Yok canım aslında karşı değil, hayran. Peki onun için “Yeni Madonna” diyenler haklı mı? Bilemem. Ama Gaga son yılların en büyük pop fenomeni ve Madonna ile karşılaştırılmayı hak ediyor
Madonna 16 Ağustos 1958’de Michigan’da dünyaya geldi.
Lady Gaga 28 Mart 1983’te New York’ta.
Madonna İtalyan asıllı Amerikalı.
Lady Gaga da İtalyan asıllı Amerikalı.
Madonna’nın adı Madonna Louise Veronica Ciccone.
Yeni Justice şarkısı sahte çıktı. Herkes gerçek sandı, bloguna, web sitesine koydu ve yorumladı. Dünyadaki pek çok blogun yaptığı hataya Hafif Müzik de düştü. Yorumlamasak da “İşte yeni
Justice şarkısı” diye koyduk.
Ama nafile. Grup açıklama yaptı, böyle bir şarkılarının olmadığını söyledi. Daft Punk’ın yeni şarkısının da gerçek olup olmadığı tartışılıyor. Az önce Autechre’ın yeni single’ının gerçek olmayabileceğini iddia eden bir yazı okudum. Ve bende jeton düştü.
Sahte şarkılar adını duyurmak isteyen yeni isimler için şahane bir tanıtım yolu aslında. Düşünsenize, çok iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz (ve belki de öylesiniz) ama kimsenin haberi yok, adınız bilinmiyor. Eleştirmenlerin canı cehenneme, kaç tane demo yolladınız kimbilir ama dinlemeden attılar hepsini kenara. Halbuki 2010 içinde bir zaman piyasaya çıkacağından başka hakkında hiçbir şey bilinmeyen ve çok merak edilen ikinci Justice albümünden bir şarkı çıkagelse karşılarına nasıl da üzerine atlarlar...
Eskiden olsa bu tip işler zordu. Hiçbir plakçı albümüne yanlış şarkı basmaz. Ama bloglar bedava gelen şarkıyı pat diye yayımlar. İnternet ve mp3 çağında bu gayet mümkün ve normal...
Nirvana 90’ların başında sesini duyurduğunda ortalık birbirine girdi. Onu duyan gitarı attı, sahneden indi, “Bu nedir?” diye kalakaldı. İşi gücü bırakıp mahalledeki markette yerleri temizlemek zorunda kalan çok gitarist vardır o dönem Amerika’da.
Gelecek vaat eden nice ekip Nirvana’nın yayımlanmasıyla bir gecede tarihe gömülmüştür. Bunu Smashing Pumpkins’in solisti Billy Corgan kendi grubu için söylüyor, benim lafım değil.
Neden peki? Şov dönemi, gösteriş bitti, seyirci samimiyet aramaya başladı. Sahnedekilere “Numara yapmayın, bize gerçeklerden bahsedin” dedi. Ve gerçekler sıkıcıydı. Hırkalı yırtık kotlu, Converse’li bunalım adamlar ortalığa salındı. Gerisini biliyorsunuz. Grunge 10 yıl boyunca müzik dünyasındaki dengeleri yeniden belirledi. Zevkleri değiştirdi. Peki kimse bekliyor muydu bu değişimi? Hayır.
Herkes yoluna devam ederken aniden oldu her şey. Elbette kültürel bir altyapısı ve geri planı var. Ama bunu okuyamadığınız zaman şaşırıp kalıyorsunuz.
Orhan Gencebay Vodafone’un yeni lanse ettiği Vodafone Live Müzik abonelik sisteminin yüzü oldu.Soner Sarıkabadayı’nın “Buz” isimli albümü Turkcell’in gnçPlay platformunun popüler albümler listesinde.
Yok canım PKK değil. Konu “korsan.” Yeni önlemler müzik dinleyicisini topyekun “korsan” olarak damgalama peşinde. Oysa dinleyiciye savaş açmak bindiğin dalı kesmek demek. Peki nasıl olacak?
Ayıptır söylemesi; aylar önce yazdık, burada açık açık anlattık bu konuyu. “Olur mu öyle şey?” dediniz. Oluyor işte. Mart ayında Meclis’e geleceği konuşulan korsan karşıtı yasadan bahsediyorum. Şu anda bütün Avrupa’yı etkisi altına alan ve İngiltere’den başlayan tartışma Türkiye’ye de geldi.
Tartışmanın temeli şu: İnternet üzerinde müzik paylaşımı ve mp3 indirme hadisesi en fazla kime kaybettirdi? Müzisyenlere. Kimi ihya etti? İnternet servis sağlayıcılarını ve telefoncuları. Hem telefon yapanları hem satanları hem de şebeke hizmeti verenleri.
