<#comment>#comment>Yolsuzlukla mücadelede en büyük görevler devletin denetim elemanlarına, müfettişlere, hesap uzmanlarına, bankalar yeminli murakıplarına vs. düşüyor. Bu durumda, hırsızlığa - yolsuzluğa ciddi olarak karşı bir devletin yapması gereken nedir? Herhalde ve en başta denetim elemanlarını maddi ve manevi olarak tatmin etmek.
Peki, yaptığı ne?
Denetim elemanı bir dostumuz anlatıyor.
"Bakanlık başmüfettişleri 1970 yılında 4 bin 118 lira alırken, Başbakanlık Müsteşarı'nın maaşı 3 bin 89 liraydı. Yıllar içinde düşe düşe... Bugün Başbakanlık Müsteşarı 1 milyar 319 milyon lira maaş alırken, bakanlık başmüfettişinin eline geçen para sadece 650 milyon liradır.
Böylece ne demek istiyor iktidar... Ve daha önceki iktidarlar...
Aklı olan özel sektöre geçsin...Olmadı bir yerlerden yan gelir temin etsinOlmadı illegal yolları denesin...İktidara gelip giden partilerin söylediklerine değil yaptıklarına bakılırsa "kara para" ile "ak para" arasında hangisinden yana tavır aldıkları çok rahat görülür...
<#comment>#comment>İhlas Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mücahid Ören'in Amerikan bayrağı üzerine yemin ederek Amerikan vatandaşlığına geçtiğini geçen hafta sonu gazeteler yazdı...
İhlas Finans'ın faaliyetine 10 Şubat 2001 günü BDDK tarafından son verilmişti. 200 bin mudinin 1 katrilyonluk alacağı o gün bugündür askıda... Mücahid Bey'in Amerika'ya sığınma çabalarına bakınca paraların akıbetini tahmin etmek zor değil.
Şu sırada İhlas Finans'ın tasfiye işlemleri yapılıyor.
Ve bizi ziyarete gelen bir grup mudi merakla soruyor:
- İhlas Finans'ta tasfiyeyi çok garip biçimde İhlas Holding'in üst yöneticileri yürütmekteler. Nasıl oluyor da BDDK 'nın kararına göre suç işlemiş yöneticilere aynı kurumun tasfiyesi yaptırılmaktadır.
- En son murakıp raporlarına göre İhlas Finans'ta toplanan paraların yüzde 93'ü grup şirketlerine kullandırılmıştır... Böyle olduğu halde neden resmi makamlar holding yöneticileri hakkında adli işlemleri başlatmıyorlar.
<#comment>#comment>Siz hiç yağlı güreşe olan merakıyla tanınan hatta bizzat yağlanıp güreşen Padişah Abdülaziz'in aynı zamanda klasik müzik ustası olduğunu, vals ve piyano parçaları bestelediğini biliyor muydunuz? Ya Padişah Beşinci Murad'ın polka, vals, quadrille türü bestelerinin yüzlerce sayfayı bulduğunu? Biz bilmiyorduk... Geçen hafta plakçıda rastladığımız "Osmanlı Sarayı'ndan Avrupa müziği" adlı CD'nin içindeki mini kitapçıktan öğrendik. CD'de Abdülaziz'in "Valse Davet" ve "Gondol Şarkısı" adlı parçaları ile Sultan Beşinci Murad'ın Mi Bemol Vals'i yanında Donizetti ve Guatelli Paşa'ların marş ve besteleri de yeralıyor.
Müzikleri derleyip orkestraya uygulayan kişi İngiltere'de çalışmakta olan müzik araştırmacımız Emre Aracı imiş... Emre Aracı'nın CD'de yer alan "Büyükelçi Merasim Marşı" adlı çalışması ayrıca enfes bir parça...
Dönelim Sultan Abdülaziz'e...
Sultan'ın klasik müziğe ilgisi o kadar büyük ki, Richard Wagner'in "Bayreuth" Opera Binası projesine pekçok Avrupalı prens kayıtsız kalırken o bağışta bulunmuş. İtalya'de Lucca yayınevi o yıllarda Sultan'ın piyano parçalarını bastırıp satışa çıkartmış.
Osmanlı tarihi ile ilgili bir yığın palavra okuturlar
<#comment>#comment>Tütün Yasasının tartışıldığı günlerde Kemal Derviş'in Sabancı ailesi, Yüksel Yalova'nın ise Koç ailesinden Mustafa Koç tarafından ağırlandığını yazmıştık. Mustafa Koç gönderdiği açıklamada... Sözü geçen yemeğin yalısında değil bir otelin restoranında düzenlendiğini... Bunun Yoksel Yalova'yı ağırlamaya yönelik bir davet değil toplam 10 davetliyi içeren "Ekonomi ve siyaset ilişkileri" konulu bir sohbet olduğunu... Davetlilerin akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler ve işadamlarının temsilcilerinden oluştuğunu... Yüksel Yalova'nın toplantıya Bakan sıfatıyla değil birikiminden yararlanılacak bir siyasetçi kimliğiyle katıldığını bildirdi... Teşekkür ediyoruz...
