Rockwerchter’den manzaralar

7 Temmuz 2012

Geçen hafta gidip gördüğüm Rockwerchter festivalinden geriye teknik olarak bir adet bileklik, birkaç fotoğraf ve bir sürü güzel anı kaldı. Bir de sağdan soldan aldığım çalakalem notlar...

Her zamanki gibi şort, tişört ve konverslerimden oluşan kıyafetimle her türlü şarta uyum sağlamayı bildim. Bot al, yağmurluk al, üzerine hırka al, sweatshirt al gibi uyarılar boşa çıktı. Hepsini almama rağmen hiçbirini kullanmadım. Yağmurda, çamurda aynı şekilde takıldım. Siz istediğinizi yapın, bende durum buydu. Bu arada o kavurucu sıcakta festivalde gördüğüm en acayip şeylerden biri ugg giyen bir kızdı: “Kızgın güneşte ugg keyfi!” Gerçi yaz kış giyilirmiş ama yine de acayip.

Belçika’nın midyesi meşhur ya, buraya gelen her ölümlü midye yiyecektir şeklinde yazılı olmayan ama geleneklere geçmiş bir uygulama var. İlla yedik tabii. Ben ızgara balık ve yanında rakıyı tercih ederim midye ve şaraba.

Festivalin üç sahnesinden biri olan The Barn’da (yaklaşık 5-6 bin kişilik bir çadır) izlediğim indie gruplar şu düşüncemi pekiştirdi: Bizdeki indie gruplarla İngiliz ve Amerikalı indie grupları arasındaki en önemli farklardan biri müziğe ve sound’a bakışta. Biz daha çok herkes kafasına

Yazının Devamı

Festivalden bildiriyorum...

1 Temmuz 2012

An itibarıyla siz pazar kahvaltınızı ederken ben Rockwerchter Festivali’nin çimleri üzerindeyim. Konserler hâlâ devam ediyor. Durum şöyle:

Siz bu yazıyı okurken ben a) sıcaktan bezmiş olarak serin bir yerde yaşama dönmeye çalışıyor olacağım, b) sauna atmosferindeki konser çadırlarından birinde coşuyor olacağım, c) yaklaşık
100 bin kişi arasında kaybettiğim insanları bulmak için telefon dışı yolları deniyor olacağım, d) iki konser arası bir ağaç altı bulup bira içerek muhabbet edeceğim, e) ana sahnede öne doğru ilerlerken üzerine bastığım bir kızdan özür diliyor olacağım, f) pizza ya da sosisli yerken ücretsiz wi-fi noktasına beleş internete gelen diğer ‘Belçikalı olmayan, dolayısıyla roaming dışı yollardan internete takılan festivalcilerle sosyalleşeceğim. Ama her halükarda etrafa bakınıyor, gördüklerimi not ediyor olacağım o kesin. Biliyorum şu anda memleketin gündemi farklı, yoğun, hepinizin çok ciddi, acil, mühim meseleleri, sorunları var. Ama ara sıra kontağı kapatmak, hard diski sıfırlamak lazım. Ben bunu yapmak için Belçika’ya festivale geldim. An itibarıyla durum şu:

Bombay Bicycle Club şahane bir grup. Bunu biliyordum, sahne performanslarını görünce iyice ikna

Yazının Devamı

RTÜK kararlarına yorumlar

30 Haziran 2012

Nicki Minaj’ın sahilde bikiniyle ne işi var, İskender ile Roksana nasıl sevişti, Roksana’nın meme uçları o esnada buzlu muydu, şef Gordon Ramsay saatte kaç kez küfür ediyor? Az sonra...

RTÜK web sitesi çok eğlenceli ve yaratıcı (!). Pek çok yayın kuruluşuna uyarı, para ve muhtelif cezalar veren kurum, kararlarının gerekçelerini burada açıklıyor. Gelin birlikte inceleyelim...
Nicki Minaj adlı sanatçı bakın neler yapmış: “(...) ekteki ‘Minaj’ isimli klipten de izleneceği üzere, Nicki Minaj isimli sanatçının ‘Starships’ adlı müzik parçasının klibi yayınlanmıştır.
3 dakika, 31 saniye süren söz konusu klip gün içinde farklı saatlerde tekrar tekrar yayınlanmaktadır.


