Karabağlar’da yaşanan olay, tam bir skandal...
Kim olursa olsun; mesleği, cinsi, suçu, hiç kimsenin bir insana, özellikle de bir kadına böylesine vahşice saldırıda bulunmaya hakkı olamaz.
Hele olay yeri bir karakol ise; olayın boyutları daha da vahim.
Polis karakolu, suçlu ya da suçsuz; insan dövme yeri değildir.
Karakol; haksızlığa uğrayan kişilerin sığındığı, suçluların ise yakalanıp, adalete teslim edilinceye kadar tutuldukları yerlerdir.
Kısacası; karakol karakoldur.
Dayakhane asla değildir!...
* * *
Olay neredeyse 6 ay önce olmuş...
Ne yazık ki, genç kadını evire-çevire, saçından başından tutarak yumruklayan, döven, yere düştüğünde üzerine çöken, elleri kelepçeli olmasına karşın, yumruk torbası gibi kullanan iki sivil polisle, tüm bu olup bitenleri, kulağına dayadığı cep telefonu ile konuşarak kayıtsızla izleyen resmi giysili polis memuru, elleri kolları serbest dolaşıyorlar.
“İdari soruşturma açılmışmış!...”
Ne soruşturması bu beyler!
Ya da ne bitmeyen bir soruşturmaymış bu böyle?
Altı ay geçmiş. Altı ayyyyyyy...
Dövülen kadın ve ailesi panik halinde ama dayakçılar, polis olarak yine görevleri başında.
Her ay, düzenli maaşlarını alıyorlar.
Ve İzmir’de Emniyet Müdürü de Valilik de; açılan soruşturma bitinceye kadar, dayakçıları en azından açığa almak gibi bir karar vermiyor.
Veremiyor...
* * *
Yakasından rozetini, belinden silahını, cüzdanından kimliğini almadığınız sürece, savcılık ve mahkeme dosyasına yansıyan hiç bir görgü tanığının ve olayı yaşayanların ifadelerine inanmak mümkün değildir.
Çünkü doğruyu söylemek gibi bir şansları yoktur.
Birahane sahibini düşünün.
Göbeğinden bağlı olduğu semt karakolundan, oranın amirinden, olay gecesi nöbetçi olan memurlardan ve dayakçı polislerden ya da orada yaşananlardan şikayetçi olma gibi bir şansları var mı?
Yok tabii ki!
Ekmek parası bu.
Dövülen bir kadın için kim işyerinin kapatılmasına razı olabilir?
Polisle takışmak ya da başının belaya girmesini ister?
* * *
Bu olay, İzmir için bir yüzkarasıdır.
Kadın konsomatrismiş, bilmem kaç promil alkollüymüş, kaçak çalışıyormuş!
Bunlar polisin, bir insanı dövme gerekçesi ve mazereti olamaz.
Mahkeme süreci daha da trajikomik.
Döven polis, öldüresiye dövülen ise kadın...
Oysa savcı; bu olayın mağduru ve şikayetçi olan kadın için, karakolda dayak atan polislerden tam 3 kat daha fazla ceza istiyor!
“Adaletin bu mu dünya” diyeceğim” ama diyemiyorum...
Çünkü bu da suç...