Bu çok tehlikeli bir tırmanış...
Tepişme; kibarcası inatlaşma devam ederse, İzmir külliyen zarar görür.
Bir süredir, İzmir halkının seçtiği başkanın yönettiği Büyükşehir ile, Ankara’nın atamayla görev verdiği bürokratın yetkili olduğu Karayolları Bölge Müdürlüğü arasında ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.
Herkes şunu çok iyi bilmeli.
İzmir’in yönetim erki seçilmişlerindir.
Bu, bugün Kocaoğlu‘dur.
Yarın Hamdi olur, Hüseyin olur, Behçet olur...
İzmir’de “Bu Aziz Bey doğru dürüst bir iş yapmıyor” diyenlere bir çift laf, daha doğrusu bir önerim var.
Böyle düşünenler, lütfen bir taksiye ya da bir otobüse binip Kadifekale’ye çıksınlar.
Sonra da, Aziz Bey iş yapıyor mu, yapmıyor mu?
Karar versinler...
* * *
Kadifekale’yi, Kadifekale gibi yaşayan şanslı İzmirlilerdenim.
“Yalnız adam” demeye dilim
varmıyor.
Çünkü değil...
Olması da mümkün değil...
Daha 30 ay önce, İzmirli onu yüzde 57 oyla seçti, Büyükşehir Belediye Başkanı yaptı.
Koskoca Kocaoğlu dibe vurmadı ya; hem seveni var hem de bir o kadar destekçisi...
* * *
Aziz Kocaoğlu bekliyordu.
Serbest kalan bürokratlar ve yakınları bekliyordu.
Savunma avukatları bekliyordu.
Polis zaten Büyükşehir’e yapılan ikinci dalga operasyonundan sonra serbest bırakılan 26 kişinin ikametgah adreslerini o gün bu gündür “ne olur ne olmaz” diye gözaltında tutuyor, telsizden emir bekliyordu.
Ve beklenen kararı; Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının yaptığı itiraz üzerine önceki gece 8. Ağır Ceza Mahkemesi verdi.
* * *
26 tutuksuz Büyükşehir Belediyesi bürokratından 13’ü hakkında verilen tutuklama kararı, yine temayüllere aykırı olarak, tam 10 saat, sanıklardan, vekillerinden; kısacası herkesten gizlendi.
Karabağlar’da yaşanan olay, tam bir skandal...
Kim olursa olsun; mesleği, cinsi, suçu, hiç kimsenin bir insana, özellikle de bir kadına böylesine vahşice saldırıda bulunmaya hakkı olamaz.
Hele olay yeri bir karakol ise; olayın boyutları daha da vahim.
Polis karakolu, suçlu ya da suçsuz; insan dövme yeri değildir.
Karakol; haksızlığa uğrayan kişilerin sığındığı, suçluların ise yakalanıp, adalete teslim edilinceye kadar tutuldukları yerlerdir.
Kısacası; karakol karakoldur.
Gemi inşaa mühendisi değilim.
Biraz kaptanlılığım var, ama o da amatörlük seviyesinde.
İzmir’de bir gemi ihale krizi yaşanıyor.
Herkes eteğindeki taşı döktü.
Sabırla dinledim, okudum, izledim, iddiaları ciddiye alıp inceledim.
İkisi açık deniz; Karaburun-Foça gibi kıyı ilçelerimiz ile İzmir arasında sefer yapacak, diğer 13 tanesi Körfez’de yolcu taşıyacak olan 15 gemi ihalesinde gelinen son nokta; “yerli mi olsun yabancı mı” tartışması.
Olaya bu gözle bakarsak; olayı çok basite indirgemiş oluruz.
“Olaylar zıvanadan çıktı!...”
Bu söz Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ait.
Ben de aynı görüşteyim...
Peki Aziz Bey’i bu kadar öfkelendiren, bu kadar isyan ettiren olay ne?
Ne yazık ki bir gazetecinin sorduğu sorular.
Bu zat, Başkan’a telefon açıyor.
Körfez taşımacılığında kullanılacak gemiler için açılan ve tartışma konusu yapılan gemi ihalesiyle ilgili bilgi alacak.
Fıkra bu:
Bir gün Zurna çıkmış ortaya;
“Ceeennete giderim, ceeennete giderim” diye seslenmiş.
Bunu duyan Keman; ince gıygıdıy bir ses ile;
“Beniiii de götürün, beniiii de götürün”, demiş...
Oradan davul çıkmış,gayet davudi bir ses ile
“BenDDEE giderim, BenDEE giderim” demiş....