Bu klipte şarkıyı seslendiren sanatçı, son derece açık saçık giysiler ve aksesuarlar eşliğinde, adeta kadın cinsiyetini cinsel meta olarak sergilemekte ve bu bedeni cinsel tahrik unsuruna indirgeyen, toplumsal yaşamda sergilenmeyecek tarz ve içerikte mahrem söz ve davranışlar ihtiva eden görüntü ve sözler eşliğinde ekrana gelmektedir. Bu görüntülere başka kadın ve erkek oyuncular da dahil edilmekte, onlar da aynı tarz davranışları daha da abartmak suretiyle sergilemektedirler. Özellikle erkek figüranlar

Yazının Devamı

‘Ünlü olmak için çok şişman, çok kısa ve çok siyahsın demişlerdi’

24 Haziran 2012

Sharon Jones 56 yaşında. Ama onu bir iki yıl öncesine kadar kimse tanımıyordu. Hikayesi çok ilginç, anlatayım. Amy Winehouse 2006’da şimdiden efsane olan “Back to Black” albümünü prodüktörü Mark Ronson ile kaydetmektedir. Ronson, Winehouse’a orijinal bir soul sound’u yaratmak istemektedir ancak stüdyoda bunu bir türlü başaramaz. Bir gün New York’a gider ve Sharon Jones and the Dap Kings isimli grubu dinler. Katıksız 60’lar soul’u yapmakta olduklarını fark eder. Aradığını bulmuştur. Ekibi stüdyoya sokar “Back to Black”teki şarkıların büyük kısmını bu grupla kaydederler. Ekip daha sonra turnelerde de Winehouse’a eşlik eder.

17 Temmuz’da santralistanbul Kıyı Amfi’de şenlik var. Sharon Jones and The Dap Kings İstanbul Caz Festivali kapsamında -bence- yılın konserini verecek. Tam ibretlik hikayeler anlattı hayatıyla ilgili Sharon Jones.


Jones’un tanınması da bununla birlikte geldi. İnsanlar onu dinleyince bugüne kadar neredeymiş bu kadın demekten kendilerini alamıyor. O gün bugündür grup üç yeni albüm yaptı, bir sürü konser verdi. 17 Haziran’da İstanbul’dalar. Sharon Jones and the Dap Kings’le tanışmalısınız. Jones, Oslo’da bir otel odasındaydı. Telefonla bağlandım ve

Yazının Devamı

Plak kuşağı geliyor

23 Haziran 2012

Sahibinden.com açıkladı. Plak satışları bir önceki yıla göre yüzde 138, pikap satışları yüzde 38 oranında arttı. Üstelik satın alan kitle sanıldığının aksine 18-35 yaş arası genç kesim. CD’ye para vermeyen kuşak plağa para vermeye başlıyor.

Sahibinden.com internetteki en büyük alışveriş adreslerinden. Her ay 22 milyon kişi burayı ziyaret ediyor ve 2.5 milyar sayfa görüntülüyor. 2.8 milyon aktif ilan var bu sitede. Yani tabiri caizse alışverişin nabzının tutulduğu yerlerden biri sahibinden.com. Geçenlerde buradan gelen bir haber ilgimi çekti. Plak satışları bir önceki yıla göre yüzde 138 oranında artmış. Pikap satışlarında da artış var. Bir önceki yıla göre yüzde 38. En fazla ilgi gören plaklar 60’ların ve 70’lerin Türk plakları olmuş. Bakın ilginç bilgiler şöyle devam ediyor. Ortalama plak fiyatı 25 liraymış. Pikap fiyatı ise 178 lira. Ama bu durum sizi yanıltmasın çok pahalı plaklar da satılıyor. Mesela Sezen Aksu’nun Sezen Seley adıyla piyasaya çıkardığı dönemden kalan bir 45’lik 2 bin liraya alıcı bulmuş. 2011 yılında Türkçe sözlü müzikte en çok plağı satılan sanatçılar Erkin Koray, Neşet Ertaş, Zeki Müren, Bülent Ersoy ve Ajda Pekkan olmuş. 2012’de Zeki Müren, Barış

Yazının Devamı

‘Bildiğim her şeyi annemden babamdan öğrendim!’

17 Haziran 2012

Oyuncu ve müzisyen Charlotte Gainsbourg 23 Haziran’da Küçükçiftlik Park’ta bir konser verecek. İlk Türkiye konseri öncesi kendisiyle bir telefon görüşmesi yapma fırsatını kaçırmadım..

