HELAL olsun şu bizim Haftalık’a...
Vallahi, Üç Silahşörler’den eksiğimiz yok, fazlamız olmaya başladı.
Erol Yaraş, Erdal İzgi ile, geride bıraktığımız pazartesi yayınlandı, İzmir Milletvekilleri için bir değerlendirme yaptık, not verdik. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi parti gruplarından Milliyet Ege’ye haber “mail”leri yağıyor.
Şu yapıldı, bu teklif verildi, şu soru önergeleri şu Bakanlıklara soruldu diye...
Ne kadar güzel...
Hiç olmazsa, kimin ne yaptığından haberimiz, bilgimiz oluyor.
* * *
ULAŞIM, çalışan-çalışmayan herkes için çok önemlidir. İnsana, insan gibi değer verilen kentlerde, küçücük bir değişiklik ya da yenilik için, aylar süren bir çalışma yapılır.
Titizlikle sınanır.
Olumlu-olumsuz yanları belirlenir.
Yetmez; lokal bazda deneme uygulaması yapılır, “iyi sonuç” alınırsa yaygınlaştırılır.
Yani bizdeki gibi olmaz.
ESHOT gibi, iki gün önceden açıklama yapılarak, yepyeni bir düzene paldır-küldür geçilmez.
İzmir’de toplu ulaşımda “devrim” ayağıyla yutturulan düzenleme, yüzme bilmeyen bir çocuğu denize atıp, hayatta kalmak ya da yüzebilmek için “boğuş bakalım” demekten başka bir şey değildir.
CHP yeni İzmir İl Yönetimi önce 500 bin lirayı aşan üçüncü şahıslara vadesi geçmiş borcu kabul etti.
İl Başkanı Tacettin Bayır, “Ödeyeceğiz” dedi...
CHP telefonlarını aramaktan bıkıp-usanan ve icranın yolunu tutan ya da tutmaya karar veren alacaklılar, “Oh be, nihayet...” diyerek rahat bir nefes aldılar.
Öyle ya, muhalefet partisinden nihayet paralarını kurtarabileceklerdi.
Ama içlerinden bir kaçı, “Ödeme ne zaman, nasıl olacak?” diye merak etti.
Açıp sordular...
* * *
BİZİM Milliyet, Alsancak Stadyumu’nu geçince; Şehitler Caddesi üzerinde.
Kafama taktım...
Alsancak’ta oturuyorum ama şayet Karşıyaka ya da Çiğli’de yaşayan, özel arabası olmayan bir çalışan olsaydım; sabah işe, akşam da eve nasıl gider-gelirdim diye düşündüm.
Düne kadar zorunlu seçenek belediye otobüsüydü.
Ama şimdi bir de Hızlı Tren alternatifi ortaya çıktı.
Hadi bakalım Hamdi, bin; Çiğli’ye kadar git-gel dedim, yola koyuldum.
* * *
EV ve işyeri telefon faturalarına “sabit ücret” olarak yansıtılan aylık tutar ile ilgili bir yazım olmuştu.
Yemin etmeyeyim ama, bir daha asla ve asla, bir arkadaşım ya da dostumdan e-mail yoluyla gelen bilgiyi sizlerle paylaşmayacağım.
Haklı olarak sizlerin karşısında zor durumda kalıyorum.
Bu son olsun...
* * *
Çünkü;
Teknolojiyle birlikte inanılmaz bir “haber ve bilgi kirliliği” yaşanmaya başladı.
Bilgisayarımın başına oturmuş yazı yazıyordum.
Elinde kahve fincanıyla gelip karşıma oturdu.
- Biraz konuşalım...
Başımı kaldırıp, yüzüne baktım. Karşımda Ankara Polisi Behzat Ç...
Yumruğunu masaya mı vuracak, yüzümün ortasına mı patlatacak belli değil? Öyle ya;
Neticede Ankara Polisi Behzat Ç. bu... Belli mi olur?
Ürktüm.
Atilla Dölarslan, çok yakından tanıdığım, Türkiye’nin sayılı maliyecilerinden ve mali müşavirlerinden biridir.
Engin bilgisine eklediği; gezip gördüğü yerler, buralardaki gözlemleri ve sürekli okuyan, araştıran yapısı Atilla’yı adeta bir “dahi” yapmıştır.
Tüm bunlara bir de çok düzgün Türkçe ve dil bilgisi hakimiyetini eklediğinizde, sanırsınız ki kırk yıllık yazardır.
Atilla, Gözlem Gazetesi’nde yazıyor.
İzmir ile ilgili bir gözlemini paylaşıp, buna dayanarak da bir ricası oldu.
Bunu sizlerle paylaşmak istedim.
* * *
NARLIDERE’nin tercihi de doğalgaz oldu.
İyi de, burnunun dibinde, Balçova’da jeotermal dururken, sonuçta dışa bağımlı bir enerji kaynağı niçin tercih edildi?
Ne yazık ki zorunluluktan beyler...
* * *
Balçova’da 34 bin konutun ısınmasına eşdeğer yeraltı kaynaklarını işleten İzmir Jeotermal A.Ş.’nin son toplantısında ele alınan MTA Raporu, herkes için bir “şok” oldu.
Vali Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun katıldığı toplantıda açıklanan MTA raporuna göre, iki yıl süreyle yapılan sondaj, izleme ve gözlemlere göre, Balçova Jeotermal Kaynakları’nda son kullanma kapasitesine (doyuma) ulaşıldığı, bundan böyle bu havzadan daha fazla enerji elde edilmesinin mümkün olmadığı açıklandı.
Balçova’da yapılabilecek tek işin, sistemin sağlıklı bir biçimde işlemesine yönelik çalışmalar olacağı, halen Balçova ve Narlıdere’nin çok küçük bir bölümünde 25-26 bin konutun yararlandığı enerjinin, 34 bin sınırına gelmesinden sonra durdurulması görüşü benimsendi.