Kürt kedisi

23 Ekim 2007

Gösterge Elbette Kuzey Irak'tan gelen terör konusunda kayıtsız kalınamaz. Bir askeri operasyon şart görünüyor. Ancak olayın çok daha çetrefil yönleri var. Özen gösterilmez, sadece bir askeri operasyonla sorun aşılmaya kalkılırsa çok daha sakıncalı sonuçlar doğabilir.Öyle anlaşılıyor ki, PKK Türk ordusunun Kuzey Irak'a girmesinden pek endişe etmiyor. Yoğun bir saldırıya girmiş durumda. Adeta kovalanmak, orduyu oraya çekmek istiyor. Acaba bölgeye çekilen bir Türk ordusu yoğun bir zayiat verir mi, bilemeyiz. Ama bölge halkı terör gruplarına destek vermeye başlarsa askeri operasyon zorlaşabilir. Bunun için de hem bölgenin siyasal liderleri demeç veriyor, hem de yerel topluluklar gösteriler düzenliyor. Son derece üzüntülüyüz. Her geçen gün düzine düzine askerimizi yitirmek vicdanlarımızı derinden yaralıyor. Bunun karşısında halkın galeyanı da yükseliyor. Bir an önce Kuzey Irak'ta bulunan terör kamplarına girilerek bunların kökünden kazınması isteniyor. Barzani'nin söyledikleri açık: "PKK terör örgütü değildir. Ancak Türkiye barış planı önerir ve bunu reddederlerse öyle nitelenebilir". Talabani ise bir Kürt kedisini bile Türkiye'ye teslim etmeyeceklerini söyledi. Açıkça Irak Türkiye'yi

Yazının Devamı

Bütçe aşırı iyimser, FDF hedefi zor tutar

20 Ekim 2007

Gösterge Milliyet BÜTÇE ANALİZİ Öncelikle şunu belirtelim ki, harcama tarafından bakıldığında rakamlar oldukça makul geliyor. 2007 bütçe giderlerinin tahsisatın da altında tahmin edilmesi gerçekçi değil. Aksine, bir miktar üzerinde gerçekleşeceği belirtilebilir. 2008'de de aynı harcama gevşekliği sürerse harcamalar milli gelirin yüzde 31'i değil, 33'ü kadar gerçekleşir. 2007 yılında faiz harcamaları bütçede öngörülen sınırlar içinde gelişti. Ancak 2008 yılında bu harcamaların yüzde 14 artarak milli gelirin yüzde 7.8'ine ulaşması bekleniyor. Doğaldır ki, Merkez Bankası faiz indirdikçe öngörülen bu harcama da düşecektir. 2008 bütçesinin en dikkat çekici yönü bütçe, özellikle vergi gelirlerinde görülüyor. İlk bakışta yıllık artışın yüzde 13 olmasına pek itiraz edilemeyeceği düşünülse de, buradaki temel varsayımlar hatalı. Birincisi, 2007 yılında 151 milyar YTL vergi toplanması çok zor görünüyor. İkincisi de, 2008 yılında çok ciddi bir reform olmadan ya da büyüme oranı aşırı yükselmeden vergi gelirlerinde bu denli bir artış beklemek saflık olur. 2008 bütçesine ilişkin yorum yapmak için henüz erken. Bununla beraber önceki gün bakan Unakıtan'ın açıkladığı bütçe verilerine baktığımızda

Yazının Devamı

Greenspan'den sonra Bernanke de Türkiye'ye yerleşti

19 Ekim 2007

Gösterge Aslına bakarsanız Bernanke sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada yakından izleniyor. Ve sadece Bernanke değil, eski guvernör Greenspan de son dönemdeki tavır ve tutumlarıyla yakından izleniyordu.Yukarıdaki grafik de 2005 itibariyle ABD'deki en büyük hisse senedi piyasası olan Dow Jones endeksi ile IMKB-100 endeksi arasındaki güçlü ilişkiyi gösteriyor. Aslına bakılırsa, IMKB, Hong Kong borsası Hang Seng ya da Brezilya borsası Merval ile daha yakından ilişkili. Ama onların da temel belirleyicisi ABD'deki gelişmeler olduğundan Dow Jones'a bakıyoruz.IMKB ile Dow Jones arasındaki bire bir ilişki bu grafikte gözleniyor. Tabii bunun koptuğu hiç görülmemiş değil. Örneğin, Ağustos 2005 ile Mart 2006 arası IMKB çok hızlı yükselme gösterince DJ'den kopmuş. Ama bu sadece 6 ay sürmüş. Mart 2006'dan itibaren IMKB'de gözlenen yavaşlama, onun Dow Jones ile ilişkisinin yeniden paralel hale gelmesini sağlamış.Deyim yerindeyse Mayıs 2006'dan bu yana IMKB, Dow Jones'un kucağına oturmuş. Şimdi hemen herkes bir gün önceden Dow Jones'un performansına bakarak borsa üzerine tahminler yapıyor. Eğer içeride istisnai bir gelişme yoksa da bu tahminler tutuyor. Hatta şöyle diyelim, bir akşam öncesinden

