<#comment>#comment>Avukat Engin Ünsal, bindiği Etiler- Taksim otobüsünde arka koltuktaki konuşmayı naklediyor...
Otobüse Armutlu’dan binmiş olan iki çarıklı siyaset kurmayından irikıyım olanı yanındaki ile söyleşiyor:
- Bak hele bunlar da çalacaklar he!
- Nerden biliyon?
- Seçimden önce dokunulmazlıkları kaldırıcez dediler şimdi kıvırtıyolar.
- Kıvırtırsa ne olur?
Peki gerçek neydi? Arkadaşımız Fahrettin Fidan MGK toplantısında hazır bulunan Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayırı buldu ve soruyu ona sordu. Aldığı yanıt:- İftar arası verildi. Toplantı devam ederken Sayın Cumhurbaşkanı, "top patladı" uyarısında bulundu. Bunun üzerine garsonlar içeriye girerek bizlere servis yapmaya başladılar. Sunulan yiyecekler arasında kanepeler, hurma, zeytin, portakal suyu vs. vardı. İkram, yemek denilecek seviyede, yani çok iyiydi.. MGKnın oruç tutan sivil ve asker üyeleri, hep birlikte oruçlarımızı bu şekilde açtık. 10 - 15 dakika süren iftardan sonra da çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ettik. Herşey normaldi...***Abdullah Gülün TBMMde Hükümet Programını okurken iftara yetişmek için metni kısa kesmesi gibi... MGKda "Devlet işlerini boş verelim iftara gidelim" denmemiş de "hem oruç açalım hem işe devam edelim" denmişse, bu devlet adabına daha uygun değil midir?* Cuma günkü Çankaya Köşkünde yapılan MGK toplantısında iftar arası verildi mi, verilmedi mi? Türkiyenin en büyük gazetesi dün "İftar arası verilmedi" diye manşet attı. Gazetenin Genel Yayın Müdürü de köşesinde bu tavrı eleştiren bir yazı yazdı. Keşke cesur düşünce cesur eylemden öne
<#comment>#comment>Cuma günkü Çankaya Köşkü’nde yapılan MGK toplantısında iftar arası verildi mi, verilmedi mi? Türkiye’nin en büyük gazetesi dün "İftar arası verilmedi" diye manşet attı. Gazetenin Genel Yayın Müdürü de köşesinde bu tavrı eleştiren bir yazı yazdı.
Peki gerçek neydi? Arkadaşımız Fahrettin Fidan MGK toplantısında hazır bulunan Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır’ı buldu ve soruyu ona sordu. Aldığı yanıt:
- İftar arası verildi. Toplantı devam ederken Sayın Cumhurbaşkanı, "top patladı" uyarısında bulundu. Bunun üzerine garsonlar içeriye girerek bizlere servis yapmaya başladılar. Sunulan yiyecekler arasında kanepeler, hurma, zeytin, portakal suyu vs. vardı. İkram, yemek denilecek seviyede, yani çok iyiydi.. MGK’nın oruç tutan sivil ve asker üyeleri, hep birlikte oruçlarımızı bu şekilde açtık. 10 - 15 dakika süren iftardan sonra da çalışmalarımıza kaldığımız yerden devam ettik. Herşey normaldi...
***
Abdullah Gül’ün TBMM’de Hükümet Programı’nı okurken iftara yetişmek için metni kısa kesmesi gibi... MGK’da "Devlet işlerini boş verelim iftara gidelim" denmemiş de "hem oruç açalım hem işe devam edelim" denmişse, bu devlet adabına daha uygun değil midir?
Eskiden "Demokratik ve Laik Türkiye" idi adımız. Artık "Müslüman ülke"... Anayasa ve sistem değişmeden rejimin adı değiştirildi."Laik Türkiye" den "Müslüman Türkiye" ye geçiş AB ve Batı ile bütünleşmemizi kolaylaştırır mı, zorlaştırır mı? Ne dersiniz? New York Times gazetesi Türk Hükümetinden "Islamic Government" yani "Islamcı Hükümet" diye söz ediyor. Fransız basını "Democrates Islamistes" adını yakıştırıyor... Başbakan Gül, Türkiyeyi "Demokrat müslüman ülke" diye tanımlıyor. Komutanların Bülent Arınçı ziyareti çok kısa sürmüş. Demek bakışlar her şeyi anlattı, söze gerek kalmadı. Alkışsız başarı Spor sayfaları Denizliyi Sparta Prag zaferinden sonra da görmezden gelmişti.Medya destek olmazsa, haberini bile vermezse Anadolu futbolu nasıl kalkınacak?Alkışsız başarı sürer mi? Denizlispor, geçen yıl iki maçta da Fenerbahçeyi yenmiş olup kadrosunda Edmilson, Jununho gibi yıldızları bulunduran güçlü Lyon ile berabere kaldı. Gazeteler Denizli sıradan bir takımla oynamışcasına ilgisiz... Türkiyenin AB üyeliğine karşı çıkan ülkelerin başında Almanya geliyor. Neden? Galiba bizi en yakından tanıyan onlar da ondan... Kopenhag yolunda - Önce tam üyelik görüşmelerinin başlaması için
<#comment>#comment>New York Times gazetesi Türk Hükümetinden "Islamic Government" yani "Islamcı Hükümet" diye söz ediyor. Fransız basını "Democrates Islamistes" adını yakıştırıyor... Başbakan Gül, Türkiye’yi "Demokrat müslüman ülke" diye tanımlıyor.