Tartışma ise şurada başlıyor:
Bir kısım diyor ki servis sağlayıcıların teknik imkanı var. Mesela çocuk pornosu indirenler nasıl takip edebiliyor, samanlıkta iğneyi bulabiliyorsa, yasal olmayan şarkı indireni de bulabilir ve cezayı
Bu soruya herkes kafasına göre yanıt verir. Kimse doğru dürüst gerçekçi bir liste hazırlamaz, hazırlasa da açıklamaz. Ama benim bir fikrim var
Firmanın adı Gracenote. Web adresi gracenote.com. Teknik olarak Gracenote, dijital ortamda dinlenen müzikleri tanıyan yazılımı üreten şirket. Siz internete bağlı bir ortamda şarkı dinlediğinizde bu bilgi Gracenote tarafından kodlanıyor, şarkı belirleniyor ve bu listeler oluşuyor. Yüzde yüz güvenilir mi bilemem. Kefil olmam. Ama şunu söyleyebilirim; anın fotoğrafını çeker ve genel gidişat hakkında fikir verir bu listeler.
Benim bakış açımdan Türkiye’de bulabileceğiniz tüm listelerden
daha güvenilirdir.
Çünkü Türkiye’de hiçbir kurumdan kesin ve güvenilir bir liste almak mümkün değildir. Öncelikle firmalar rakamlar hayli düşük olduğundan bunları gizlerler.
Mesela MÜYAP satın alınan
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti resmi açılış törenleri bu akşam yapılıyor. Orijinal bir kutlama ve başlangıç bekleyenlerin umutları yine kursaklarında kaldı. Anlaşılan o ki 2010’da yine kendimiz çalıp kendimiz oynayacağız
Bu gece açılış var. Şehrin dört bir yanında şenlikler yapılacak. Taksim’de Tarkan, Kadıköy’de Mor ve Ötesi, Beylikdüzü’nde Nil Karaibrahimgil, Sultanahmet’te Mercan Dede, Pendik’te Kıraç
ve Bağcılar’da Zara sahnede.
Bu sanatçılar konser versin, beğenenler gidip izlesin, hiç itirazım yok. Olamaz.
Aynı zamanda Yekta Kara’nın hazırladığı, 303 sanatçının katılacağı büyük bir gösteri de sunulacakmış yabancı konuklara ve bakanlara, onu da anladım (Daha prova yapmamışlar ama olsun, sahnede yapacaklarmış, normal olan budur herhalde bu tip önemli açılışlarda. Yekta
Alternatif müzik alemimizin güzide ekiplerinden 110, üçüncü albümü “Sıfır”ı CD olarak değil USB stick formatında, yani taşınabilir bellekte yayımladı. Albüm de güzel sunum da. Halbuki bizde albüm kapağı tasarımına pek özenilmez, yazım yanlışları yapılır, kapağa da en fotoşoplusundan “artiz” bir resim konur...
Bundan 10 yıl önce biri söylese güler geçerdik. Ama şimdi gayet mantıklı geliyor. 110’un adını belki önceki albümlerinden duymuşsunuzdur. Duymadıysanız da ben size tanıtayım. Candan Tezel, Ozan Yılmaz, Mehmet Uludağ, Burak Yerebakan’dan oluşan grubun bu üçüncü albümü. Adı “Sıfır ”. Ben bu albümü ilk dinleyişte beğendim. Tarzın adını koymak istemiyorum pop rock, electro rock, falan pek çok isim verilebilir. Oraya takılmayın. Elemanlar güzel bir iş yapmışlar ve bence bu albüm sözler ve müzik açısından da oturmuş. Bu tip işlerde sıkça karşımıza gelen özenti işler gibi de durmuyor. Evde pazar günü CD player’a koyup gün boyu rahatlıkla dinleyebileceğiniz bir albüm (Elbette tarzınıza, önceki gece ne yaptığınıza, evde kimlerin olduğuna, muhabbetin gidişine, ruh halinize ve havanın durumuna göre değişir. Neyse...). Benim bugün albümden bahsetmemin nedeni ise başka.
Ne
Genç, amatör, çiçeği burnunda... Adını siz koyun. Türkiye’nin dört bir yanından 300’den fazla grubumuzu dinledim. Şunu öğrendim: Bugün yeni gruplar Manga gibi müzik yapmaya özeniyor. Ama gitar ve davul çalmayı bildikleri halde şarkı söylemeyi pek beceremiyorlar. Önerilerim var tabii ki
Manga
300 küsür adet grup, daha fazla sayıda şarkı, binlerce gitar solosu, binlerce davul atağı, bir sürü vokal, geri vokal, ince sesler, kalın sesler, bağıranlar, mırıldananlar, yalnızlıktan ölenler, mutluluktan uçanlar...
Miller Music Factory yarışmasının jüri üyelerinden biriyim ve her sene bu zamanlar gelince bir yoğunluk bir heyecan ve hafif bir yıpranma geçiriyorum. Çünkü benim de içinde olduğum jüri adaylar arasından 10 tane isim belirliyor ve bunlar internette yapılan halk oylamasıyla finale kalıyor. Halk oylaması 11 Ocak yani pazartesi başlıyor, siz de beğendiğiniz gruba orada oy verebilirsiniz.
Gelelim benim gözlemlerime...