Yazının Devamı

Hükümet istikrardan taviz veriyor

18 Ekim 2007

Gösterge Ama bu doğru değil. Sıcak paranın bol bol akmasını sağlayan en temel unsur küresel likidite bolluğu. Yüksek faiz vermeyen ülkelere de sıcak para akıyor. Kaldı ki merkez bankalarının elinde faizden başka güçlü silah da yok.Ancak bu baskı gölgesinde Para Politikası Kurulu önceki akşam MB'nin gecelik borçlanma faizini 50 baz puan indirdi. Acaba böyle bir baskı olmasaydı, indirilen faiz ne kadar olurdu? Aslına bakılırsa, son enflasyon verilerine ve beklentilerdeki gelişmelere bakarak MB'nin faizleri indireceği görülüyordu. Nitekim bunun başlangıcı 19 Eylül'de gerçekleşmişti. Ancak o zaman MB faizleri 25 baz puan indirdiğine göre, bundan böyle her kademe 25 baz puan olacaktı. Enflasyon konusunda ne oldu da bir ay içinde sıkı para politikasını daha hızlı gevşetme ihtiyacı doğdu?Kimse alınmasın ama bu indirimin siyasal baskı altında oluştuğu kaygıları doğuyor. Özellikle böylesi bir dönemde, bağımsızlık konusunda özel hassasiyeti olan MB'nin belki de 25 baz puanla yoluna devam etmesi gerekiyordu. En azından böylece karizmayı çizdirmemiş olacaktı.Kaldı ki, mali disiplin konusunda çok ciddi sorunların yaşandığı da ortaya çıktı. Örneğin bu yılın ilk 9 ayında geçen yıla göre bütçe

Yazının Devamı

Nobel ödülünü tasarımcılar paylaştı

17 Ekim 2007

Gösterge Ekonomik kurumların tasarımı gerçekten çok önemli. Adam Smith ideal koşullarda görünmeyen bir el tarafından kaynakların etkin dağılımının sağlanacağını savunmuştu. Oysa koşullar aslında hiç de ideal değil. Örneğin gerçek hayatta tam rekabet yok. Tüketiciler de tam olarak bilgilenemiyorlar. Bu nedenle üretim de, tüketim de telafi edilmeyen sosyal maliyetler doğuruyor. 2007 Nobel ödülü ekonomide tasarım mekanizmalarının teorisine katkıları nedeniyle 3 iktisatçıya pay edildi. Bunlardan biri, Rus kökenli ama uzun yıllardır ABD'de yaşayan tam 90 yaşındaki Leonid Hurwicz, diğer ikisi ise, 56 ve 57 yaşlarındaki Amerika Princeton'lı Eric Maskin ile Chicago'lu Roger Myerson. Tabii ki hepsini kutlamak gerekiyor. Üstelik birçok ekonomik işlem açık piyasalarda değil, firmaların kendi aralarında gerçekleşiyor. Dolayısıyla bireylerin ya da çıkar gruplarının bazı kurumsal düzenlemelere tabi olması bir zorunluluk. Peki bu düzenlemeler ya da kurumlar iyi çalışıyor mu? Kaynak dağılımı etkin biçimde düzenleniyor mu? Bireysel kâr ile toplumsal refah arasında bu kurumlar nasıl bir rol oynuyor?İşte kamusal düzenlemelerin bu anlamda nasıl çalışacağının tasarlanması gereği de buradan doğuyor.

Yazının Devamı

Petrolün varili 100 dolara giderse, ne olur?