Eskiden "Demokratik ve Laik Türkiye" idi adımız.
Artık "Müslüman ülke"...
Anayasa ve sistem değişmeden rejimin adı değiştirildi.
"Laik Türkiye" den "Müslüman Türkiye" ye geçiş AB ve Batı ile bütünleşmemizi kolaylaştırır mı, zorlaştırır mı? Ne dersiniz?
Lobi dediğiniz "baskı" nın kibar adı tabii... Yazıya göre... Washington Şahini Paul Wolfowitz pazar günü Washingtondan yola çıkıyor. Brüksel ve Londraya da uğrayacak olan Wolfowitzin en önemli durağı Ankara olacak.Wolfowitz Ankarada: "Siz de aktif olarak katılırsanız Saddamı çabuk deviririz, böylece ekonomik zararınız azalır" gibi mesajlarla Türkiyeyi savaşa özendirecekmiş... Tabii bir miktar ekonomik yardım masalı da anlatacak.Amerika, Türkiyenin Kuzeyden sıkıştırmasıyla savaşın daha kısa sürede biteceğini düşünüyormuş.AKPyi seçimde destekleyen ABD diyetini anlaşılan şekilde isteyecek. Çok dikkatli ve uyanık olmamız gerekiyor. Newyork Times gazetesinde önceki gün yayımlanan Michael Gordon imzalı yazı, ABD yönetiminin Kuzey Irakta cephe açması için Türkiyede lobi yapacağını bildiriyor. Kadınların birbirinden nefret etmesinin sebebi erkeklerdir. La Bruyere Tülin Aslaner bir yakınıyla birlikte biraz Boğaz havası almak Kız Kulesine gitti. Aldıkları biletin üzerinde "bir kahve ve meyve suyunun ücretsiz içilebileceği" yazıyordu. Türk kahvesi istediler. Olamazdı. Peki biletin üzerindeki yazı. O neskafe için geçerliydi. Türk kahvesi yabancı, neskafe yerliydi adeta... Laik Cumhuriyet
<#comment>#comment>Newyork Times gazetesinde önceki gün yayımlanan Michael Gordon imzalı yazı, ABD yönetiminin Kuzey Irak’ta cephe açması için Türkiye’de lobi yapacağını bildiriyor.
Lobi dediğiniz "baskı" nın kibar adı tabii...
Yazıya göre... Washington Şahini Paul Wolfowitz pazar günü Washington’dan yola çıkıyor. Brüksel ve Londra’ya da uğrayacak olan Wolfowitz’in en önemli durağı Ankara olacak.
Wolfowitz Ankara’da: "Siz de aktif olarak katılırsanız Saddam’ı çabuk deviririz, böylece ekonomik zararınız azalır" gibi mesajlarla Türkiye’yi savaşa özendirecekmiş... Tabii bir miktar ekonomik yardım masalı da anlatacak.
Amerika, Türkiye’nin Kuzey’den sıkıştırmasıyla savaşın daha kısa sürede biteceğini düşünüyormuş.
AKP’yi seçimde destekleyen ABD diyetini anlaşılan şekilde isteyecek. Çok dikkatli ve uyanık olmamız gerekiyor.
Projelerin yürürlüğe konduğunu bu yılın başlarında okurlarımıza duyurmuştuk...Sayın Daşöz birkaç gün önce iki kocaman okul fotoğrafı gönderdi...Öğretmenlerin katkılarıyla yapılan Öğretmenler İlköğretim Okulu...Öğrencilerin katkısıyla yaptırılan Öğrenciler İlköğretim Okulu.Ispartada çalışan 4100 öğretmen, maaşlarından gönüllü bağışlarla 100 milyar liralık katkı sağlamışlar... Valiliğin üstünü tamamlamasıyla 16 derslikli Öğretmenler İlköğretim Okulu ortaya çıkmış. Girişine Ceyhun Atuf Kansunun ünlü şiirinin başlığı "Dünyanın Bütün çiçeklerini Getirin Buraya " yazılmış.Öğrenciler İlköğretim Okulu da İspartadaki 31 bin öğrencinin 150 milyar liralık bağışıyla inşa edilmiş. Üzerine Kansunun şiirinden esinlenerek:"Dünyanın Bütün Çiçekleri Burada" yazılmış.Öğrencilerin okul yapımına sembolik katkıları onlara katılımcı duygular ve ömür boyu mutluluk verecektir.Diğer illerde benzer projeler düşünülemez mi? Geçen yıl TIR gezimizde uğradığımız Ispartada aydın, becerikli, yaratıcı, duyarlı bir Vali tanımıştık; Halil İbrahim Daşöz... Sayın Daşözün iki ilginç projesi vardı... Öğretmenler ve öğrencilerin katkısıyla "Ulusal Eğitime Destek Kampanyası" çerçevesinde iki okul...