BUCA Belediye Başkanı Ercan Tatı ile yanılmıyorsam üç kez karşılaştık.
İlki Buca Birlik Otel’de, seçimlerden önceydi.
Masamıza CHP İzmir Milletvekili M. Ali Susam ile tanışmak üzere yanında oğlu ile geldi.
Aday olduktan sonra Esnaf ve Sanatkarlar Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu’yu ziyaretinde ikinci, seçildikten sonra kendisini tebrik için makamına gittiğimizde de üçüncü kez gördüm.
Tatı, Buca’da CHP’yi, çok uzun yıllar sonra yerel yönetimde iktidara taşıyan bir siyasetçi olarak herkes gibi benim için de önemliydi.
Başkan Tatı, başarılı olmalı, olmak zorundaydı.
İlk verdiği izlenim, genç ve vizyon sahibi, özel sektörden gelen bir yönetici olarak da cesur ve atak, işbilir bir kişiydi.
ÇOK tartışıldı, çok da tartışılacak..
Ama başlıyor.
Dokuz gün sonra, 19 Temmuz Pazar gününden itibaren, sigara tiryakileri için sıkıntılı günler başlıyor.
Sıkı bir içici ve sigara tiryakisiyim.
Bırakmam gerektiğini biliyorum, ama beynime bir türlü söz geçiremiyorum. Belki de keyif aldığımdandır..
Doktor arkadaşlar, “Bırak artık şunu” dedikçe, “Yapmayın yahu, bir tek kötü huyum kaldı, o da sigara içmek” diyor ama yutturamıyorum!..
Sigara sağlığa kesin zararlı. Hiç itirazım yok. İçilmemesi, insanların toplu olarak oturdukları, bulundukları kapalı mekanlarda ise hiç içilmemesi şart.
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, kamu kuruluşlarının metro ve yol inşaatları gibi kamu yatırımlarından zarar gören esnafa, destek olmak için Meclis’e bir yasa teklifi verdi.
Ne zaman?
Geçen yıl, yani 2008 yılında..
Önceki gün de, bu teklifinin Meclis gündeme alınması için bir açıklama daha yaptı.
Yeni yasama döneminde alınır mı, alınmaz mı bilemem?
Ama doğru bir yasa önerisi olduğuna hiç şüphe yok.
Susam’ın bu teklifini sadece, İzmir’de bir türlü bitmek bilmeyen ve ne zaman da tamamlanacağı meçhul olan Üçyol-Üçkuyular metro çalışmaları..
İSTENİRSE yapılabileceğini Çeşme’de gördüm. Geçtiğimiz cumartesi akşamı Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’ndaki “final”, belki de aylarca konuşulacak kadar muhteşem, eksiksiz, olağanüstü ve kusursuzdu.
Benzer çok benzer organizasyonları izledim, izliyorum.
İnanın, pek çoğuna gittiğime, gideceğime pişman ayrılıyorum.
Ama deseler ki, 20. Çeşme Festivali ve Uluslararası Şarkı Yarışması yarın aynen tekrar edilecek, soluğu tekrar Açıkhava’nın önünde alırım.
Yemin ederim, kimse tutamaz beni...
* * *
Çeşme Festivali’nin iki önemli ismi var. Biri Erol Yaraş, diğeri Hıncal Uluç...
ZAHMETSİZ iş olur mu?
Zor...
Çekilen zahmetin sonunda rahat edilecekse, sıkıntıya da zahmete de katlanılması gerekir.
Biraz gecikti, uzadı...
Ama az kaldı. Biraz sabır...
En geç 28 Ağustos’ta... 78. İzmir Enternasyonal Fuarı ile birlikte açıldığında büyük bir rahatlık yaşayacağız.
Hepsinden de önemlisi, Kültürpark, artık Alsancak’ın açık otoparkı olmaktan kurtulacak.
FESTİVAL ve uluslararası şarkı yarışması heyecanı ile hareketlenen Çeşme’de krize rağmen bu sezon işler geçen yıla oranla biraz daha iyice...
Festival, önemli oranda katkı sağlamış olsa da ‘pahalılık’ imajı Çeşme’nin en büyük rakibi.
OYSA YOK BÖYLE BİR ŞEY!
Kim ‘Çeşme çok pahalı diyorsa’ ya da Çeşme’yi böyle göstermeye çalışıyorsa, bu ilçeye ve turizmine ‘düşmanlık’ yapıyor demektir.
Kafalarında böyle bir soru işareti olanlara soruyorum; hiç Bodrum’a, Antalya’ya, Kemer’e, Alanya’ya, Fethiye’ye gittiniz mi?
Yok birbirlerinden farkı.
Hatta Çeşme’de, otel, pansiyon, restoran, kafe, çarşı-pazarlardaki fiyatlar Bodrum’dan en az yüzde 40 daha ucuz.
BİR sohbetimizde “Vallahi sen delisin” demiştim...
“Ne diye bu kadar kendini parçalıyor, bu kadar streste sokuyorsun..
Sanki kıymetini mi biliyorlar, kalkıp madalya mı takacaklar” diye de eklemiştim...
Benim için Çeşme Festivali ve Uluslararası Şarkı Yarışması, eşittir Ege TV ve Erol Yaraş’tır.
Yılmadan, bıkmadan, inatla Çeşme’yi “markalaştırma” adına tam 20 yıldır bu dev organizasyonu Ege TV ve Erol Yaraş yürütüyor.
En büyük destekçisi de; İzmir aşığı bir sanayici olan, yaşamı boyunca kentini bir adım öne taşıyacak her türlü projeye dahil olmaktan, hissettiklerini ve düşüncelerini aktarmaktan ve sorumluluklar almaktan hiçbir zaman çekinmeyen Cem Bakioğlu’dur.
Çeşme Festivali Çarşamba günü start aldı.
DÜNKÜ yazımı şöyle noktalamıştım.
“ESHOT söyleyeceğini söyledi.
Şimdi sıra bizde...
Bakalım biz neler söyleyeceğiz?
Devamı yarın bu köşede...” demiştim.
Şimdi bir de beni dinleyin bakalım..
* * *