16 Ekim 2007

Gösterge Peşinen belirtelim, petrol fiyatlarının yükselmesiyle Türkiye'nin sınır ötesi operasyonun hiçbir alakası yok! Çünkü Irak doğru dürüst petrol üretip pompalamıyor ki, Türkiye'nin müdahalesiyle bu kesintiye uğrasın. Zaten Kuzey Irak'taki terörle mücadelenin güneydeki üretimle ne ilgisi olabilir.Petrol fiyatlarının artmasının elbette başka etmenleri var. Petrol fiyatları bir süredir yeniden artış eğilimine girmişti bile. FED faizlerinin inmesinden sonra varlık fiyatlarının yeniden yükseleceği belliydi. Nitekim altın fiyatları da yükselmeye başladı. Faizler düşük, dünyada talep güçlü olunca petrol fiyatı da yükseliyor.Bundan 10 gün önce Merkez Bankası (MB) yönetimi bilim adamı olan köşe yazarlarına bir sunum yapmış ve bu toplantı kamuoyunda bir hayli ilgi uyandırmıştı. MB petrol fiyatlarının önümüzdeki 10 ay içinde 65 doların, buğday fiyatlarının da 500 doların altına ineceğini varsayıyordu. Her iki tahmin de futures piyasalarındaki fiyatlardan derlenmişti. Buğdayda beklenen düşüş yüzde 20, petrolde de yüzde 15 kadardı. O toplantıda enflasyon tahmininde esas alınan enerji ve emtia fiyatlarının gerçekçi olmadığını belirttik.Nitekim son gelişmeler bizi destekliyor. Ve

Yazının Devamı

Tezkere gölgesindeki bayram

12 Ekim 2007

Gösterge Mutlu olmanın iki temel anahtarı vardır. Biri yaşama daha olumlu ve iyimser bakmak, diğeri de başkalarına hoşgörüyle yaklaşmak. İyimserlik insanın kendisini mutlu kılar. Hoşgörü de başkalarını. Tabii başkalarını mutlu ettiğinizde onlar da sizi mutlu etmek için çabalar. Böylece karşılıklı bir olumlu etkileşim doğar. Tüm okurlarıma mutlu bayramlar diliyorum. İnsan yaşama mutlu olmak için gelir. Pekiyi, mutluluk deyince akla ilk olarak ne gelir? Yaşlılara göre sağlık, gençlerin kimine göre para, kimine göre şöhret, kimine göre unvan, kimine göre de güç gelir. Elinizde ne yoksa onun mutluluk getireceğini sanırsınız. Bana göre ise mutluluk sevmek, sevilmek, saymak ve sayılmaktır. İnsanın kendine saygısı varsa mutludur. Yoksa mutsuzdur. Mutsuz insan başkalarının mutluluğunu kıskanır, sıkıntı yaratır. Aslında siyasetçinin ya da liderlerin de amacı daha mutlu bir toplum yaratmaktır. Bu da sadece ekonomik refahın artmasıyla sağlanamaz. Elbette yoksul ülkelerin mutlu olması zordur. Hastalık, açlık ve kuraklık içindeki bir ülkenin huzuru olamaz. Ancak zenginleşmenin de mutluluğun tek aracı olamadığını bilmek gerek. Siyasetçilerin görevi barış içinde yaşayan, birbirine sevgi ve

Yazının Devamı

Sınır ötesi müdahale piyasalara ne yapar?

11 Ekim 2007

Gösterge Diyelim ki, Irak'a müdahale yanlış. Örneğin sonuç vermeyeceğini düşünüyoruz. Bu durumda bile borsanın ya da mali piyasaların morali bahane edilemez. Bu durumda doğrudan yapılan askeri hareketin etkinliği tartışılmalıdır. Üstelik Irak'a girerek PKK ile mücadele Türkiye ekonomisini pek de olumsuz etkilemeyecektir. Etkili olursa uzun vadede terör belasından kurtulacağımız için ekonomi yarar bile görecektir. Turizm gelirleri olumlu etkilenecek, terör için harcanan askeri masraflar azalacak ve böylece daha verimli ekonomik alanlara kaynak aktarılabilecektir. Peşinen belirtelim; bir ülkenin ulusal çıkarları ya da halkının huzur ve refahı mali piyasalarına göre ayarlanamaz! Ülkemize bir düşman saldırısı olduğunda borsa etkilenir diye vatan topraklarının savunulmaması düşünülemez! Ne borsaya bakılır, ne de döviz kuruna! Bu nedenle, tezkereyle mali piyasalar ne olur tartışması son derece yanlış. Ne olursa olur! Kısa vadede piyasalar elbette olumsuz etkilenebilir. Ama bu da abartılmamalı. TSK ilk defa sınır ötesi mücadeleye girmiyor. Bunu defalarca yaptı. Zaten TSK'nın sınırın kısmen ötesinde olduğu söyleniyor. Daha önce nasıl olumsuz etkilenmediyse, şimdi de etkilenmez. Ancak ABD

Yazının Devamı