda bulunmak istiyorlar. Devletin onlara yardımcı olması gerekir öyle değil mi? Tam tersi oluyor... Geçen hafta sonunda Hakkari'ye varan kültür insanlarına devlet olmadık güçlükler çıkarıyor. Ferhat Tunç konseri yasaklanıyor. Vali aranıyor. Vali kentte yok. Emniyet Müdürü ve Alay komutanı da kenti terketmiş. Can Dündar'ın anlattığına göre... Emniyet Müdürü yardımcı organizasyon komitesini eliyle kurt işareti yaparak karşılıyor: "Ben MHP'liyim" diyor, "burada böyle işler olmaz ama oldu bir kere..." Vali Yardımcısı ise organizatörleri kumar masasında karşılıyor... Masadan başını bile kaldırmıyor. Telefonla aranan İçişleri Bakanı Tantan, konser yapılacak, diyor. Sözünü dinletemiyor. Lebalep dolan konser salonu boşaltılıyor.
       Ne dersiniz? Bu gidişle Güneydoğu'ya barış gelir mi? Türkiye demokrasi kriterlerine uyan bir ülke olarak AB içinde yer alabilir mi? Ne zaman?

Tüccar

Yazının Devamı