Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Olaylar zıvanadan çıktı!...”
Bu söz Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na ait.
Ben de aynı görüşteyim...
Peki Aziz Bey’i bu kadar öfkelendiren, bu kadar isyan ettiren olay ne?
Ne yazık ki bir gazetecinin sorduğu sorular.
Bu zat, Başkan’a telefon açıyor.
Körfez taşımacılığında kullanılacak gemiler için açılan ve tartışma konusu yapılan gemi ihalesiyle ilgili bilgi alacak.
Gazeteciden gelen garip, yakışıksız iddia ve suçlamalara Başkan elinden geldiğince “kibarca” yanıt vermeye çalışıyor.
Ama o gazeteci sonunda öyle bir yorum yapıyor ki; ipler kopuyor.
Gazetecinin yorumla karışık sorusu şu:
“300 milyon lira tutarındaki bu ihaleyi yerli firmalar alırsa üzülür, yabancılar alırsa herhalde sevinirsiniz!”
Başkan Kocaoğlu, telefonun ucunda “donup” kalıyor...
Ne söyleyeceğini şaşırıyor ve böylesine, densizce soruya şu yanıtı veriyor:
“Ulen sen kimsin ki, benim vatan sevgimi sorguluyorsun...
Ne biçim bir soru bu?
Ben vatan haini miyim?”
* * *
Tahmin edebileceğiniz gibi bu kişi; yandaş olmaya çalışan bir gazeteci.
İyi de; İzmir gibi bir kentte, halkın yüzde 57’sinin oyunu alarak seçilen bir Belediye Başkanı’na böyle bir soru sorulur mu?
Gazeteciliğe yakışır mı?
Meslek etiğiyle bağdaşır mı?
Çünkü; eleştirmek apayrı bir konu.
Eleştirirsiniz.
Ama hiç kimsenin, hiçbir kişiye; onu vatan haini konumunda göstermek gibi bir suçlamayla soru sormaya hakkı olamaz.
Olmamalıdır da...
* * *
Ve Büyükşehir’e yapılan operasyon...
Perde arkası aralandıkça, süreçte izlenen yöntem gün ışığına çıktıkça, gerçekten “zıvanadan çıkaracak” boyutta.
Aziz Kocaoğlu, Kanal 35’te her salı saat 20.30’da; gazeteci arkadaşlarım Erol Yaraş ve Erdal İzgi ile yaptığımız “Haftalık” programının konuğuydu.
Büyükşehir’e karşı 21 Kasım’da yapılan, 44 kişinin gözaltına alındığı ve 11 kişinin tutuklandığı ikinci dalga operasyonla ilgili “skandal” niteliğindeki bir gelişmeyi açıkladı.
Biliyorsunuz ki; özel yetkili savcılar tarafından ikinci operasyon, “bilirkişi raporlarına” dayandırılarak yapıldı.
Kocaoğlu, bu raporları hazırlayan 52 bilirkişiden 8’inin, Maliye Bakanlığı’nın denetim için Büyükşehir’e gönderdiği memurlar olduğunu açıkladı.
Oysa yargıda bilirkişiler bağımsızdır.
Adaletin doğru tecellisi için bu; olmazsa olmaz kuralıdır.
Bilirkişiler memur olamazlar.
Hele hele, denetime gönderildikleri ve rapor yazdıkları bir kurumun, savcılığa ya da mahkemelere intikal etmiş dosyalarıyla ilgili bilirkişilik yapılmaları etik olmadığı gibi yasal olarak da suçtur.
Bağımsız yargıda aynı kişi hem savcı hem de hakim olamaz.
Sonuç:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu iddiaları doğruysa, bu açık ve net bir “Adli Skandal”dır.