“Açıkhava” sıkıntısı

5 Ağustos 2012

Santralistanbul’da bir festival daha iptal oldu. Burasının artık etkinliklere kapandığını düşünebiliriz. Kuruçeşme Arena’nın yerine otel gelecek. Parkorman’da da artık konser yapılmayacak. Bu gidişle açıkhava etkinlikleri şehir dışına taşınır

Gelin birlikte bakalım. Bir açıkhava konseri ya da festivali için İstanbul’da bugün neresi var.
Santralistanbul‘da son birkaç yıldır yapılagelen Sun.Day.Sky festivalinin iptal olduğu hafta içinde açıklandı. Organizatörlerin bu etkinliği orada yapmaktan neden vazgeçtiklerini tahmin etmek zor değil. Benzer özelliklere sahip alternatif mekan olmadığından da iptal oldu festival. Artık Santralistanbul diye bir konser ve performans yeri fiilen yok. Onunla birlikte içindeki Kıyı Amfi’ye de güle güle dedik. Burada İKSV’nin düzenleyeceği Feist ve Stevie Wonder konserleri Maçka Küçükçiftlik Park’a alınmıştı.
Parkorman uzun bir aranın ardından bu yıl etkinliklere ev sahipliği yaptı. Tuborg Goldfest, Soundgarden, Burn Electronica Festival İstanbul gibi festivaller burada yer aldı. Ulaşımın kolay olduğu yeşil, rahat bir yer. Ama seneye yok. Zira bir süre önce işletmeyi devralan Serdar Bilgili’nin burası için farklı planları olduğu ve uzun

Yazının Devamı

Masaüstünden remiksli notlar

4 Ağustos 2012

Remiks mevsimi geldi çattı. Masanın üzeri remikslenmiş, cover’lanmış, yeniden derlenip düzenlenip dans müziğine dönüştürülmüş şarkılarla ve DJ albümleriyle dolu

“Hayvan’a Remix” / Nazan Öncel
Nazan Öncel geçen yıl yayımlanan son albümü “Hayvan”a remiksler yaptırmaya karar vermiş. Kimler remikslemiş diye baktım. Ozan Öner, Onur Türkyılmaz, Emre Serin, Fatih Bahçıvan, Tufa Taş, Süpermatik, Armageddon, Pelerins, Tok. İsimler çeşit çeşit ama duyduğumuz şey maalesef tek tip. Şarkıların vokal kayıtlarının altına birtakım vuruşlar ve ritimler döşenmiş. Efektler falan hep benzer tondan. İster hızlı ister yavaş fark yok. Diyeceksiniz ki remiks dediğin zaten nedir ki, bu değil mi aşağı yukarı. Yemek dediğin de hep aynı malzemeden yapılıyor ama aynı sonucu vermiyor işte. “Bu remiks ise, o zaman benim önceden dinlediğim neydi” diye soruyor zihin.
Geçen yazın hit albümü olsun diye çıkarılmış ama beklediği ilgiyi yaratamamış bu albümün remiksli versiyonu şansını yeniden deniyor. Her şeye rağmen mevcut remiksli albümler içinde en iyisi. Bol şans.


DJ All Stars feat. FG
FG harfleri Ferhat Göçer’i temsil ediyor. Yani memleketin önde gelen pop DJ’leri Ferhat Göçer’in şarkılarını

Yazının Devamı

‘Herkes kendi mahallesine’ dönemi!

29 Temmuz 2012

İKSV’nin, Santralistanbul’da düzenleyeceği iki konseri şehir içine, Maçka Küçükçiftlik Park’a aldığını açıklaması bir devrin hafiften bittiğini işaret ediyor

Batı kültürünü burada istemiyoruz, defolun gidin’ tepkisi, sonuçlarını vermeye başladı” diye düşündüm haberi duyunca. Feist ve Stevie Wonder konserleri Santralistanbul’da değil, Maçka’da yapılacak. Bunun nedeni olarak konserlerin doğasına daha uygun bir mekan seçtiklerini söylüyor İKSV yetkilileri, kibar biçimde. “İzleyici konforunun ve verilen hizmetlerin aksamadığı mekanları seçmek önceliğimizdir” dediler. Haksız olduklarını söyleyebilir miyiz?
Hepimiz biliyoruz ki 14-15 Temmuz’da
One Love Festival’a gösterilen tepki ve yaşanan olaylar herkesin tadını kaçırdı.
Konuyu alkol içilmesi ya da içilmemesi olarak ele almak aslında temel meseleyi görmemek demek. Herkes biliyor ki artık hoşgörü, empati, farklı yaşam tarzlarına
saygı falan gibi lafların içi boşaldı. Muhafazakarlaştıkça daha hoşgörülü olmadık.
Benim endişem bundan sonra gettolaşma tehlikesi. “Resmen komşu mahallenin sahasından kovulduk, kendi mahallemizden dışarı çıkmamaya tembihlendik” diyenler haksız değiller. Ne zamana kadar mahallede rahat edilecek

