ULAŞIM, çalışan-çalışmayan herkes için çok önemlidir. İnsana, insan gibi değer verilen kentlerde, küçücük bir değişiklik ya da yenilik için, aylar süren bir çalışma yapılır.
Titizlikle sınanır.
Olumlu-olumsuz yanları belirlenir.
Yetmez; lokal bazda deneme uygulaması yapılır, “iyi sonuç” alınırsa yaygınlaştırılır.
Yani bizdeki gibi olmaz.
ESHOT gibi, iki gün önceden açıklama yapılarak, yepyeni bir düzene paldır-küldür geçilmez.
İzmir’de toplu ulaşımda “devrim” ayağıyla yutturulan düzenleme, yüzme bilmeyen bir çocuğu denize atıp, hayatta kalmak ya da yüzebilmek için “boğuş bakalım” demekten başka bir şey değildir.
* * *
Neden biliyor musunuz?
Çünkü, Aliağa-Menderes arasında işletmeye alınan Hızlı Tren ile, otobüs taşımacılığını entegre edecek kararları alanların dünyadan haberleri yok.
Yaşamadan, masa başında, işlerine geldiği gibi uygulama planı yapıyorlar.
Gezmiyorlar...
Dolaşmıyorlar...
İzmirli artık yaz-bozdan sıkıldı...
İşine gidip-gelirken çektiği çileden, işkenceden kusacak hale geldi...
* * *
ESHOT’un, Hızlı Trenle aktarmalı taşımacılıkta başlattığı yeni uygulamanın sıkıntısını bizzat yaşayan bir İzmirli; Sencer Tümer’in gözlemlerini satırına dokunmadan sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben okuyunca utandım...
Ama eminim ki, bazı pişkinler oralı bile olmayacaklardır.
* * *
“Yazınızda Halkapınar İstasyonu yolundan bahsetmişsiniz.
Ancak, Halkapınar İstasyonu içindeki durum hiç dikkatinizi çekmedi mi?
Böyle bir istasyonun yapım kalitesi ve özellikle tren-metro aktarım merdiven ve üst koridorları böyle mi olmalıydı?
Her seferde yüzlerce insanın aktarım yaptığı üst koridor yaklaşık iki metre genişliğinde, dar bir alan. İnsanlar acele ile neredeyse birbirinin üstüne çıkacak gibi oluyor.
Bu alanı büyütmek imkan dahilinde görünüyor, bence biran önce genişletilmeli.
Ayrıca istasyonun genişliği de yetersiz, rüzgara karşı koruması yok.
Oysa Halkapınar, İzmir’in en şık, en geniş ve en güzel istasyonu olmalıydı.
* * *
Bu sisteme, Hızlı Tren deniyor ama, Alsancak İstasyonu’ndan Halkapınar’a 10 dakikada gidiyorsunuz, nedense tren burada oldukça yavaş ilerliyor ve ikide bir duruyor.
Eğer bu hatta bir sorun varsa bu da bir an önce düzeltilmeli.
* * *
Menemen ve Aliağa hattı da açıldı, muhakkak ki güzel birşey.
Ancak bu hattaki Ulukent ve Egekent-2 İstasyonları biteli neredeyse 8-10 yıl oldu ama buralarda Çanakkale Karayolu üzerinden geçmesi gereken yaya üst geçitleri yapılmadı, unutuldu. Vatandaşlar, öğrenciler şehirlerarası karayolunu geçip istasyona varmak zorunda.
Geçen yıllar içinde bu geçitler niye yapılmadı bunu da anlamak mümkün değil.
* * *
Son olarak, tren seferleri dolayısıyle birçok otobüs hattı kaldırıldı, tren aktarmalı seferler konuldu.
Burada da sanırım planlama ve hazırlıklar tam yapılmadan değişime gidildi.
Lütfen gelin, Bostanlı İskelesi’nden 445 nolu Evka-2 otobüsüne binin ve nasıl bir zorlama olduğunu görün.
Bu otobüs Bostanlı İskelesi’nden Çiğli İstasyon altındaki aktarma merkezine gidiyor, oradan Organize Sanayi yolundaki Çiğli Tüneli altında uzun bir bekleyişten sonra, Anadolu Caddesi’ne çıkıp, Karşıyaka yönünde 3.5 km gidip, Çevre Yolu kavşaklarından döndükten sonra, bu kez aksi yönde (Çiğli yönü) yaklaşık 3 km giderek Maltepe’den içeri giriyor ve yoluna devam ediyor.
ESHOT, insanların sabrını ve tahammül derecelerini sınıyor sanki.
Düşünün, son düzenleme ile Evka 2’nin Karşıyaka bağlantısı bu aktarmalarla gerçekleşiyor.
Yaşanmadan anlatılması zor.
Ama ESHOT ve Büyükşehir yetkilileri bu işleri sadece kağıt üzerinde yapıyorlar herhalde!...”