Gösterge Ama bu doğru değil. Sıcak paranın bol bol akmasını sağlayan en temel unsur küresel likidite bolluğu. Yüksek faiz vermeyen ülkelere de sıcak para akıyor. Kaldı ki merkez bankalarının elinde faizden başka güçlü silah da yok.Ancak bu baskı gölgesinde Para Politikası Kurulu önceki akşam MB'nin gecelik borçlanma faizini 50 baz puan indirdi. Acaba böyle bir baskı olmasaydı, indirilen faiz ne kadar olurdu? Aslına bakılırsa, son enflasyon verilerine ve beklentilerdeki gelişmelere bakarak MB'nin faizleri indireceği görülüyordu. Nitekim bunun başlangıcı 19 Eylül'de gerçekleşmişti. Ancak o zaman MB faizleri 25 baz puan indirdiğine göre, bundan böyle her kademe 25 baz puan olacaktı. Enflasyon konusunda ne oldu da bir ay içinde sıkı para politikasını daha hızlı gevşetme ihtiyacı doğdu?Kimse alınmasın ama bu indirimin siyasal baskı altında oluştuğu kaygıları doğuyor. Özellikle böylesi bir dönemde, bağımsızlık konusunda özel hassasiyeti olan MB'nin belki de 25 baz puanla yoluna devam etmesi gerekiyordu. En azından böylece karizmayı çizdirmemiş olacaktı.Kaldı ki, mali disiplin konusunda çok ciddi sorunların yaşandığı da ortaya çıktı. Örneğin bu yılın ilk 9 ayında geçen yıla göre bütçe açığının yüzde 779 arttığı görülüyor; yani tam 8 kat! Faiz dışı fazlalık da yüzde 16 azalmış. Üstelik ortada bu yıl elde edilen bir Türk Telekom satışı var. Eğer o satıştan elde edilen gelirler olmasaydı, ilk 9 aylık bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre 14-15 kat daha fazla olacaktı. Geçen hafta boy boy ilanlar çıkmaya ve ihracatçılar Merkez Bankası'nın faiz indirmesi için kamuoyu baskısı yaratmaya başladı. Dün akşam da Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplanıp 50 baz puan faiz indirdi. İhracatçıların faizleri indirme konusunda baskı yapmalarının temelinde yüksek faiz politikasının sıcak parayı çekerek kuru baskıladığı inancı yatıyor. Bütçede asıl karşılaştırılması gereken faiz dışı harcamalar ile vergi gelirleridir. Geçen yıla göre faiz dışı harcamalar yüzde 21, vergi gelirleri ise yüzde 9.5 artmış. Tabii bu vahim bir durum. Yani hem vurdumduymaz bir savurganlık var, hem de bu kamu gelirlerinin düştüğü bir dönemde yapılıyor. Böylesi bir dönemde para politikasının gevşetilmesinin ne anlamı olabilir ki?Kaldı ki, bir de bu ara (sınır ötesi operasyon gündeme geldiğinden) dış riskler artmış durumda. Bu indirim birçok kesimi sevindirebilir ama hem MB'nin bağımsızlığına gölge düşürmüştür, hem de teknik bakımdan dozu fazla, yani hatalı olmuştur. Şimdi gelinen noktada para politikası gevşemektedir. Üstelik maliye politikası gevşekken! Şimdiye dek gevşek mali disiplin çok aşırı sıkı bir para politikasıyla frenlenmeye çalışılıyordu. Şimdi iş büsbütün raydan çıktı. Her ikisi de gevşiyor. Oysa iç ve dış dengenin beraberce elde edilmesi için arzulanan politika gevşek para politikası ile bunu telafi eden sıkı mali disiplin olmalıdır. Vergi geliri ve faiz dışı harcama Harcamalar (milyon YTL) 129.423 152.959 204.988 18.21- Faiz hariç harcama 91.796 111.188 152.042 21.1Personel giderleri 28.201 33.037 43.669 17.1Sosyal Güc. Kur. devlet primi 3.559 4.092 10.101 15.0Mal ve hizmet alımları 11.119 13.632 15.587 22.6Cari transferler 37.802 47.691 60.862 26.2Sermaye giderleri 6.042 7.551 12.103 25.0Sermaye transferleri 2.016 2.626 3.647 30.3Borç verme 3.055 2.556 3.694 -16.32- Faiz harcamaları 37.627 42.771 52.946 13.7Gelirler 128.038 141.786 188.158 10.71- Genel bütçe gelirleri 124.830 138.254 183.460 10.8Vergi gelirleri 102.005 111.656 158.152 9.5Teşebbüs ve mülkiyet gelirleri 6.386 6.881 7.817 7.8Faizler, paylar ve cezalar 15.963 12.108 14.443 -24.1Sermaye gelirleri 251 6.007 2.565 2293.22- Diğer 3.208 3.531 4.698 10.1Bütçe dengesi -1.384 -12.172 -16.829 779.5Faiz dışı denge 36.242 30.598 36.116 -15.6 hgunes@milliyet.com.tr Ocak-Eylül 2006 Ocak-Eylül 2007 2007 bütçesi 2007/2006