Yazının Devamı

‘Sayın telefon’dan ne öğrendik?

28 Temmuz 2012

Her hafta ben “itiraf ediyorum” ya, bu sefer gerek kalmadı. Güzel itiraf başbakanımızdan geldi. Ve Türkiye bu itiraftan çok şey öğrendi

Başbakanımızın yalan söyleyecek hali yok. Ne dedi Santralistanbul içinde gerçekleşen One Love Festival’da her türlü yasal izin olmasına rağmen aniden alkol satışının durdurulmasıyla ilgili? “İlgili arkadaşlarımı, oranın yönetiminde olanları aradım; ‘Nedir bu hal, biz buna üzülüyoruz’ dedik. Sağolsun onlar da o ana kadar işin farkında olmadıklarını söylediler”. (Kanal 24, Sansürsüz Özel,
25 Temmuz)
Benim bu açıklamadan öğrendiğim...

Bir: “Ankara’dan bir telefon geldi ve içki verirseniz kötü olacak bu iş dendi” diyenler meğer haksız değilmiş. Meğer öyle bir telefon gerçekten gelmiş. Telefon da değil tabii, “Sayın telefon”, hatta “telefon Beyefendi”. Meğer arayan başbakanın bizzat kendisiymiş. O yüzden son anda binlerce biletli insan bu etkinlikte son anda mağdur edilmiş. O yüzden para verip bilet alanlar, gayet yasal bir eylem olduğu halde içeride bira içememiş, bu haklarını kullanamamış, bu özgürlüklerinden mahrum kalmış. O yüzden bu kadar insana hiç olmadıkları halde alkolik muamelesi yapılmış. O yüzden insanlara iki konser izlemek

Yazının Devamı

Pop dünyamızdan yaz manzaraları

22 Temmuz 2012

Bu aralar çok gezdik, albümler birikmiş gene masamızın üstünde. Bakın pop müzik piyasamıza yaz nasıl gelmiş, kimler yaz hit’i olsun diye neler yapmış, son durum aşağı yukarı şöyle

“Organik” / Mustafa Sandal

Çok yönlü sanatçı Mustafa Sandal oyunculuk başarılarının ardından biraz da müziğe ağırlık vereyim demiş olacak ki albüm yapmış. Adı “Organik”. Ancak organikle falan alakası yok albümün. Bildiğiniz en sentetiğinden “dup dup dup” diye giden ritimler üzerine Sandal’ın dört oktavlık muhteşem vokalleri dekore edilmiş. “Dup dup”ları tabii ki son dönemin en parlak “dup dup” döşeyen prodüktörü Volga Tamöz döşemiş. Araya zaman zaman bir iki ut falan da attırmışlar, milletimiz sever. Albümde bir de sürpriz featuring var. Yılın düeti olmaya aday. Mustafa Sandal ve kendi gibi çok yönlü eşi Emina Sandal düet yapıyor. Türk pop müziği açısından önemli bir adım. Albüm de 2012’de Türk popüler müziğine yakışan bir çalışma olmuş. Tebrix...

“Rüya” / Hande Yener / Seksendört

Elbette bundan daha anlamsız, daha garip, daha kısır düetler de var tarihte. Ancak yine de insan sormadan edemiyor: “Neden?” Değerli müzik insanı, besteci ve şarkıcı Sinan Akçıl’ın bestesi olan “Öfkem Var” adlı

Yazının Devamı

Sokak müzisyenleri meselesi

21 Temmuz 2012

Geçen hafta vapurda gitar çalan gençlerle ilgili yazınca anladım ki sokak müzisyenleri konusu
hassas. Kimi kayıtsız şartsız desteklenmeleri gerektiğini söylüyor, kimi yasaklama peşinde. Benim duruşum daha farklı

Sokakta müzik yapanları ‘kayıtsız şartsız’ sevimli bulmuyorum. Geçen kış güneşli bir Madrid gününde şehrin en tenha meydanlarından birinde günün ilk kahvesini huzur içinde yudumlarken tam karşıma tezgah açıp trompetle “Love Story” çalmaya başlayan İspanyol Romanlarına da, sabahları evimin altında hep aynı saatte duran ve Savaş Ay’dan bile kötü akordiyon çalan Balkan kökenli dostlarımıza da aynı mesafedeyim. Yani mesafeliyim.

