Hamdi Türkmen

KONAK Belediye Başkanı Hakan Tartan ve Konak Belediye Meclisi, geçtiğimiz cuma günü 50 milyar dolarlık bir karara imza atıp, onayladı.
Oybirliği ile “İzmir Kent Merkezi”nin Alsancak Liman Arkası ve Salhane bölgeleri için hazırlanan 1/1000 ölçekli Revizyon İmar Planı çalışmaları kabul edildi.
Yaklaşık sekiz yıl önce planlanan İzmir Kent Merkezi Projesi, açılan davalar nedeniyle bir türlü hayata geçirilemiyordu.
Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, alınan kararın Bayraklı-Turan-Alsancak Liman Arkası ve Salhane bölgelerine ilişkin toplam 471 hektarlık alanın Konak’a ait sınırlar içinde kalan 315 hektarlık kesimini kapsadığını, Büyükşehir’in onayından sonra isteyen yatırımcıya inşaat ruhsatı vereceklerini açıkladı.
Söz konusu alanın sınırları şöyle: Kuzeyde Liman Caddesi ile Çınarlı Adliye’ye kadar sahil kesimi, batıda Alsancak Garı’yla noktalanan demiryolu, güneyde Yenişehir, doğuda ise Bornova sınırına kadar uzanan bölge.
* * *
Başkan Hakan Tartan, İzmir’in kalbi konumundaki bu bölgede; turizm, alışveriş, eğlence ve iş merkezleri ile kültür-sanat yapılarının inşa edilebileceğini belirtti, şöyle dedi:

6 MART 2011, bir yerlere not etmemiz gereken, İzmir için gerçekten önemli bir tarih.
Çünkü, hoşgörü, özgürlük, aydınlık ve çağdaşlık gibi kavramların “en çok yakıştığı” kentlerden biri olan İzmir ve İzmirliler için 6 Mart 2011 bir dönüm noktası.
O gün Alsancak Garı’nda, sadece Türkiye’nin en büyük kent içi toplu ulaşım hattını açmakla kalmadık, toplumumuzdaki uzlaşma ve birlikte iş yapabilme kültürünün geliştirilmesi konusunda, çok büyük ve örnek bir adım da attık.
Birbirimize kuşkuyla değil güvenle yaklaşarak; yakalarımızdaki rozetlere bakmadan, hasım değil, hısım olduğumuzu hatırlayarak, yani el ele vererek neler yapabileceğimizi, İzmir’den cümle âleme ilan etik.
Bir araya gelmek bir başlangıç...
Beraberliği sürdürmek bir ilerleme...
Beraber çalışmak bir başarı ise...

İLERİ Demokrasi kavramının içinde var olduğunu öğrenmeye başladığımız “korku ve baskı”, İzmirli sanayici ve işadamlarının tavrı gibi olmalı (!...)
Balçova Kaya Termal Otel’de, ESİAD’ın konuğu olan Başbakan’ı dinlerken, bunu saçımın telinden ayak parmaklarımın ucuna kadar hissettim.
ESİAD Başkanı Sıtkı Şükürer çıktı; “Her türlü endişelerin izole edildiği bir ortam özlemimizdir” dedi, ama bunu söylerken, tutuklanan gazetecilerin ardından, sanki hiç kimsenin demokrasiden endişesi yokmuş, ortalık güllük-gülistanlıkmış gibi, nezaketen de olsa, son yaşananları “es” geçti...
Başbakanımız, “Tüm olumsuzlukların adresi olarak bizi, Ankara’yı görmeyin...”, “İzmir’e kamu yatırımı yapılmıyor demek, insaflı bir yaklaşım değil” dedi ya...
İş dünyamızın kelli-felli isimleri de, dün bir değerlendirme yaptılar:
- Başbakanımız bize moral verdi...
- Başbakan’a ve partisine bakış açımız değişti... türünden açıklamada bulundular...

DÖRT Mart Cuma günü gazeteciler Taksim Meydanı’nda kısaca “Özgürlük isteriz” falan diye bir yürüyüş yaptılar.
Medyada da saflar iyice belli oldu.
Düşündüm, taşındım ben de saflardan birine katılmaya karar verdim.
Özgürlük safını seçtim.
Ancak hemen belirteyim, Taksim’e çıkıp özgürlük diye bağırıp-çağıran gazetecilerle mutabık değilim.
Ben özgürlükten yanayım!...
Şükürler olsun ki, memleketimizde bol bol özgürlük var(!...)

“DÜĞÜN değil, bayram değil, eniştem beni niye öptü?” denir ya...
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “15 milyon liramız hazır. Yeri teslim etsinler Karşıyaka’ya söz verdiğimiz stat için ihaleye çıkalım” sözleri, “küllenen olayı” yeniden alevlendirdi.
Sorun şu:
Aziz Bey, Örnekköy’e 15 bin kişilik bir stat yapmak istiyor.
Bunun için “15 milyon ayırdım” diyor...
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ise, yeni bir stat yapılacaksa, bunun projesiyle, bütçesiyle İzmir’e yıkışır olmasından yana.
Geçen hafta Ankara’daki toplantıda İzmir’e stat konusunun gündeme geldiğini, Aziz Bey’in yine 15 binlik stat için ısrar ettiğini, kendisinin ise, stadın en az 20 bin kişilik olması gerektiğini söylediğini tekrarlayan Mahmut Özgener, “Benim teklifim şuydu” dedi ve ekledi:

İZMİR’i peş peşe yönettiler.
Osman Kibar Adalet Partili olarak bu kenti 1964’ten 1973’e...
CHP’li İhsan Alyanak da 1973-1980 arası, ihtilale kadar...
Rahmetli Kibar, “Asfalt Osman”, İhsan Bey de “Halkçı Alyanak” olarak sembolleştiler.
İzmir’i 16 yıl süreyle yöneten bu iki “efsane” ilginç bir tesadüftür ki, 22 yıl arayla; Alyanak 3 Mart, Kibar ise 4 Mart’ta hayata veda ettiler.
* * *
Dün Halkçı Alyanak’ın 3. ölüm yıldönümüydü.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun İzmir için genel seçim beklentisi; “Yüzde 56’nın altı, beni üzer” söylemiyle, 29 Mart yerel seçimlerinde Aziz Kocaoğlu’nun Büyükşehir’de aldığı oy oranıydı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, özel bir sohbetimizde İzmir için seçim çıtasını yüzde 50’ye koydu:
“Artı-eksi 2 puan CHP için başarıdır. Aksi, İzmir’de başarısızlığımızın göstergesi olur...”
* * *
Aziz Bey’in Haziran 2011 seçimleri için “başarı” kriterlerinde bir şartı daha var.
“CHP başarılı oldu demek için, sadece yüzde 50 çıtası yetmez. Ak Parti’nin de yüzde 30’un altına düşmesi, 24-27 çizgisinde kalması lazım” diyor.
Yani hem CHP İzmir’de iki kişiden birinin oyunu alacak, hem de Ak Parti yüzde 30’un altında kalacak.

BEN çok ciddi bulmuyorum...
Daha açıkçası biraz “aceleye” getirildiğini sanıyorum.
İzmir’e bir söz verilmişti.
İstanbul Otoyolu, iki noktadan başlayacak denmişti.
Kuzey aksının temeli atıldı.
Hepimiz, “Hani İzmir’den de başlayacaktı?” diye ayaklandık.
Sus payı olarak, geçtiğimiz pazar Cumhuriyet Meydanı’nda, şov amaçlı sanal bir temel atma töreni düzenlendi.