CHP’nin İzmir’de bilmem nerenin delegesi, Ahmet olmuş, Hasan olmuş...
Beni hiç ilgilendirmiyor?
Ya sizi?
Ama CHP günlerdir, o ilçe başkanı görevden alınmış, yönetime o ekibin adamı girmiş, şu mahalleye bilmem kaç kişi dışarıdan getirilmiş. Naylon delegeymiş, “çakma üyeymiş”, o Baykalcıymış, bu Önder Sav’ın ekibiymiş gibi ayrıntılarla uğraşıyor.
Yetmiyor, kavga da ediyor.
Zaten “Adı çıkmış dokuza, inmez sekize”; imaj hep aynı: “Bunlardan bir şey olmaz!..”
Yalan mı?
NE yağmur, ne su baskını ne de dün sabah kentte yaşanan trafik ve ulaşım rezaleti beni etkilemedi.
Alsancak’tan çıkıp, beş dakikada gazeteme geldim.
Ama diğer arkadaşlarım?
Ya onbinlerce İzmirli?
Her sabahki gibi evlerinden çıkanlar, en erken saat on’u çeyrek geçe, öfke, sinir, stres içinde ofislerine girebildiler.
Güne başlamadan yorulmuş, bitkin bir şekilde işe başlayabildiler.
Başkan Aziz Kocaoğlu kızacak ama; İzmir’i yine su bastı!..
BİRİNCİ Kordon’da “kış yasakları” başladı.
İşyerlerinin, dış mekanlarını brandalarla, naylon örtülerle kapatmaları yasaklandı.
Doğru karar...
Geçen kışı anımsıyorum da; sergilenen rezilliği görmemek, yaşamamak için Kordon’a bile gitmemeye özen gösteriyordum.
Neydi o öyle; İzmir’in en trend semtindeki; tenekeli mahalle görüntüleri...
Ve ne yazık ki, bizim insanımız da, o naylonların içine girip oturuyor, yiyor ve içiyordu...
İzmir’e yakışmıyordu beyler!..
YETMİŞ bir yıl ne de çabuk geçmiş.
Hoş bunun 57 yılında var olsam da, neredeyse tam 50 yıldır her 10 Kasım’da Dokuzu Beş Geçe, nerede olursam olayım, bir asker gibi; dimdik ama başım saygıyla öne eğik, kollarım yanlarda sıkı sıkıya vücuduma yapışmış; saygı duruşumu yaparım.
Hiç aksatmadım...
Aksatmayacağım...
Elim ayağım tuttuğu sürece ve son nefesimi verinceye dek, her 10 Kasım Dokuzu Beş Geçe, seni anmaya devam edeceğim...
* * *
Bu ülkede aynen benim gibi düşünen milyonlarca insan var.
BAYRAKLI Belediye Başkanı Hasan Karabağ, hem cesur hem de, kendisine “Esnaf Dostu” dedirtecek bir karar aldı.
Bayraklı Belediyesi, bundan böyle ilçe sınırları içindeki esnaftan, ruhsat harcı bedeli almayacak.
Başkan Karabağ, bu kararı Belediye Meclisi’nin önceki günkü toplantısında gündeme aldırtarak kesinleştirdi.
Hasan Karabağ, aynı toplantıda “çağımıza uygun” başka bir “ilk” e daha imza attı.
Bayraklı Belediyesi, esnafın işyeri açabilmesi ve çalıştırabilmesi için gerekli belediye ruhsatlarının verilmesinde “adrese teslim” dönemini başlattı.
Bayraklı esnafı artık, ruhsat alabilmek için günlerce belediyenin kapısını aşındırmayacak.
Yeni uygulamaya göre, “Bugün git-yarın gel” yerine, “yerinde teslim” metodu uygulanacak.
YAPILMAK istenen şu:
Çizgi filmlerde insan mı, hayvan mı belli olmayan bir “Kurt Adam” vardır ya...
Meyvemizi, sebzemizi, buğdayımızı, mısırımızı da bu “Kurt Adam” a benzetmek istiyorlar.
Ve bunun adına da Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) deniyor.
Kim yapıyor?
Tarım Bakanı...
Yetkisi var mı?
“SİYASETÇİLERİ genel olarak iki kategoriye ayırırım” diyor.
Söyleyen de yine eski bir bir siyasetçi: İzmirli eski Sağlık Bakanı Rifat Serdaroğlu.
Serdaroğlu’nun kategorilendirdiği siyasetçi tanımlarına bayıldım.
Bir; Oturduğu koltuğa şeref veren siyasetçiler...
İki; Oturduğu koltuktan şeref alan siyasetçiler...
Ekliyor:
Eğer siyasette geldiğiniz yere kendi çabanızla, “tırnaklarınızla, kazıyarak” ulaştıysanız, daha güvenli siyaset yapabilirsiniz.
EVET...
Hayır...
Bilmiyorum...
Yani kararsız...
Kime, “Domuz Gribi Aşısı yaptıracak mısın” diye sorsanız, mutlaka bu üç yanıttan birini duyuyorsonuz.
Başka bir yanıt zaten yok diyeceksiniz ama var.
“Biraz bekleyeceğim, millet aşısını yaptırsın, bir göreyim, ondan sonra karar vereceğim...”