Her gazeteci konuştuğu sanatçıyla yüzyüze röportaj yapmak ister. Ama yüzyüze röportaj yapınca geç kalmış oluyorsunuz. Çünkü sanatçı memlekete gelmiş, konser neredeyse başlamış iş işten geçmiş oluyor, öncesinde müzikseverlere bir-iki kelam edebilmek için telefon röportajı bu yüzden icat olunmuş.


Biz de geleneği devam ettirdik.
Charlotte Gainsbourg çok yönlü bir insan. En son Lars Von Trier’ın “Melancholia”sında Claire rolünde izledik. 2009’da yine Von Trier’ın “Antichrist” isimli filmindeki rolüyle Cannes’da en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı. Bob Dylan’ın hayatını konu alan “I’m Not There”de, Michel Gondry’nin “The Science of Sleep”inde ve şimdi burada sayamayacağım pek çok filmde rol almış başarılı bir aktris. 1986’da babasıyla yaptığı bir albüm var (“Charlotte Forever”) ama onu pek saymıyor.

2006’da Radiohead’in prodüktörü Nigel Godrich’in prodüktörlüğünde yaptığı “5:55” isimli albümü müzik tarihinde milat kabul ediyor. Bu albümde Air, Jarvis Cocker (Pulp) ve Neil Hannon da vardı ve çok

Yazının Devamı

Bir gün herkes 15 dakikalığına rockçı olacak!

16 Haziran 2012

Seda Sayan da rockçı olunca üşenmedim kimler rockçı olmuş araştırdım. Kimi peruk takıyor, kimi boynuna gitar asıyor, kimi simsiyah makyaj yapıyor, kimi sadece ‘oluyor’

Seda Sayan rockçı oldu. “Yağmur Altında Eriyorum” şarkısıyla yaza merhaba diyen Seda Sayan, rock türündeki bu şarkı ile hayatında bir ilki gerçekleştiriyor.” (Hayırlı olsun.)

Gülben Ergen rockçı oldu. “Vıdı Vıdı” isimli yeni klibinin çekimlerinde elinde gitarıyla poz veren Ergen, sıradışı görüntüsüyle şaşırttı.” (Sıradışı dediği rockçı herhalde, nasıl olunuyorsa artık...)

Bülent Ersoy rockçı oldu. “Ersoy ‘Aşktan Sabıkalı’ isimli albümünün kapağında rockçı pozları verdi.” (Maryln Manson ile Şebnem Ferah arası bir noktadaydı hatırladığımız kadarıyla.)

Sinan Özen rockçı oldu. “TRT 1’de yayınlanan ‘Gece Vardiyası’ adlı programa geçtiğimiz gün şarkıcı Sinan Özen konuk oldu. Özen programda, bir rock yıldızını canlandırarak herkesi şaşırttı. Tiyatro tecrübesi olduğunu söyleyen Özen; bu performansı için peruk takarak fiziğini de değiştirdi. (Robert De Niro mübarek.)

Yazının Devamı

Van kahvaltısı yalanı

10 Haziran 2012

Hafif Müzik bu hafta kahvaltıda. Dinleyin. Bizim mahallede bir tane Van kahvaltı salonu var. Tanıdığım insanlar gidiyor diye bir sabah ben de gideyim dedim. Kendime bir kahvaltı arkadaşı bulup masaya çöktüm. Mönüyü açtım. Bir adet “fullü” diyebileceğim Van kahvaltısı seçeneği var, bir de tek tek peynir, yumurta falan filan sipariş ediyorsunuz. Madem Van kahvaltı salonu burası o halde Van usulü kahvaltı isteyelim dedik. “Fullü”den istedik.
Bu tek kişilik olmazmış iki kişlik olurmuş. İki tane istedik. Van’da herhalde adet böyle dedik kendi kendimize. Van kahvaltısı ya bu...
Gelenleri söylüyorum. İki adet, kaldırdığınızda arkası görünecek incelikte taze kaşar dilimi. Buna büfe kaşarı da denir. Vapurda tostun arasına koyduklarından hani. Şu isimsiz markasız mal satan ucuzluk marketlerinde 10 kiloluk falan paketlerde istiflenenlerden.
İki adet yağsız, tatsız tuzsuz beyaz peynir dilimi. Bakkala gidip “param yok en ucuz beyaz peynirinizden verir misiniz” dediğinizde bundan daha
iyi bir şey verirler.
Domates! Ne kadar ilginç değil mi? Tam Van’a özel...

Yazının Devamı