Kırmızı plakalı araçla dolaşan ve önemli bir denetim kuruluşunun başında olan yüksek bürokratın Çankaya'da bir siteden 320 bin dolara iki daire satın alıp birleştirdiğini, içine de 30 - 40 bin dolara döşediğini yazmıştık.
Ad vermeyişimize rağmen bizi arayan bu yüksek bürokrat, eşiyle birlikte 40 yıldır çalıştıklarını, Eskişehir'deki dairelerini satarak Çankaya'daki daireleri aldığını anlattı. Açıklamasını inandırıcı bulduk.
Yazar Pakize Suda, kadınları anlamaya çalışan bir erkeğe
<#comment>#comment>Kendilerini hedef olmaktan çıkartmak için toplum kesimlerini birbirine düşürmek...
Çaresiz ve beceriksiz iktidarın son numarası işte bu...
Otoyola köprüye zam yapıyor, sebebini şöyle izah ediyorlar:
"Efendim sebep buğday taban fiyatı, işçi ücreti" ...
Öğretim üyelerinin maaş zammı talebine:
- Doğrudur, öğretim üyelerinin maaşları kabul edilemez derecede düşüktür ama kaynak sorunu, diyor...
<#comment>#comment>Bütçede 300 trilyon liralık açık görünüyormuş. Hafta sonunda Maliye Bakanı Sümer Oral ile Devlet Bakanı Kemal Derviş oturmuşlar... Muhtemelen tenis maçı sonrasında konuyu görüşmüşler:
- Bu parayı nereden çıkaralım
- Bunu bilmeyecek ne var tabii ki vatandaştan...
- Yani?
- Zam koyalım..
- Koyalım da, neye koyalım...
<#comment>#comment>Emlak Bankası tasfiye edilecek... Bankadan trilyonlarca lira kredi alıp üzerine yatanlar bayram yapmaya hazırlanıyor. Bırakınız batakçıları... Aldıkları kredileri ödeyecek durumda olan ciddi işadamlarının bile "Nasıl olsa banka kapatılıyor, alacakları izleyemezler" düşüncesiyle borçlarını ödemedikleri bildiriliyor.
Emlak Bankası çalışanları yetkilileri bir not göndermiş...
Bu hafta sonuna kadar TBMM'den çıkması beklenen Kamu Bankaları'yla ilgili Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen şu fıkraya dikkati çekiyorlar:
"Yeniden yapılandırma sürecinde, bankalarda görev üstlenen yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri kendilerinden önce görev yapan yönetim ve denetim kurullarını başlattığı iş ve işlemlerden dolayı ve başlatılmış bulunan bu iş ve işlemlerin yeniden yapılandırılmasından dolayı Türk Ticaret Kanunu'nun 337. maddesi veya benzeri bir kanuni düzenleme nedeniyle sorumlu tutulamazlar."
Notu gönderen bankacılar diyor ki:
- Bu yasa tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu gündeminde olup, bildiğiniz üzere hafta sonuna kadar yasalaştırılacaktır. Yasa tasarısı "yönetim ve denetim kurulu üyeleri" ni yaptıkları ve yapmadıkları tüm işlemlerden dolayı
<#comment>#comment>ABD'de Houston Polis Müdürlüğü tarafından hazırlanıp kentteki tüm evlere ve okullara dağıtılan metnin başlığı "Geleceğin Suçlusunu Yetiştirmenin En Basit Kuralları"... Okuyalım...
* Daha küçükken çocuğa istediği her şeyi vermeye başlayın! Bu şekilde o, herkesin onun geçimini sağlamak zorunda olduğuna inanacaktır.
* Kötü sözler söylediği zaman gülün! Böylece o kendisinin akıllı olduğuna inanacaktır.
* Ona düşünmeyi ve beynini kullanmayı hiç öğretmeyin! 21 yaşına gelince kendi kararlarını, kendisi versin diye bekleyin!
* Yerde bırakığı her şeyi kaldırın; kitaplarını, ayakkabılarını, kıyafetlerini, onun için her şeyi siz yapın ki; o bütün sorumluluklarını başkalarına yüklemeye alışsın!
* Onun gözünün önünde sık sık kavga edin ki; bu sayede aile bir gün parçalanırsa çok fazla üzülmesin.