Gemi inşaa mühendisi değilim.
Biraz kaptanlılığım var, ama o da amatörlük seviyesinde.
İzmir’de bir gemi ihale krizi yaşanıyor.
Herkes eteğindeki taşı döktü.
Sabırla dinledim, okudum, izledim, iddiaları ciddiye alıp inceledim.
İkisi açık deniz; Karaburun-Foça gibi kıyı ilçelerimiz ile İzmir arasında sefer yapacak, diğer 13 tanesi Körfez’de yolcu taşıyacak olan 15 gemi ihalesinde gelinen son nokta; “yerli mi olsun yabancı mı” tartışması.
Olaya bu gözle bakarsak; olayı çok basite indirgemiş oluruz.
Ötesinde siyaseten herkes çıkar, “ilgili-ilgisiz”, “bilgili-bilgisiz” konuşur.
Şu konuda hiç tereddütüm yok.
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun tercihi, pahalı da olsa; yerli ya da Türk tersanelerinde inşaa edilecek gemilerden yana olur.
İzmir’de meydanlara-sokaklara diktiği çiçeği Bayındır’dan, Ödemiş’ten, Tire’den; hediyelik eşyaları kooperatiflerden; çocuklara dağıtacağı sütü Tire’den; mandalini Seferihisar’dan alan bir Başkanı, kimse durduk yerde 300 milyonluk liralık bir alım için “yabancı firma sevdalısı” olarak suçlayamaz.
Böyle bir yakıştırma yapamaz...
* * *
Ancak;
Başkan Kocaoğlu, gemi alımı ihalesiyle ilgili şartnameyi ve bununla ilgili eleştirileri, önerileri ciddiye alıp, bir kez daha gözden geçirmeli.
Boşuna; “Hatasız kul olmaz” dememişler.
Çünkü hata, kula mahsustur.
Bugünkü ihale şartnamesi, 2007’de o günün koşulları nedeniyle hiç bir şirketin teklif vermemesinin getirdiği hezeyanla hazırlanmış olabilir...
Teknik şartnameye, bu gemilerin Türk tersanelerinde yapımını kolaylaştıracak maddeler eklenebilir. vs...vs...
Büyükşehir Belediyesi’nin gemi alım ihalesi şartnamesine yapılan eleştiriler, önce mesleği gemi mühendisliği olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, ardından da, Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nce yapılmıştır.
Hata yapmamak için, yeniden incelenmesinde fayda vardır.
* * *
Benim bir yurttaş, bir İzmirli olarak itirazlarıma gelirsek;
Küresel kriz nedeniyle şu anda tersanelerimiz boş.
Binlerce mühendisimiz ve işçimiz işsiz.
Ne yazık ki, teknik şartnameye göre İzmir için tercih edilen gemi türlerinin; ihaleyi yerli firma kazansa dahi, Türk tersanelerinde inşaası mümkün değil.
Nedeni de şu:
Büyükşehir’in İzmir Körfezi için tercihi olan katamaran ve karbon kompozit gövdeli teknelerin yapımında en önemli ayrıntı, geminin kalıbı.
Kalıp yapmak hem çok pahalı, hem de yapım süreci oldukça uzun.
Bu nedenle hiç bir yerli-yabancı şirket ve tersane, sadece 15 gemi için, şartnamede yazılı olan teknik özelliklere bakarak İzmir için katamaran gemi kalıbı dökmez.
Hesaplı ve ekonomik olmaz.
Kalkışsa bile 14 ayda istenen niteliklerdeki bir gemiyi yetiştiremez.
O zaman?
İzmir’e alınmak istenen katamaran cinsi yolcu gemilerini inşa eden tabi ki ülkeler ve firmalar var.
Ama hiç biri Türk değil, yabancı.
Yani, Büyükşehir’in gemi ihalesini kim kazanırsa kazansın; ister Türk, ister yabancı, bu gemileri dünyada bir elin parmağını geçmeyen sayıdaki yabancı tersanelerde yaptırmak zorunda.
Oysa seçimimiz tek gövde, yapım malzemesi alimünyum ya da çelik olsa, hem bu gemileri Türk tersanelerinde, Türk mühendis ve işçileriyle yerli olarak yapma, hem de çok daha ucuza mal etme şansımız var.
Son karar, günahıyla-sevabıyla bu kentin seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na aittir.