Vapurda karşıma oturup bağıra çağıra gayet sıradan ve özensiz bir şekilde “Uzun İnce Bir Yoldayım”ı söyleyen birine kimse kusura bakmasın ama sempati duymuyorum, hele biriyle sohbet ediyorsam o sırada bayağı kafamın ütülendiğini düşünüyorum.

Yazının Devamı

Cepler doldu ama...

15 Temmuz 2012

11 yıldır dünyanın dört bir yanından saygın konuklar ağırlayan, on binlerce yetişkin müzikseverin bilet satın alarak katıldığı bir müzik festivali “bira festivali” diye yaftalanıp yasaklanmaya kalkıldı. Son 10 yılda ekonomi iyiye gitti belki ama bir şeylerin de kötüye gittiği kesin.

Neye ses çıkarsak, yanlış yapıyorsunuz desek “Ama ekonomi iyi” diyorlar. 2001’deki kriz günlerini hatırlatıyorlar. Şimdi herkes araba alabiliyor, herkes uçağa biniyor, herkesin cep telefonu var, bilgisayarı var diyorlar. Artık bölgenin en büyük gücüyüz diyenler de var. Bu yüzyıl bizimmiş. Bütün dünya bize hayranmış. Ekonomisi çöken Avrupa bizi inceliyormuş “Bu Türkler nasıl başardı” diye. Dünyaya model olacakmışız. Ortadoğu ve Arap dünyasında parlayan bir yıldızmışız. Amerika bize muhtaçmış, bizsiz hiçbir şey yapamazmış. Yunanistan beş parasız kalmış, oysa bakın bize aslanlar gibiymişiz...


Kardeşim hadi inanalım hepsine. “Tamam” diyelim, “Biz zaten 10 yılda her şey yanlış yapıldı” diyenlerden değiliz. Ama söyleyin, bana kendi memleketimde bir müzik festivaline gidip iki bira içerek konser izlemek haram ediliyorsa ne anladım paradan, puldan, güçten, model olmaktan... Ne için ki bunlar, huzur

Yazının Devamı

Beyaz pantolonla gidilen festival!

14 Temmuz 2012

Bembeyaz giyinmiş binlerce kişi bir Arena’ya doluşuyor, DJ’ler sabaha kadar çalıyor. Ekimde Türkiye’ye de gelecek Sensation, meraklı olanlar kendilerine beyaz bir pantolon ayarlasın şimdiden

Kültür şoku oldu kabul ediyorum. Ama enteresandı Sensation. Ayin gibi sabaha kadar elektronik müzik eşliğinde dans ediyor millet. Yani Hollanda milleti. Bir saat bakındıktan ve ortamda çeşitli temaslarda bulunduktan sonra bir köşeye çekilip etrafı izledim.
İşim bu...
* Açıkçası beni en çok beyaz pantolon kısmı ilgilendirdi Sensation’ın. İnsan gerçek hayatta neden beyaz pantolon giyer bilmiyorum. Bir yere davet edilince o yerin usulüne göre giyinmek nezakettendir dedik, aldık, giydik. Şu an evde bir kez giyilmiş bir beyaz pantolon var, öyle duruyor bavulda. Neyse Amsterdam’daki Sensation şöyleydi...
* Bir kere herkes beyaz giyince ortalık bembeyaz oluyor. “Fotoğraflar çok parlıyor, her şey çok beyaz, hastane gibi oldu burası, uzaya giden ilk koloni olarak gemiye biniyormuş gibiyiz” ya da benzeri esprileri ilk 15 dakikada tüketirseniz rahat edersiniz.
* Çok güzel kadınlar ve çok güzel adamlar var. Beyaz hepsine yakışmış. Etrafı izlemek çok eğlenceli. Zaten çılgınlar gibi dans

Yazının Devamı