İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti resmi açılış törenleri bu akşam yapılıyor. Orijinal bir kutlama ve başlangıç bekleyenlerin umutları yine kursaklarında kaldı. Anlaşılan o ki 2010’da
yine kendimiz çalıp kendimiz oynayacağız
Bu gece açılış var. Şehrin dört bir yanında şenlikler yapılacak. Taksim’de Tarkan, Kadıköy’de Mor ve Ötesi, Beylikdüzü’nde Nil Karaibrahimgil, Sultanahmet’te Mercan Dede, Pendik’te Kıraç
ve Bağcılar’da Zara sahnede.
Bu sanatçılar konser versin, beğenenler gidip izlesin, hiç itirazım yok. Olamaz.
Aynı zamanda Yekta Kara’nın hazırladığı, 303 sanatçının katılacağı büyük bir gösteri de sunulacakmış yabancı konuklara ve bakanlara, onu da anladım (Daha prova yapmamışlar ama olsun, sahnede yapacaklarmış, normal olan budur herhalde bu tip önemli açılışlarda. Yekta
Kara daha iyi bilir).
Ama benim de bir İstanbullu olarak söyleyeceklerim var.
-Tamam, anlaşıldı. Mercan Dede sufi müziğini yorumluyor, ney üflüyor, elektronik müzik altyapıları kullanarak atmosfer oluşturuyor. Kültürlerin kesişmesini temsil ediyor.
Her ne kadar Sultanahmet
bir süredir çay bahçelerinde semazenlerin döndüğü bir yer olsa da Mercan Dede bu atmosfere yakışır.
-Tamam, anlaşıldı. Nil’i çok seviyoruz. Modern kız, Türkiyemizin modern kadınlarını temsil ediyor. Tanıtım falan dendi mi onsuz olamaz. Beylikdüzü’nü coşturacak. Tek taşlar sallanacak, şahane.
-Tamam, anlaşıldı. Kıraç’ın milliyetçi-Müslüman-komünist tarzı ve kovboy şapkası pek hoşumuza gidiyor. Kıraç’ımız bu çizgideki şarkılarıyla ve Cem Karaca sesiyle Pendik halkını coşturacak. Kendisinin ne kadar şahane biri olduğunu anlatacak, ne kadar farklı ve sistemin dışında olduğunu idrak edecek, onu daha da çok seveceğiz. Kovboy şapkası ve deri montuyla anti emperyalist Kıraç’ımız bizim o. İstanbul 2010 Kültür Başkenti deyince zaten benim de gözümün önüne Kıraç geldiydi ta en başta.
-Tamam, anlaşıldı. Kadıköy’de Mor ve Ötesi çalacak. Rock’çı gençler bunu sever, üniversiteli kızlar da bayılır. Hem bunlar “efendi çocuklar”, önceden TRT denetiminden de geçtiklerine göre “kötü bir şey yapmazlar”.
-Tamam, anlaşıldı. Taksim’de Tarkan’a çaldırıp burada her zaman olduğu gibi dev bir taciz orjisi yaratacaksınız. Yılbaşında aynı ortamda milletin karısını, bacısını fortlayanlar şimdi kültür başkenti çatısı altında memnun olacaklar. Otobüsten metrodan çıkan vatandaş da “Ne güzel bir hizmet Tarkan bedava” diye sevinecek (bedava değil parasını yine sen veriyorsun), işte hizmet budur.
Bir İstanbul single’ı neden yok?
O halde şu soruları soralım da varsın kötü insan desinler, razıyım. En azından görevimi yapmış hissedeceğim kendimi.
-Nerede alternatif gruplarımızın da katılacağı, en azından bu isimlere ön grup olduğu, farklı kültürlerde insanları buluşturan, dinleyenin “Aaa bunlar da varmış” diyerek yeni şeyler keşfedebileceği cıvıl cıvıl bir festival ortamı?
-Nerede bu ortamda tadından yenmeyecek Ceza, Pentagram, Fuat, Şebnem Ferah, Çilekeş, Kurban, Yüksek Sadakat, Vega, Yasemin Mori, Bedük, Ogün Sanlısoy ve daha adını buraya sığdıramadığım nicesi?
-Nerede onlarca irili ufaklı hepsi kendi tarzlarında sivrilen her telden eski / yeni alternatif / indie grup ve müzisyenler? Onların yarım saatliğine bile olsa seslerini duyurma şansları yok mu? Hadi normalde yok, bu vesileyle biraz desteklesek olmuyor mu?
-Nerede gece aleminin DJ’leri, İstanbul eğlence sahnesinin elektronik dans müziği temsilcileri?
-Nerede en güzel İstanbul şarkılarına imza atan Levent Yüksel, nerede bu şehir hakkında en cesur şarkıyı yazan, “Bu şehir cigarayı çeker / bu şehir kadınını döver / bu şehir için ölmeye değer” diyen Duman?
Nerede İstanbul temalı düetler, her tarzda sanatçıyla söylenecek, açılış gecesi lanse edilecek ve yıllarca hatırlanacak İstanbul “single”ı?
Bunlar 2010 Avrupa Kültür Başkenti çatısı altında olmayacaksa ne zaman, nasıl olacak? Biri bana söylesin.
Açılış önemlidir. Sırf bu gece için harcanan para 8,5 milyon TL. Bir zenginliği varsa İstanbul’un bu açılışta daha fazla görmeliydik. İstanbulluları bilmedikleri şeylerle tanıştırmayı hedeflemeliydik. Bir adet resmi müsamere ve herkesin kendi başına kaynaşmadan eğleneceği bildik konserler, kimse kusura bakmasın, olmamış. Dileğimiz devamının iyi gelmesi.
Ne olur Taksim’i düzenlemeyin!
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025